• Sonuç bulunamadı

Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi"

Copied!
37
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TARıK BUGRA'NIN "ÜMER" ADLI HiKAYESiNİNDiL VE

ÜSLUP AÇısıNDAN TAHLİLİ

..

.*

Yrd.Doç.Dr.Muhsine BOREKÇI

. *

Yrd.Doç.Dr.Yusııf TEPELI Buçalışmada TankBuğra'nınÖmer adlı hikilyesi, dilin kullanımı ve üslup özellikleriaçısındanincelenirken temelde dil/söz ayrımıdikkatealındı.Çünkü dilin söz tarafıüslup ile yakından ilgilidir. Bu hikayedeki dile ve söze ait unsurlardan hareketle TankBuğra'nın üslfıbutesbit edilmeyeçalışıldı. Edebiyaumızdabutarzbir

yaklaşımınfazlaolduğunusöylemek gilçtür. Üslubun tespitinde ilk olarak yazann dili kullanma tam dikkatealınmalıdır. Tarık Buğra'nınOmeradlıhikayesindeki dile ve söze ait unsurlar, yapılann özellikle işlevleri dikkate alınarak belli bir silsile dahilinde, yani kavramişaretlerinden başlayarakkavramilişkilerive zaman zaman da anlamdeğerleriseviyesindeincelendiğinde şunlartesbit edildi:

ı. Kavramların işaretlenmesi

Her dilin kendine özgü kavram işaretlerneyöntemleri vardır.Bu yöntemleri kullanarakoluşturulankavram işaretlerio dilin sözvarlığını teşkileder. Dillerin söz varlığını oluşturan sözlük biçimbirimleri (kelimeler) her ne kadar çok olursa olsun sonsuz sayıda değildir. Ancak sınırlı sayıdaki bu malzeme ile sınırsız sayıda gösterilen (duygu, düşünce, çağrışım... vs.), dile aktarılabilir. Yazarın üslfıbunu belirleyen ilk adım, onun seçtiği kavram işaretleri ve kavram işaretlerne

yöntemleridir. TankBuğra'nın"Omer" adlıhikayesi buaçıdan değerlendirildiğinde Türkçe'deki kavramişaretlerne metotlarınıngeneldekullanıldığıgörülür.

1.1. Kök Halindeki Kavram işaretleri

Köklcr dilindeğişmeyenkavramişaretleridir.Ancakonlarınseçimi ve onlara yüklenen farklı değerlerbu "dil" e ait unsurlan "söz" e ait unsurlar haline getirir.

Tarık Buğrada "Omer" de böyle seçimler yaparak "dil" in bir çok kavram işaretini

'"

Atatürk Üniv. Kiizım Karabekir Eğilim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Eğitimi

BölümüÖğretimÜyesi.

'"

Atatürk Oniv. Kanm Karabekir Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Eğitimi ~

(2)

"söz" e dahiletmiştir.bak-, bil-, çık-,de-,dOğ-,dön-, düş-,eri-, geç-, gel-, gir-, git-, kaç-, kır-,öp-, sor-, uç-, yürü- ... gibi fiil kökleri; avuç, ayva, az, baş,bel, beş, bir, çay, dağ, dil, dinç, ev, gümüş, gün, iş, karı, kavak, kız, kol, kuş, küme, oda, oğul... gibi isim kökleri hikayenin temel malzemesini oluşturankavram işaretleri olarak seçilmişlerdir.Fakat bu köklerden pek ço~unun tek başlarına bir kavram işaretlemedikleri; ancak birlikte kullanıldıkları unsurlarla bir kavram işareti oluşturduklarıya da sadece yananlamlarının kullanıldıkları gözlenmiştir. Mesela:

"Kasabanın omuzunda yükselendağlar hafifçemorarmıştlrve gökyüzü gümüş rengindedir."

" Yapraklarınnefesi gibi uçup git-" .. " gümüş renkli bir yazsabahı".. " gökyüzü berrakmaviliğinibulmak. üzeredir" .. " göz göze geldik" ..

" bana öyle gelir ki" .. " onlaravızgeliriz" ..

" Ömer tifoyatağında, günlercedalgın, erimişvebitmişolarakyaııı".. " Ayıasedirin üstünekıvrılıvermiş"..

" kendinden geçmek üzere" ..

" biterse,/ngiliz millitakımına,hem de son dakikada galibiyet golünü kim atar sonra" ..

ikindikasabamızabir müjde halinde gelir" ...

Bu deyimleştirmetemayülü, daha ilk seviyede metnin edebi ve estetik bir değer taşıdığınıhissettirmektedir. Estetikdeğerve sanatkaygısı taşımayan,filain ön planda olduğu yazılarda kavram işaretlerinin daha ziyade düz anlamlarıyla kullanımlarınıntercih edilmesi tabiidir.

1.2. Gövde Halindeki Kavram İşaretleri

Bu tür kavram işaretıeri, bilindiği gibi türetme, yani yapım eklerinin kök veya gövdelere eklenmesi ile eldeedilmişiçe dönükyapılardır.Buyapılar isim veya

(3)

fiil kök ve gövdelerinegetirildiğive elde edilen kavramişaretleride isim veya fiil olacağı için dörtçeşit yapımekinden söz eunek gerekir.

Yapım ekleri, her ne kadar dile ait kavram işaretleri oluşturuyorsada bazı yapımelderi yazarıngösterilenle ilgiliduygularınıda dileyansıttıklarıiçinonların seçilmiş olması üslupaçısındanönem arzeder. Mesela:

"Ayvaağacınındaha güneş ıŞığı değmemiş esmerliğindenonun, yenice.işle hemenşimdi sıyrı/ıverip ... uçupgilliğini sanırım." cümlesinde +CA eki yeni bir kavram işareti oluşturmaktanziyade önemle vurgulanan tezlik kavramınındaha da belirli olması sağlamıştır. Yani bu cümlede "+CA" eki "hemen, şimdi, ...-ıver-" anlamında kullanılmıştır.

"...Birbarda~ıksu o/sunisıemiyordu"; " ateş yavrucağı. eri/miş, biıirmişıi";

" birde/acıkda baba demesini ; " kaş/arımı ya/ancıklançalarak "

Yukandaki ifadelerde geçen +CIK ve +CAK eklerikullanılmasada kavram değeri açısından bir değişiklik olmazdı. Ancak öznellik yok olur; yazarın içinde bulunduğu ruh hali dile yansımazdı.Demek ki Tarık Buğra bu ekleri bilgisini aktarmak içindeğil, duygularını yansıtmakiçin özellikleseçmiştir.

Fiilden fiil yapımekleri bir yandan yenikavramları işaretlerken diğer taraftan

da EyleyenlEylenenlEylem ilişkisini,yani cümleyi belirler. Dolayısıyla bu eklerin

kullanımıyla oluşturulan yüzeysel yapı ile, cümlenin derin yapısı arasındaki ilişki

ve yazarın zihnindeki derin yapıyı hangi yüzeysel yapılarladile aktardığıonun üslGbu açısından önem taŞır. Bunun için bu eklerin seçimi de metnin niteliği hakkındabize bilgi verir.

Fiiller üzerine gelen ıezlik, yeleriilik, deneme, yaklaşma, süreklilik. kuvveılendirme, başlama,gereklilik. isıek vs. fiil+yardımcı fiil formülüyle elde edilmiş kuraılı birleşikfiillerşüphesiz yaı.annüslGbu ve meminiçeriğiileyakından ilgilidir. Çünkü bu tür tasvir! anlatımlar da öznenin eylemi hangi şartlar içinde

(4)

gerçekleştirdiğini ifade eden fiil tabanıarını oluştururlar. Bu yüzden bu eklerin kullanımları, geçiş sıklıklanüslGpaçısından değer taŞır.

Hikayede en çok kullanılanfiil çatısı etkenliktir, 289 defa kullanılmıştır. Ömer'dedönüşımük, oluş bildiren fiiller 54; işteşlık, karŞı1ıklı lık/beraberlik bildiren fiiller 27; oldurganlık/ettirgenlik bildiren fiiller21; edilgenlik bildiren fiiller ise 9 defageçmiştir.

Fiil çatılarının seçimi metnin niteliği ve anlatım tekniği açısından önem taşır. Etken çatllı fiillerin yaklaşık % 72; dönüşlülük/oluş % 13; işteşlik %6; ettirgenlik %5; edilgenlik ise %2oranında kullanılmışur.

Görüldüğügibi etkenlik en çok tercihedilmişolan fiilçausıdır.Bu da tahkiye

ağırlıklıbir metinolduğunugöstermesibakımındanönemlidir.

Etken çaulı fiillerde eyleyen durumunda bir özne; eylenen durumunda bir nesne ve eylemvardır.Hilciye bu üç ögearasındaki ilişkileri özelleştirdiğiiçin tercih edilen çatı etkenlikolmuştur. AyrıcaOmer'deki anlatım tarzı"ben" merkezlidir. Yanianlatleı/yazar aynı zamandabaş kahramandır.Bütün olaylar vekonuşmalar, "ben" öznesine göre dile aktanhr. Bu da "ben .... dedim, duydum, gördüm,algıladım vs."şeklindekiçekirdek cümleyapısınıgerektirir. Yani hilciyedekullanılananlaum tekniğietkençatıyı gerektirmiş;bu nedenle de en çokkullanılançauolmuştur.

Hikayenin tasvirağırlıklıbölümlerinde iseoluşvedönüşlülükifade eden isim soylu yüklernlerledönüşlüfiiller daha çokkullanılmıştır.

"Sonbaharadoğru kasabamızin sabahlarıpek. pekgüzel/eşi,". "Dudaklan soluk. kuru ve çatlak" .

"Yüzü.zayıflamışve miniminikalmışolan yüzü, ardında çıralar tutuşmuşbir tü/bent gibi kırmızı".

Bu cümlclerde de görüldüğü gibi yazar/anlatıeı, mekan, zaman, olay karşısındaki duygularını cn iyi şekilde oluş ve dönüşlülük yapılarıyla akı.arma yolunu seçmiştir. Çünkü bu yapılar, tasvire en elverişli yapılardır. Eğer tespit ağırlıklıilmi bir metinolsaydı,birbaşka ifade ile özneldeğil de nesnel biranlatım

(5)

SÖZkonusuolsaydıseçilen fiilçatısıtabii olarak edilgenlikolacaktı.Ömer'de edilgen fiillerin sadece %2 ile en azseçilmiş çatı olmasıve bu fiillerin deçoğunun açıkbir edilgenlikten ziyadeoluşvedönüşlülüğedahayakın olmasıdikkat çekicidir.

