• Sonuç bulunamadı

T.C.Ziraat Bankası A.Ş.’nin Başarısı

5. AÇIK POZİSYONLAR VE TÜRK BANKACILIK SEKTÖRÜNDE

5.3. T.C.Ziraat Bankası A.Ş.’nin Başarısı

2000 ve 2001 yıllarında yaklaşık toplam 20.35 milyar YTL görev zararı bulunan T.C. Ziraat Bankası A.Ş. ,The Banker Dergisinin 2005 yılı verilerine göre Batı Avrupa’nın en karlı bankası olarak değerlendirilmiş , 2006 yılı verilerine göre 72 milyar YTL’ye ulaşmış aktif büyüklüğü ile bankacılık sektörünün %14’ünü temsil etmektedir (Tablo 5.7). 2004 yılında toplam özkaynakları 5047 milyon YTL , 2005 yılında 5840 milyon YTL ve 2006 yılında ise 6579 milyon YTL’ye ulaşmıştır (Tablo 5.8).

Bankanın net kârına bakıldığında ise; 2002 yılında 202 milyon YTL, 2003 yılında 1221 milyon YTL , 2004 yılında 1531 milyon YTL, 2005 yılında 1846 milyon YTL , 2006 yılında ise 2100 milyon YTL ye ulaşmıştır.

Tablo 5.7. T.C. Ziraat Bankası A.Ş.’nin Son 3 Yıllık Toplam Aktifleri

Toplam Aktifler 2004 2005 2006

( Milyon YTL) 56994 64402 71904

Kaynak: www.ziraatbank.com.tr’ den derlenmiştir

Tablo 5.8. T.C. Ziraat Bankası A.Ş.’nin Son 3 Yıllık Özkaynak Değişim Tablosu

Özkaynaklar 2004 2005 2006

( Milyon YTL) 5047 5840 6579

Kaynak: www.ziraatbank.com.tr’ den derlenmiştir

Bankanın bu kadar kısa sürede büyük başarılara imza attığı ortadadır.Banka bugünlere dengeli aktif pasif yönetimine odaklı stratejilerle gelmiştir.Banka, yabancı para risk politikası çerçevesinde pozisyon taşınmaması ilkesini benimsemiştir. Bu

nedenle, Bankada önemli ölçüde kur riski taşınmamaktadır. Standart methot kapsamında oluşturulan kur riski tablosu aracılığı ile kur riskinin izlenebilmesinin yanı sıra , Banka da günlük bazda döviz pozisyonu için Riske Maruz Değer hesaplanmakta olup Üst Yönetime ve ilgili birimlere raporlanmaktadır.

Ayrıca, döviz işlemleri için ; Dealer pozisyon ve masa limitleri Yönetim Kurulu kararı ile kullandırılmaktadır.

Bankada gerek yurt dışı birimlerince gerekse Genel Müdürlükte kullanılan türev ürünler , yatırımların riskten korunması amacından çok gelir elde etmek amacını taşımaktadır. Söz konusu işlemlerin hacmi oldukça düşüktür.

Bankanın faaliyet gösterdiği en önemli yabancı para birimleri olan Euro ve Dolar’da likidite ve faiz oranı risklerini belirlemeye yönelik olarak periyodik ‘Likidite Boşluk Analizi’ ile ‘ Yeniden Fiyatlama Boşluk Analizi’ yapılmakta ve söz konusu analizlerin sonuçları üst yönetime iletilmektedir. Ayrıca yasal raporlar kapsamında Yabancı Para Net Genel Pozisyonu / Özkaynak oranı ile Yabancı Para Likidite Pozisyonu düzenli olarak izlenmektedir.

Tablo 5.9. Türk Bankacılık Sistemi – T.C. Ziraat Bankası A.Ş. son 5 Yıllık YP Aktifler / YP Pasifler Oranı

2006 2005 2004 2003 2002

Türk Bankacılık Sistemi % 90 % 90,4 % 91,7 % 90,7 % 91,9 T.C.Ziraat Bankası A.Ş % 100,2 % 100,2 % 102,1 % 101,6 % 96 Kaynak: www.tbb.org.tr

T.C. Ziraat Bankası A.Ş.’ nin son 5 yıllık YP aktif / YP pasif oranına bakıldığında fazla açık pozisyon taşımadığı ortaya çıkmaktadır. Yalnızca 2002 yılında %4 lük bir açık pozisyon taşıdığı görülmektedir. Aynı dönemlerde Türk Bankacılık Sistemi’ne baktığımızda Türk Bankacılık sisteminin yabancı para açık pozisyonu %10 civarında olduğu gözlenmektedir.

Tablo 5.10. Türk Bankacılık Sistemi – T.C. Ziraat Bankası A.Ş. son 5 Yıllık YPNGP / Özkaynak Oranı

2006 2005 2004 2003 2002

Türk Bankacılık Sistemi % 31,6 % 25,3 % 22,3 % 28,2 % 33,2 T.C.Ziraat Bankası A.Ş % - 0,4 % - 0,3 % - 5 % - 2,8 % - 4,8 Kaynak: www.tbb.org.tr

Son 5 yıllık YPNP / Özkaynak oranlarına bakıldığı zaman bankanın çok fazla kur riski almadığı , çok sağlamcı stratejiler izlediği ve YPNGP / Özkaynak oranları incelendiğinde sektör ortalamasının çok altında kaldığı görülmektedir.

