• Sonuç bulunamadı

Merkezileşme, Kentleşme ve Nil Vadisi Merkezli Ticaret Ağı

C. Uluslararası Ticaretin Kurucu Merkezlerinden Biri Olarak Mısır…

1. Merkezileşme, Kentleşme ve Nil Vadisi Merkezli Ticaret Ağı

Nil vadisinde siyasi merkezileşmenin ilk örnekleri Mısır'ın güneyinde ortaya çıktı. M.Ö. dördüncü bin yılda Mısır'ın güneyinde Hierakanpolis, Nakada ve Abydos gibi yerleşimler kurulmuştu. Bu yerleşimlerin kuruluşu muhtemelen çevredeki altın madenlerine giden yollar üzerindeki konumlarıyla yakından alakalıydı.106 Çöl boyunca yapılan seferler, Güney Mısır toplumunu hem daha düzenli olmaya itmiş hem zenginleştirmişti. Dolayısıyla, henüz Abydos'ta Hanedanlık öncesi dönemin kralları türemeden önce, M.Ö. 3700 gibi erken bir tarihte, Hierakanpolis'te şeflik benzeri bir siyasi yapılanma kuruldu.107 Hierakanpolis, çölün doğu - batı hattındaki ortaya çıktı. Luc-Normand Tellier, Urban World History: an economic and geographical perspective, Quebec, Presses de l’Université du Québec, 2009, s. 50. Bunu, yerleşimlerdeki üretimi, sulama şebekesini ve artı-ürünü yönetecek toprak birliklerinin (Mısır dilinde “spat”, Yunancada “nom” adı verilen) kurulması izledi.

105 Mısırlılara göre, kaos içindeki dış dünya ile Mısır’ı birbirinden ayıran Nil nehriydi. Doğa güçlerine atfedilen tanrısallık, yaşamın düzen ve kaos arasında gidip gelen doğasını somutlaştıran Nil nehrinde tezahür ediyordu. Firavun, bu döngüselliğin düzenli taşkınlar lehine devamını tanrılar katında sağlayan, yani tanrılarla Mısırlıların aracısı olan tanrı-kraldı; Mısır'ın varlığının biricik teminatı, mutlak yöneticisiydi.

106 Freeman, op. cit., s. 28.

107 Juan Carlos Moreno Garcia, "Building the Pharaonic State: Territory, Elite and Power in Ancient Egypt in the 3rd Millennium BCE", Experiencing Power, Generating Authority Cosmos, Politics, and

33 yollarının Nil vadisinin Nübya'ya ve Levant'a uzanan kuzey - güney koridoruna bağlandığı bir coğrafi konumda yer alıyordu.108 Ancak, Orta Mısır'daki tarımsal üretim potansiyelinin daha yüksek olması ve bölgenin değişen iletişim eksenini daha rahat kontrol etmesi, siyasi gücün bir süre sonra kuzeydeki Abydos'a kaymasına neden oldu.109 Hierakanpolis bir ritüel merkezine dönüşürken, Abydos kuzeydeki bölgeleri etrafında bütünleştiren ekonomik ve siyasi bir merkez haline geldi. Ne var ki, Mısır'ın birleşmesini takiben Abydos da yerini, ülkedeki tarımsal alanların yarısından fazlasını kontrol eden kuzeydeki Memphis'e bıraktı. Böylelikle, ülkenin güneyinde doğup refahın birikim ve dolaşım eksenine paralel olarak kuzeye doğru kayan siyasi güç, Mısır'ı birleştirdi.

Mısır’ın birleşmesiyle Nil vadisindeki kent devrimi doruk noktasına ulaştı.

Ancak, Mısır'daki güçlü merkezi otoritenin varlığı Mezopotamya'dan farklı bir kent ekonomileri düzeni kurulmasına yol açtı. Mezopotamya, dağların, nehirlerin ve çöllerin mekânı parçaladığı bir coğrafyaya sahipti. Dicle ve Fırat nehirlerinin ulaşım olanakları Mezopotamya'nın parçalanmış mekânını birleştirmek için yeterli değildi.

