• Sonuç bulunamadı

2. KAVRAMSAL ÇERÇEVE I

2.10. Eko Turizm Kapsamında Yer Alan Faaliyet Türleri

2.10.15. Yayla Turizmi

Ülkemiz bir yandan çok uzun tarihi geçmişinin getirdiği zengin tarihsel ve kültürel mirası, diğer yandan 8000 km.yi aşan kıyı uzunluğu ve değişik doğal güzellikleri ile oldukça yüksek turizm potansiyeline sahip ülkelerden birisidir. Ancak, burada, bu potansiyel olanakların nasıl kullanıldığı ve nasıl değerlendirildiği önemli olmaktadır. Diğer bir deyişle, tarihi ve doğal değerlerin korunması ile yerleşme taleplerinin optimum bir dengede tutulması gereği açıktır. Koruma yaklaşımı ile korunması gereken değerlerin kullanıma kapatılıp müzelik olarak muhafazası değil mevcut niteliklerinden olabildiğince bir şey kaybettirilmeden belirli bir denge içinde geliştirilerek kullanıma açılması anlaşılmaktadır. Bu çerçeveden bakıldığında yaylalarımız, geleneksel olarak yöre insanlarının yaz aylarında, özellikle hayvanlarını otlatmak amacıyla gittikleri, yörece daha yüksek bölgelerde konumlanmış, özgün doğal güzellikleri ve mikro – kliması ile son yıllarda turizm açısından da çekici doğa ve kültür oluşumları olarak dikkat çekmeye başlamıştır (Kiper ve Başcıl, 1992: 67).

Fiziki coğrafya terimi olarak yayla, akarsularla derin şekilde yarılmış, parçalanmış, fakat üzerindeki düzlüklerin belirgin olarak bulunduğu yeryüzü biçimi olan plato karşılığı olarak kullanılır (Yalçınalp, 2005: 83).

Yaylaların hukuksal tanımı; Devlete ait yerlerden iken, bir tahsis belgesine dayanarak veya öncesi bilinmeyen süreden beri tahsisli olduğuna dair bir hakka tutunarak, bir veya birkaç köy ve kent halkının birlikte oturup kalktığı ve hayvanlarının, otundan ve suyunda yararlandığı yüksek yerlerdir. Bu tanımlamada dört ana unsur yer almaktadır. Bunlar; devlet malı olması, tahsis edilmesi, ortaklı kullanılması, ve köy halkının hayvanlarıyla birlikte, belirli mevsimde yararlanmasıdır (Bakırcı, 1992: 83).

“Yayla” kelimesi eski Türkçe de “Yaylağ” kelimesinden gelmektedir. Kelime anlamı ise dağ tepelerindeki düzlüklere verilen isimdir. Yaylalar genellikle yükseklerde yer almaları nedeniyle, yüksek yerlerdeki düzlükler, otluk alanlar içinde yayla deyimi kullanılır (Bilgiç, 2007: 26).

Yaylalar bulundukları yüksekliklere göre üçe ayrılır (Pirselimoğlu, 2007: 20). Bunlar alçak, orta ve yüksek şeklinde sınıflandırılır.

Alçak Yaylalar: Denizden yüksekliği 900 – 1200 m olan, devamlı iskan ve tarla ziraatı alanlarıyla hudut olan yaylalardır. Bu yaylalara Mayıs ayında çıkılmaktadır. Ortalama otlatma periyodu 140-160 gün sürer. Ege, Akdeniz Bölgeleri’ndeki yaylalar bu tip yaylalardır.

Orta Yaylalar: Denizden yüksekliğin 1200 – 1600 m olan ve tarla ziraatı sınırının üstünde orman sınırındaki yaylalardır. Bu yaylara Haziran ayında çıkılır ve otlatma periyodu 100-140 gün sürer. Orta Anadolu’daki yaylalar bu tiptedir.

Yüksek Yaylalar: Denizden Yüksekliği 1600 m’den faza olan ve orman sınırının üstünde bulunan yaylalardır. Bu yaylalarda kalış süresi daha azdır. Otlatma periyodu 60-80 gün sürer. Karadeniz ve Akdeniz Bölgeleri’ndeki yaylalar genellikle bu tip yaylalardır.

Bunun dışında yaylalar (Bilgiç, 2007: 27-28);

Mevki durumuna göre; plato, yamaç, sırt, boyun, taban vb.

Mülkiyet haklarına göre; müşterek, özel, kiralık vb. gibi sınıflandırılırlar.

Yurdumuzdaki yaylacılık tipleri üçe ayrılmaktadır (Pirselimoğlu, 2007: 21-22):

Göçebe yaylacılık; daha çok keçi, koyun gibi küçükbaş hayvancılığı kapsayan bu tip yaylacılıkta, hayvan sahibi belirli bir yer ve konuta sahip değildir. Kıl çadırlarda oturur, hava koşulları ve yer durumuna göre, mevsim içinde sık sık yer değiştirir. Bu yaylacılık sisteminde, en büyük toplum ünitesi bir tek hanedir. Yaylacılar, genellikle yalnız yaşarlar. Bu yaylacılık tipi Akdeniz Bölgesi’ne özgü yaylacılık tipidir.

