• Sonuç bulunamadı

Edebiyat tarihimize tutulan ışık:Cevdet Kudret'e mektuplar

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Edebiyat tarihimize tutulan ışık:Cevdet Kudret'e mektuplar"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

•cw

kam

“Cevdet Kudret’e Mektuplar”

yazarın esi İhsan Kudret ve

Dr. Handan İnci tarafından

hazırlanmış ve yaşamının

çeşitli dönemlerinde kimi

zaman tiyatro yazarlığı, kimi

zaman romancılığı, kimi

zaman da araştırmacılığıyla

öne çıkmış olan Cevdet

Kudret’e 1928-1990 yılları

arasında yazılan mektupların

160 tanesini bir araya

getirmiş.

BAKİ ASİLTÜRK*

1

990 sonrasında Türk yayın hayatın­ da anı ve özellikle de mektup kitap­ larının geniş yer tuttuğunu görüyo­ ruz. Gerek belli dönemlerin aydınlatılma­ sına duyulan gereksinim gerekse ya- km/uzak geçmişte ölmüş olan edebiyatçı­ ların diğer edebiyatçılarla yazışmalarının gün yüzüne çıkarılması gerektiği düşün­ cesi bu yayınlara hareketlilik kazandır­ mıştır. İyi de olmuştur! Öteden beri yakı­ nır dururuz, mektup edebiyatımız zayıftır diye... Sanırım şu son birkaç yıldaki ya­ yınlar bu zayıflığı bir parça da olsa gider­ miş durumda.

1990’larda çıkan mektup kitaplarının ilk akla gelenleri arasında Mehmet Kap- lan’ın Ali’ve Mektuplar’ı (1992), Tanpı- nar’m Mektupları (1992, 2. bası) Ataol Behramoğlu ile ismet Özel’in karşılıklı Genç Bir Şairden Genç Bir Şaire Mek- tuplar'ı (1995), Bedrettin Tuncel’e Mek­ tuplar (1995), Abdülhak Hâmid’in Mek­ tupları (1995), iki Gözüm, Aziz Karde­ şim, Efendim (izzet Melih D evrim ’e Mektuplar) (1995)...

Ve Cevdet Kudret’e Mektuplar (1995). Yazarın eşi Ihsan Kudret ve Dr. Handan inci tarafından hazırlanan ve hayatının çeşitli dönemlerinde kimi zaman tiyatro yazarlığı, kimi zaman romancılığı, kimi zaman da araştırmacılığıyla öne çıkmış olan Cevdet Kudret’e 1928-1990 yılları arasında yazılan mektupların 160 tanesini bir araya getiren bu kitap, kanımca, mek­ tup edebiyatımıza büyük katkı sağlaya­ caktır. Kimlerden mektup yok ki kitapta; Abdülhak Şinasi Hisardan Ziya Osman Saba’ya, Niyazi Berkes’ten Yaşar Nabi Nayır’a, Oktay Rifat’tan Behçet Necati- gil’e kadar pek çok yazar, şair, araştırmacı ile yazışmış Cevdet Kudret. Hatta Yahya Kemal’le Halit Ziya’nın da birer mektubu yer alıyor kitapta.

Edebiyatımızın yakın tarihi

Sayı bakımından ele alındığında en çök m ektubu Pertev Naili Boratav, Niyazi Berkes, Aziz Nesin, Abdülhak Şinasi Hi­ sar, Melih Cevdet Anday ve Yaşar Nabi Nayır’ın göndermiş olduğu görülüyor.

