• Sonuç bulunamadı

Abdi İpekçi'yi anmak...

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Abdi İpekçi'yi anmak..."

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

cvet

OKTAY

AKBAL

r7bu

\0bu

Abdi

Ipekçi’yi

Anmak...

-.itaber, gazetenin namusudur. Eğilimlerimiz.

V\ fi

inançlarımız ne olursa olsun olayları ger­ çeğe tamamen uygun bir biçimde yansıt­ malıyız. isteyen istediğini, makalesinde, yazısında, yorumlarında söyleyebilmen, çizebilmeli. Ama kişi­ sel görüşler, eğilimler, istekler haberlere asla ka­ rıştırılmamalı. Ve olaylar tek yanlı yansımamalı.»

1 şubat 1979 akşamüstü Teşvikiye'deki evine gelirken arabasının içinde öldürülmüştü Abdi ipek­ çi Hepimiz şaşkına döndük önce... Sonra şaşkınlık öfkeye dönüştü. Neden ipekçi? Neden olaylara yan­ sız bir yaklaşımla bakan, ele alan bir gazete ya­ zan? Bunca kin, nefret, acımasızlık dalgalan ara­ sında kim seçmişti İpakçi’yi kurban olarak? Niçin seçmişti? iki yıldan beri bu soruların yanıtı alına­ madı. Gerçi katiller yakalandı, hattş Mehmet Ali Ağca adlı kişi îpekçi’yi öldürdüğünü TV ekranı önünde bile açıkça söyledi, ama sonra bu dedikle­ rinden vazgeçti. Daha sonra da yurt dışına kaçma­ yı başardı. Bu delikanlının orda evlendiği bile söy­ leniyor. Birtakım kişilere yurda dönmeleri için çağ­ rılar yapıldı, belirli bir süre için dönüp Adalet'a başvurmazlarsa yurttaşlıktan çıkartılacağı bildiril­ di. Cinayet işlemekten ve çeşitli suçlardan sanık ki­ şilere de sanırım aynı çağrı yapılacaktır.

Abdi İpekçi iki yıldır yaşamıyor. Zaman çok hızlı geçiyor. Geçecek de?... Bir de bakacağız beş yıl, on yü geçip gitmiş, katiller yakalanıp ceza­ landırılmamış, îpekçi'nin daha birçoklarının öldü­ rülmesindeki gizler hâlâ ortaya çıkarılmamış... Al­ manya’da gizlendiği söylenen bu-aşın sağcı katil­ lerin yakalanıp yurda getirilmeleri öylesine zar mudur, olanaksız mıdır? Kaç yıldır Interpol’ca arar nan «Yahya» adlı bir kişi bile bir türlü ele geçiri­ lemedi. Nerde olduğu, ne yaptığı, nasıl yaşam sür­ düğü biliniyor. Türkiye yasalarına göre de suçlu, ama yakasına yapışan yok!...

Abdi İpekçi öldürüldüğü gün, haberi duyar duy­ maz şöyle yazmıştım: «Niçin Abdi İpekçi? Denge­ li, ılımlı bir yazardı. Gerçek bir gazeteciliğin ge­ reklerini yerine getiriyordu. Başyazılarında, gazete­ sindeki ‘yöneticilik’ görevinde... Ama İpekçi birkaç yıldır «Faşizme karşı» bir tutuma bürünmüştü iyi­ ce... Demokrasiden. Anayasa devletinden, uygarlık­ tan. gerçekten özgür bir toplumun kurulmasm- dan yana bir aydın olarak görevini yerine getiri­ yordu.»

Gerçek bir aydın olmaya çalışmak. Demokrasi­ ye inanmak, Anayasa çizgisinde yürümek, herkesin de yürümesini istemek. Yazar, gazeteci olarak bu ilkeleri uygulamak... Birtakım çevrelerin, kişilerin gözünde bu, büyük bir suçta Toplumda egemen­ lik kurmak isteyen iç ve dış güçler ortaklığı ger­ çek aydınlan baş düşman sayar. Böyleleri teker te­ ker bir yana itilmelidir. İpekçi, Tütengil, Öz, Doğa- nay. Kaftancıoğiu ve daha kimler kimler... Bir sen­ den. bir benden bir ondan bir bundan diyerek sağ­ cı. solcu, ortacı belirgin kişiler ortadan kaldırıldı. Amaç, Anayasa düzeninin işlemezliğini kanıtlamak, giderek o düzenin yıkılmasını sağlamaktı.