"Ben busüzü/üşühisseder, hafifçe ÜzÜ/ÜrÜ1n." cümlesinde edilgengörünüşlü olan fiil.dönüşlü kılınışhdlT.

Hikayede tasvin fiilleregerektiğikadar yerverilmiştir.Bu tür fiillerin oranı %8.5'tir. Dışadönükyapılarlaifade edilemeyen durumlarda bu türkurallı birleşik

fiiller tercihedilmiştir.

1.3. Dışa Dönük Yapılarla Oluşturulmuş Kavram İşaretleri Bu tür kavram işaretleri,birden fazla sözlük biçimbirimininbirleştirilmesiyle oluşturulur. Birleşebilensözlük biçimbirimlerinin birlikte kullanılmasıgenellikle "dil" in tasarrufundadır. Ancak, bu seviyede "söz"e ait kullanımlarda imkan dahilindedir. Bunun için kavramlann işaretlenmesiseviyesinde yazan nfarklılığı asıl bu tür kavram işaretleriyleortayaçıkar.

1.3.1. Dışa Dönük Yapılarla Oluşturulmuş İsimler 1.3.1.1. Belirtisiz İsim Tamlamaları

Belirtisiz isim tamlaması biçimindeki yapılarınhemen hepsi kalıcı olan kavram işaretleridir. ayakkabı. gökyüzü. çay tabağı. çocuk bahçesi. ekmek kır/nu/an.futbol ayakkabısı.futbol maç/an. galibiyet go/ü. gümüş rengi, güneş ıŞığı, halk türkü/eri. mahalle takımı.sokakkapısı.po/is roman{lan], şehirkulübü. Tekke deresi. Fevzi Paşa okulu, briç masası. ayva ağacı. kavak ağaçtıan]gibi yapılarbirden fazla anlambirimdenoluşmalarına rağmentek birkavramı karşılayan kavram işaretleridirve dile aittirler. Bu tür yapılargenelde, sözlükte birer sözlük biçimbirimi olarak yer almasalar da, yazarındizisel (paradigmatique) unsurlar arasından oldukları gibi seçip kullandığıkavram işaretleridir. Bunlarınseçimi, metnin; hangi tür kavramlarındile aktarılmasıyla oluşturulduğunugöstermesi bakımındanönemlidir.

(6)

Bu türyapılarla olu~turuıan bm::ı kavram i~el1eriiseyazarınanlambirimleri kendine özgübağdaşurmalarlaeldeedilmişhissi vermektedirier:

... ve oher sabah böylece ben başımı ayva ağacınaçevirir çevirmez, esmer yeşiliyapraklardangümüşrenkli gökyüzünedoğrusüzülüverir";

" sltma doktorunu briçmasasından kaldırdımberaberçıktık";

" Ömer tifoyatağındagünlerce dalgm, erimiş, bitmişolarak yatll"." 1.3.1.2. Belirtili İsim Tamlaması

Bu tür yapılar, belirtisiz isim tamlarnatannınaksine geçici kavram işareti

olarakkullanılırlar.Bu nedenle bu şekilde oluşturulantamlamalardayazarıntasarrufu

diğer yapılara nazaran daha fazladır. Bir başka ifade ile sözlük biçimbirimleri

oluşturmaktanziyade kavramlararasındakurulan ilişkilericgeçici kavram işaretleri oluştururlar.Bunlar da söz dizimi seviyesinde ortayaçıkarlarve sözlük biçimbirimi

oluşturmazlar.Bu türyapılargeneldeğil,belirlidir.

Temelde birden fazla kavramın belirten-belirtilen ilişkisiyıe birleştirilmesi yoluyla elde edilen bu yapılar geçici isim göreviyle kullanıldıklarıiçin kavram işaretiolarakdeğerlendirilmiştir.İçedönük yapılarlaveyadışadönükdiğer yapılarla

oluşLUruıankavramişaretlerigibi isim işletmeeklerini alarak söz diziminde kendine yüklenen görevi bir kalıcı isim gibi yerine getirirler. Kısacasıbu yapılar dizim-birim diyeadlandırabileceğimizgeçici kavramişaretleridir.

Ömer'de bu tür yapılarla oluşturulmuş geçici kavram işaretleri çok

kullanılmıştır.Bu da yazann kavramların işaretlenmesiseviyesinde de mümkün mertche söze aitunsurlarıtercihettiğinigöstermesi bakımındanönemlidir.

Türkçe'de belirtili isim tamlamalarının nasıl kurulduğu beJ1idir. Bu yapı

formüledönüştürülürsebir belirtili isimtamlamasıancak şöylekurulabilir:

belirten (isim)+belirten hali eki (+nIn)ll+belirtilen (isim)+belirtilen hali eki (+(s)l)+iyelik eki (+m, +n, +@In, -mIz, +n/z, +()).

Türkçe'de cümle seviyesinde ögeler için bir yer değiştirme(permutalion)

(7)

: belirtilensırası değişebilir.Bu da kavramişaretinin aynızamanda buyapıdakigeçici bir kavram ilişkisiboyutu olduğunugöstermektcdir. Zira içe dönük ve dışadönük

yapılarla oluşturulmuş kalıcı veya geçici kavram işaretlerindeyer değiştirmesöz konusu değildir. Çünkü sırat, zarf ve belirtisiz isim tamlamaları, gök/yüzü, yüzü/gök biçiminde; üz/ünıü,ünlÜ/üz biçiminde; ayak/kabı, kabılayakbiçiminde;

son/baluır,bahar/sonbiçiminde;sıcak neşe, neşe sıcak;ne güzel. güzel nebiçiminde söylenemez. Bunun yanında Ulucami'nin minareleri, minareleri Ulucami'nin; Topçuların bahçesi, bahçesi Topçuların şeklinde söylenebilir. Ama bu tür

odaklaştırmalaradaha ziyade şiir dilindc ya da sözlü dildc baş vumlduğunu

belirtmeliyiz. Nitekim Ömer'dc belirtili isim tamlamasıscviyesinde her hangi bir yerdeğiştirmeye rastlanmamıştır.

Türkçc'dc 1/1 ihtimalle anlaşılan öge yine dilin kuraııarı içinde

kullanılmayarakeksiltili yapılar oluşturulabilir.Bu belirtili isim ILImIamalan için de söz konusudur. Gcnellikleişarctlenmeyenunsur belirtendir. TankBuğra,Ömer'de bu tür cksiltili tamlamalara oldukça sık baş vurmuştur (125 kere). Eksiltili

tamlamaların%S'lik bir ycr tutması Tarık Buğra'nındildcki ekonomi imkanından

yararlanarak, tekrardankaçındığınıgöstermesibakımındanönemlidir.

Ömer'dc kullanılaneksiltili tamlamaları iyelik eklerinin karşıladığı şahıs

kavramları bakımındanincelersck üçüncüşahsın yaklaşık%67, birinci teklik şahsın

%23 diğerlerinin(I. çokluk ve 2. leklik şahsın%10onınında kullanıldığınıgörürüz. Bu sıranın fiillerdc kullanılan şahıs ekleriyle de aynı olması Tarık Buğra'nın Ömer'deki anlatma tekniğinive bakış açısınıcle vermesi bakımındanönemlidir.

Anlatıcı "ben"in çevresini gözlemleyen, herşeyi gören birbakış açısı ile üçüncü şahıs vasıtasıyla anlatmasıtabiidir."Ömer"de isimlerinşahsabağlanmasıile fiillerin

şa.hsa bağlanmasındaortayaçıkanbu uyum dikkatedeğerdir.

"Ömer"deki belirlili isim ıamlamalarmı, onları oluşturan sözlük hiçimbirimleriaçısından dcğerlendirirsek,pek çoğunundile aitbağdaştırmalardan oluştuğunugörürüz. Mesela:

(8)

kasabamızın sabahları. ağaçların hizası, ikincikatınpenceresi. Topçularınbahçesi, Ulucaminin minareleri.

fabrikanınkasabaya elektrikyetiştiremediği. mahalletakımınınsantrforu.

güneşin ışıkları. yorganın dışı. yarının kaşifi.

yarının elektrik mühendisi. senin oğlun.

Omer'in ondancanınıistemesi. onunbaşının altı.

odanın kapısı... gibi.

Ancak belirtili isim tamlaması biçimindeki bazıgeçici kavram işaretlerinin dilde olmayan amaolmasımümkünbağdaşunnalarla oluşturulduğutespitedilmiştir. Bu türkullanımlar yargıile birlikte duyguyu da ön plana, hattayargıdandaha öne çıkarması, bir başka ifade ile metne şiirsellik katması bakımındanönemlidir.

.. O

me r"C bu dikkatle baktığımızda Tarık Buğra'ya özgü diyebileceğimiz bağdaştırmalarınhiç de azolmadığınıgörürüz. Hatta buşiiriyet, bazen standartdışı

bağdaştırr.ıalarınvebulanık ifadclerin ortayaçıkmasınasebepolmuşturdiyebiliriz: "... ve ayvaağacınındahagüneş ıŞığı değmemiş esmerliğinden.onun. yenice. işıe hemen şimdi sıyrılıverip gümüş renkli gökyüzüne doğru bir nefes gibi. yapraklarınnefesi gibi uçupgittiği'ni sanırım";

" budidişmenin sıcak neşesi"..

" kasabanınomuzunda yükselendağlar"..

i

(9)

" heryazınhersabahı";

" eğerbiraz daha önce kalkabilseydim onu yakalayabilirdim+@ kuruntusu"; "...H~im'den sonmısralar";

" ...bütün bunlara, ve bilhassa, bilhassa karımınve benim, böyle durup dururken halla Ömer gülümserken kalplerimizin atışlarını hızlandırıverişlerine sebep+@ ne?" .. ;

" ... evimin huzuru ve çocuklarımın istikbali için duyduğum isimsiz endişenin izahı";

" karımın, karımın ve benim I«ılplerimiz";

" Ömer'in elektrik mühendisliğineve futbol nuıçlarınadair savurduğu

pa1avralar";

" bu biraz daha öncenin saati,dakikası yoktur":

" bir sürüişin vemüthiş sıcağın yüzünden";

" bardakların çıl«ırdıkları neşeli çınçınlar... " vs.