M ektupların geneline baktığımız za­ man bunların birçoğunun, edebiyatımızın yakın tarihindeki pek çok meseleyi aydın­ latıcı özellikte olduğunu görüyoruz. Bil­ hassa A.Ş. Hisar, N. Berkes ve P.N. Bora- tav’ın mektupları çeşitli edebiyat tartış­ malarına, araştırma çalışmalarına yeniden bakmamızı gerektirecek ayrıntılı

gönder-Edebiyat tarihimize tutulan bir ışık

Cevdet Kudret'e

Mektuplar

melerle dolu. Hüsamettin Bo- zok, Yaşar Nabi, Memet Fuat ve Atilla Ilhan’ın mektupların­ da ise daha çok dergi çalışma­ ları ve yayıncılık faaliyetleri söz konusu edilmiş. Niyazi Ber- kes’in 20 Ekim 1958’de H in­ distan’dan yolladığı on bir say­ falık m ektup ise In g iltere, Fransa, İsviçre, Almanya, Yu­ goslavya ve özellikle de H in­ distan hakkında izlenimlerle do­ lu bir seyahat yazısı karakteri taşıyor.

Mektuplarda Cevdet Kudret’in Havada Bulut Yok (ilk baskısı 1958) romanı sık sık söz konusu edilmiştir. Aziz Nesin 9

Aralık 1957 tarihli mektubun­ da (s. 93) romanın yayımlan­ masıyla ilgili ön çalışmaları an­ latırken Niyazi Berkes Havada Bulut Yok’la ilgili olarak “Ev­ vela romanından bahsedeyim. Birkaç gün evvel bitirdim, da­ ha doğrusu bir gün içinde. Çünkü bir defa başlayınca bir türlü bırakamadım. Gece yarı­ sından sonra bitirdim. Varol, sağol. Seni tebrik ederim de­ mek pek yavan ve hafif kaçacak. Bu eser Sınıf Arkadaşları ndan kat kat daha ileri gitmiş. Bu eser bizim neslimizin romanı.' içinde adeta kendi hayatımı okudum ”

fs.84) değerlendirmesini yapar. Pertev Naili Boratav’ın değerlendirmesi de buna çok yakındır; “Romanını Bir solukta oku­ dum. Sade bahsettiğin yerlerinde değil, pek çok yerlerinde kendi maceralarımı yaşadım: Benim, senin ve birçok dostların hayatından bir yaprak...” (s. 115)

Mektup sahibi yazarların yer yer kendi çalışmalarından söz ettiklerini de görüyo­ ruz. Talip Apaydın 14 Haziran 1967 tari­ hinde Almanya’dan yazdığı m ektupta “Yoz Duvar adlı romanımı tekrar elden geçirdim, yayınlanması için Bilgi Kitabe- vi’ne sunuyorum. Bu haliyle beğendiğimi ve çok güvendiğimi söyleyebilirim. Çiftçi ve çoban milletin hiç işlenmemiş, bilin­ meyen bir konusunu, çobanların hikâye­ sini, kırları, davarları, köpekleri... Çoban kavgalarını... in an a inana yazdım ” (s. 1616) diyerek kendi romanı hakkında bir özeleştiri yaparken Azra Erhat da 30 Ağustos 1967 tarihli mektubunda Home- rus destanları üzerindeki çeviri çalışmala­ rından bahseder; “Şu ara Odysseia’ya verdim kendimi, bu kışı ona ayırmak isti­ yorum. Bu sefer Ilyada’dan bambaşka bir sunma tarzı düşünüyorum, bol notlu, ko- manterli, açıklamalı, böyle nereye eserse, bir çeşit mavi yolculuk gibi. Aklımdan ye­ ni yeni şeyler de geçmiyor değil: Hani dü­ şünün bir Odysseia çevirisi ki sağ sayfa­ larda metni versin, sol sayfada notlar, re­ simler, düşünceler, efsaneler...” (s.187)

"M e ş 'a le " dergisinin tanıtılması

Cevdet Kudret’e İbrahim Tatarlı ve Gi­ acomo E. Carretto tarafından gönderilen mektuplarda da önemli meselelerin gün­ deme getirildiğini görüyoruz.