Hızlı akıntılar gemilerin nehrin her iki yönüne birden erişmesini engellediğinden, merkezi otorite geniş bir bölgedeki artı-ürüne el koyup bölgeyi siyasi açıdan bütünleştirecek kabiliyetten yoksundu.110 Bu nedenle Mezopotamya'ya, birinin ötekiler üzerinde mutlak bir egemenlik kuramadığı, görece birbirine denk bir kent the Ideology of Kingship in Ancient Egypt and Mesopotamia, der., Jane A. Hill, Philip Jones, ve Antonio J. Morales, Philadelphia, The University of Pennsylvania Museum of Archaeology and Anthropology, 2013, s. 188.

108 Idem..

109 Sahra Çölü'nün doğusundaki iklimsel şartların giderek kötüleşmesi, bunu takiben kuraklığın artması, bu bölgedeki insan yerleşimlerinin ve pastoral aktivitelerin azalmasına neden olmuştu. Nil vadisinin doğal bir koridor olarak sağladığı şartlar iletişim için daha uygundu. Ibid., s. 190.

110 Bu durum, yöneticilerin askeri üstünlüklerini sürdürecekleri kaynakları karayolu vasıtasıyla sevk etmesine olanak sağlayan teknolojik ilerlemeye dek pek değişmedi. William H.Mcneill, “Information and Transportation Nets in World History”, World System History: The social science of long-term change, der., Robert A.Denemark et al., Londra, Routledge, 2000, s. 209.

34 ekonomileri ağı hâkim oldu.111 Mezopotamya'nın aksine, Mısır'da coğrafya ekonomik ve siyasi bütünleşmenin doğal bir destekçisi gibi işlev gördü. Günlük yaşamın merkezinde mekânı ortadan ikiye bölen Nil nehri bulunuyordu. Mısırlılar, Nil'in düzenli taşkınlarıyla sulanan alüvyon ovalarından yılda birden fazla kere ürün alabiliyorlar, nehrin kuzeye doğru yavaş akan ama hâkim rüzgârların güney yönlü olan yapısı sayesinde her iki yöne de kolaylıkla erişebiliyorlardı. Nil’in bu niteliği, Mısır'da merkezi otorite siyasi rekabetin önüne geçerek mutlak bir egemenlik tesis edebilmesini sağladı.112 Bu sayede, artı-ürün Mezopotamya'daki gibi farklı merkezlerde birikmedi ve Mısır'da merkezileşmiş hiyerarşik bir kent sistemi ortaya çıktı.113 Dolayısıyla, Mısır kentleri Mezopotamya'dakiler gibi kendi ihtiyaçlarını karşılamak için özgül bir ilişki ağı kurmak yerine, merkezi otoritenin kurguladığı ilişkiler ağına dâhil oldular.

Zenginleşen her toplum gibi Mısır’da da yeni ihtiyaçlar ortaya çıktı: Altın, gümüş, bakır, kalay, zeytinyağı, şarap, değerli taşlar, fildişi, nadir ağaçlar…114 Krallık, kent ekonomilerin bu ihtiyaçlarını Nil vadisinin güneyi ve Doğu Akdeniz ile Hanedanlık öncesi döneme uzanan ticari ilişkiler üzerinden karşıladı.115 Aslına

