ORGANİZASYON SEKRETERYASI
Serenas Uluslararası Turizm Kongre Organizasyon A.Ş.
Hilal Mh. Cezayir Cd. No:13, 06550 Yıldız, Çankaya / ANKARA
BİLİMSEL SEKRETERYA
Prof. Dr Erbil Doğan
erbildogan@icloud.com
Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi, Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı, İzmir
Prof. Dr. Barış Ata
barisata@hotmail.com
TSRM 2018 - Ulusal Üreme Sağlığı ve İnfertilite Kongresi
İÇİNDEKİLER
KONUŞMA ÖZETLERI ... 5
Komplike Hastalarda Kontrasepsiyon ... 6
Koray Elter
Erken Ergenlik ve Gereksiz Tedaviden Kaçınmak ... 7
Şükrü Hatun
Puberte ve Menstruasyonu Etkileyen Faktörler ... 9
Orhan Derman
Gebelik ve Myomlar ... 10
Arda LEMBET
İntramural Myomlar ve Fertilite ... 11
Mete Işıkoğlu
Açıklanamayan İnfertilitede Yönetim ... 12
Cihangir Mutlu Ercan
İntrauterin inseminasyonda(IUI) Ovulasyon İndüksiyonu ... 13
Lale Kılıç
Endometriozis Over Rezervine Zarar Veriyor mu? ... 14
Işıl Kasapoğlu
YÜT’de Bireyselleştirilmiş Ovaryan Stimülasyon ... 15
Ali Yavuzcan
ART Döngülerinde hCG Aktivitesi ile LH Aktivitesinin Karşılaştırılması ... 16
Peter Platteau
hCG Activity vs LH Activity in ART Cycles... 17
Peter Platteau
Contemporary Approaches to ART Stimulation ... 18
Basil C. Tarlatzıs
How to do a Research Study ... 19
Basil C. Tarlatzıs
POI and Poor Responders ... 20
Basil C. Tarlatzıs
What is the Preferred Protocol in PCOS Women Undergoing Ovarian Stimulation for IVF?... 21
Basil C. Tarlatzıs
Immunology and assisted reproduction TSRM Conference, Antalya 2018 ... 22
Richard Kennedy
Towards an Ovarian Hyperstimulation Syndrome (OHSS) Free Service ... 23
Richard Kennedy
Adjuvant Treatments and the Evidence for use in ART ... 25
Richard Kennedy
TSRM 2018 - Ulusal Üreme Sağlığı ve İnfertilite Kongresi
İÇİNDEKİLER
Menopozal Kadınlarda Tarama ... 29
M. Coşkun Salman
EndometrIoma Surgery and OvarIan Reserve ... 30
Ludovico Muzii
Novel Methods for Sperm Selection, are they Superior to Morphology? ... 31
Thomas Ebner
Over Dokusu Kriyoprezervasyonu- Yavaş Dondurma mı Vitrifikasyon mu? ... 32
Sinan Özkavukcu
Kalıtsal Meme-Overkanseri Taraması ve Proflaktik
Salpenjektomi Endikasyonları ... 33
Hüsnü Çelik
Endometrial Kalınlığa Hak Ettiğinden Fazla mı Değer Veriliyor? ... 34
Meriç Karacan
Pelvik Taban ve İnfertilite ... 35
A. Akın Sivaslıoğlu
Uterusun Kemoterapi ve Radyoterapiye Bağlı Hasardan Korunması ... 36
Volkan Turan
Ovulasyonun Değerlendirilmesi ... 37
Derya Akdağ Cırık
Geçmişten Günümüze İnfertilite Tedavisi ve Geleceği ... 38
Batu Aydınuraz
İnfertilite Tanı ve Tedavi Sürecinde Kullanılan Ölçekler ... 39
Tülay Yılmaz
İnfertil Çiftlerde Vaka Yönetimi ve Hemşirelik Yaklaşımı... 41
Elif Korkmaz
Web Tabanlı Fertilite Destek Programı ... 42