5.4. 2006 Yılında Türkiye Ekonomisi ve Türk Bankacılık Sistemi

Bu bölümde Eylül 2006 yılında Türkiye Bankalar Birliği tarafından yayınlanan üç aylık banka istatistiki bilgilerinden yararlanılmıştır.

Ekonomide 2002 yılının ikinci çeyreğinde başlayan büyüme trendi 2006 yılında da devam etmiştir. Son 20 çeyrekte sürekli olarak büyüyen gsmh , son beş yılda , sabit fiyatlarla % 43 oranında , dolar bazında ise %175 oranında artmıştır. Dolar bazında gsmh , 145 milyar dolardan 400 milyar dolara yükselmiştir. Kişi başına gelir 2002 yılının sonunda 2598 dolardan 2006 sonunda 5482 dolara yükselmiştir.

Enflasyonda 2002 yılında başlayan düşüş eğilimi 2005 yılının ikinci yarısından itibaren tersine dönmüştür. İlk kez açık enflasyon hedeflemesinin uygulandığı 2006’da tüketici enflasyonu , yıllık %5 olan hedefin üzerine çıkmış , %9.7 düzeyinde gerçekleşmiştir.

Kamu kesimindeki iyileşme 2006 yılında da devam etmiştir. Bu da kamu kesimi borç stokunun gsmh’ ye oranınında düşmesine neden olmuştur. Toplam borç stokunun gsmh’ye oranı 8 puan azalarak %60’ a düşmüştür. İç borç stokunun gsmh’ye oranı %44, dış borç stokunun gsmh’ye oranı %16’ya gerilemiştir. İç borç stokunun vadesi uzamıştır. İç borç stoku içinde piyasaya olan borçlar ile sabit faizli

ve YTL cinsinden borçların payı artmıştır. Bu şekilde, iç borç stokunun döviz kuruna hareketlerine olan duyarlılığı azaltılmıştır.

2006 yılında likiditeyi daraltan para politikası önlemleri ve mali disiplinin sürdürülmesi yanında uluslararası piyasalarda da dalgalanmanın çabuk yatışması iç piyasalarda istikrarı yeniden sağlamıştır. Üçüncü çeyrekte faiz oranlarında yükselme durmuş , sermaye girişi hızlanmış ve TCMB döviz rezervi 60.9 milyar dolara ulaşmıştır.

Gerçek ve tüzel kişilerin talep artışına bağlı olarak döviz mevduat hesapları , Haziran 2006 yılı itibariyle 66.1 milyar dolar iken yıl sonunda 83.1 milyar dolar olmuştur. Bu gelişmede banka ve banka dışı işletmelerin hisselerinin yurtdışındaki yatırımcılara sağlanan gelirlerin döviz olarak tutulmasının da etkisi olmuştur. Nakit , YTL mevduat , yabancı para mevduatın payı 4 puan artışla %34 olmuştur.

Türkiye’ye net sermaye girişi 1990-2001 döneminde 27 milyar dolar olmuşken, 2002-2006 döneminde toplam 121 milyar dolara ulaşmıştır. Bu gelişmede, makro dengelerin sağlıklı olarak kurulması çabaları yanında uluslararası piyasalarda yaşanan olumlu gelişmeler ve gelişmekte olan ülkelere net sermaye girişinin hızlanmasının da önemli katkısı olmuştur.

Cari işlemler açığı %40 oranında genişleyerek, 31.7 milyar dolar ile rekor bir seviyeye ulaşmıştır. Cari işlemler açığının gsmh’ye oranı % 7.9’ a yükselmiştir. Bu gelişmede, dış ticaret açığındaki büyüme yanında, turizm gelirlerindeki düşüş nedeniyle hizmetler dengesinin küçülmesi de rol oynamıştır.

Net sermaye girişindeki hızlı büyümeye rağmen, sermaye hareketleri içinde doğrudan yabancı sermaye girişi , portföy yatırımları gibi yabancı para cinsinden borç doğurmayan kalemlerin ağırlığının artmasına rağmen dış borç stoku %22 oranında büyümüş ve 207 milyar dolar olmuştur. Borç stokundaki artışın tamamına yakını özel kesim dış borç stokundaki artıştan kaynaklanmıştır. Dış borç stokunun gsmh’ye oranı %52.5 olmuştur.

2006 yılında Türk bankacılık sektörüne bakıldığında; son 5 yılda ekonomide yaşanan iyileşme bankacılık sektörünü olumlu yönde etkilemiştir. Bankacılık sektörünün bilançosundaki büyüme, gsmh’deki büyümenin üzerine çıkmıştır. Toplam aktifler 2002 yılı sonuna göre ,sabit fiyatlarla % 51 dolar bazıda ise % 167 oranında büyümüştür. Toplam aktifler 130 milyar dolardan 347 milyar dolara ulaşmıştır. Kişi başına aktif toplamı 1872 dolardan 4738 dolara yükselmiştir.