1.3.1.3. Sıfat veya Zarf Tamlaması

Sıfatlar ve zarflar niteleme ya da belirıme işleviyle kullanılan

biçimbirimlerdir. Bu tür kavram ışaretleri dışadönük yapılardır.Ancak iki kavram tek birkavramı karşılamaküzere birleştirildiğiiçin kavram işaretikabul edilirler. Genellikle belirıen ya da niteleyen,belirıilenlnitelenenin niteliğini, niceliğini, konuşanagöre durumunu belirtirler. Kısacasıbunlar belirtili isim tamlamalarıgibi

kalıcıkavram işaretiyani sözlük biçimbirimi değilde dizimbirim diyebileceğimiz

geçici kavram işaretleridir. Fakat bu geçicilik -özellikle niteleme sıfatlarıyla oluşturulmuştamlarnalarda niteleyenleniıelenen arasındaki ilişki kalıcıdır.Fakat bu

kalıcılıksözlük biçimbirimi oluşturmaz.Bu tür yapılarda yazarın seçimi önemlidir. Belirten-belirtilcn/niteleycn-nitelcnen ilişkisi şekil düzeyinde dile aittir. Ancak

belirten/niteleyen-belirıilen/nitelenenseçimi ve bunlar arasındakianlam ilişkisi yargıdanziyade duygu data.şıyacağıiçinyazarınüslubu ileyakındanilgilidir.

(10)

Ömer'e bu dikkatle bakuğımızdabu tür yapılarla oluşturulmuş yaklaşık222 kavram işaretinin kullanıldığınıgörürüz. Bu da hikayenin oldukçaöznel (subjektiD bir yaklaşım sergilediğini gösterir. Çünkü sıfatlzarf tamlamalarıdaha çok tasvir. dolayısıyladuygu ağırlıklı kavramların işaretlenmesinde baş vurulan yapılardır. Aslında sıfatlar ve zarflar sözlük kategorisi oluşturmayıpdilbilgisi kategorisi oluştururlar.Yanisıfatveyazarfsözlük biçimbirimideğil, anlamlı görevelemanı, yaniyardımcı unsurdur. Birbaşkaifade ile sadece belirtrne veya nitelemeişleviyle

kullanılırlar. Bu yüzden sıfatlzarf tamlamasıbiçimindeki kavram işaretlerininçok

kullanıldığımetinlerde belirtilen/nitelenenden ziyade belirten/niteleyenin seçimi daha öznel, dolayısıylaüslup açısındandaha önemlidir. Kullanıcı/yazar,tercihleriyle değişik bağdaşunnalaroluşturabilir.

Omer'de niteleme sıfatlandiyeadlandırılanve en önemli özelliği kısmibir genellik ifade etmek olan sıfatlaren çok tercih edilenlerdir. 109 sıfat tamlaması

belirtisiz diye adlandırdığımızve niteleme sıfatlarıyla oluşturulmuş yapılardan kurulmuştur.Ve bu yapılar genellikle şiirselliğinön plana çıkuğı, yargıdanziyade duygudeğeri taşıyan,benzetmelerin veçağrışımIarın yoğun olduğu kullanımlardır.

"Yüzü.zayıflamış ve miniminikalmışolan yüzüardında çıralar tutuşmuşbir tülbent gibi kırmızı." kuruluşu adeta bir şiir mısraı gibi yoruma açıktır. Daha doğrusu "pembe kırmızı yüz", "sarı beniz" gibi alışılmış bağdaştınnalarlaifade edebileceğibir durumuTarık Buğra,dahadeğişik,ama çok daha etkili bir benzetme ile ifadeetmiştir.Zira bu kullanımdayüzün hem tülbem gibibeyazlığı,hem de bu

beyazlığın arkasındaki yakıcı ateş vurgulanmışur.Tasvirde çelişirgibi görünen bu durumaslında ha~talığın doğalikiayrısonucudur.

"aslan gibi bir çocuk", "aşılamazbir perde", "berrak mavilik", "bunaIticı gün", "esmerkırmızı", "esmeryeşili yapraklar", "gümüşrenkli gökyüzü", "güneş ıŞığı değmemiş esmerlik", "hazin bir ciddiyet", "isimsiz endişe", "mutlu ses", "müthiş sıcak", "neşeli çınçm", "pembe birşerit", "pis bir renk", "sıcak neşe", ... gibi tamlamalarınhemen hepsinde, sıradan bir niteleme yerine. Tarık Buğra'nın

(11)

'. dumm veya nesnehakkındaki duygularınıdayansıtan,okuyucudadeğişik çağrışımlar

uyandıran ba~daşunnalar söz konusudur.

Zarftamlamaları"Standart TürkçendeolduğugibiOmer'de dekarşılaşunna,

derecelendirme, nicelik ve benzetme işlevleriyle kullanılmıştır. Özellikle

karşılaştınnave nicelik ifade edenzarflarıntercihedildi~igözlenmektedir:

"Bir hayli". "bir önceki". "bir önceki akşamdan daha çok". "bir parça paslı", "biraz daha önce", "biraz geç". "biraz sertçe". "çırılçıplak ve kör edecek kadar kuvvetli", "çok kuvvetli", "çok yorgun". "daha doğru". "daha erresi", "daha önce". "en alt", "en üst", "göğsüdarallacak kadar az", "ne güzel", "ne yaramaz", "pek iyi", "yarı kapalı" ...vs.

1.3.1.4. İkilemelerITekrarlar

Ikilemeler, ya kavramla ilgili birniteliği vurgulamak için birbaşkaifade ile kuvvetlendione işleviyle,ya yaklaşıklık ifade etmek için kullanılan ya da isim deyimioluşturan yapılardır.Buyapılardan bazılan dile ait olup sözlük biçimbirimi olarak dizi kümesinde (sözlükte) yerinialmışlardır. Bazılanise söze ait olup metnin ahengini, anlam yoğunluğunu arttırmakgibi amaçlarla yazann bizzat ve özellikle oluşturduğutekrarlardLT. Buçeşittekrarlar ekten cümleyekadarher seviyede olabilir.

Omer'de hem dile ait, hem de söze (yazara) ait tekrarlara baş vurulmuştur.

Birinci tip tekrarlar sözlük biçimbirimi olan ve her hangi bir kavram işareti gibi kullanılmışolanyapılardır.Mesela:

"Belli belirsiz bir karartı. bir iki arkadaş. bir iki dakika, çevirir çevirmez. derin derin nefes alır veririm. elele tutuş-, ele avuca sığma-, göz göze gel-. küme küme tabaka/an-, neşeli çınçınlar. paytak paytak yürü- ... gibi.

Söze ait,çeşitli seviyedeki tekrarlar ise üslupbakımındanönemlidir. Çünkü bu şekildeki tekrar yoluyla hem metnin iç ahengi temin edilir, hem de önemli aynnular,aynıderin yapıyı ifade eden birden fazla yüzeysel yapı ile karşılanarak

(12)

vurgulanır. Böylelikle Tarık Buğra, okuyucunun dikkatini, vurgulamak istediği aynnlıyaçeker. Mesela:

"Kasabamızin sabahlarıpek, pekgüzel/eşir"; " yenice, işte hemen şimdi... ";

" güzel/eşecek, iyileşecek, tad bulacaktır"; " sabahı yaka/ayacağıma inanırım,sabaha inarırım " ;

"Sabah serindir, sabah sessizdir. sabah dinçtir, Al/ah'a ve ümide yakındır,banayakındır."

"Biz güne işte her sabah, her sabah böyle gireriz. Her sabah böyle girerdik."

"Her zamanki gibi, sofrayı derhal topladı, siRaraml gene her zamanki gibi o yaklı, herşey gene her zamanki gibi o/du, fakat gene hiçbir şey her zamankine benzemiyordu."

"Şimdi biz, hepimiz doktorda toplanmıştık."

"Ancak, birbirimizi kaybetmemek ister gibi, birbirimizi hatır/amakister gibi, karımla ben e/ele tutuşmuş öylece doktora, doktorun hareketlerine bakıyorduk."

"Ömer günlerce ıifo yatağında da/gın, erimişvebitmiş olarak yaltl.' Ateş, ateş ateş... Ateş yavrucağı eritmiş, bilirmişti."

"Fakat öyleyse doktorlardaki bu soğukluk neden? Neden aramızdaliil gibi, tül gibifakat aşılamazbir perde tutuyor ve nedüşündüklerini,daha doğrusu ne bekledikleriniapaçıksöy/emiyor/ar?"

"Nedenapaçıksöylemiyorlar da birtakımmeslek tabirlerini,el baş ve omuz hareket/erini tercih ediyor/ar?"

"Bütün bunlara ve bilhassa, bilhassa karımın, karımın ve benim, böyle durup dururken, haıııı Ömer gülümserken, kalblerimizin aıışlarını hızlandırıverişlerinesebep nei"

(13)

"Elekıriğin ıŞığı pis bir reflkte idi, esmerkırmm renkte idi."

"Bu saal. bütiin evlerde, bütün kahvelerde, meyhanelerde, parta ve çocuk bahçesinde. ampul/erin yandığı ve bütün radyolarınAnkara'dan halk ıürküleri ıaşıdığı saattir,fabrikanınkasabaya elekırik yelişliremediğisaattir."

"-Sus, Ayla sus; AğbeynAyla, ağbeyn uyanırsonra, dedi."

"Dudaklarısoluk, kuru ve çaııak. Yüzü. zayıflamışve miniminikalmışolan yüzü, ardında çıralar ıuluşmuşbirtülbenıgibikırmızı. Gözlerinin allı çürümüş.

giizleri çökmüş." "Omer bu mu?

Mahalle takımının sanırforu Om er, Fevzipaşa okulunun ele avuca sığmaz

Omeri. akranlarınılop gibi yere vuran Omer bu mu?

Yarınınelektrik mühendisi, yarının kaşiliOmer bu mu?" "...bitti, bitti, artık bitti'" diye inliyordu.