Sabit yaylacılık; bu sistemde yaylacı, belirli köy ve mahallenin halkı olup, yaylada da bir arada bulunurlar. Yayla olarak seçtikleri alan belirlidir. Herkesin ilkel de olsa sabit bir barınağı vardır. Hayvan sahipleri, yılın belirli bir zamanında hayvanlarıyla buraya gelerek, bir süre kaldıktan sonra yine hep birlikte yaylayı terk ederler. Bazı yerlerde, bir köy veya mahalle halkının değişik yüksekliklerde olmak üzere birden fazla yaylası mevcuttur. Diğer yerlerden daha alçakta olan, ilkbaharda yüksek yaylaların havasının henüz düzelmediği zaman ve sonbaharda, yüksek yaylalardan ayrıldıktan sonra iki kez uğranılan bu yaylalara güzle – güzlek denmektedir. Güzleler orman içi veya orman sınırında bulunan yaylalardır. Sabit yaylacılıkta, hayvanların çoğunluğunun büyükbaş hayvanlar oluşturur. Karadeniz Bölgesi ve Bolu mıntıkasında yapılan yaylacılık faaliyetleri bu tiptedir.

Tarımla kombine edilen yaylacılık; bu tip yaylacılık, sabit yaylacılığa çok benzer. Sabit yaylacılıktan ayrılan yönü, hayvancılığın yanında; patates, mısır, vb. tarımın yapılmasıdır. Yurdumuzda güney ve batı bölgelerinde köy halkının yaz aylarında topluca yaptığı yaylacılık bu tiptedir.

Yaylacılık hareketi, geçimini hayvancılığa bağlamış olan insanların sürelerini özellikle yaz mevsiminde yüksek yerlere çıkarak besiye alma işlemidir. Klasik yayla anlayışında iktisadi yön ağır basmakla birlikte halkın monoton hayatı değiştirmeye

yönelik çabaları şenlik ve eğlencelerin düzenlenmesini zorunlu kılmıştır (Şen, 1993: 64).

Yayla turizmi, jeomorfolojide yüksek düzlükleri ifade eden yaylaların turizm amaçlı kullanımıyla ortaya çıkmıştır (Erkut, 2005: 37).

Türkiye’de eko turizm etkinlikleri arasında en fazla yayla turizmi olmaktadır. Dünyada olduğu kadar Türkiye’de de zengin yaşama kültürü içinde yayla yaşantısı önemli yer tutar. Yaylalar, bakir tabiatın kirlenmemiş havasını, billur gibi soğuk suları, yazın en sıcak günlerde bile korunma ferahlatıcı serinliği, büyüleyici güzellikte manzaraları; hormonsuz ve dalında yavaş yavaş olgunlaşan bitkileri, tabii ortamlarında yetişen hayvanlardan elde edilen ve yapılan gıdaları da sunarlar. Habitatı bozulmamış bir çevrede yaşayan bin bir çeşit yabani hayvan ve bitki, insanı televizyonlarda izlenilen belgesellerin kurmaca aleminden kurtarıp gerçek hayatın bir parçası kılar (Altan, 2006: 53).

Türkiye’ye baktığımız zaman yayla turizmi açısından birçok değerlere sahip olduğu görülmektedir. Türkiye’nin dört bir yanında büyük küçük sayısız yaylalar bulunmaktadır. Türkiye’de dağlık alanların çokluğu, geniş yer kaplaması ve yaylacılık faaliyetinin birçok bölgede yaygın olması nedeniyle, yayla turizmi açısından çok geniş olanaklar bulunmaktadır. Türkiye’de dağlık alan bakımından baktığımızda, yayla turizmine en uygun yaylaların Doğu Karadeniz bölgesinde toplandığını görmekteyiz. Doğu Karadeniz Bölgesi’ndeki yaylaların uygun şartlar taşımasının en önemli nedenleri arasında, yerleşim yerlerine yakınlığı sayılabilir (Bilgiç, 2007: 33).

Yayla turizmi ülkemiz için büyük bir şanstır. Akdeniz ve AB ülkelerinde yaylacılık yoktur. Turizm sezonunun beş – altı ayı geçmemesi nedeniyle tüm yıl turizm yapılamamaktadır. Turizmi tüm yıla yaymak çeşitlendirerek belli bölgelerdeki özellik ve avantaj yaratan turizm çeşitlerinin öncelikle kullanmak gerekmektedir. Turizm Bakanlığı’nca bölgelerarası dengenin sağlanması, yayla, yayla yürüyüşü, dağ, kış sporları ve termal turizm türlerinin bulunduğu bölgelerin de turizm yatırımlarına teşvik edilerek açılması, bu yörelerin kalkınmasına katkıda bulunacaktır (Pirselimoğlu, 2007: 39).

