• Sonuç bulunamadı

62 yıl önce ve sonra

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "62 yıl önce ve sonra"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Olaylar ve İnsanlar

HASAN PULUR

h.pulur@milliyet.com.tr

62

yıl önce ve sonra...

K

itabı gece okuyup, bitirdik, sabah ga­ zetede K ültür Ba­ kanı ístem ihan Talay’m sözle­ riyle karşılaştık.

Bakan “H alk ım ızın ç o ­

ğunluğu büyük şairim izin ye­ niden vatandaşlığa alınm ası­ nı arzu etm ektedir” diyor ve

bunun için İçişleri Bakanı’na başvurduğunu bildiriyordu.

Kim bu şair?

Nazım Hikm et...

Devlet doğum unun 100. yı­ lında onun anısına kadirşinas­ lık gösteriyordu.

Ya aynı devlet 62 yıl önce ne yapmıştı?

İşte okuyup bitirdiğimiz ki­ tap, onu anlatıyordu. Emin Ka- raca’nın yazdığı “Sintinenin

D ib in d e”de bunun öyküsü

vardı. (Gendaş Yayınları)

★★★

“SİNTİNE” ne demektir? “Sintine” İtalyanca “senti­ na” kelimesinden türemiş, bir

denizcilik terimidir, “sin tine

bölm esi” veya “ambarı” da

denilen, sintinenin dibi, gemi­ nin deniz yüzeyinin çok altın­ da, havasız, karanlık bir yerdir.

1938 yılında, bir avuç komü­ nist, Nazım Hikm et, Kemal

Tabir, Hikm et Kıvılcımlı, Ke­ rim Korcan, denizci astsubay

ve bir grup er “Donanm a as­

kerini isyana tahrik ve teşvik etm ek” iddiasıyla yakalanıp “Yavuz” ve “Erkin” savaş ge­

m ilerinin sintinesinin dibine indirilip kapatıldılar.

Nazım Hikmet, yıllar sonra bunu şöyle anlatır:

“Dem ir bir kapıyı açtılar, ittiler karanlığa... Kapıyı ka­ padılar, sintine ambarı...”

★ ★ ★

SUÇ delilleri, tutuklananla- rın okudukları kitaplardır, bu kitaplar gönderilerek, okutula­ rak, Donanma isyana teşvik e- dilmek istenmiştir.

Emin Karaca’mn kitabında bunlarla ilgili çok ilginç bir bö­ lüm var, sanıklar, suç delili ki­

tapların zararlı olup olmadığı­ nı, Adalet B akanlığından so­ rulmasını isterler, Bakanlık’tan cevap gelir:

“Listede isim leri yazılı o- lanlar, her Türk vatandaşı­ nın okum ası için neşredilm iş kitaplardır.”

Avukatlar, ortada bir suç ol­ madığını, davanın düşmesi ge­ rektiğini söylerler. Savcı karşı çıkar:

“Biz bu davada, delil ara­ yacak kadar saf değiliz; bun­ lar bugün bir şey yapmamış­ larsa, yarın yapacaklardır.”

Avukatlardan biri bu eşsiz m antık (!) üzerine şöyle der:

“O halde şoför ve pilotları da mahkum etm eliyiz. Bugün kaza yapmadılarsa, yarın ka­ za yapmaları muhtemeldir.”

★ ★ ★

MAHKEME biter, Nazım Hikmet 20 yıl hapse mahkum olur, daha önce Harp Okulu öğ­ rencilerini ve askeri isyana teş­ vikten 15 yıla m ahkum olan Nazım H ikm et’in iki cezası bir­ leştirilir, 28 yıl hapis yatacaktır. 1950’den sonra, af kanunuy­ la dışarı çıkan Nazım Hikmet, öldürüleceğini anlayarak Refik

Erduran’ın kullandığı sürat

teknesiyle yurtdışm a kaçar, Moskova’ya gider.

Dem okrat Partili hüküm e­ tin kararıyla vatandaşlıktan çı­ karılır, Moskova’da memleket özlemiyle ölür.

★ ★★

HALK “Devletin işine akıl

ermez!” der...

Haksız mı?

62 yıl önce “sintinenin di­

bine” kapat, 62 yıl sonra baş

tacı et!

Doğruyu bulmak için, 62 yıl beklemek, ayıp değil mi?

Ya o zulüm!

DİPNOTU:

Mesut Yılmaz’ın son konuş­ masını dört dörtlük bulanlar var!

Bir de söylediklerine, insanları inandırabilse!

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Tablo 8: "Türk iĢletmeleri yabancı sözcük içeren marka adını dıĢ pazara açılırken tercih etmemelidir." Fikrine Katılma Düzeyi Türk işletmeleri yabancı sözcük içeren

Kassing ve Avtgis [11], içsel kontrol odağına sahip çalışanların orta derece ya da dışsal kontrol odağına sahip çalışanlardan daha fazla açık muhalefet

İnsanlığın başlangıcından bugüne değişime uğrayan doğada görülen farklılıklar, değişen toplumsal değerler ve doğa insan ilişkisi ve sanat- sal

Ahmet Emin Yalman, bu başyazısında benim için çok övücü sözler söylüyor ve mutlaka affedilmeme ge­ rektiğini büyük bir içtenlik­ le savunuyordu.. Bir hoş

Durum böyleyken nedense bazı sanatçıları­ mız ve sanat çevresinin içinde bulunan kişiler çağdaş yapıtların sergileneceği modern müzenin ardına

ikinci Sultan Mahmudun ilk padişahlık yıllarında, gözde bendelerinden Berberbaşı Ali Ağaya, temlik edilmeyerek sadece yazlık ola­ rak ihsan edilmişti ve iki

zen Âşık, bazen Şatıroğlu, bazen de Veysel efendi diye çağırırlar, nedense kimse Veysel bey de­ mez,.. Veysel’in Sivrialandakl adı İsa Veysel Emmi, ama

Sabık serasker ve Tophanei âmire müşiri Ali Saip paşanın hafidi ve Sa­ di paşanın ikinci oğlu Osman bey, etrafa bambaşkalık, yepyenilik olsun diye