"Bitti, bitti ... "

Niçin bitecekmiş? Nasıl bitermiş? deli ... sen delirmişsin flurrem: Biter mi hiç?

Ayvalar olmak üzere .. Bi/erseağacakimıırmanacakmış?

Biterse, seni kim üzecek. beni kim endişelendirecek.beni hangi endişe hayatabağlayacaksonra?

Biterse, Fenerbahçe'nin santrforluğunukim yapar sonra?

Biterse, Ingiliz milli takımına. hem de son dakikada galibiyel golünü kim alar sonra?

Bjterse, Türkiye'yi elekırikle kim donatırsonra? Bilerse ...

Biter mi hiç? Biz varken. büıün bunlar varken ve Allah varken biter mi hiç?

(14)

Bi/medi tabii."

HiUye'nin yapısınındaha iyi anlaşılması için tekrarların hemen hemen hepsini buraya almayı uygun bulduk. Görüldüğügibi Tank Bu~a bu hikayeyi

oluştururken daha ziyade şiire özgü tekrar tekniğinde alabildigince fazla

yararlanmışur.Buda hikayeye yer yer adeta bir "mensurşiir" havası vermiş, aynı

zamanda hikayeye hem ahenk, hem de duygu yoğunluğu kazandınnıştır,Anlam seviyesinde ise bu tekrarlar okuyucuyu;adım adım ümide götürenyoğunbirendişe ile, ümidin hiç eksilmediği evladını kaybetme endişesiile "düğümün doruğu"na çıkarmaktadır.Hikayenin sonunadoğru,yani "çözüm"ünbaşlangıcındanitibaren ise ümit büyümekte, endişe azalmaktadır.Bu da tekrar yoluyla fertten aile, aileden millet, milletten, insanlık boyutuna ulaşan bir sürekliliğin ifadesi ile sağlanmaktadır.Busıralama,yani fertten insanlığa doğruuzanan derin yapıdakibu sıralama:

"biterse . ... kim (fert) tırmanacakmış", "bi/erse. seni kim üzecek, beni kim (anne-baba. çocuk= aile)endişelendirecek",

"Biterse. Fenerbahçe'nin (mahalli çevre) santrforluğunu kim yapar sonra?". "Biterse, İngiliz milli takımına, hem de son dakikada galibiyet golünü kim atar sonra?" .. "Bi/erse, Türkiye'yi elektrikle kim donattr sonra?" (Türkiye, Türk Milleti),

"Biter mi hiç? Biz varken, bUlün bunlar varken ve Allah varken biter mi hiç?" (Aile, millet,insanlık)

Şeklindeki tekrarlarla hikayenin yüzeyselyapısınadayansıtılmıştır.Böylece biçimle içaikarasında sıkıbirilişki kurulmuştur.

Ayrıca Tarık Buğra,"bi/erse" şartcümlesinin tekran ile "zaman içinde süreli

varlığınınbilincini arayaninsanın ruh hali" Ini cnçarpıcıbiçimde ifade etmektedir.

Bu tekrarla okuyucuya, önce kendi varlığının geçiciliğini bilen, ömrünün sınırlı olduğunukabul eden, bundan da derin bir üzüntü duyan bir insanın ruh halini

(15)

yansıtmakta,sonra varlığı sınırlıolmayan, ömrü bitmeyen millet gibi, insanlıkgibi

varlıkları hatırlatarakAllah'asığınmanın,kendini ömrü sınırsızbu varlıklar içinde eritmenin rahatlığını yaşatmaktadır."Bilmedi tabii." ibaresinde ifadesini bulan "çözüm" le dehaklılığını pekiştirmektedir.

1.3.2. Dışa Dönük Yapılarla Oluşturulmuş Fiiller 1.3.2.1. İ.+YF. Yapılı Fiiller

Birden fazla sözlük biçimbirimininbirleştirilmesiyle oluşturulmuş,dilbilgisi

kitaplarında "birleşikfii/" olarak adlandırılan bu yapıdaki fiiller Ömer'de fazla kullanılmamIŞtır. Hisset-, tesbit et-, kaybetme-, ilave (:t-, şikayet edileme-örneklerinde degörüldüğügibi genelliklealıntıisimleri fiil gövdesinedönüştürenbu yapılar, dışa dönük gibi görünse de Türkçe ilekarşılandığında içe dönük özellik gösterirler. Yani kavram işaretiTürkçe olursa bu yapıdakifiillere de gerek kalmaz: hisset-= duy-, tesbit et-= sapta- vs .. Bu nedenle bu yapıdaki fiilierin çok az kullanılmış olmasınınTürkçe kavram işaretlerneyöntemlerininseçilmiş olmasından kaynaklandığısöylenebilir. Çünkü Türkçe kavram işaretleribiryardımcıfiilledeğil, biryapımekiylefiilleştirilirler.Mesela:

Hiss et- fiilini iki ayrı sözlük biçimbirimi olarak Türkçe'ye çevirirsekduygu et- demek gerekir ki böyle bir kullanım dile uygun olmaz. Çünkü Türkçede isim+ YF. yapılı birleşikfiil yoktur. Bu yapı bazı alıntıkelimeler için geçerlidir.

Çmlçıplak ve kör et-, gevezelik et-, ne yaramaz 01- örnekleri her ne kadar 1.+YF. yapılı birleşik fiil gibi görünseler de, hisset-, ilave et- ... gibi birleşik fiillerdenfarklıdırlar.

1.3.2.2. F-+ bağfiil+YF- Yapılı Fiiller

Dilbilgisi kitaplarında kuraılı birleşik fiil olarakadlandırılanbu yapılar da aslında bağfiil+tasvirıfiil, bir fiilden fiil yapım eki görevindedir. Bu nedenle içe dönük kavram işaretleribölümündedeğerlendirilmişlenlir(bk. Lı.).

(16)

Dilbilgisi kitaplarındakavram işaretiolarak dikkate alınmayanbu yapılara Türkçe'de çok sık başvurulur. İsimle fiilinbirleşmesiyle oluşmuşbu yapılarda tam ya da yarı bir deyimleşmesöz konusudur. Bu yapılardaisim bir kavramı ya da nesneyikarşılamaz,bunun gibi fiil de tekbaşına bir eylemi karşılamaz. İkisiyeni, yanibaşkaeylem gövdesioluşturur.Mesela:

top oyna-, para iste-, nefes al-o bir sandaLye çek-çay

demIe-çay/arımızı [çay/ iç-gibi kuruluşlardaisim ve fiil birbirinden aynıamayacak biçimde kaynaşmışlardır.Çünkü onada eylenen durumu olmayıp fiili kısmen özeııeştiren,yani yeni bir kavram işııreti oluşturan birleşimlerdir:(oyna- oldukça genel, sınırlan belli olmayan bir fiil olmasına rağmen ıop ayna- daha daralanlı, daha özel amaaynızamanda genel ifadeli bir kavramişaretidir).

Bu tür birleşimlerin en belirgin özeııiği belirli olanın kullanılmasıhalinde belirsizolanın düşmesidir:

çayı[çay] demIe-,

çaylarımm [çay] iç-,

kaşlarımı [kaş] çaı-o

burnunu [burun] çek-,

berrakmaviliğini[mavilik] buL -.

nabzını [nabız] say-o

merdiveni [merdiven/ çık-... vs. gibi.

İ.+F- birleşmelerinin oluşturduğu deyimleşmiş yapıların çoğundaisimgeçişli fiilin belirtisiz nesnesi durumundadır.Yani bu tür yapıların bir bölümünüİ.+b.siz N.+F- şeklindefonnüllendinnek de mümkündür.Ömer'debu yapıda71 fiil deyimi kuııanılmıştır.

(17)

Tarık Buğra'nın, "Omernde bu yapılan fazla kullandığınısöyleyebiliriz. Mesela:

(isimsiz)endişeduy-, huzursuzluk ver-,

birbardakçıksu olsun isteme-, anne de-,

cevap ver-, derece koy-, nefes

ai-,

ekmeği[ekmek] kızarı-, iyilik getir-,

palavra savur-, sllma geçir- vs. gibi.

İ.+f- birleşmelerinin bazılarındada isim fiilinzarfı durumundadır. Buyapıda

daasıl yapı İ.+0+F-biçimindedir.Buyapıyı görev isimleriyle ifade edersek

Zarf+F-birleşmesi şeklindede fonnüllendirebiliriz. Omer'de buyapıdakifiil birleşmesi26 defakullanılmıştır.Bunlardan birkaçını aşağı alıyoruz:

pek, pekgüzel/eş-, minimini kal-, öylece dur-,

paytak paytak yürü-, pek iyi bil-,

sarsıla sarsıla hıçkır-, uranırmışgibi dur-, eleletutuş-, göz göze gel-,

(18)

İ.+Hal Eki (Dat., lok., abI., vasıta vs.)+F. birleşmesiyle elde edilen bu tür kavram işaretlerindefiil genelde gerçek anlamındanziyade yan anlamıyla,hal eki de tümleçleştirmedenziyade isimle fiil kalıplaşmasını sa~layan bir ek fonksiyonundadır.Omer'de bu yapıda

49

kavram işareti kullanılmıştır.

Bunlardan

bazıları ~yiedir:

kendinden geç-, kendine gel-, ele avucasığma-. ayağakaJdu-, ayağakalk-,

şikayetedilemez haledüş-o işine {işe] eğil-,

hayatabağla-o

doktorda toplan- . ...vs.

t.+Yalın Hal+l<'- birleşmelerinin bazılannda kalıplaşan/deyimleşen isim ile fiil arasındaki ilişki, temelde eyleyen-eylem ilişkisidir.EyleyenlEylenen-Eylem, bir başkaifade ile öznc-fiil ilişkisi aslındaçok özel, çok bclirli bir öge ilişkisidir: "Kuş/ar... tabaka/anır/ar." cümlcsinde olduğugibi. Ancak bazı kullanımlarda

eyleyenleylenen durumundaki isim genel ifadelidir ve fiillebirleşinccde genel ifadeli bir deyimoluşturur.Bu dcyim de birkavramı işaretler.Mesela:

"Yüzümü yıkamakiçin bahçedeki çeşmeye gittiğimzaman. göğsüm

!

göğsü] genişler. güçlenirim." cümlesinde dc görüldüğügibi göğsü genişle- özne-fiil (yüklem) gibi görünsedeferah/a-. rahatla-vs. gibi içe dönük kavram işaretiileaynı anlamıifadc eder,aynıderinyapıyıdileakı.arır.Zaten pckçoğuTürkçe sözlüklerde alt madde başı olarak alınmak surctiyle sözlük biçimbirimi olarak

değerlendirilmişıcrdir:Mesela

göğsü daral-, göğsü kabar- ... gibi. Bu yapıdaki deyimler metinlerdc tabii olarak çekim ekicriyle belirli hale getirilerek kullanılırlar.Zira üçüncü şahıs aynı

(19)

zamanda pek çok dildeolduğugibi Türkçede de genellik ifade eder. Birbaşkaifade ile

şahsa bağlanabilen genel ifadelerde 3. şahıs tercih edilir. Yani metinde dile

aktarılmasında "göğsüm genişler"olarak kullanılan yapısözlükte göğsü genişle­

olarak yer alır. Ayrıca belirli kullanıldığındabelirsiz olanın düşmesi kuralı bu

yapılardadaişıer.

