• Sonuç bulunamadı

Zülkifl(AS) makamı Ergani'de mezarı ise Eğil ilçesindedir Eğil ilçesindeki orijinal kabri su altında kalma riski nedeniyle Peygamberler

tepesine taşınmıştı Zülkifl peygamberin naşının baraj altında kalmaması

için peygamber tepesine taşınma hikâyesi:Zülküfl(AS) defininde bulunan

Hüsamettin Akboz'u dinledik.

Zülküfl (AS)'i Dicle kenarından Seyda Molla Ömer ve 4 işçi pikapa yükledi, defin mekânında biz 35 kişi idik, iplerle zorlukla indirdik, çok ağırdı. Tekbirlerle gömdük. Ancak Seyda Ömer 4 kişi ile kolaylıkla pikapa yüklemişti. Seyda Ömer'e sordum anlattı. Zülküfl peygamberi baştan ayağına kadar kontrol ettim, daha dün vefat etmiş gibiydi. Boyu bizim kadardı, kefeni tığla örülmüş şekildeydi, hafif tozluydu, başına dokununca başını örten örtü açıldı, beyaz saç ve sakalı vardı.

O güne ait gazete haberleri

Hz Zülkifl.M.Ö.726'da doğdu(14)Anadolu'da yaşamıştır,75 veya 95 yaşında ölmüştür. (Salebi,Ebu's-Suud.Tefsir.VI,82) (57) .

Asıl ismi Bişr olup, lakâbı Zülkifl'dir. Elyesâ aleyhisselâmdan sonra, kızmadan sabır göstererek dinin emir ve yasaklarını İsrâiloğullarına bildirmeyi üzerine aldığı, kefil olduğu içim kefâlet sâhibi mânâsında Zülkifl denilmiştir. Elyesâ aleyhisselâmın amcasının oğludur. İsrâiloğullarına Mûsâ aleyhisselâmın dininin emir ve yasaklarını tebliğ etmiştir.

Allahü teâlânın İsrâiloğullarına gönderdiği peygamberlerden Elyesâ aleyhisselâmın eceli gelip vefâtı yaklaşınca Allahü teâlâ rûhunu kabz edeceğini vahiyle bildirdi ve ''Mülkünü, İsrâiloğullarından gece sabaha kadar ibâdet eden, namaz kılan, gündüzleri oruç tutan ve insanlar arasında kızmadan hükm edecek birine ver.'' buyurdu. Bu peygamber kendisine verilen emri İsrâiloğullarına bildirdi. Aralarıda bir genç kalkıp: ''Bu işe ben kefil olurum, üzerime alırım.'' dedi. Peygamber o gence; ''Bu kavmin içinde senden daha büyükleri var, sen otur.'' dedi. Sonra ikinci defâ aynı teklifi yaptı o genç yine ''Kefil olurum.'' dedi. Üçünce defâ aynı teklif tekrarlanınca cevap veren yine o genç oldu. Bunun üzerine Elyesâ aleyhisselâm, onun yerine halife bıraktı.

Bu genç Bişr idi. Bu sebeble o gence Zülkifl lakâbı verildi. Bu genç aldığı

vazifeyi eksiksiz olarak yerine getirmek için çalişırken İblis (Şeytan) onu kıskandı ve bu vazüfeyi yaptırmamak için çeşitli hilelere baş vurdu. Fakat bu genç İblisin hilelerine aldanmadan aldığı vazifeyi eksiksiz yerine getirdi. Bu hâlinde dolayı Allahü teâlâya şükür etti.

Allahü teâlâ Zülkifl aleyhisselâma peygamberlik vazifesi verdi. Zülkifl aleyhisselâm Mûsâ aleyhisselâmın dininin emir ve yasaklarını insanlara bildirdi. Tevrât'ı okuyup hükümlerini yerine getirdi.