Merlinda Aluş Tokat
ART Uygulamalarında Follikül Senkronizasyonu ... 43
Ramazan Mercan
Embryo Transferinde Mükemmel Nasıl Yakalanır ... 44
Ali Sami Gürbüz
Kültür Kabında Embriyogenez: Yaşamı Anlamak İçin Kök Hücrelerden Yaşam Oluşturmak ... 45
TSRM 2018 - Ulusal Üreme Sağlığı ve İnfertilite Kongresi
İÇİNDEKİLER
DNA Damage in Spermatozoa: Why don’t the Facts Fit the Theory? ... 51
Denny Sakkas
Prekonsepsiyonel Genetik Taramada Tartışmalı Konular ... 52
Evrim Ünsal
İnsan Gamet ve Embriyolarında DNA Tamiri: Güncel Bilgiler ... 53
Necati Fındıklı
Vitrifikasyon ve Ötesi: Gamet ve Embryo Kriyoprezervasyonunda Sırada Ne Var? ... 54
Enver Kerem Dirican
Gamet & Embriyo Prezervasyonu: Etik ve Kanuni Yönleri ... 55
Tülay İrez
COS Prorokolünde Değişiklik - RIF Hastakarında Etkili midir? ... 56
Batuhan Özmen
IUI için Semen Hazırlığı ... 57
Elvan Koyun
YÜT’DE Luteal Faz Desteği ... 58
Güvenç Karlıkaya
Varikosel Ne Zaman Tedavi Edelim? ... 59
Serkan Akdemir
Yardımcı Üreme Tekniklerinde Sperm Seçimi ... 60
Seda Doğan
Opu İşleminde Hemşirenin Rolü, Sistem Ve Ekipmanlar ... 61
Aysun Ellialtıoğlu
Fertiliteyi Artırmada Fertilite Yogası ve Fertilite Masajı ... 62
Sevcan Fata
Jinekolojik Kanserlerde Fertilite Koruma Stratejileri ... 63
Sefa Kurt
İnfertilite Sürecinde Stresle Başetme Yöntemleri ... 64
Sevim Buzlu
Yoga ve Fertilite ... 65
Gülay Rathfisch
İnfertilite ve Homeopati ... 66
Gülay Rathfisch
2018’de IUI İçin Hala Endikasyon Var mı? ... 67
Berna Seçkin
Hipogonadotropik Hipogonadizmde Ovulasyon İndüksiyonu ... 69
Gökalp Öner
Konuşma
Özetleri
H
ipertansiyon: Sigara kullanmayan, başka sağlık
problemi olmayan ve tansiyonu medikasyon ile
regüle olan 35 yaşın altındaki kadınlarda düşük
doz oral kontraseptif kullanılabilir. Düşük doz östrojen
içeren preperatları önerilmektedir.
Gebeliğe bağlı hipertansiyon: Postpartum
dönem-de tansiyon normale döner dönmez bu hastalar oral
kont-raseptifleri kullanabilir.
Diyabetes mellitus: Ek sağlık sorunu olmayan
(özel-likle diyabetik vasküler komplikasyonlar) ve sigara içmeyen
35 yaşın altındaki diyabetik kadınlar oral kontrasepsiyon
kullanabilirler. Diyabetik ve vasküler hastalığı veya majör
kardiyovasküler risk faktörleri olan kadınlar farmakolojik
dozda eksojen östrojen kullanımından kaçınmalıdır.
Epileptik bozukluklar: Oral kontraseptifler epilepsiyi
alevlendirmezler ve bazı kadınlarda nöbet kontrolünde
iyi-leşme olduğu görülmüştür. Bu hastalarda antiepileptiklerin
karaciğer metabolizmasına etkisi nedeniyle doz ayarlaması
yapılmalıdır. Bu hastalara antiepileptik ilaç
mekanizma-larından etkilenmeyen RİA, levonorgestel salınımlı RİA,
progestinler, bariyer metodlar ve sterilizasyon önerilebilir.
