• Sonuç bulunamadı

Bestecilerimizin son yapıtları:Ankaralı bestecilerin "ekim" hazırlığı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Bestecilerimizin son yapıtları:Ankaralı bestecilerin "ekim" hazırlığı"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

25 AĞUSTOS 1993 ÇARŞAMBA CUMHURİYET2

KULTUR

Bestecilerimizin en son yapıtları: (2)

A nkaralı bestecilerin ‘ekim ’ hazırlığı

Sıdıka Özdil Betin Güneş

nkara Belediyesi

A nkara’nın başkent

oluşunun yıldönümü

kutlamaları

çerçevesinde

bestecilere 40’ar

milyon lira karşılığında

çeşitli yapıtlar

ısmarladı.

Mumammer Sun Nevit Kodallı EVİN ÎLYASOĞLU

Çağdaş müziğimizin cumhuriyet ile yaşıt ol­ duğunu söylemiştik geçen haftaki yazımızda. Çoksesli yöntemle yazan bestecilerimiz şu ara neler üretiyorlar? En son yapıdan nedir, seslen­ dirilmeye hazır, gün yüzüne çıkmayı bekleyen notalan var mıdır, rafian mı bekler, yoksa bir C D ’nin parlak yüzüne girmeyi başarmışlar mı? Kimi Avrupa'da, kimi Amerika’da, kimi de bir tatil beldesinde ulaşabüdiklerimize sorduk.

Kemal Sünder (1933)A 5. senfonisinin taslak - lan üzerinde çalışıyor. Önceki 4. senfoninin bir kez çalındığını, daha önceki 3. senfoninin ise on yıldır seslendirilmeyi beklediğini söylüyor. Bir sipariş üstüne yazdığı korno konçertosu da 1985’ten beri bir korno solisti beklemekte. Opus sayısı 35’e varan Sünder, bu yeni çalışmasında da zıüaşmanın en artistik şeklini bütünlük duy­ gusunu bozmadan, abartmaksızın oluştura­ cağını belirtiyor. Ülkemizde bestecinin eser par­ tilerini çoğaltmakta zorluk çekmesinden, bugü­ ne dek Sevda Cenap And Vakfı’mn koristleri ile sağlanan bu örgütlenmenin ikinci plana düşme­ sinden yakınıyor.

Ahmet Yürür. (1941), yirminci yüzyılla gelişen

yeni yöntemleri kullanmaktan yana bir besteci­ miz. Aynı zamanda yeni müziği ülkemizde yaygınlaştırma çabalan var: Ankara’da 1989’- dan beri gerçekleştirilen Yeni Müzik Festivali’- nin; Cemal Reşit Rey Salonu’nda geçen yıl başla­ tılan M odem Müzik Haftası’nm öncüsü. Etno- müzikoloji çaiışmalan da olan Ahmet Yürür’ün 25’e varan yapıtı var. Son çalışması “post-*eri-

yel” dilde bir çello konçertosu. “Webern an­ layışının ötesinde, iki-üç seri buluyorum. Bir seri­ nin olanakları tek eserde bitmiyor. Başka bir yapıda değişik bir topluluk için yeni bir eser, aynı serinin değişik şekli ile ortaya çıkabiliyor. Seri, tematik veya motifse! bir şey değil. Kulakla an­ layamazsınız. Ama bir müzikbüimci incelediğinde matematiksel olarak anlayabilir’’ diyor. Ve Şu­

bat 1994’te 4. Yeni Müzik Festivali’ni, Mosko­ va’da düzenleyeceği Yeni Türk Bestecileri Haf- tası’nı. buna ilişkin çeşitli etkinlikleri duyuru­ yor. Ülkemizde artık yeni müzik yapıtlarını ses­ lendirecek kurulu bir topluluk olmasının kaçını­ lmazlığım da ekliyor Ahmet Yürür.

