• Sonuç bulunamadı

1. YOLSUZLUK KAVRAMI, YOLSUZLUKLARIN ÖLÇÜLMESİ VE

1.1. YOLSUZLUK KAVRAMI

1.1.2. Yolsuzluğun Ekonomi Bilimi Çerçevesinde Açıklanması

1.1.2.2. Bilgi Yetersizliğinin Yol Açtığı Yolsuzluk

1.1.2.2.1. Yolsuzluğun Oyun Teorisi Çerçevesinde Açıklanması

Oyun teorisi kullanılarak yolsuzluğun açıklanması David Kang (2002) tarafından Güney Kore ve Filipinlerde yolsuzluk ve büyüme arasındaki ilişkiyi inceleyen çalışmasında yapılmıştır. Bu çalışmada ekonomik ve siyasi olarak güçlü ve birbirini denetleyen kurumların olduğu durumlarda devlet ve özel sektörün aynı oranda güçlenerek ekonomik ve siyasi özgürlüklerin korunacağı ve bunların sonucunda yolsuzluğun daha az görüleceği üzerinde durularak bu durum oyun teorisi çerçevesinde “Aşağıdan Yukarıya – Yukarıdan Aşağıya Yolsuzluk Modeli” ile açıklanmaktadır.

Aşağıdan Yukarıya – Yukarıdan Aşağıya Yolsuzluk Modelinde savunulan tez: “devlet ya da özel sektörden hangisi güçlü ise güçlü olanın bu gücü istismar edeceği” şeklindedir. Bu modelde; bağımlı değişken, devlet ve özel sektör arasındaki rüşvetin değiş tokuşu, bağımsız değişken ise devlet ve özel sektör arasındaki ilişki olarak tanımlanmıştır.31

30 Güvel, Enver A.; Ata, Ahmet Y.; “Yolsuzluk Olgusunun Ortaya Çıkmasında Asimetrik Bilginin Rolü: Teorik Bir Bakış Açısı”, Sosyo Ekonomi Dergisi, 2009-1/090109, Ocak-Haziran, s.170.

31 Kang, David C.; Crony Capitalism, Corruption and Development in South Korea and The Philippines, Dartmouth College, Cambridge University Press, 2002, pp.15-16.

Şekil 1: Yolsuzluğun 4 Farklı Çeşidinin Oyun Teorisi Çerçevesinde Açıklanması: Devlet, İş Âlemi Kazanç Matrisi32

DEVLET

TUTARLI DAĞINIK

İŞ ÂLE Az Sayıda Firma (Yoğunlaşma) I: Karşılılı Rehine II: Rant Kollama Tip Mahkum Çıkmazı Aşağıdan Yukaraı

Miktar Orta Yüksek

Çok Sayıda Firma (Dağınık Yapı)

III: Yağmacı Devlet IV: Bırakınız Yapsınlar Tip Yukarıdan Aşağıya Arada Kalanlar

Miktar Yüksek Düşük

Buna göre, devletin toplum üzerinde güçlü olduğu durumlarda yukarıdan aşağıya, toplumun taleplerini devlete kabul ettirebildiği, zayıf devlet modellerinde ise aşağıdan yukarıya yönlü yolsuzlukların söz konusu olduğu ve tek tarafın güçlü olduğu modellerde ise yozlaşmanın en fazla olduğu görülmüştür.

(a) Yukarıdan aşağıya yolsuzluk modeli (Hücre III-Yağmacı Devlet):

Devletin baskın yani güçlü, özel sektörün ise dağınık yani çok fazla sayıda olduğu bu durumda bürokratlar bu avantajı kullanmakta, özel sektörden bağış adı altında rüşvet tahsil etmektedir. Bu durumda yüksek oranda yolsuzluklar görülmektedir.

(b) Aşağıdan yukarıya yolsuzluk modeli (Hücre II-Rant Kollama): III numaralı hücrenin tersi durumunda olan bu modelde özel sektör güçlü, bürokrasi ise dağınık yani zayıftır. Buna göre, özellikle gelişmekte olan ülkelerde devletin özel sektörün rant taleplerine karşı durması mümkün olmadığından çıkar grupları devlet üzerinde hakimdir. Bu durum ise “rant kollama” tipi yolsuzluk modeline örnektir.

32 Kang, a.g.e., pp.15.

(c) Bırakınız Yapsınlar Modeli (Hücre IV): Hücre IV’te ise özel sektörde yoğunlaşma düşük olduğundan özel sektör örgütlü değildir.

Bürokrasinin de aynı şekilde dağınık olduğu durumda, politika yapımı üzerinde etkili olabilecek güçlü bir grup bulunmayacaktır. Devletin ve iş aleminin hakimiyeti ele geçiremediği örneklerde rant kollama faaliyetleri azalmaktadır. Bürokratlar da hizmet sunumu konusunda kendileri arasında rekabet edeceği için rüşvet maliyeti en düşük olmaktadır33. Bu modelde yozlaşma düşük ve yolsuzluk en az seviyededir. Laissez Faire (Bırakınız Yapsınlar Modeli) olarak adlandırılmıştır. Özellikle birçok gelişmiş demokrasiye sahip ülkelerde bu durumun yaşandığı belirtilmektedir.