İpekçi’yi birkaz kez gördüm. Sayılıdır konuş- malanmız. Her sabah yazışım okurdum. Bir pusula gibi kendince en doğru en sağlam yönü gösterirdi. Yanılgılara düşse de. başka niyetlerin hesapların onu sürüklediği bir yanılgı değildi bn Gazetecilik dı­ şında bir uğraş ne aradı, ne istedi. Galatasaray Li- sesi’ndeki öğrenciliğinde başladığı gazetecilik mes­ leğinde geçirdi tüm ömrünü... Sonunda bir basın şehidi olarak tarihe geçti. «İnandığım düşünce öz­ gürlüğünü gazetede gerçekleştirmeye gayret edi­ yorum. Sınırını, olanakların izin verdiği oranda ge­ niş tutmaya çalıştığım bu özgürlüğü, her görüş sa­ hibine tanımaya önem veriyorum Çünkü düşün­ ce özgürlüğü gibi inandığım bir ilke ‘çoğulcu de­ mokrasi' dir.»

Yeni bir Anayasa hazırlamak, yeni bir Anaya­ sal ortama geçmek istiyoruz. Toplamca bu ister istemez bu duruma itildik. Kaçınılmaz bir gerçek -bence hiç de suçlu sayılmayan- 61 Anayasası’mn yeni baştan ele alınıp yeni bir biçime sokulacağıdır. Böyle bir dönemde Abdi İpekçi gibi dengeli, sağlam düşünceli, sesine kulak verilir, ağırlığı olan yazar­ ların gazetecilerin kişilerin vazgeçilmez bir etkin­ likleri olacaktır, olmalıdır. Ne yazık ki İpekçi, bu kez aramızda değil. İki yıl geçti ölümünün üstün­ den ve biz onu öldürdüğünü açıkça söyleyen katili o cinayeti düzenleyen katiller şebekesini elimizden kaçırmış durumdayız. En acısı budur. Katillerin ce­ zasız kaldığı bir toplum sağlıksızdır. 12 Eylül ön­ cesindeki cinayetlerin karanlık yönlerini aydınlat­ mak. katillerin tümünü cezalandırmak göreviyle karşı karşıyayız. Bu görevi yerine getirmeden top­ lumda yararlı bir değişme, sağlam bir temellendir­ me yapmış sayılamayacağız.

T ah a T o ro s Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Cumhuriyet’i çıkarırken Yunus Nadi gazetenin imtiyaz hakkını kendi üstüne almış, Pembe Ko­ nakla birlikte tüm gayrimenkulü eşi Nazime Na­ d i’nin

Vitaminlerin büyük kısmı kimyasal yöntemlerle ucuz olarak sentezlenmesine rağmen komplex yapıdaki birkaç vitamin (B 12 ve Riboflavin ) ancak biyokatalizle

Pcçcnekler. Haz.arlar olarak anılnıaktadırlar) Orta Asya'dan batıya .g..8j edcrek bir süı,c kuzey Kalkasya'cia yaşadıktan sonra Doğu ,l.vrupa'ya

Bu ev meselâ Suadiye taraflarında veya Lâ- lelide güzel manzaralı bir yerle çok hoş anlaşa- bilir ve modern hayat süren bir aile için iyi bir

Daha sonra 1973- 74 aras›nda Ege Üniversitesi rektör yard›mc›l›¤›nda bulunmufl, 1978'de Ege Üniversitesinde kurulan ikinci t›p fakültesi olan ‹zmir T›p

(Bundan birkaç y›l önce Co- leman Barkley adl› bir Amerikal›n›n Mes- nevi’den tercüme etti¤i beyitleri, tarihte “En Çok Okunan Kitaplar” listesine giren ilk fliir

Bu çalışmada öncelikle Derviş Muhammed Yemînî ve Fazîletnâmesi hakkında bilgi verilmiş, daha sonra Mühürnâme-yi Caferî şekil ve içerik bakımından

‘Alî Melik et-Ṭûsî el-Beyhaḳî el-İsferâyînî olan Şeyḫ Âẕerî (ö. 866) Timurlular devrinde çoğunlukla Horasan’da faaliyet göstermiş ve yaklaşık beş yıl