• Sonuç bulunamadı

Yerel Bellekte Sipsi

4. BÖLÜM : DİRMİL YÖRÜK MÜZİK KÜLTÜRÜ

4.4 Dirmil Yörük Müziğindeki Çalgılar

4.4.1 Sipsi

4.4.1.2 Yerel Bellekte Sipsi

Eski yapımcılarının sipsi yapımında standart bir ölçü kullanmadıkları, kendi kulak hafızalarındaki ses doğrultusunda çalgı yaptıkları alanda yapılan görüşmeler neticesinde belirlenmiştir. Toplumsal bellekte yüzyıllardır yer etmiş bu sipsi tonu ve bu sese karşılık gelen sipsi boyutu, vokal yeteneği olan ve çalıp söyleyen Dirmilli icracıların ortaya çıkışıyla birlikte çeşitlenmiştir. Bunların öncüleri Kadir Türen ve Emin Demirayak’tır. Nazmi Güngör, Nadir Kılınç ve son dönemin önemli vokal yeteneklerinden Âşık Ömer lakaplı Ömer Erkan bu ustaların takipçileri olmuşlardır.

Bunun yanında beğendikleri bir sipsinin ölçüsünü model alarak çalgı yapan ustalar da vardır. Sahada görüşülen Nazmi Güngör (kişisel görüşme, 5 Ekim 2015) kendisinin sipsi yapımında Ali Tekin’in sipsi ölçüsünü48 model olarak kullandığını, eski ustaları nasıl yapıyorsa, nasıl göstermişlerse öyle yaptığını ve herhangi bir ilave yapmadığını ifade etmiştir.

Burdur’da yaşayan Dirmilli sipsi icracısı ve aynı zamanda sipsi yapımcısı Hüseyin Demir, çalgı yapım atölyesinde gerçekleşen görüşmede sipsi talep edenler farklı bir akortta sipsi istememişlerse, Sol (G) tondan sipsiler gönderdiğini belirtmiştir (H.

Demir ile kişisel görüşme, 7 Ekim 2015). Hüseyin Demir’in Sol (G) akortta yaptığını söylediği sipsiler için elde edilen ölçüm değerleri aşağıda, Tablo 4.1’de verilmiştir.

Tablo 4.1 Sol Akortlu Sipsinin Ölçüleri

Çalgıdaki ölçüm unsurarı (üstten başlayarak) Uzunluk (cm)

Gövde uzunluğu 18

Gövde iç çapı 0,6

Ses perdesi genişlikleri 0,4

Ağızlık boyu 5.5

Ağızlık iç çapı 0,35

Kapak başlangıç mesafesi 5

Akort ipliği mesafesi 4

Ağızlığın gövdeye girdiği bölüm 1.2

Arka perde 2.6

Birinci perde (Mi) 3.85

İkinci perde (Re) 6.9

Üçüncü perde (Do) 8.9

48 Dirmil’de Ali Tekin sipsi icrası çok beğenildiği için onun gibi çalmak ve onun çaldığı sipsilere sahip olmak bir ayrıcalık olarak görülmektedir.

67

Dördüncü perde (Si) 11.3

Beşinci perde (La) 14.25

Kaynak: Hüseyin Demir

Dirmil’de icra edilen sipsilerin ses sınırları, yapılan icralardaki kayıtlar incelenerek ortaya konulmuştur49. Bu icralarda Si (buselik) perdesinden elde edilen sesin komalı ancak ilgili tampere sese yakın, Mi bemol (hisar) ve Fa diyez (eviç) perdelerinin de komalı oldukları tespit edilmiştir50. Söz konusu seslerdeki farklılığın en büyük etkeni icracının üfleyişine göre değişen seslerdir. Seslerdeki bu değişimler aşağıdaki Şekil 4.2’de değiştirilmiş diyez veya bemollerle gösterilmiştir.

Şekil 4.2 Sipsinin Ses Sahası

1980 yılından sonra ise TRT’nin kadrolu sipsi sanatçıları51 tarafından koro akordu olan Do (C) ile birlikte sözkonusu tonun dörtlü ve beşlisinden sipsiler kullanılmaya başlanmıştır (Ş. Akay ile kişisel görüşme, 28 Ekim 2015). 1980’den sonra kurulan Devlet Halk Müziği Koroları da Do (C), Do diyez (C ) ve Re (D) tonlarını koro akordu olarak belirlemişler, buradaki sipsi icracıları da bu akortlara uygun sipsiler edinip icralarda kullanmaya başlamışlardır (S. Bilen ile kişisel görüşme, 29 Ekim 2015).