İngiltere'de yaşayan genç bestecimiz Sıdıka Özdil (1960) de yeni müziğin olanaklarından, yeni ufuklarından yararlanıyor. Örneğin son olarak yazdığı piyano konçertosunda piyanoyu ' yalnız tuşlarıyla çalınan bir çalgı olmaktan öte, içindeki mekanizmasından da yaralanılan bir çalgı olarak ele almış. Amerikalı piyanist Aaron Shorr’un siparişi ve İngiltere’deki A rt Council’in parasal desteği ile bestelediği bu yapıtı, İnci Öz­ dil yönetiminde Leningrad Senfoni Orkestrası Aaron S h o rrü n solistliği ile seslendirecekmiş.

“Hititlerin ¡döllerindeki geometrik şekillerden esinlendim. Karmaşığın içindeki yalınlık, tıpkı Hitit Güneşi gibi bir yapı düşündüm. Yer yer or­

kestra üyeleri çalarken çaldıklarını şarkı olarak

söylüyorlar, bir uğultu elde etmek istedim müziğin yanı sıra. Kadans yerine solist isterse kendi do­ ğaçlamasını yapabilecek.”

Ankaralı besteci Turgay Erdener (1957), An­ karalI bestecileri yüreklendiren ilginç bir girişim­ den söz etti: Belediye, Ankara'nın başkent olu­ şunun yıldönümü kutlamaları için 10 kadar bes­ teciye 40’ar milyon karşılığında yapıt ısmar­ lamış. Her birinin ilk çalmışı belediyeye ait ola­ cakmış. Şimdi Ankaralı besteciler hani hani ekim ayma kadar bir senfonik yapıt yetiştirme çalışmalarında. Turgay Erdener’i “tstanbulna-

me” adlı müzikli oyundan ve Sait Faik’in dört

öyküsünden esinlendiği kontrbas-orkestra yapı­ tından tanımıştık. Şimdilerde Ankara kenti için

“Four movements on E” (Mi’den dört bölüm)

başlıklı senfonik yapıtı hazırlıyor. Aynca Yapı

Kredi Bankası tarafından bastınlan bir C D ’de Obua için Konçertino’sunun yer alması Erde­ ner’i mutlandırmış. Rengim Gökmen yönetimin­

de Düsseldorf Oda Orkestrası yorumlamış C D - deki yapıtları.

Aynı CD üstünde Ulvi Cemal Erkin’in Sinoni- etta'sı ile yer alan bir diğer yapıt da Nevit Ko-

dab’nın Sinfoniettası. Kodallı (1924), yıllardır

Ankara Devlet Konservatuvar’mda sürdürdüğü idari görevlerinden ayrıldığını belirtiyor. “Tam

üç yıldır 3. Senfonimin taslaklarını hazırlıyorum. Bir türlü kendimi tümüyle bestelerime verecek za­ manım olmadı” diyor. Bu arada Ankara Beledi­

yesinin çağrısını çok kısa bir zaman önce yaptığını, koşullan da açık olarak bildirmedik­ lerini ekliyor. Kodallı’yı Van Gogh, Gılgamış gibi operalarıyla, Atatürk Oratoryosu, Telli Turna, Güzelleme, Ebru gibi oda müziği yapı­ tlarıyla tanıyoruz.

Ankara Belediyesi’nin çağrısına hazırlanan Ankaralı bir başka besteci de Çetin Işıközlü.

Başkentin yıldönümü kutlamalan iğin bir viyo­ lonsel konçortosu tamamlamakta. Üç bölümlü, kendi tanımıyla “modern modal” yapıda bir çalı­ şma. Işıközlü'yü şu sıralarda son derece heye­ canlandıran olay ise Emrah ile Selvihan başlıklı bale yapıtını sahnelemek üzere ünlü Bolşoy ko­ reograflarından Grigroviç'in asistanının An­ kara’ya gelmiş olması. 1993-94 mevsiminde bu balenin sahneleneceğini umuyor.