Bu yapılarlaelde edilen deyimsel ifadeler, daha doğrusubir isimle bir fiili

birıeştirerek kavram işaretlerne kuralı imkanı dile aiııir. Ancak yazar, dile ail

kurallarıkullanarak söze ait yeni kavram işaretleri oluşturabilir.Ya da dile ait kavramişaretlerini farklıbiçimde kullanarak üslubunun birparçasıhaline gelirebilir.

6mer'e bu dikkatle bakllğımızdaseçilen bu yapıdaki kavram işaretleri genellikledile aittir. AncakTarık Buğra'yaözgüdiyebileceğimizkullanımlarlave bağdaşıırmalarlada kavram işaretine dönüşıürülenlervardır.6mer'debuyapıda

69

kavram işareti kullanılmıştır.Türkçenin geneleğilimineuygun olarak Ömer'de de soyut bir durumun somut nesnelerden hareketleanlaıılmasısöz konusudur. Mesela:

gözleri [gözüJ çök- deyimiylc "sağlıksızlık"; göğsüm [göğsü! genişle­

deyimiyle "mutluluk, ferahlık"; dağlarmorar- deyimiyle "şafağınsökmesi, tan

kızıılığı";dili [diliJpaslıi- ile"hastalıkhali",gökyüzügümüşrenginde [i-Jile yine

"güneş doğmadanönceki gri aydınlık";gözlerinin allt [göz allt] çök- ile'hastalık; güneş ışığı değme-(mişesmerlik) ile "havanın karanlığından doğan koyu renklilik,

karanlıktan dolayıbilincnyeşilrengin görülememesi";ikindi bir müjde halinde

gel-ile "ikindi vakıinin olması";gözlerine. hilhassadudaklarının kenarınagölgedüş-ile

"ÜZÜnlÜ,endişe";yüzü.ardında çıralar tutuşmuşbir tülhent gibikırmızı {i-~iLc "hem

ateşlilik,hcm debcyazlık"anlaulmakisıcnmekıcdir.

2. Kavram ilişkileri

Kavram ilişkileri, birden fazla kavramın dışa dönük yapılarla birleştirilmesiyleclele edilir. Kavram ilişkileri,niteleyen-nitelenen (Niteleme s.+0 + İ.+0); belirten-belirtilen (belirtme s.+0 + İ.+0; i.+İIgi E. + İ.+belirtilen e.+iyilek eki; İ.+0 + İ.+belirtilen e.); tamlayan-tamlanan

(20)

(1.+0 +F-; Zarf+0 + F-; 1.+hal eki + F-;İ.+Yalın hal ~. F-); tümleyen·· tümlenen (İ.+hal eki + YF-/Y-; i.+0 + YF.); eyleyen/eylenen-eylem (i.+yalın hal + TYF -; İ.+hal eki + YF -) boyutunda incelenebilir.

Niteleyen-nitelenen, belirten-belirtilen. tamlayan-tamlanan yapılıkavram

ilişkileri,dilbilgisi kitaplarında"kelime grubu" olarakadlandınlırlar.Bundan da

anlaşılacağıgibi bu türyapılar kalıcıveya geçici kavram işareti, yani dizimbirimi

oluştururlar. Bu yapılar, üslup açısından kavramların işaretlenmesi bölümünde

değerlendirilmişlerdir (bk. 1.3.). Ancak geçici veya kalıcı kavram işareti

oluştursalarda bunların; dışadönük yapıdaolduklan için aynı zamanda kavram ilişkileri,yani söz dizimi boyutu davardır.Bu nedenle her seviyede kavramilişkisi kuran ekler, yani çekim ekleri bu bölümdedeğerlendirilecektir.

İsimçekim ekleri, isimleri; niteleyen, belirten, tamlayan, tümleyen, eyleyen, eylenen haline getirdikleri, yani dizime soktukları için önemlidir. Dilbilgisi kitaplarında ismin haııeri diye adlandırılan isim çekim ekleri işte bu çeşitli seviyedeki kavram ilişkilerinikurarlar. Bu eklerin sayıları sınırlıdır.Ancak çok farklı işlevlerle kullanılabilirler.Türkçe dilbilgisi kitaplarındabu eklerin işlevleri değilde biçimleri esasalındığıiçin isminbeşila sekizarasında değişenhalinden söz edilmektedir. Oysaişlevleresasalındığındaise çok sayıdaisim halinden söz etmek mümkün olur. Ayrıcason çekim edatlarıdiyeadlandırılandilbilgisi biçimbirimleri de işlev bakımındanisim hal eklerinden farklı değillerdir.Bu nedenle son çekim edatlan da hal eki olarakdeğerlendirildi.

Bu yaklaşımla "Ömer" de Tarık Buğra'nın hal eklerini kullanımı incelendiğindeçeşitliseviyede kavramilişkisikuranşuhal ekleritesbiıedilebilir.

2.1. Özne Hali (Yalın Hal) : +0

Türkçede işareısiz olan yalın hal, cümlede özne-yüklcm ilişkisi kurar.

İşareısizolan nesne hali ekiyle genellikle karışlinldığıiçin nesne-yüklem ilişkisi kurduğuda ifade edilmektedir. Ancak nesne olan isim işareLSiz de olsa özne hali değil,nesne halidir.

(21)

"FaJcat bu iJziJn/iJm çok sürmez; hatta varlığı tesbit edilemiyecek kadar

kısadır.

Sabah serindir, sabah sessizdir, sabah dinçtir.

Ben bu esnada "Hüsn-üAşk"ıveya "Piyale"yi okwnayabaşlarım. Omerle Ayla bahçeye gelirler.

{O]çayınancakyarısını içmişıi." vs.

Örneklerde degörüldüğügibiÖmer'degenelde gerçek özne denilen yapan ya da olan durumundaki zneler kullanılmış, mantıksalözne, içe )'~r1eşiközne gibi özne türleri isekullanılmamışur.Sadece bir kaç cümlede sözde öznekullanılmıştır:

...Varlığı [varlığı] tesbit edilemeyecek kadar kısadır. Nealınacak?diye sordum

Görüldüğügibi burada da sözde özne asıl cümlenin öznesi değil, nesneyi

oluşturancümlenin öznesi olarak kullanılmıştır.Temel cümle öznesi yine gerçek öznedir.

Metinde bir cümlede de ikinci derecede bir eyleyen, tümleç görünüşünde kullanılmıştır:

[Ben] ... bir sürü işin ve müthiş sıcağın yüzünden doktorla konuşamamıştım.

Bu cümlede, özne [ben]dir. Fakat doktor da [ben]le birlikte konuşma işini

yapan (veya yapmayan) ögedurumundadır.Bunun için tümleç gibi görünmesine, hal eki almış olmasına rağmen aynı zamanda özne değeride taşımaktadır.Yani bu cümlede +IA özne halideğilsebile eylcyen hali olarakdeğerlendirilebilir.

Bu açıklamalardansonra "Ömer", öznelerin genel kullanımı bakımından

değerlendirildiğindeşunlarsöylenebilir:

1. Özneler daha çokkişilerdir.Nesnelerin özne olarakkullanıldığıdurumlarda bileanlaucı/yazarın bakış açısı,psikolojik durumu önplandadır.Mesela:

(22)

"Sonbahara dogru kasabamızin sabahları pek, pek güzel/eşir." cümlesinin derinyapısında"Ben sonbaharadoğru kasabamızın sabahlarınıpek güzel bulurum." yargısı vardır.

"Sabah dinçlir, {sabah] ümide ve Allah'ayakındır." cümlelerinde ise dinç olan, Allah'a ve ümideyakınolananlaucı/yazardır,sabahdeğiL.

2. Özne olarak kullanılan kişi de genellikle konuşan yani i. teklik veya çoklukşahıstır.Bu daanlaunınbirinciŞahıs, anlatıcı/kahraman/yazar bakış açısıyla kurulmuş olmasıyla yakından ilişkilidir.Öznenin birincişahıs olmadığıdurumlarda bile[ben] birşekildecümleye dahil edilmektedir. Mesela:

"Karım.Ayla. klZlm. çayını ağbeyinle iç,yalnız kalmasın dedi" cümlesinde özne üçüncü şahıstır. Ancak ait olan ilişkisi ile yine [ben]e bağlanmıştır.Yani "ben" bu cümlede özne olarakdeğilama özneye sahip olan hakim unsur olarak yine vardır. "Karım ... dedi" yerine "Hurrem (karısının adıdır) .... dedi" şeklinde kurulmuş olsaydı"ben" bu cümlenindışındakalacaku.