111 Tellier, op. cit., s. 51.

112 Mcneill, “Information…”, s. 209.

113 Tellier, op. cit., s. 51.

114 Braudel, Bellek…, s. 75.

115Her ne kadar düzenli olmasa da, Mısır ile Mezopotamya arasında da Hanedanlık Öncesi Dönem’e dek uzanan bir ilişkiler geçmişi vardı. Taraflar arasında Levant vasıtasıyla bağlantıyı sağlayan kuzey yolu ve Basra Körfezi aracılığı ile Arap yarımadasının etrafından Kızıl Deniz’e ulaşarak Hammamat vadisinden Nakada’ya varan güney yolu olarak adlandırılan muhtemel iki rota mevcuttu. Samuel Mark, From Egypt to Mesopotamia: A Study of Predynastic Trade Routes, London, Chatham Publishing, 1998, s. 3. Yukarı Mısır’da bulunan ve M.Ö. dördüncü bin yılın son dönemlerine tarihlendirilen “Geb-el Arak Bıçağı” ve “Battlefield Palette” ile Hammamat vadisinde bulunan yabancı gemi piktografları Mısır’ın Mezopotamya ile ilişkilerine kanıt olarak sunulmaktadır. Hatta Kearney’e göre, Mezopotamya’nın Güney Mısır’a getirdiği ticari refah, Kuzey Mısır ile birleşmeyi sağlayacak bir mıknatıs görevi görmüştü. Kearney, op. cit., s. 17. Aynı iddialar Gordon Childe tarafından da dillendirilmiştir: “Nihayet, son Gerze döneminde, Basra Körfezi’nden geldikleri sanılan tekneler Yukarı Mısır’a ulaştı… Dolaylı yolla da olsa, Sümer fikirleri Yukarı Mısır’ı kesinlikle etkiliyordu; Mezopotamya

35 bakılırsa, kentlerin ihtiyaç duyduğu granit ve diyorit gibi sert taşlar ya da altın, bakır veya yarı değerli taşlar Nil vadisinin iki kıyısından kısmen elde edilebiliyordu.116 Ancak, başta kereste olmak üzere öteki ihtiyaçlar Mısır’ın ticari ilişkilerini geliştirmesini zorunlu kıldı. Bu nedenle, ihtiyaçların bir kısmı Mısır'ın dolaylı olarak katıldığı Doğu Akdeniz’deki ticaret ağından,117 bir kısmı da Nil vadisinin güneyinden tedarik edildi. Böylece Nil vadisinin merkezinde bulunduğu bölgesel bir ticaret ağı118 ortaya çıktı.

Bu ağdaki ticaretin devamlılığını Mısır’ın finansmanı sağlıyordu119 ancak, ticaret “satacak bir şeyleri ve medeniyet ürünlerine talebi olan” yabancı tacirler tarafından yürütülüyordu.120 Öte yandan, hammadde ve egzotik mallar açısından oldukça zengin olan Nil vadisinin güneyi ile ilişkiler de bir noktaya kadar aracılar vasıtasıyla yürütüldü. Ancak, güneydeki ekonomik çıkarın büyümesi Mısır'ı, aracılar vasıtasıyla ticaret yapmaktansa doğrudan vadinin güneyindeki kaynaklara el koymaya yöneltti. Nitekim büyüyen kentlerdeki abanoz ağacı ve fildişi gibi mallara uygarlığıyla ilişkisi yoluyla Nil barbarlığına uygarlık tohumları ekiliyordu.” Childe, Tarihte..., s. 131-132.

116 Öyle ki, bu taşların çıkarılması, özellikle de altın madenlerinin işlenmeye başlanması, Mısır'daki kentleşme sürecine katkı sağlamıştı. M.Ö. 3600 kadar erken bir tarihte, Hierakanpolis ve Nakada gibi iki kentin ortaya çıkışı, muhtemelen çevredeki altın madenlerine giden yollar üzerindeki konumlarıyla yakından alakalıydı. Freeman, op. cit., s. 28.

117 “2600’e doğru, Mısır’ın Biblos’la ve Biblos üzerinden Lübnan’ın sedir ağaçları, Lut gölünün bitümü, Toroslar’ın altını, Suriye’nin zeytinyağı ve şarabıyla kurduğu önemli bağlantılar gayet iyi bilinmektedir.” Braudel, Bellek…, s. 110.

118 Mısır'ın sözü edilen bölgeler kadar düzenli olmasa da ilişkiler geliştirdiği bir başka bölge Punt diyarıydı. Punt’un neresi olduğu bugün hala tam olarak bilinemese de yaygın kanı Somali kıyıları olduğu yönündedir. Eski Krallık, en geç M.Ö. 25. yüzyılda, Kızıldeniz’e çıkarak Punt diyarına büyük bir sefer gerçekleştirmişti. Mısır kaynaklarına göre Punt, Mısır’daki ayinler için gerekli olan tütsünün yanı sıra abanoz ağacı ve büyükbaş hayvan da sağlıyordu. David O’Connor, “Egypt, 1552–664 BC”, The Cambridge History of Africa, Volume 1: From the Earliest Times to c. 500 B.C., der., Desmond Clark, Cambridge, Cambridge University Press, 1982. s. 917. “Sakkara yakınlarındaki Ebu Sir’de bulunan Palermo Taşı’ndan kalan bir bölümde, kralın hükümdarlığının on üçüncü yılında gönderdiği gemilerin 80,000 ölçek mür, 60,000 ölçek elektrum (doğada bulunan altın-gümüş alaşımı) ve 2600 kereste ile döndüklerini yazmaktadır.” F.D.P. Wicker, “The Road to Punt,” The Geographical Journal, Vol. 164, No. 2 (1998), s. 155.