Muammer Sun (1932) ise Ankara Belediyesi

için iki seçenek üstünde duruyor. “Ya Ankara

türkü ve oyun havalarından derlemeler yapa­ cağım ya da Hititlerden. Eski Ankara’dan günü­ müze kadar bir yelpaze içinde Anadolu modlarını işlediğim bir senfonik çalışma çıkacak ortaya”

diyor. Muammer Sun’un son tamamladığı yapıt, TRT için Kurtuluş (M ustafa Kemal’in As­ kerleri) başlıklı diziye yaptığı müzik. 6 dizdik bu gösterim için bestelediği müziği, Gürer Aykal yönetimindeki Cumhurbaşkanlığı Senfoni Or­ kestrası ve Devlet Çoksesli Korosu banta kay­

detmiş. 29 ekim günü dizi T R T ’de gösterime gi­ recek. “Kendi müzik dilimi bildik marşlarla, Yu­

nan marşlarıyla donattım. Senfonik bir soyutla­ ma oldu sonuçta” diypr.

Almanya’da yaşayan bestecimiz Betin Güneş (1958) ise son olarak trombona ilişkin iki yapıt tamamlamış. Trombon, Betin Güneş’in kendi çalgısı. Aynı zamanda bu çalgı için bestelenmiş çok yapıt olmadığından birçok tromboncu ona ısmarlıyor. Trombon ve yaylı çalgılar için 3 bö­ lümlü konçertoyu Thomas Horch ısmarlamış. RTL Radyo Senfoni Orkestrası ile Hannover’- deki bir Yeni Müzik Festivali’nde seslendirile­ cekmiş. Piyano ve trombon için sona tin de “The

Trombonite” adını taşıyan bir çalışma. Betin Gü­

neş’i Ayayva gibi oda çnüziği çalışmalarıyla tanıyoruz. Köln’de ve Bayer Oda O rkestrası­ ndaki şefliği, C D ’lcri, plaklan, çağdaş Türk mü­ ziğini Avrupa’da tanıtma çabalarıyla yoğun bir bestecimiz. Müzik dili ise yer yer atonalite gibi çağdaş yöntemlerin sunduğu yeniliklerle süslü.

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Makalenin dayanağını oluşturan tez çalışması kapsa- mında İstanbul’da özellikle son on yıllık dönemde kent merkezinde yapılan karma fonksiyonlu yapı tipleri ara- sında yer

Yukarıda söylenenlerin ışığında “ulaç” kavramı, bizce şöyle formüle edilebilir: Şekil bilimi bakımından ulaç, belirteç imgesinde temsil edilen eylem (yani

27 Pervaz üzerindeki benzer dekorasyon, stilize edilmiş palmetler, köşegen bezeme şeması ve bezeme alanları- nın firnis bant ile sınırlandırılmasının benzer uygula-

olarak işe başladım. O zaman mutfağımız yaklaşık 10.000 kişi kapasitesinde bir mutfakken şu an 3 merkezi mutfaktan 100.000 kişiye yemek hizmeti sunan Türkiye’nin taşıma

Yeni BLS-NEO fiber lazer kesim makinesi ince malzeme kesiminde, gerek kesim kalitesi ve hassasiyeti gerekse yüksek kesim hızı ve düşük kesim maliyetiyle kullanıcısına en

Bunun yanında piyanoda hafif ve yumuşak bir pedal (coloristik pedal) kullanımı piyanonun sesini barok dönem çalgılarına yaklaştırmakta ve o ruhun yakalanmasına katkı

Tanya Markow 2011 yılında tamamlanan ön ça- lışmalardan sonra omurilik zedelenmesi sonucu felç olan kişilerde de olumlu sonuç alacaklarını umduklarını, ancak aygıtı

Sonuç olarak, örgütler arası ilişkilerin yönetişiminde biçimsel mekanizmaların kullanımının ilişkisel mekanizmalarla olan pozitif veya negatif etkileşimlere