"Ben"in arka planaitilmişgibigöründüğücümlelerde de bendolaylıolarak,

işigören, duyan, algılayanolarakvardır.Üçüncüşahsınen çok tercih edilen özne görünümünde olması arka plandaki "ben" in duygu ve düşüncelerini okuyucuyla paylaşma isteğinden kaynaklanmaktadır.Mesela:

"Kavak ağaçlarıve Ulucami'nin minareleri yaldızlanır." cümlesinin derin yapısında "Ben kavak ağaçlarının ve Ulucami'nin minarelerinin yaldızlandığını görürüm. görüyorum." yargısı vardır.Buaynızamanda hikaye türünün birgereğidir. Ya7.anndolayı. vedolaysızolarak cümleyedahilolması,birbaşkaifade iledolaylı veya dolaysız anlatımı tercih etmesi onunanlatıcı bakışını belirler. Ben cümlenin yüzeyselyapısındavarsa anlaumdolaylıdır."Ben" sadece derinyapıdahissediliyorsa

anlatım dolaysızdır. Tarık Buğra "Omer" in tasvir bölümlerindedolaysız anlatımı tercih ederken karşılıklı konuşmaları"aktanlan metin" (discour raporte) ve"ben" e bağlıolarak metne dahil etmiş,yanidolaylı anlatımı benimsemiştir. Mesela:

(23)

[Karım] -Iyi değil, ateşi var, dedi. [BenJ -Yatsın,dedim.

Karım çay/arımızı do/durdu. Omer için bir tepsi hazır/adı:çay tabağının kenarına,her zamankinden daha iri bir limonparçasıkoyarken:

[OJ -Di/ipas/ı.beliağrıyormuş...bacak/arı da dedi.

Kısacası, gözlemlerini okuyucuya yansııırkenarka planda kalan yazar, diyaloglardadolaylı anlatımıbenimseyerek hakimbakış açısını hisseııinniştir.

2.2. Nesne Hali

"Ömer"de isimler şudilbilgisi biçimbirimleri ile nesneyapılmıştır.

ı.

+0

Dilbilgisi kitaplarındabelirtisiz nesne olarakadlandınlan işaretsiznesne hali eki, genellikle fiil deyimi oluşturur. Yani Nesne- YF- ilişkisi değil de nesne-fiil ilişkisikurar ve kavram işareti oluşturur:

çay dem/e-, /çay] do/dur-o tepsi hazır/a-, sofra kur-, nefes a/- .... vs. gibi. Türkçededeyimleşmeyeen müsaityapılarnesne-fiilbirleşmeleridir.Onun için Tank

Buğrada "Ömer" de dile ait bubirleşmelerle oluşturulan kavram işaretlerinifazlaca kullanmıştır. Ayrıca (Bk. 1.1.3.2.3.).

2.

+0

Dilbilgisi kitaplannda ismin nesne hali ekini alıp almamasınagöre belirtili veya belirtisiz nesneden söz edilmektedir. Oysa nesne hali ekinin işaretsizliğiher zaman belirsizliğingöstergesideğildir. Bazı kullanımlarda işaretsizolan nesne hali eki, belirtili nesne yapar. Bir başkaifade ile

+0

bazen nesne-fiil değil de nesne-yüklem fiil ilişkisi kurar:

Bu uçup giden nedir+f', nereye gider+f' bilmem.

... Omerin üstüneeği/iverip:"Söy/ecanım!"

+f'

diyen o o/du.

Omer sadece anne+f' deyip, başkabirşey+f' demiyor; bir bardakçıksu o/sun+f' istemiyordu.

(24)

Birdefacıkda. baba+~ demesini ... benden birlira+~. beş lira+~, beşbin

lira+~istemesini bekliyerek...

Fakat Omer. birbardakçık su+~bile istemez ki... Ömer ancak,anne+~diyebilir.

-NeyapıyorsunHurrem. çocuk musun sen... yaAyıadauyanlrsa+~ dedim. Örneklerde de görüldüğügibi bu tür nesneler, dilbilgisi kitaplannda "iç içe

birlcşik"diyeadlandmıarıcümlelerdcki isimleşmişiç cümlelerdir. Birbaşkaifade ile bu nesnekullanımı, alıntı cümleleri metne dahil etmenin bir yoludur. Zaten dikkat edilirse bu tür nesnelerin bil-, de-, isle- gibi "mutlak geçişli" diyebileceğimizve geneHikleyargıhalinde nesne alan yüklem-fiillerlekullanlldığlgörülür.

"Ömer" de cümle+0 şeklindc formüllendirebileceğimizbu tür nesneler fazla kullanılmamıştır. Çünkü cümleyi nesne olarak yüklem-fiile bağlayan başka biçimbirimler tercihedilmiştir.

3. +(y)I

Türkçede en çok kullanılanbu ncsne hali eki doğalolarak "Omer"de de kullanım sıklığıen fazla olan eklir vc SIT'ne uygun olarakkullanılmışur:

yüzüm+ü yıkamakiçin ...o

" 0 o+nu yakalayabilirdim.

Sonrakarımlaberabermangal+ıve semaver+iyakarıı. Gökyüzü berrakmaviliğinibulmak üzeredir.

Ben bu esnada "Hüsn-üAşk"+1 veya "Piyale" +yi okumayabaşlarım.

4. +A

Dilbilgisi kitaplarındanesne hali cki olarak tanımlanmamasına rağmen bazı kullanımlarındaözneninyaptığı iştenetkilenen ögeyi ifadcelliği için nesne hali cki olarakdeğerlendirilmiştir.

Öylece doktor+a. doktorun hareketlerin+ebakıyorduk. -Bakayımdilin+e, dedim.

(25)

Dokunma bakayım kıZlm+a.

Karım ayağakalkmadan,çılgmgibi dönerekbacağım+a sarıldı.

Karım başını, şöylece birkapıya doğruçevirdi, sonraişinH eğildi. 5. +DAn

Ayla annesinineteğin+dentutuyordu. 6. +diye

de- fiilinin zarf- fiille edatlaşmasından oluşan bu dilbilgisi biçimbirimi, dolaylı anlatımlarda a1ınLJcümleleri metne dahil etmekte çok kullanılan bir nesne hali ekidir. "Ömer" de Tarık Buğra da zaman zaman STT'nin bu yapısını kullanmıştır:

Karım,o gittikten sonra: -Fakat nedir? diyemırıldandl. Biraz sertçe: -Niçin yemedin? diye sordum.

-Nesivarmış?diye sordum.

"Ömer, söylecanım,ne istiyorsun Ömer, beniçağırdın"diye soruyor, ... "Ömer"de nesne hali en çok kullanılanisim halidir. Yaklaşık 150 nesne

-

halininkullanılması,bu sayının hikayedeki öznesayısındanbile fazla olmasınesne

halinin kavram işareti oluştrrna imkanınada sahipolmasından kaynaklanmışur.Bu durum genellikle geçişli/ellirgen fiilierin seçilmiş olmasıyla da paralellik arzeunektedir. Aynca bk. 1.3.

2.3. Nitelik·Benzerlik-Nasıllık Hali

İsimlerinitelerneişleviyletümlenene veya lamlanana bağlayanbu isim hali Tank Buğra'nın"Ömer" indeşudilbilgisi biçimbirimleri ile ifadeedilmiştir.

1.

+0

derin derin+f) nefes al-pembe+f) birşerit

çaylarımm konuşmadan+f)içtik

(26)

sarsıla sarsıla+~ hıçkırıyor...

2. +CA

biraz sert+çe sor-,

ekmekleri öyle+ce duruyordu, karım yavaş+ça doğruldu. 3. +IA

o ciddiyetiy+lesıyrılarak yanımageldi. 4. +DAn

karıma. kaşlarımı yalancık+tançalarak... dedim. doklOrunarkasın+dan girdik.

5.

+0

gibi

Ovanın doğu sınırınıpembe birşeritgibi çizen Emirdağ/an.. her zamarki gibi oldu.

Ömerişıeböyle aslan gibi bir çocuk...

Yüzü ardında çıralar tutuşmuşbir tülbent gibikırmızı. AkranlarınıIOp gibi yere vuran Ömer

6. +diye

sarsıla sarsıla hıçkırıyorvebiııi bitti diye inliyordu. 7. olarak

Ömer tifoyatağında günlerce da/gm.erimişvebitmişolarakyalı!.

"Ömer"de en çok kullanılan haldir. Bu da metnin özelliği ile bir paralellik gösterdiği için tabiidir. Çünkü hem kavramlara bağlı nitelikler hem de eylemlere bağlınitelikler belirtilerek edebi metinoluşturulmuştur.Niteleyen nitelenen ilişkisi ise birleşen sıfat ve isim, zarf-fiil, veya tümleç- Yilkel fiil arasında niteleyeni nitelenenebağlayan işaretsizbir hal ekivardır. Belirten belirtilenilişkisindeismi bir başkaisme ve ismi fiilebağlayan hal ekleriolduğugibi (bunlar da bazenişaretsizdir)

(27)

niteleyen nitelenen arasındaki dış;.ı dönük yapıyı oluşturanbir hal ekinin olması gerekir. Türkçede bu,çoğunlukla işaretsizdir.Bu konuda aynca bk. 1.3.

Tank Buğra'nın"Ömer"de nitelik-benzerlik-nasıllıkhalini fazla kullanması sebepsizdeğildir.

2.4. Bulunma/Yaklaşma Hali

Bulunma hali durağan (statik) yüklem fiilleri zaman, yer veya durum bakımındantümleyen isim durumudur. Yaklaşma hali ise isimlere devingen (dinamik) yüklem fiilleri ycr, zaman veya durum bakımındantümlemc işlevini kazandım."Ömer"de olayzamanı "geçmiş" olduğuiçinyak1aşmahalinin ifadeettiği devingenlik (dinamizm)durağanlığa(statizme)dönüşür.Yani eylem bittiğiiçinartık yaklaşılanyerde, zamanda veya durumda olma hali vardır.Bu nedcnle bulunma ve yaklaşmahaliaynı başlık altında değerlendirilmiştir.

Bulunma-yaklaşma"Ömer"dekullanım sıklıgı bakımındanüçüncüsırayıalan isim halidir. Bu daanlatının(tahkiyenin) zamana ve mekanabağlıolmaşartınınbir neticesidir.

Tank Bugra,"Ömer" de yerde, zamanda ve durumda bulunmayı şudilbilgisi biçimbirimleri ile ifadeetmiştir:

ı. +OA

Bu ek, SIT'nde olduğugibi "Ömer"de de zamanda, yerde veya durumda bulunma bildirmeişleviyle kullanılmıştır:

Büerse Ingiliz milli takımına,hem de son dakika+da galibiyet golünü kim alar sonra.? (zamanda bulunma)

Küçük Aylaişıebusıra+dagöründü (zaman).

Ben, bu esna+da "lIüsn-üAşk"i veya "Piyale" yi okumayabağlarımı(zaman). Karım,bizi ancak ora+dakarşıladı(yerde bulufll1Ul).