Safra kesesi hastalıkları: Oral kontrasepsiyon safra
kesesi taşı olan veya safra kesesi hastalığı öyküsü olan
has-talarda semptomatik ataklara sebep olabilir. Bu hashas-talarda
dikkatli kullanılmalıdır veya hiç kullanılmamalıdır.
Mitral kapak prolapsusu: Sigara içmeyen
asempto-matik hastalarda oral kontraseptif kullanımı sınırlıdır. Atrial
fibrilasyon, migren veya pıhtılaşma faktörü anormallikleri
olan hastalarda sadece progestin içeren preperatlar veya
RİA (mitral regurjitasyon varsa antibiyotik proflaksisi ile
takılmalıdır) önerilmelidir.
Sistemik lupus eritematozus: Oral kontrasepsiyon
SLE’yi ve lupus ile ilişkili vasküler hastalığı alevlendirebilir.
KOMPLİKE HASTALARDA KONTRASEPSİYON
Koray ELTER
Trigliserid seviyesi 750 mg/dl üzerindeyse östrojenin neden
olabileceği pankreatit riskinden dolayı kesin
kontrendikas-yon vardır.
Sigara: 35 yaş üzeri sigara kullanan hastalarda,
kom-bine preparatlar için kesin kontrendikasyon vardır. 35 yaş
altındaki ağır sigara içicilerinde relatif kontrendikasyon
var-dır. Yaştan bağımsız sigara içicisi kadınlarda 20-µg estrojen
içeren formülasyonlar daha iyi bir seçenektir.
Hepatik hastalık: Karaciğer fonksiyon testleri normal
ise oral kontrasepsiyon kullanılabilir.
Hemorajik bozukluklar: Hemorajik hastalığı olan veya
antikoagülan kullanan hastalar oral kombine kontrasepsiyon
kullanabilir. Ancak antikoagülan kullanımı geçmiş
tromboem-bolik olaya bağlı ise bu konuda güvenilir kanıtlar yoktur.
Obezite: Sağlık problemi olmayan obez kadınlar oral
kombine kontraseptif kullanabilirler. Tromboembolizm
ris-kinden dolayı kilolu ve yaşlı kadınlarda sadece progestin
içeren metodlar daha iyi bir seçenektir. Ayrıca kilolu
hasta-larda kontrasepsiyon başarısızlıkları yaşanabilir.
Benign meme hastalığı: Benign meme hastalıkları oral
kombine kontrasepsiyon için kontrendikasyon oluşturmaz.
Konjenital kalp hastalığı veya valvüler kalp
has-talığı: Trombozu arttıran durum veya kardiyak rezervin
sınırda olduğu hastalarda oral kombşne kontrasepsiyon
kontrendikedir.
Depresyon: Düşük doz oral kontraseptiflerin minimal
etkisi vardır.
Polikistik overler ve insülin direnci: Eski yüksek
doz oral kontraseptifler insülin direncini arttırmaktaydı
an-cak düşük doz oral kontraseptiflerin minimal etkisi vardır.
Anovulatuar, hiperandrojenik, hiperinsülinemik kadınlarda
kullanımı destekleyen çalışmalar vardır.