Dirmil’de sipsi nefes çevirme tekniği52 ile çalınır. Küçük yaştaki çocuklar ve kadınların bu tekniği kullanamadıkları görülmektedir53. Ayrıca geçmişte Dirmil’de kullanılan çifte (çatal) sipsi çalımında da nefes çevirmenin kullanılamadığı ses

49 5 nolu ses kaydı, Emin Demirayak ve M. Ali Kayabaş, kişisel arşiv. Erişim adresi.

https://www.youtube.com/watch?v=t6vOq8Uk2Yc

50 5 nolu ses kaydı, M. Ali Kayabaş, Erişim adresi: https://www.youtube.com/watch?v=5NXf8Ek38XE

51 Do tonda sipsileri ilk kez kullananlar TRT İzmir Radyosu sipsi sanatçısı Mehmet Çelikdemir ve Şahin Akay’dır.

52 Nefes çevirme tekniği, üflemeli bir çalgının çalınması esnasında ağızdan nefes verirken aynı anda burundan nefes alınmasına denir.

53 Örneğin günümüzde Denizli Beyağaç köyünde sipsi çalan Halime Özke’nin çalış tekniğinde bu özellik bulunmamaktadır. Özke, H., Boğaz Havaları, Erişim tarihi: 23 Şubat 2018, Erişim adresi:

https://www.youtube.com/watch?v=4L2eisfQLmA

68

kayıtlarından tespit edilmiştir54. Sipsi, hâkimiyeti son derece zor bir çalgıdır. Sipsi ağızlığı kapağının üfleme anında dirençli ve sert olması uzun süreli çalımlarda dudak kaslarının yorulmasına neden olmakta ve performansı da olumsuz etkilemektedir.

Ağızlığın direncinin az olması başka sorunlara yol açmaktadır. Üfleme güçlüğü çekilmese de sık sık ses kesilmelerine yani “tutaklık” yapmasına, silik ve gür olmayan bir ton çıkmasına neden olmaktadır. Bu, kulaklardaki dolgun ve doyurucu sesin elde edilememesi anlamına gelir. Bu tür sesler, Dirmil’de yaşayanların kulak hafızasındaki geleneksel seslerin dışındadır. Eski dönemlerde özellikle düğünlerde sipsinin hiç ara vermeden sürekli çalındığı, üflendiği ortamlarda çalıcının, dudak kaslarının yorulması durumunda üfleyememe gibi olumsuz durumları ortadan kaldırmak için ağızlık ile gövdenin birleştiği yere bazen zurnada olduğu gibi plastik bir maddeden yapılan ve

‘lüle’ denen bir araç geçirip çaldığı yöredeki görüşmeciler tarafından ifade edilmiştir (N. Güngör ile kişisel görüşme, 5 Ekim 2015). Bu uygulamanın amacı, lüleye dudakları dayamak suretiyle yorulan dudakların dinlendirilmesi neticesinde daha uzun süreli icra gerçekleştirebilmektir.

Dirmil’deki müzik icralarında kullanılan sipsilerin boyutları ustaların kendi tecrübeleri doğrultusunda şekillenirken çalgıların belli bir frekans aralığındaki ses etrafında kümelenmekte olduğu görülmüştür. Örneğin Âşık Ömer lakaplı Ömer Erkan’dan (kişisel görüşme, 14 Ekim 2015) sipsi ile eşlik çalgısı olmadan kaydedilen ezgi örneklerinde çalgının frekansının 408.5 olduğu görülmüştür55. Bu da tampere sistemdeki Sol diyez (G ) 415.3 frekansa yakın bir sestir. 1987 yılında Kızılyakalı Ali Tekin’den kaydedilen örneklerdeki sipsi tonunun 403.0 frekansta yani Sol (G) 392.0 frekansa oldukça yakın olduğu görülmüştür56. Dirmil’e bağlı Maşta köyünde Halil İbrahim Gökmen ve Ramazan Erbilek’ten sahada kaydedilen cura sipsi müzik örneklerinde karar sesin (393.2) olduğu neredeyse Sol (G) 392 ferkansıyla aynı olduğu görülmüştür57. Bu kaydı ilginç kılan Batı klasik müzik orkestralarında çalgıların, sesi

54 Muzaffer Sarısözen’in Burdur’da gerçekleştirdiği derleme gezisindeki kayıtların incelenmesinde, çifte sipsi çalanların nefes çeviremediklerini tespit edilmiştir.