Kur'ân-ı kerimin Enbiyâ sûresi: 85-86. âyet-i kerimelerinde, Sâd sûresi: 48. âyetinde Zülkifl aleyhisselâmla ilgili haberler verilmektedir. (44)

Mezarının Eğil'de olduğu kabul edilen Zülkifl, İsrailoğulları'na gelen peygamberlerden birisidir. Zülkifl Peygamber'in adı, Kur'an'da iki kez geçmektedir. Asıl adının; Hazkıya, Hazkl, Hazkil veya Hazakel olduğu dile getirilmektedir. Bazı eserlerde, Hazkil Peygamber'in, İsrailoğulları'na gelen ayrı bir peygamber olduğu, Firavun'la mücadele ettiği ve son dönemlerinde Babil diyarına gittiği ve orada öldüğü nakledilmektedir. Zülkifl, Arapça haziya'nın karşılığıdır. Haz, nasip anlamındadır. Başka bir anlatışa göre, kendisi, Hz. Elyesa'ya iki defa kefil olduğu için Zülkifl adı ile lakaplanmıştır. Babasının adı Buzi'dir. Buzi, Elyesa Peygamber'in amcasıdır. Annesi, Zekeriya kızı Abdiye'dir. M.Ö.666'da doğmuştur. O tarihte, Elyesa'nın 60 yaşında olduğu tahmin edilmektedir. Doğum yeri, İsrail devletinin başşehri Samiriyye'dir. M.Ö.641'de, 25 yaşındayken, peygamber olmuştur. Zülkifl, 74 yıl yaşamış, 49 yıl peygamberlik yapmıştır.

Zülkifl Peygamber döneminde, Ortadoğu, en karışık dönemlerini yaşamaktaydı. Mısır, İranlılar, Asur, Babil ve Roma devletleri arasında bu dönemlerde aralıklarla çatışmalar olmuştur. Zülkifl'in peygamberlik bölgesi, doğuda Asur, batıda Akdeniz, güneyde Mısır, kuzeyde Toroslar'dır. Zülkifl Peygamber'in M.Ö.592 tarihinde vefat ettiği rivayet edilmektedir. Taberi'de yer alan bir rivayete göre, Zülkifl Peygamber, Şam'da ikamet etmiş, oradaki insanlara dini tebliğde bulunmuş ve yine orada vefat etmiştir.

Kur'an'da iki yerde Zülkifl Peygamber'den bahsedilmektedir: Enbiya Suresi 85. ayet;

“İsmail, İdris ve Zülkifl'i de (hatırla). Onların hepsi de sabredenlerdendi” biçimindedir. Sad Suresi 48. ayet ise; “İsmail'i, Elyesa'yı, Zülkifl'i de an. Hepsi de en hayırlı kimselerdendir” şeklindedir.Zülkifl Peygamber'in Asurlar döneminde yaşadığı tarih kaynaklarından anlaşılmaktadır. Zülkifl Peygamber, amcasının oğlu olan Elyesa Peygamber'in her fırsatta yanında olmuş ve insanlardan gelen birçok olumsuz tavrı göğüslemesini bilmiştir. İsrailoğulları'na gönderilen peygamberlerden Elyesa'nın vefatı yaklaşınca, vahiyle kendisine; “mülkünü, İsrailoğulları'ndan; geceleri ibadet eden, namaz kılan, gündüzleri oruç tutan ve insanlar arasında kızmadan hüküm verecek birine ver” diye buyrulmuştur. Bu durum, İsrailoğulları'na bildirilmiş ve aralarından amcasının oğlu olan genç, “bu işe ben kefil olurum, üzerime

alırım” demiştir. Elyesa, o gence; “bu kavmin içinde senden daha büyükleri var, sen otur” der. İkinci defa aynı teklifi yapmış ve o genç yine, “kefil olurum” demiş ve bu durum üçüncü defa yaşanmıştır. Bunun üzerine, Elyesa Peygamber, O'nu, yerine halife bırakmıştır. Bu gencin adı, Bişr olmasına rağmen, kendisine, Zülkifl (kefil olan) lakabı verilmiştir. Kendisine peygamberlik vazifesi verilen Hz. Zülkifl, Musa Peygamber'e vahyedilen dinin, emir ve yasaklarını insanlara bildirmiş ve Tevrat'ı okuyup hükümlerini yerine getirmiştir. Ayette geçen “Zülkifl” lakabı, nasip, kısmet, haz anlamına gelir. Ancak, burada dünyevi zenginlik değil, onun üstün kişiliği ve ahiretteki derecesi kastedilmiştir.

Zülkifl'in gerçek adı hakkında farklı bir rivayet daha vardır. Yahudiler, O'nun, İsrailoğulları'nın esareti sırasında peygamber tayin edilen ve vazifesini Habur Irmağı yakınlarında bir bölgede yapan, Hereksel olduğunu ifade etmektedirler. Bazıları da, O'nun, Eyüp Peygamber'in kendisinden sonra peygamber olan, Bisr ya da Şeref adındaki oğlu olduğunu ifade etmişlerdir. Zülkifl'in amcası oğlu Yehud'un, Eyüp Peygamber'in torunu olduğuna dair bilgiler de mevcuttur.