Mangal+ila+ki kömürlerolmuştur(yer).

(28)

Omer tifo yaıağın+da günlerce erimiş ve bitmiş olarak yattl (durumda bulunma. Yergibi görünse de durum ifade ediyor).

Ertesi gün deaynı şekil+de geçti (durum) 2. +0

lşlerim bittiğizaman+f:)güneş, Çobankayanın ardına çekilmiş... ... gittiğim zaman+O.göğsüm genişler.güçlenirim .

... onun yenice+f:). işte hemen şimdi+f) sıyrılıverip....

Örneklerde degörüldüğügibi işaretsizbulunma hali eki, zamanda bulunma bildirmeişleviyle kullanılmıştır.

"Ömer"de zamana, yere veya duruma yaklaşma ifade eden dilbilgisi biçimbirimlerişunlardır:

ı. +A

Kol/arımdan sıyrılarakkendini sedir+eattı(Burada eylem zamanı "geçmiş" olduğuiçin hareket sona ermişlir.ArlLk, durum söz konusudur. ArtıkOscdirdedir. Yere yönelme, eylem bitince yerde bulunmayadönüşüyor).

Bahçe+ye geçtik. sofa+ya girdik(Önce bahçede bulunduk, sonrasofactayız).

lçeri+ye geçtik(lçerdeyiz).

bahçe+yeyalnızAylii geldi(ArtıkAyla, bahçededir).

Ayağ+a kaldırdım(Duruma yönelme-durumda bulunma, yani artLkayaktadır). 2. +(n)In üstüne

Ayla sedir+in üstüne kıvrılıvermiş.

3. +0

yukarı+f),yatağın+a çıkmıyor.

içeri+f:)taşınım,bugündışarı+O Çıkmadedim. 4. +(n)In kenarına

çay tabağı+nın kenarına, her zamankinden daha iri bir limon parçası koyarken ....

(29)

2.5. Ayrılma Hali (+DAo)

Ko/larım+dansıyrılarakkendini sedire atll. Yukarı+dan şilteve yorgan getirdim.

Tutup sevmek isteyenler+den o ciddiyetiylesıyrılarak yanımageldi. Sllma dok/orunu masastn+dankaldırdım.

2.6. Sebep Hali

"Ömer"de sebep ifade edenşubiçimbirimlerkullanılmıştır:

ı. +DAo

Ne+den aramızdaböyle tül gibi. tül gibi/akataşılmazbir perde tutuyor. Yavrucak uykusuzluk+tan bitkin ...

Fulbol+dan, dedim.

Fakat öyleyse doktorlardaki busoğuklukne+den? Ne+denapaçıksöylemiyorlar da ....

2.

+0

için

N(e)+" için bitecekmiş? Nasıl bilermiş?

N( e)+" için yemedin?

N(e)+" için daha öncekalkamadım.

3. +DAo 01 +DAo dolayı

Radyomuz . ... mazisin+den ". haııraların+dandolayı utanırmış gibi duruyor.

4. +ln

0,

+ln yüzünden

.. , bir sürü iş+in " ve müthiş 5lcağ+ln yüzünden doktorla konuşamamıştım.

Omer'de sebep hali fazla kullanılmamışur.Hatta soru zamirleri, sebep hali eklerini alarak sebep kavramıyla değil de kuvvetli olumsuzluk işleviyle tümleçleşınişlerdir.Bu durum da anlatınınlürü ve içeriği bakımından son derece tabiidir.

(30)

2.S. Sınırlandırma Hali

Belli birbaşlamave bitmenoktasıolan zaman ve yerkavramlarında başlangıç veyabitiş noklaSınlifade eden bu isim hali"Omer" deşudilbilgisi biçimbirimleri ile ifadeedilmiştir:

ı.

...

+OAn ... +A

İsim deyimidiyebileceğimiz kalıplaşmalaraçok müsait olan bu ek"Omer"de de bir ikileme içindekullanılmıştır:

Ona. böyle bir+denbir+e ne oldu? 2....+OAn beri

Omer bizi ... annesini çok+tan beri mi çağırıyordu.

Bu biraz daha önceyi seneler+den beri heryazın hersabahındayakalamak içinuğraşmışımd".

3. -mA+OAn +0

FaIuıJdahaodanın kapısınavar-malIan" Aylauyandı. Güneş,... Emirdağlarını aş-malIan" uyanırız.

4. -mA+OAn önce

-Çık-madaniince git bir bak, dedi. 5. +0 sonra

ve ancak bir hafta+" sonra doktorlar. -Tifo, dediler. 6. +OAn sonra

Ikindi. her yaz ikindüi gibi. bunaitıcı gün+den sonra kasabamıza. bir müjde halindegelmişti.

7. -DIk+OAn sonra

Karım.o git-tikten sonra: -Fakat nedir? diye mırıldandı. Giyin-dikten sonra: -Nealınacak?diye sordum.

(31)

Türkçede isimle isim arasıncia ilgi kuran dilbilgisi biçimbirimi genellikle +(n)In'dır.Bu eki kavramlannişaretlenmesinde değerlendirdiğimiziçin burada fazla değinmeyeceğiz (Bk. 1.3.1.). Fakat bunun dışında bazı biçimbirimler de isimle isim veya isimle yüklem-fiilarasındailgi kurarlar. Yani +(n)In'danbaşkaekler de

ıamlayan veya tümlcyen yapabilir. "Öma"de bu işlevle kullanılmış olanşuekler vardır:

ı. +A

Ona böyle birdenbire ne oldu?(Onun nesi var?)

Karım,buna cevap vermeyerek ... dedi(Bunun cevabınıvermeyerek, bununla ilgili cevap vermeyerek).

Büıün bunlara ve ... kalplerimizin aıışlarını hızlandmverişlerinesebep ne? (Bunlann ve ...hızlandınverişlcrinin sebebi ne?)

2. +DAn

Onun için de, ev+den, biz+den ve sabah+/an ... birşey eksiimişıi. Ve benimdudaklarımda Haşim+densonmısralar.

2.10. Görelik Hali

Yargının doğruluğu:-.lJ veya yanlışlığını özneye göre, özne bakımından beliruiğiiçin, yargıyı "özneye göre"ye bağladığıiçin duygunun ön plandaolduğu metinlerde fazlabaş vurulmayan bir isim halidir. "Ömer"de çok azkullanılmışveşu biçimbirimlerle ifadeedilmiştir:

1. +nln için

Fakat, onun için de. evden bizden ve sabahtan ... birşey eksi/mişli.

2. +A

Bazen bizi kucak/ar. bazan da onlar+a vız ge/iriz (Onlar için, onlara göre vızız).

3. +A öyle gelir ki

(32)

2.1ı. Vasıla Hali

ı. +IA/+i1e

Reçeteyi benyaptırır.çocuk+la gönderirim .

... kanatalt/arı beyaz/aşır.dahadoğmayaıt güneşin ışıklarıile. 2. +DAn

... ve ayvaağacınındaha güneş ışığı değmemiş esmerliğindenonun yenice. iştehemenşimdi sıyrı/ıverip... uçup gittiğini sanırım.

3. +DA

Benimdudak/arım+da Haşim'denson mlSra/ar. 2.12. Çıkma Hali

SITndeolduğugibi "Ömer"de deçıkmahali, +DAn biçimbirimi ile ifade edilmiştir:

dün hiç ev+dençıkmadı.

O .... esmeryeşiliyaprak/ar+dan gümüşrenkli gökyüzüne doğrubir nefes gibi süzü/üverir.

Ay/açeşme+dendöndü.

ve bütünradyo/arınAnkara+dan halk türkü/eritaşıdığı satıltir. 2.13. Beraberlik Hali

Beraberlik hali işi özne ile birlikte yapan ögeyi ifade eder. Yani ıümleyen

görünüşündeolsa daaslındabir eylCyen, birbakımaöznenin bir bölümüdür.

ı.

+0

beraber

SI/ma doktorunu briçmasasından ka/dırdım;beraberçıktık. 2. +IA/+IA beraber

sonrakarım+laberabermanga/ıve semaveriyakarız. Ay/a kızım. çayını ağbeynleiç;yalnız kalmasın. 2.14. Hedef/Karşılık Hali

(33)

Eylemin hangi hedefe yöneldiğini,kim için, ne için; kime veya neye karŞı yapıldıgı şubiçimbirimlerle ifadeedilmiştir.

ı. +A

Bi/erse Ingilizmi/lfıakımın+a... galibiyet golünü kim alar sonra?

"Kimbilir sen de ona ne yapmışsındırdiye paylayan karım+a... demek zorundakaldım.

fabrikanınkasaba+ya elektrikyetişıiremediğisaattir. Her geçen gün Ömer+e bir parça daha iyilikgeıiriyor;.., 2. -mA+sı+nA

Omerin ondancanınıistemesinehazırsoruyordu. 3. -mAK+A

... gülümsemeğe çalışıı. 4. +0 için

... mLL'

için izin [almasını}. ... bekleyerek ...

Zira bana öyle gelir ki, evimin huzuru ve çocuklarımın isıikbali için duyduğumisimsizendişenin izahı ondadır.

5.+0

... evimin huzuru+~ ve çocuklarımın isıikbali için duyduğum isimsiz endişenin...

6. -mAK için

onu ... yakalamak için uğraşmışımdır.

yüzümüyıkamakiçin bahçedeki çeşmeye gittiğizaman ... 7. +diye

"Ömer'inyanında kalacağım"diye direniyor ...

2.15. Yönelme Hali

Eylemin yöneldiği yer, zaman veya ki~i "Ömer" de isme şu dilbilgisi biçimbirimleri getirilerek ifadeedilmiştir:

(34)

1. +A

Fakat gene de hiç birşeyher zamankine benzemiyordu. Yüzünüyastığagömdü.

Ömereşöylecebirbaktım.

2. +0 do~ru/+A do~ru

Önce kuzeye@ ve güneye doğrukanatkıran atmacaların...

Kuşlar yukarılara doğru ve kümü kümetabakalanırlar. çeşmeye doğru paytak paytak yürüdü.