119 Idem..

120 Curtin, op. cit., s. 89.

36 olan talep keskin bir şekilde artınca, Mısır daha 1. Hanedan döneminde, aracıları ortadan kaldırıp doğal kaynaklara ve yollara hâkim olmak için Aşağı Nübya’ya seferler düzenledi.121 Ekonomik çıkar yüzyıllar içinde büyüyerek devam edince, güneyi kontrol altına alma politikası, 5. Hanedan zamanında kurulan “Güney Valiliği” ile kurumsallaştırıldı. Mısır, gerek Nil vadisi merkezli ticaret ağı gerek doğal kaynaklar açısından zengin hinterlandı vasıtasıyla kent ekonomilerinin ihtiyaçlarını karşıladığı için doğusunda gelişmekte olan uluslararası ticaret sistemine dâhil olmaya gerek duymadı.

Ekonomik hayatı yöneten merkezi otoritenin Mısır’ın yalıtılmışlığını kırmadan sürdürdüğü politikası öyle başarılı oldu ki, Antik Mısır tarihinin en ihtişamlı günlerini bu dönemde yaşadı. Nitekim bu durum, Mısır düşüncesinde "eski"nin, Mısır siyasetinde ise mutlakiyetçi - merkeziyetçi unsurun derin kökler salmasına yol açtı. Ancak, M.Ö. 22. yüzyılda, Mısır parlak günlerin sonuna geldi. Kuraklık toprak gelirine dayalı merkezi otoritenin çökmesine neden olunca ülkeye kaos hakim oldu.

Merkezi otoritenin dağılmasını, nomlardaki soyluların güçlenişi122, halkın yoksullaşması ve ticaret ağının çöküşü123 izledi. Her ne kadar, M.Ö. 2050

121 B.G. Trigger, “The Rise of Civilization in Egypt”, The Cambridge History of Africa, Volume 1: From the Earliest Times to c. 500 B.C., der., Desmond Clark, Cambridge, Cambridge University Press, 1982, 538-539.

122 4. ve 5. Hanedan döneminde, soyluların mezarları artık Memfis bölgesinde değil kendi nomlarında kurulmaya ve daha görkemli bir şekle bürünmeye başladı. Nomarklar kendi bölgelerindeki durumlarını güçlendirip, kalıtsal ve bağımsız hükümdarlara dönüşüyorlardı. Soyluların artan gücünün arkasında krallık topraklarından aldıkları payların ve özel mülkiyetin gelişmesiyle edindikleri malların oluşturduğu servetleri yatıyordu. Krallık güçsüzleştikçe halk büyük krallık çalışmalarının ve vergilerinin altında ezilmeye başladı ve nomarklar da bu süreçte birer halk savunucusu haline geldiler. V. Diakov ve S. Kovalev, İlkçağ Tarihi – 1, çev. Özdemir İnce, İstanbul, Yordam Kitap, 2010, s.

128.

123 A. Abu Bakr, “Pharonic Egypt”, General History of Africa II Ancient Civilizations of Africa, der., G.

Mokhtar, Paris, United Nations Educational, Scientific and Cultural Organization, 1981, s. 96.

37 dolaylarında merkezi otorite yeniden tesis edildiyse de,124 ne nomarkların artan siyasi gücünün ne köylülerin yoksullaşmasının önüne geçilebildi.125 Böylelikle, Mısır’ın kendisini dış dünyadan yalıttığı Nil vadisi merkezli ticaret dönemi sona erdi.

2. Uluslararası Ticaret Ağıyla Bütünleşme Dönemi: Emperyal