Yayla turizminin geleceği açısından şunlara dikkat edilmelidir (Var, 1992: 64- 65):

• Yatırımların halkın sosyo – kültürel yapısını iyi inceleyerek ve halkın destek ve katılımını da alarak yapılması, düşünülen tesislerin ve çevrelerin ekolojik, ekonomik, fiziksel ve algısal taşıma kapasitelerinin belirlenerek, turizm faaliyetinin doğaya zarar vermeden gerekleşmesinin sağlanması,

• Kurulacak otel, motel, pansiyon vb. gibi konaklama tesisleri ile günübirlik kullanım tesislerinin, çok katlı, büyük hacimli tesisler yerine mümkün olduğu kadar küçük hacimlerde, geleneksel malzemeyle ve yöre sivil mimarisine uyum sağlayabilecek nitelikte yapılması, bu konuda merkezi ve yerel idareler arasında bir birlik sağlanması ve kısa bir kontrol işleminin yapılması,

• Mimari tesislerde olduğu gibi, bu tesislerin peyzaj planlamalarında kullanılacak bitkisel elemanların yörede doğal olarak yetişen türlerden olmasına azami dikkat edilmesi,

• Günümüzde yapılan otlatma faaliyetleri planlamasının, mera amenajmancıları tarafından yapılarak, otlatma zamanları, dönüşümlü otlatma yapılacak alanların belirlenmesi,

• Yaylaların da yeşilinin bir gün bitebileceği dikkate alınarak açık hava rekreasyonuna hizmet veren oyun alanlarındaki alpin vegetasyonu dinlendirmek ve kendisini yenilemesine fırsat verebilmek açısından dönüşümlü olarak kullanıma açılması,

• Mülkiyet haklarını açıklığa kavuşturmak ve yayla ortamında kurulabilecek ikinci evlere fırsat verilmemesi,

• Planlama ve uygulama çalışmalarında yöredeki üniversite ve araştırma kurumlarında ve uzun yıllardır bu yörede çalışan ekolog, havza ve mera amenajmancı, peyzaj mimarları, jeolog ve jeomorfolog, arkeolog, mimarlar, bölge planlamacı, orman mühendisleri gibi dallardaki uzman bilim adamlarının katılımlarının sağlanması.

Tablo 6: Ülkemizde bulunan Yayla Turizm Merkezleri

MERKEZ ADI İLAN PLAN ÖZELLİKLERİ

GİRESUN BEKTAŞ YAYLASI T.M. 1990 YAYLA+KIŞ

GÜMÜŞHANE KÜRTÜN ERİKBELİ 1990 YAYLA

TRABZON AKÇAABAT KARADAĞ YAYLASI 1990 YAYLA

TRAZON TONYA ARMUTLU 1990 YAYLA

ARTVİN KAÇKAR T.M. 1991 1/25000 ÇDP YAYLA

ARTVİN KAFKASÖR T.M. 1991 1/5000 NİP YAYLA

GİRESUN KÜMBET YAYLASI T.M. 1991 YAYLA

GİRESUN YAVUZ KEMAL YAYLASI T.M. 1991 YAYLA

GÜMÜŞHANE ZİGANA T.M. 1/25000 ÇDP YAYLA+KIŞ

ORDU ÇAMBAŞI YAYLASI T.M. 1991 1/25000 ÇDP YAYLA

ORDU AKKUŞ ARGIN YAYLASI T.M. 1991 YAYLA

ORDU AYBASTI PERŞEMBE YAYLASI T.M. 1991 YAYLA

RİZE ANZER T.M. 1991 YAYLA

SİNOP AYANCIK AKGÖL T.M. 1991 YAYLA

SİNOP KOZFINDIK BOZARMUT YAYLASI T.M. 1991 YAYLA

SİNOP TÜRKELİ KURUGÖL T.M. 1991 YAYLA

TRABZON MAÇKA ŞOLMA T.M. 1991 YAYLA

TRABZON ARAKLI PAZARCIK YAYLASI 1991 YAYLA

BAYBURT KOP DAĞI T.M. 1993 1/25000 YAYLA+KIŞ

RİZE ÇAMLIHEMŞİN AYDER KAPLICASI T.M. 1995 1/1000 UİP YAYLA+ ORDU MESUDİYE KEYFALAN YAYLASI T.M. 1995 1/25000 ÇDP YAYLA GAZİANTEP ISLAHİYE HUZURLU YAYLASI 1995 1/25000 ÇDP YAYLA

ANTALYA İBRADİ MAŞATA YAYLASI T.M. 1998 YAYLA

ORDU MESUDİYE EŞİLCE TOPÇAM YAYLASI 1998 YAYLA

TRABZON ARAKLI YEŞİLYURT YILANTAŞ 1998 YAYLA

Kaynak: <http://www.kultur.gov.tr/TR/BelgeGoster.aspx?F6E10F8892433CF F60F3652013265D66F8935E20A0CB198> (2009, Haziran 19).

Benzer Belgeler