E
rken ergenlik, günümüzün “popüler” sağlık
konu-larından biridir ve bir çok aile (özellikle büyük
kentlerde ama giderek ülkemizin her yerinde), çoğu
(sosyal?) medya kaynaklı ama abartılı ifadelerle konuşan,
içlerinde çocuk endokrinologlarının da olduğu, değişik
uzmanlık alanlarından hekimlerin de katkıda bulunduğu
bir etkileşim sonucunda kızlarını erken meme gelişimi
ya da erken tüylenme gibi yakınmalarla hekimlere
ge-tirmeye devam etmektedir. Ülkemizde satılan ilaçların
ayrıntılı dökümünü alabildiğimiz Intercontinental Marketing
Services Health” (IMS Health) veri tabanından elde edilen
bilgilere göre, ülkemizde satılan ergenlik durdurucu ilaç
kutu sayısı 2014’den 2017’ ye 104.556 kutudan 152.938
kutuya çıkmış; yani yaklaşık %50 bir artış söz
konu-sudur. Eğer bir salgınla karşı karşıya değilsek, hiçbir
hastalığın sıklığında 3 yılda bu şekilde %50 bir artış olması
mümkün değildir; dolayısıyla bu artış tamamen, çok
sayı-da ailenin endişe ile çocuklarını hekimlere taşıması kasayı-dar
ergenlikle ilgili normal sınırlardaki farklılıkların “ hastalık”
olarak değerlendirilmesinden ve hala ergenlik durdurucu
ilaçların boy üzerinde olumlu bir etkisi olabileceği
beklen-tisinden kaynaklanmaktadır.
Öte yandan ise bu yıl içinde birisi ülkemizden Prof. Dr.
Abdullah Bereket’inki olmak üzere, üç tane birbirini
destek-leyen ve özellikle ABD’den yayınlananlarda olduğu gibi 8
yaşından sonra kesin bir şekilde boy kazanımı gerekçesi ile
tedavi başlamanın gereksiz olduğunu söyleyen makaleler
yayınlanmıştır.
1. Ergenlik ile ergenlik öncesi dönem arasında kesin ve
açık bir sınır çizmek mümkün değildir; bunun nedeni
ergenliğe girişin kademeli (derece derece) olması ve
bireysel değişkenlik göstermesidir.
2. Erken ergenlik nedeniyle başvuran vakaların büyük
kısmı normalin varyantı ya da yavaş ilerleyici erken
ergenlik vakalarıdır. Bunların nihai boyları genel
ola-rak olumsuz etkilenmemektedir. Yavaş ilerleyici erken
ergenlik vakalarındaki mekanizma bilinmemektedir.
Bunların ergenlik bulguları vardır ama hormonal
sis-temleri aktive değildir.
3. Ne yazık ki bir çok ülkede tedavi başlanan vakaların
büyük kısmını ‘normal erken ergenlik’ vakaları
oluştur-ERKEN ERGENLİK VE GEREKSİZ TEDAVİDEN
KAÇINMAK
Prof. Dr. Şükrü HATUN
Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi, İstanbul
4. Genel olarak 8 yaşından sonra boy endişesi ile tedavi
başlanması önerilmemektedir; çünkü bu yaştan sonra
tedavi başlanan vakalarda bir boy kazanımı
olma-maktadır. Düşük doğum ağırlığı ile doğan ve erken
ergenliği olan vakalarda hızlı ilerleme olabildiğinden
bu vakaların ayrıca değerlendirilmesi gerekir.
5. Nihai boyun etkilendiği vakalar 3-6 yaş arasındaki
erken ergenlik vakalarıdır. Eski yıllardaki nihai boyun
belirgin ölçüde olumsuz etkilendiğini (erkeklerde 20
cm, kızlarda 12 cm kısa olunması) gösteren seriler çok
erken başlangıçlı vakaları içermektedir. Bu nedenle bu
verilere bakarak boyla ilgili kötümser tablo çizmek
doğ-ru değildir.
6. Benzer şekilde tahmini boy hesaplarını önceleyerek
tedavi karar vermek doğru değildir. Kemik yaşının
ileri olması her zaman boyun kısa kalacağı anlamına
gelmemektedir ve tahmini boy hesapları çoğu zaman
yanıltıcı olabilmektedir.