Tatarlı, 60’lı ve 70’li yıllarda Sofya’dan yolladığı mektuplarda Türk edebiyatının çeviriler vasıtasıyla Bulgaristan’da tanıtıl­ ması etkinliklerinden söz ederken Giaco­ mo E. C arretto da 70 ’li yıllarda Ro- ma’dan gönderdiği m ektuplarda Türk edebiyatının, “Meş’ale” dergisi çerçeve­ sinde, İtalya’da tanıtılması hususunda bil­ giler vermektedir.

Mektuplar tek tek okunup incelendi­ ğinde şüphesiz birçoğunda dikkat çekici önemli noktalar olduğu görülecektir. Bir bakımdan, Cevdet Kudret’e Mektuplar’ın değerli bir kitap olduğuna inanıyorum. Fakat kitapta eksikliğini hissettiğim bir iki noktaya değinmeden geçemeyeceğim. Kanımca kitabın sonundaki sözlüğe ge­ rek yoktu. Bunun yerine özel adlar indek­ si konulsa çok daha iyi olurdu. Çünkü ki­ tapta Nahit Sırrı’dan Reşat Nuri’ye, Faik R eşit’ten Vasfi M ahir’e , ‘Sabahattin Ali den Doğan Hızlan’a.. pek çok “gön­ derm e” var ve bunları okuyucunun ilk bakışta tespit etmesi mümkün değil. Ko­ nulacak bir indeks bu problemi ortadan kaldırabilirdi. Ayrıca, dipnotların yeterli olduğunu söylemek de zor.

Bu eksiklerine karşın Cevdet Kudret’e Mektuplar’ın önemli bir başvuru kaynağı olduğuna inanıyorum. Zaten bu tip kitap­ lar sonraki yıllarda yapılacak araştırmala­ ra, edebiyat çalışmalarına kaynak olabil­ diği ölçüde değerli değil midir? ■

C evdet K u d ret’e M e k tu p la r/F te .. İh­ san Kudrct-Handan inci/ Ümit Yayıncılık/ Ankara 1995, 279 s.

(*) Marmara Üniversitesi, Fen-Edebi- yat Fakültesi Yeni Türk Edebiyatı Araş­ tırma Görevlisi.

S A Y F A 1 7

Taha Toros Arşivi C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 2 9 1

Referanslar

Benzer Belgeler

gibi korkuyu yaşamayan daha doğrusu yaşaya- mayan hastalar üzerinde yapılacak çalışmalarla bu hastaların beyinlerinde ve zihinlerinde neler olup bittiğinin

Sonuç olarak; tüberküloz tedavisi s›ras›nda ortaya ç›kan uyumsuzlu¤u hastan›n kendi- sinin yorumlad›¤› bu anket çal›flmas›nda; tedavi ile yak›nmalar›n azalmas›

Bir ülkede, ülke vatandaşları tarafından gerçekleştirilen üretim seviyesine GSMH (Gayri Safi Milli Hasıla) denmektedir (Bocutoğlu, 2009, s. 62) ve turizmin

M açka Mezat A.Ş.’nin Hyatt Regency Oteli Bi­ zans Efes Salonu’nda gerçekleştirdiği ve 229 parçanın satışa sunulduğu müzayedede, Osman Hamdi Bey’in eşi “Naile

Bundan sonra Ankara Lisesi Edebiyat öğretmeni ola­ rak orada çıkan «Yenigün» de yazılar yazan ve Atatürk ile A- dana seyahatinde bulunarak bu yolculukları on

寫下臺灣高等教育發展新頁。【圖:4 校校方代表致贈感謝旗予各校校友總會理事 長】

Çalışmamızda yeme bağımlılığı ile aşırı yeme isteği uyandırdığı için ve/veya aşırı yemekten dolayı sorun yaşanan yiyecekler arasındaki ki kare

Ulvi Cemal Erkin hemen bütün eserlerinde Türk mü- ziğinin ritm ve melodilerin­ den yararlanmış ve böylece dünya sanat müziğine yeni katkılarda bulunarak