55 20 nolu video kaydı, Ömer Erkan, kayıt tarihi: 14 Ekim 2015, kişisel arşiv. Erişim adresi:

https://www.youtube.com/watch?v=c1njpcEAAJU&t=1s

56 6 nolu müzik kaydı, Ali Tekin ve Ferhat Erdem, kayıt tarihi: 14 Kasım 1987, kişisel arşiv. Erişim adresi: https://www.youtube.com/watch?v=1cGAP3pEJW8&feature=youtu.be

57 11 nolu video kaydı, Ramazan Erbilek ve H. İbrahim Gökmen, kayıt tarihi: 18 Ekim 2015, kişisel arşiv. Erişim adresi: https://www.youtube.com/watch?v=35S7AmQ92XE

69

obuadan almaları gibi curanın akordu yapılırken karar sesi sipsiden almasıydı.

Buradan yola çıkarak yöre insanın benimsediği ve en rahat olduğu tonun Sol (G) akorda yakın sesler olduğu söylenebilir. Yerel icracıların ton tercihlerinde belirleyici olan unsurlardan biri La (A) tondan sonraki seslerde çalgının diyaframının daralması, çalım rahatlığının kaybolması olarak görmek gerekir. Özellikle Do (C), Do diyez (C ) ve Re (D) tonlarda çalgıya olan hâkimiyet zorlaşmaktadır. Yine alt tonlarda yani Fa (F)’dan sonra Mi (E) ve daha alt tonlarda entonasyon sorunları meydana gelmektedir.

1987 yılında yapılan görüşmede kaydedilen icra örneklerinin birinde Emir Kanyıldıran’ın çaldığı curanın karar sesi 377.9 frekanstaydı. Bu frekans FA diyez (F ) ile Sol (G) sesleri arasına denk gelmektedir58. Kanyıldıran bu görüşmede curayı düğün ve diğer etkinliklerde boğaz havalarının dışında tek başına değil sipsiyle beraber çaldığını ifade etmiştir. Saha görüşmelerinde Emir Kanyıldıran’dan kaydedilen bu örneğin önemi, geçimini düğüncülükle sağlayan yerel bir icracının düğün sonrası curasının akordunun hangi seste olduğunun belirlenmesiydi. Dirmil’de genellikle cura-sipsi birlikteliğinde çalınan ezgilerin/türkülerin akordu Sol (G) sesine karşılık gelmektedir. Aynı şekilde 1967’de TRT adına Sarper Özsan tarafından Çörten köyünde bağlama icracısı Hüseyin Karakaya’dan yapılan derleme kayıtları incelendiğinde, Karakaya’nın bağlamasının alt telinin 395.3 frekansta yani tampere sistemdeki Sol (G) 392 frekansa oldukça yakın olduğu görülmektedir59. Dirmilli icracılar bağlama-sipsi birlikteliğinde müzik icra ederken bağlamanın akordunu

“başçeşme düzeni”, “saz düzeni” olarak isimlendirdikleri bilinen yaygın ismiyle

“bozuk düzen”e (La-Re-Sol) akortladıklarını ifade etmişlerdir (E. Kanyıldıran ile kişisel görüşme, 22 Temmuz 1987 ve M. Kılınç ile kişisel görüşme, 9 Eylül 1998).

Bağlamanın alt teli karar sesi yapılarak çalınan bu uygulamada alt telin yaklaşık Sol (G) sesine denk geldiği tespit edilmiştir. Bu da bağlamanın akordu yapılırken sipsinin tonunun dikkate alındığı düşüncesine götürmektedir. Sonuç olarak bağlama veya cura sipsi ile birlikte müzik yapacağı zaman sipsinin Fa diyez (F ), Sol diyez (G ) aralığındaki sesi temel alınarak akort yapılmaktadır. Bu saptamadan yola çıkarak sipsinin yerel müzik içinde ana rol üstlendiği görülmektedir.

58 7 nolu müzik kaydı, Emir Kanyıldıran, kayıt tarih: 22 Temmuz 1987, kişisel arşiv. Erişim adresi:

https://www.youtube.com/watch?v=oGneoUIjdYY

59 1 nolu müzik kayd, Hüseyin Karakaya, kayıt tarih: 10 Ekim 1967, TRT arşivi. Erişim adresi:

https://www.youtube.com/watch?v=mpcVDngDJeo

70