Bankacılık sektörünün özkaynakları ve serbest özkaynakları hızlı bir şekilde büyümüştür. Özkaynaklar 15.7 milyar dolardan 41.3 milyar dolara , serbest özkaynaklar ise 3.4 milyar dolardan 29.2 milyar dolara ulaşmıştır. Aynı zamanda, karlılık performansı hızla iyileşmiştir. Bankacılık sektörünün özkaynak karlılığı ilk kez 2006 yılında devlet iç borçlanma senetleri yıllık faizlerinin ortalamasının üzerine çıkmıştır.

2000 yılından sonra hızlı bir konsolidasyonun yaşandığı sektörde banka sayısı 79’dan 2006 yılı sonunda 46’ya gerilemiştir. Son dönemde yerleşik olmayanların yatırımları nedeniyle yabancı sermayeli bankaların sayısı artmıştır. Türkiye’de faaliyet gösteren bankaların 33’ü mevduat bankası, 13’ü ise kalkınma ve yatırım bankalarıdır. Kalkınma ve yatırım bankalarının mevduat toplama izni bulunmamaktadır. Mevduat bankalarının 3’ü kamusal sermayeli , 14’ü özel sermayeli bankalardır. Yabancı yatırımcılar , özel sermayeli bankaların 2 tanesinde , halka açık olmayan hisselerde %50 paya sahiptirler. Çoğunluk hisseleri yabancı sermayeli olan mevduat bankalarının sayısı 15, kalkınma ve yatırım bankalarının sayısı ise 4 olmuştur.

Mayıs - Haziran 2006 döneminde yaşanan dalgalanmalar bankacılık sektöründe büyüme performansının yavaşlamasına neden olmuştur. Nitekim, ilk yarı sonunda %35 olan yıllık büyüme hızı ikinci yarıda %22 ‘ye yavaşlamıştır.

Yılın ikinci yarısında YP mevduat artışı hızlanmıştır. Bununla beraber, YTL’ nin değer kazanmasıyla , YP mevduatın YTL karşılığındaki artış sınırlı kalmıştır. Bankalar, dış kaynak kullanımını azaltmıştır. Döviz mevduatı talebindeki artışın da etkisiyle , bakalar yurt dışı bankalarda tuttukları likit aktiflerini arttırmışlardır.

Toplam aktiflere göre en büyük ilk 5 bankanın sektör aktif payı %63 , en büyük 10 bankanın payı ise %86 olmuştur. Aktif büyüklüğü itibariyle en büyük üç bankanın toplam aktifleri 54,51 ve 41 milyar dolar ile toplam 146 milyar dolar düzeyindedir. Bilanço içi aktiflerin payı %68’den %66’ya , YTL pasiflerin payı ise %64’den % 62’ye gerilemiştir. Kamu sermayeli bankaların bilançosu YTL ağırlıklı bir paya sahiptir. YTL aktiflerin toplam aktifler içindeki payı kamu sermayeli bankalarda %78 , özel sermayeli bankalarda ise %60 düzeyindedir. Benzer farklılıklar kaynaklar tarafında da vardır. Nitekim kamu sermayeli bankalarda , YTL kaynakların topla kaynaklar içindeki %76 iken , özel sermayeli bankaların ise % 57’dir.

Bankacılık sektöründe bilanço içi döviz pozisyonlarını gösteren döviz aktifleri ile döviz pasifleri arasındaki fark 2006 yılında 13,7 milyar dolardır. Öte yandan yabancı para net genel pozisyonu ise 184 milyon dolar fazla vermiştir.

Özkaynaklar, 2006 yılında oldukça yavaş artmıştır. Özkaynaklar, YTL bazında %8 oranında artarak 58 milyar YTL , dolar bazında ise % 3 oranında artarak 41.3 milyar dolar olmuştur.

Sektörün net karı %94 oranında artarak 11090 milyon YTL olmuştur. Kar hacminin artışını etkileyen başlıca nedenler , ayrılan özel karşılıkların azalması , ücret ve komisyon gelirlerindeki büyüme , faiz dışı diğer gelirlerdeki artış ile faiz dışı diğer giderlerdeki düşüş, olmuştur. Net dönem hızlı artış karlılık rasyolarını olumlu etkilemiştir. Sektörün net aktif karlılığı %1.4 ‘den % 2.3’e , özkaynak karlılığı ise %10.6’dan % 19.1’ e yükselmiştir. En hızlı artış gösteren kalem olan türev finansal araçlarla gerçekleştirilen dengeleme işlemleri , yılın ilk yarısında yaşanan dalgalanmanın neden olduğu kambiyo zararlarını önemli ölçüde sınırlandırmıştır ( www.tbb.org.tr) .

Benzer Belgeler