(d) Karşılıklı Rehine Modeli (Hücre I - Mahkûmlar Çıkmazı):

Mahkûmlar çıkmazı durumunda ise devlet ve iş âlemi eşit derecede yoğun ve etkili varsayılmaktadır. Her iki oyuncunun davranışlarının karşılıklı olarak birbirine bağlı olduğu bu örnekte devlet ve iş âleminin bir gelir çekişmesine gitmek yerine işbirliğine gitmeyi tercih etmesi hâkim strateji olmaktadır.34

Sonuç olarak; özellikle kamu sektörünün ya da özel sektörün tek başına güçlü olduğu, sırasıyla Hücre II ve Hücre III’teki durumlarda yolsuzluğun olumsuz etkileri daha fazla artmaktadır.

John Macrae (1982) yolsuzluğun oyun teorisiyle açıklanmasında, öncelikle yolsuzluk yapmaya karar veren mantıklı birinin nasıl davranacağını, rüşvetin nasıl baskın bir strateji olduğunu, mahkûmlar çıkmazının hâkim ve gardiyanların yolsuzluğa karışmasıyla daha karmaşık bir hal aldığını, bir ihale sırasında ise ihale ile ilgili kamu görevlisinin sadece bir şirketten rüşvet kabul edeceğini ama hangi şirketin ihaleyi kazanacağının tahmininin zor olduğunu ifade etmektedir.35

33 Kang, a.g.e., pp.17.

34 Yurdakul, Mehmet, Onur; Uluslararası Sözleşmeler ve AvrupaBirliği Hukuku Çerçevesinde Suç Kaynaklı Malvarlılarının Geri Alınması, Ülke Uygulamaları ve Türkiye ile Mukayese, Masak yayın no:23, Temmuz 2013, s.18.

35 Macrae, John; “Underdevelopment and the Economics of Corruption: A Game Theory Approach”, World Development, Vol.10, No.8, 1982, pp.677-687.

Güzin BAYAR (2003) tarafından hazırlanan çalışmada, üç farklı oyun teorisi modeli ile yolsuzluk anlaşmalarında aracıların rolünü irdelenmektedir.

Birinci model de; yolsuzluk, rüşveti alan ve veren arasında bir ticari anlaşma olarak incelenmektedir. Aracılar, daha uzun vadeli ve güvene dayalı ilişkiler kurarak yolsuzluğa taraf olan kişilerin birbirlerini iyi tanımıyor olmalarından doğan riskleri azaltıcı rol oynamakta, bunun karşılığında da komisyon alarak çıkar sağlamaktadır. Anlaşma, rüşveti alan (kamu görevlisi) tarafça başlatılmaktadır. Aracıların varlığının, yolsuzluk anlaşmasındaki yakalanma riskini sıfıra indirebileceği böyle bir durumda, kamu görevlisi için rüşvet istemenin neredeyse her zaman istememeye göre daha kârlı olduğunu göstermektedir.

İkinci model de; anlaşmanın rüşveti veren tarafça başlatıldığı durumda aracıların rolü incelenmektedir. Aracının varlığı, müşteri açısından daha kârlı bir seçenek olarak anlatılmakta ve yolsuzluk anlaşmasının gerçekleşmesini sağlamaktadır. Bu durumda müşterinin karşılaşabileceği riskler aracı tarafından ortadan kaldırılmaktadır. Böylece olmama ihtimali olan yolsuzluk anlaşması gerçekleşmekte ve bu durum yolsuzluğu artırıcı rol oynamaktadır.

Üçüncü model de; sahte bir aracı, müşterinin bilgisizliğinden yararlanarak ona işi yapan kamu görevlisinin yolsuzluğa meyilli olduğunu, doğrudan kamu görevlisine başvurursa hizmeti alamayacağını, ancak kendisinin aracılığını kabul ederse, belli bir ücret karşılığında kendisine hizmetin sağlanmasını garanti edebileceğini söylemektedir. Hizmeti veren kamu görevlisi dürüst bile olsa, sahte aracı müşteriyi aldatarak kendisine rüşvet vermeye ikna edebilmektedir.

Üç modelde de aracılar rüşveti artırıcı rol oynamaktadır. İlk iki modelde aracının olmaması halinde tarafların riskleri göze alamayarak yolsuzluktan vazgeçebilecekleri belirtilirken, aracıların varlığı sonucunda yolsuzluk anlaşmalarının aracılar vasıtasıyla yapıldığı ve yolsuzluğun arttığı ifade

edilmektedir. Üçüncü modelde ise zaten sahte aracının salt varlığının başlı başına yolsuzluğun sebebi olduğu belirtilmiştir.36

1.1.2.2.2. Yolsuzluğun Müvekkil(Asil)-Vekil (Principal-Agent) Modeli