7. Ailelerin temel endişelerinden birisi erken adet görme
riskidir ama erken başlangıçlı ergenlik vakalarında
adet görme zamanının tahmin etmemizi sağlayacak
kesin bir yöntem yoktur. Genel olarak bu vakalarda
ilk bulgular ile adet arasındaki süre normale göre daha
uzundur; yani adet görme zamanı genel olarak erkene
kaymamaktadır.
8. Adet görür görmez büyümenin “frene basılmış gibi”
duracağını varsaymak doğru değildir. 10 yaş civarında
adet gören kızlarda , normal yaşlarda adet gören
kız-lara göre ergenlikteki boy kazanımının daha büyük bir
kısmı adet sonrasına sarkabilmektedir. Genel olarak
adet sonrasında boy uzaması 3-9 cm kadardır (erken
adet görenlerde 6-9 cm olabilir).
9. 10 yaş civarında adet görmenin çocuklarda
anksiyete-ye (kaygı bozukluğu) yol açtığını gösteren anksiyete-yeterli veri
yoktur; gözlemler çocuklardan çok, ailelerin kaygılı
ol-duğunu göstermektedir. 8 yaş civarında meme gelişimi
başlayan kızların büyük çoğunluğunda 2,4-3 yıl sonra
adet başlamaktadır ki, bu genellikle 10 yaş sonrasında
adet göreceği anlamına gelmektedir.
10. Benzer şekilde erken ergenliğin çocuklarda aynı
yaş-taki akranlarına göre bilişsel ve psikolojik sorunlar
TSRM 2018 - Ulusal Üreme Sağlığı ve İnfertilite Kongresi
sınırlılıklara sahiptir. Önemli bir sorun görünmüyor
demek daha doğrudur.
12. Genel olarak ilk vizitte tanı koymak/tedavi başlamak
yerine 3-6 ay sonraki ilerlemeye göre karar vermek
en doğru tutumdur. Tedavi başlaması önerilen
vaka-larda ikinci bir görüş alarak karar vermek daha doğru
olabilir.
13. Son yıllarda bir neden bulunamayan erken ergenlik
vakalarının bir kısmında ergenlikle ilgili bazı genlerde
mutasyon olduğu gösterilmiştir. Ailede erken ergenlik
olan vakalarda genetik inceleme yapılmalıdır.
14. Prematür pubarş (erken genital tüylenme) aslında
erken puberte ayırıcı tanısında yer alması gereken bir
konu değildir. Böbrek üstü bezlerinden fazla erkeklik
hormonu salgılanması ile ilgili hastalıkları öncelikle
araştırmak gereklidir.
15. Tedavi için optimal sonlandırma yaşı 11 yaştır ; genel
olarak tedavi sonlandırıldıktan ortalama 16 ay sonra
menarş olmaktadır. Son yıllarda ise tedavinin 10 yaş
civarında da sonlandırılabileceği tartışılmaktadır.
16. Erken puberte vakalarında boy daha iyi olsun diye
büyüme hormonu, aromataz inhibitörü veya
oxand-rolone kullanımı için tatmin edici veriler yoktur.
Kaynaklar
1. Aguirre RS, Eugster EA. Central precocious puberty: From
genetics to treatment. Best Pract Res Clin Endocrinol Metab. 2018 Aug;32(4):343-354. doi: 10.1016/j.beem.2018.05.008. Epub 2018 May 26. Review.
2. Bereket A. A Critical Appraisal of the Effect of Gonadotropin-Releasing Hormon Analog Treatment on Adult Height of Girls with Central Precocious Puberty. J Clin Res Pediatr Endocrinol. 2017 Dec 30;9(Suppl 2):33-48. doi: 10.4274/ jcrpe.2017.S004. Epub 2017 Dec 27. Review
3. Kaplowitz PB, Backeljauw PF, Allen DB. Toward More Targeted and Cost-Effective Gonadotropin-Releasing Hormone Analog Treatment in Girls with Central Precocious Puberty. Horm Res Paediatr. 2018;90(1):1-7. doi: 10.1159/000491103. Epub 2018 Jul 26.