2.16. Karşılıklılık Hali

Eylemi özneyle birliktegerçekleştirenögeyi ifade eder. Yani eyleyen halidir diyebiliriz. "Ömer"de +IA biçimbirimi ilc ifadeedilmiştir:

doktor+la konuşamamıştım. 2.17. Karşıtlık Hali

Karşıt hali Ömer'de bir kere geçmişmiş ve +A rağmen dilbilgisi biçimbirimi ilekarşılanmışur:

ben. sabahleyin evden çıkarken verdiğimkarar+a rağmenbir sürüişin ve müthiş sıcağm yüzünden doktorlakonuşamamıştım.

2.1S. Seslenme Hali

Türkçe'de genellikle seslenme hali işaretsizdir."Omer" için de bu geçerlidir: Ayla+@ klZlm+@. çayını ağabeyinle beraber iç; ...

-BırakHurrem+@, dedim; kalsm.

"Ömer+@. söylecanım+@,ne istiyor Ömer+@. beniçağırdm".

Kullanma sıklığı açısından ortaya çıkan nesne hali. özne hali, niteliklbenzerliklnasıllıkhali. bulunma hali sıralaması, anlatıyı oluşturan temel unsurlan ifade etmesibakımındanönemlidir. Busıralamadanhareketle her hangi bir anlatıyı oluşturantemcl unsurlann, eyleyen(kişi veya nesne), zaman, mekan ve bu unsurlarabağlı nitelik, nicclikolduğu; bütünkişilerin,nesnelerin, zamanın ve yerin

(35)

de bir eylemin belirteniolduğunagöre bir olayın veya durumun da bu unsurların ortakpaydasıolarakkarşımıza çıktığıyolunda bir genellerneyapılabilir.

Örneklerincelendiğinde görüleceğigibi isim hal ekleri isimlerin ya eyleyen, ya da tamlayan/tümleyen olarak başkabir isimle, fiille veya yüklem-fiille kavram

ilişkisi kurmasını sağlamaktadır.Öyleyse bu haBer, temelde üç sınıfa ayrılabilirler: 1. EyleyenlEylenen halleri (Özne, nesne, karşılıklılık, beraberlik, seslenme); 2. Tamlayan halleri (nitelik, nicelik, benzerlik, ilgi, belirtisiz nesne hali): 3. Tümleyen halleri (Ayrılma, bulunma, çıkma, sebep, sınırlandırma,hedef, ilgi, karşıtlık, görelik ... vs.).

Tarık Buğra'nın "Ömer" hikayesinde hal eklerini kullanımına baktığımızda Türkçenin standardındanher hangi hirsapmanın olmadığınıgörürüz. AncakTarık Buğra'nın kullandığıhal eklerini kullanmasıklıkları açısından sıraladığımızdaen çok seçilen hallerin "Ömer"i oluşturan anlatı unsurları olduğunu görürüz. Böyle bir

değerlendirmede eyleyen hali (Özne-nesne, beraberlik, karşılıklık) ilk sırayı almaktadır.Bu da eserdeki temel unsurun "şahıs" olmasından kaynaklanmaktadır. Tamlayan halleridediğimiznitelik, benzerlik, nicelik, ilgi ikinci sırayı almaktadr. Bu da eserin"edehf'liközelliğiileyakındanilgilidir. Çünkü bu sıklık, kavramların daha ziyade dışa dönük yapılarla işaretlendiğini,kavram işaretlerindegenellikle

"söz"e aitbağdaştırrnalar yapıldığınıgöstermektedir.

Üçüncü sırayı,"zaman"la ilgili tümleyen halleri almıştırki bu da anlaunın ikinci önemli unsurudur. Dördüncü sıradaise"yer"le ilgili lümleyen haBeri vardır. Bu da eseri oluşturan üçüncü sacayağıdır. Bütün bunların; kişinin, nesnenin, zamanınve yerin de bir eylemin belirteniolduğunagöre birolayınveya durumunda

bu unsurların ortak paydasıolarak karşımıza çıkar. Yani "Ömer"de seçilen hal eklerinin kullanma sıklığı bu eseri oluşturan anlatı unsurlarının şu önem sırasıyla belirtilmesini gerektirir:

1. Eyleyen (nesne,şahıs),

2. Nesnenin,kişinin,eyleminnasıllığı, niteliği,

(36)

4. Yer,

5. EylemIDurum (Olay, birincisırayadaalınabilirdi.çünkü her eyleyen, her zaman, her yer için bir eylem söz konusudur. Dolayısıylametinde en çokkullanılan, en temel ögedir. Ancak eylemden ziyade durum ifade eden yüklem-fiillerkullanıldığı içinbeşinci sıraya almayıuygun bulduk.

2.19. Kip ve Şahıs Ekleri

Bilindiğigibi Türkçe'de kip ve şahıs ekleri ya fiillerin, ya da ek-fiillerin üzerine gelerek cümlenin esas unsuru olan yüklem'in oluşmasını sağlarlar.Ele

aldığımızhildiyede de durum bundanfarklı değildir.Onun için burada sadece Omer'i, kip veşahıseklerininkullanım sıklığı açısından değerlendireceğiz.

Ömer'de en fazla geniş zaman kipi kullanılmıştır (197 kez). Daha sonra hikaye kipi (47 kez) ve şart kipi (7 kez), en sonra da rivayet kipi (6 kez) kullanılmıştır.

KipIere gelen şahıseklerinde ise durum şöyledir: Üçüncü şahıslar(145), birincişahıslar(69), ikincişahıslarise (21, buradaşunuhemen belirtelim, 2. çokluk

şahısÖmer'de hiçgeçmemiştir.).

Yüklem ismi yapan slfaL-fiil ekleri açısından ise durum şöyledir: Geçmiş

zaman sıfat fiilleri 143 (-DI 115,-mIş28); genişzaman sıfat-fiilleri63(-(I)r 59,

-mA.z/.mA·0 4); gelecek zaman slfaL-fiilleri 33 (Emir -0 19, gelecek zaman

-(y)AcAk 12, şan -sA 1, tsLek -A I, gereklilik -mAlI yok); şimdiki zaman sıfat

fiilleri -(I)yor 30.

Edatlar, genelde cümlelerarasıve cümleler ÜSLüilişkiler kurduğu için daha ziyade metin dilibilimi açısındançok önemli bir işlevesahiptir. Başlı başınabir makale konusuolabileceğinden dolayı burada ele almadık. Fakat metin dilbilimi açısındanedebi metneyaklaşmakisteyenlerin;edatlarıda dikkatealmaları gerektiğini özellikle belirtmek istiyoruz.

(37)

AKSAN, Doğan; Her Yönüyle Dil Ana Çizgileriyle Dilbilim (3 Cilt), TDK Yay., Ank., 1980.

AKTAŞ, Şerif; Edebiyatta Üslup ve Problemleri, Ank. 1986. ALANGU, Tahir; Cumhuriyetten Sonra Hikaye ve Roman, AnLOloji, cilt 3.

ALYILMAZ, Cengiz; Orhun Yazıtları'nın Söz Dizimi,

(YayınlanmamışDoktora Tezi), Erzurum 1994.

BANGUOGLU, Tahsin; Türkçenin Grameri, TDK Basım Evi, Ank. 1986.

BÖREKÇİ, Muhsine; Atatürk'ün "Nutuk"unda Söz Dizimi, (YayınlanmamışDoktora Tezi, Erzurum 1994).

BUGRA, Tarık: Yarın Diye Bir Şey Yoktur (Hikayeler), Ötüken Yay., Üçüncü Baskı, İstanbul, i986. (BII kiıahill 50-59 sayfalarda yer alan Ömer <ıdlı hiIcayeyiçalışmaımza esasaldık)

DiETER, Jearling; Lenguistiğe Giriş, (Çev: Adnan ŞENOCAK-Yusuf TEPELi), Atatürk Üniv. Fen-Ed. Fak. Yay., Erzurum 1990.

ERGlN, Muharrem; Türk Dil Bilgisi, Bayrak Basım!Yayım.,19. Baskı,

İst. 1992.

GEMALMAZ, Efrasiyap; Standart Türkiye Türkçesi (STT)nin

Formanlannın Enformalİf Değerlerive Bu Değerlerin ihtiyaç Halinde Bu Dilin GelişimineMuhtemel Etkileri, ErL. 1982.

GEMALMAZ, Efrasiyap; Türkçede Isim TamlamalarınınDerin Yapısı(ayn Basun), Erz. 1990.

GEMALMAZ, Efrasiyap; SIT'ndeIşaretsiz(101) Görev Ogeleri Üzerine, Erz. 1993.

KAPLAN, Mehmet; Hikaye Tahlilleri, Dergah Yay., 2. Baskı, İst. 1979. KORKMAZ, Zeynep; Gramer Terimleri Sözlüğü,Ank. 1992.

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu konfe- ranslarda tropikal mimarlık, bir dizi iklime duyarlı tasarım uygulaması olarak tanım- lanmış ve mimarlar tropik bölgelere uygun, basit, ekonomik, etkili ve yerel

Sp-a Sitting area port side width Ss- a Sitting area starboard side width Sp-b Sitting area port side Ss- b Sitting area starboard side Sp-c Sitting area port side Ss- c Sitting

Taşınabilir kültür varlıkları için ağırlıklı olarak, arkeolojik kazı ve araştırmalara dayanan arkeolojik eserlerin korunması ve müzecilik hareketi ile daha geç

Sakarya İli Geyve İlçesi Geleneksel Konut Mimarisi (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi) Sakarya Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sanat Tarihi Anabilim Dalı,

Tasarlanan mekân için ortalama günışığı faktörü bilgisi ile belirlenen yapay aydın- latma kapalılık oranı, o mekân için gerekli aydınlık düzeyinin değerine

Şekil 1’de görüldüğü gibi otomatik bina yönetmelik uygunluk kontrol sistemlerinin uygulanması için temel gereklilik, nesne tabanlı BIM modellerinin ACCC için gerekli

yüzyıl başlarının modernist ve ulusal idealleri doğrultusunda şekillenen mekân pratiklerinin doğal bir sonucu olarak kent- sel ölçekte tanımlı bir alan şeklinde ortaya

ağaç payanda, sonra ağaç poligon kilit, koruyucu dolgu tahkimat: içi taş doldurulmuş ağaç domuz damlan, deneme uzunluğu 26 m, tahkimat başan­ lı olmamıştır (Şekil 8).