Bir rivayete göre, İsrailoğulları arasında bir melik, öleceği sırada; gece uyumadan ibadet edecek, gün atlamaksızın oruç tutacak ve hüküm verirken kızmayacak birisinin kendisine vekil olmasını istemiş ve bu teklifi, yalnızca Zülkifl Peygamber kabul etmiş ve söylenenleri ölünceye kadar uygulamıştır.

Zülkifl Peygamber'in, aşağıdaki özelliklere sahip olduğu rivayet edilmektedir: Endamlı ve alımlı, iyilikten haz duyan, nasibe boyun eğen, devamlı oruç tutan, ibadeti bedence ve kalpçe sürekli olan, asla sinirlenmeyen, adalet ile iş gören, Elyesa'nın devrettiği emaneti severek kabul eden ve neticede peygamberlikle mükâfatlandırılan, sabırlı, kapanan Mescid-i Aksa'yı (Davud'un Evi'ni) tekrar ibadete açan, İsrail kavminin çok kötü hallere düşeceğini görebilen, çiftçilik ile geçinen ve çok çalışan, kendine karşı olumsuz tavır takınanlara karşı, olumlu muamelede bulunan ve çok sabreden.

Bazılarına göre, Zülkifl Peygamber'e ait mezar Ergani Kalesi'ndedir. Bu kale, neredeyse tamamen ortadan kalkmıştır. Kaynakların çoğunda, Zülkifl Peygamber'in “makam”ının (belli bir süre kaldığı yer) Ergani'de, kabrinin ise Eğil'de bulunduğu belirtilmektedir.

Zülkifl Peygamber'in Ergani'den başka Eğil'de de makamı bulunmaktadır. Zülkifl'in makamının (belli bir süre kalınan yer) olduğu dağın tam zirvesinde bir manastır bulunmaktadır. Manastır, harap bir biçimdedir, ancak, duvarları ve temeli hala sağlam durmaktadır.

Zülkifl Peygamber'e ait olan eski türbe, ilçenin 4 km. dışında Hacıyan Mahallesi'ndedir. Şu an mevcut olan türbedeki tanıtım yazısı şöyledir: “Bu kabir, Zülkifl (a.s.)'indir. Zülkifl (a.s.), Yasa'nın amcası oğlu veyahut Eyüp oğlu Beşir'dendir. Nebiliğinde ihtilaf vardır. Bazıları dediler ki, yüz tane nebi, İsrailoğulları'nın öldürme tehditlerinden kaçarak Zülkifl (a.s.)'e sığınmışlardır. O da, onları himaye etmiştir. Bazıları dediler ki, salih bir adama kefalet etmiştir. Eski kabri,

Eğil ilçesinin Dicle Nehri Hacıyan Mahallesi'nde iken, baraj suyu altında kalması nedeniyle, Nebi Harun-i Asefi'nin yanında yapılmış olan türbeye nakledilmiştir”.

Dicle Barajı'nın yapılmasıyla birlikte, baraj gölü havzasında kalan, Elyesa ve Zülkifl peygamberlerin naaşlarının, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün işbirliği neticesinde, yerlerinden çıkarılması kararlaştırılmıştır. Nakil işlemi, 14–17 Eylül 1995 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir. Nakil için 9 kişiden oluşan yeminli bir heyet oluşturulmuştur. Heyette; Eğil Kaymakamı Selim Çapar, Müftü Ekrem Abbasioğlu, Müftülük memuru Burhanettin İncedursun, Eski Medrese Hocası Ömer Kalkan, Eski Medrese Hocası İmam Sadullah Kızılay, Kaymakamlık V.H.K.İ. Mahmut Laçin ve üç işçi (Bahattin Köksal, Mehmet Kaya ve Tahir Korkut) bulunmaktadır. Önce, Hz. Elyesa'nın kabrinin açılmasına başlanmış ve bu faaliyet iki gün sürmüştür. İkinci gün sonunda naaşa ulaşılmıştır. Heyette bulunanlar, ittifak halinde, cesedin ve kefenin hiçbir şekilde çürümediğini, daha dün ölmüş gibi durduğunu ifade etmişlerdir. Elyesa Peygamber'in naaşı, Eğil ilçesine hâkim durumda olan ve Nebi Harun (Harun-i Asefi)'un kabrinin de bulunduğu tepedeki, Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün yaptırdığı türbeye defnedilmiştir. Daha sonra, Hz. Zülkifl'in naaşının nakli için çalışmalara başlanmıştır. Bu peygamberin naaşının bulunduğu mezarın açılmasının çok zor olduğu ifade edilmiştir. Mezarın, dönemin çimentosu olarak bilinen kevs-i hacer (yumurta akı, kum ve kireçten oluşan karışım) adlı bir madde ile kaplı olduğu ve açılmasının çok uzun bir süre aldığı ifade edilmiştir. Aynı şekilde heyettekiler, ittifak halinde, Zülkifl Peygamber'in naaşının ve kefeninin de hiç çürümediğini ve cesedin, uykudaki bir insanı andırdığını ifade etmişlerdir. Bu naaş da aynı şekilde, hazırlanan türbeye nakledilmiştir. (1) (46)

Peygamberlerin nakil heyetinde bulunanlar, cesetlerin çürümemiş olmasını, İslam Peygamberi'nin; “Allah, arza peygamberlerin cesetlerini yemeyi haram kıldı” ve “Cenab-ı Hak, toprağa, peygamberlerin cesedini çürütmeyi haram etmiştir” biçimindeki Hadislerle açıklamaktadırlar. İlçe halkı da benzer kanaatler taşımaktadır.

Özellikle Zülkifl ve Elyasa Peygamber'in türbeleri ve diğer türbelerin ziyaretçileri, yılın hemen her mevsiminde olmaktadır. Her ziyaretin özellikle Perşembe günleri ve hafta sonları ziyaretçileri bulunurken, diğer günlerde çok olmasa da ziyaretçi bulunmaktadır.

Eğil İlçe Müftülüğü'nce, Zülkifl Peygamber'in kabrinin bulunduğu türbenin bakımı ve gelen ziyaretçilerin bilgilendirilmesi için Elyesa Camii'nde bir imam-hatip görevlendirilmiştir.

İlçe halkıyla, bu yerleşim yerinin tarihi ile ilgili görüşme yapılmış ve bazı tespitlerde bulunulmaya çalışılmıştır. İnsanlar, peygamberlerin burada yaşadığı ve kabirlerinin de burada bulunduğu konusunda kesin bir kanaate sahiptirler. Peygamber sayısının sadece iki olmadığı, bu sayının 7 olduğu ifade edilmektedir. Kimileri, 10 peygamber kabrinin veya makamının ilçede bulunduğunu belirtmişlerdir. Saygı ve yüceltme maksadıyla -daha çok peygamberler için- kullanılan “hazret” kavramı, mezarı / türbesi bulunan bazı kimseler (evliya, hayırsever, şeyh vs. ) için de

kullanılmakta ve bu da insanlarda, ilgili kişinin peygamber olduğu yönünde bir çağrışım yapmaktadır. Kelimelerin farklı kullanımı da, yanlış birtakım bilgilerin ortaya çıkmasına zemin hazırlamaktadır. Mesela; Elyesa adını, El İsa olarak telaffuz eden olduğu gibi, Zülkifl ismini, Zülküf ve –hatta farklı anlama gelen– Zülfü biçiminde söyleyenler de yoğun olarak bulunmaktadır.

Yapılan enformel görüşmelerde, isminin başında Nebi veya Hazret olan herkesin peygamber olarak nitelendirilmesi söz konusudur. Civarda kabri bulunan bazı kimselerin “peygamber değil veli oldukları” belirtilmiş ve bize verilen yanıt, “ha nebi ha veli” biçiminde olmuştur.

Ziyaretçilerden bir kısmı, burada kabri bulunan kişinin peygamber olduğunun farkında olduklarını, kabir başında dilekte bulunurken, orada medfun bulunan kişiden / peygamberden değil, Allah'tan dilediklerini ifade etmişlerdir. Adı geçen türbede yatan kişinin şefaatini diledikleri ifade edilmiştir.

Rüya tabiri kitaplarında Zülkifl'i görmek; kefil olmaya ve rüya sahibinin, üzerine alacağı emanete işaret etmektedir. Zülkifl Peygamber türbesine gelip de, türbede yatılan gece veya sonrasında görülen rüya hayra yorumlanmaktadır. (46)

Zülkifl(AS) ile ilgili diğer bilgiler aşağıda oğlu Hz Danyal bölümündedir.