• Sonuç bulunamadı

Yatırım Promosyon Ajanslarının Geliştirilmesi

3.4. TÜRKİYE’NİN DAHA FAZLA DOLAYSIZ YABANCI SERMAYE YATIRIMI

3.4.5. Yatırım Promosyon Ajanslarının Geliştirilmesi

Yatırım promosyon ajansları; ülkenin yurt dışındaki imajını geliştiren, yatırımcılara ülke içinde karşılaştıkları sorunları çözmede yardımcı olan ve onlara belirli hizmetler sunan, yurt dışındaki yatırımcılara yönelik bilgilendirme toplantıları yaparak

ülkeye daha fazla dolaysız yabancı sermaye yatırımı çekmeye çalışan, ülkede yatırım yapılacak bölgeleri ve sektörleri seçmede önemli derecede rol alan, seçilen sektörlerde verilecek teşvikleri belirleyen, kamunun, özel teşebbüssün ya da her ikisinin birlikte yönetiminde söz sahibi olabilen ve aynı zamanda finansmanını sağlayabilen, bölgesel veya ulusal bazda çalışan kurumlar olarak tanımlanabilir (Tüylüoğlu ve Aktürk, 2006:

89). Yapılan tanımdan yola çıkılarak yatırım promosyon ajanlarının fonksiyonları; ülke imajını geliştirmek, yatırım sürecini kolaylaştırıcı hizmetler sunmak, yatırım projeleri geliştirmek ve politika geliştirerek kamuoyuna bu politikaları sunmak olarak dört başlık altında incelenmektedir (Yılmaz, 2007: 24).

Ülke imajını geliştirmek: Bu politika, ülkenin yabancı yatırım için en uygun adres olduğuna dair kamuoyunu ve uluslararası yatırımcıları bilgilendirecek reklam faaliyetleri, kamuoyunda ses getiren faaliyetler düzenlemek ve ülkeyle ilgili olumlu haberlerin uluslararası basında yayınlanmasını sağlamak amacını taşımaktadır.

Yatırım sürecini kolaylaştırıcı hizmetler sunmak: Tek durak ofis gibi işletildiği zaman, çok başarılı olduğu gözlenen yatırım ajanslarının aynı zamanda yabancı yatırımcıların yatırım kararlarını en sağlıklı ve en hızlı şekilde verebilmeleri için, ülke ekonomisi, ilgilenilen sektör ve bölgeyle ilgili detaylı bilgilerin sunulması, yatırımcıların spesifik sorularına kapsamlı yanıtlar verilmesi beklenmektedir. Yatırım promosyon ajansının, yatırımcılar için tek durak ofis olarak çalışmasının özellikle yerel yönetimlerin yetki alanında bulunan idari izinlerin daha hızlı çıkarılmasında olumlu etkisi olacaktır.

Yatırım projeleri geliştirmek: Bu politika belirli sektörlerdeki yatırım potansiyelini gerçeğe dönüştürmeyi hedefleyen ve bu amaçla yatırımcılara olası yatırım projeleriyle ilgili ön bilgi sağlamayı, pazarlama ve posta yöntemleriyle farklı yatırımcılara ulaşmayı amaçlamaktadır. Öte yandan, merkezi ve yerel yönetimlerle birlikte çalışarak, imarlı arazi üretiminin arttırılması ve sanayi üretimine açılmasını sağlamak da bu faaliyetlerin bir parçasıdır.

Politika geliştirerek kamuoyuna bu politikaları sunmak: Bu politika üst düzey kamu ve özel sektör görevlilerinin yabancı sermaye yatırımı çekmek için kamuoyu önünde daha fazla öncü rol oynamalarını sağlamak, hali hazırda öncü rol oynayan kişi ve kuruluşları desteklemek, uluslararası yatırımların ülke ekonomisi için

önemi konusunda kamuoyunu bilgilendirmek ve yanlış yönlendirmeler karşısında uyarıcı bir rol oynamak gibi amaçları hedeflemektedir.

Jacques Morriset’e (2004) göre, bir ülke kaliteli yatırım ortamı sunduğu sürece yatırım promosyon ajansları sayesinde daha fazla yabancı sermaye yatırımı çekebilecektir. Morriset’in vardığı diğer bir sonuç ise, direkt olarak devletin en üst kademesine bağlı olan ve en yüksek düzeyde desteklenen, aynı zamanda özel sektörün de direk olarak katıldığı yatırım promosyon ajansının yürüteceği promosyon faaliyetlerinin yabancı sermaye yatırımı çekmek amacıyla daha etkin bir konumda olmasıdır.

Sanayileşmiş ve sanayileşmekte olan ülkeler de yatırım ortamını tanıtacak, yatırımları yönlendirecek ve yatırımcılara yardım edecek bir promosyon ajansı kurulması şarttır. Ancak Türkiye’de ise yatırım promosyon ajansının olmadığı dönemlerde irtibat büroları bu uygulamaları gerçekleştirmektedir. Bu bağlamda yurt dışında bulunan yerleşik kişi ve kurumlar pazar araştırması yapmak, alıcı ve satıcılarla iletişim kurabilmek gibi amaçlarla irtibat büroları açmışlardır. Bu bürolar sadece izin verilen konular üzerinde faaliyet göstermiştir. Türkiye, bu durumları göz önünde bulundurarak 2003 yılında kapsamlı bir reform programı başlatarak Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu (YOİKK) kurmuştur. Ayrıca Türkiye bazı engelleri ortadan kaldırmak amacıyla akılcı öneriler ve stratejiler geliştirilmesi için her biri başka bir alanda uzmanlaşmış teknik komiteler de kurmuştur. Bu komitelerde özel sektör ve kamunun verimli bir işbirliği içerisinde olmaları amacıyla her bir komitede özel sektörden ve kamu kurumlarından temsilciler bulunmaktadır (Arıkan, 2006: 81).

Türkiye’de 2003 yılında kurulmuş olan yatırım promosyon ajansları dolaysız yabancı sermaye yatırımı çekmek amacıyla revize edilerek geliştirilmeli ve çalışmalarını geniş kapsamda sürdürmelidir. Bu yönüyle Türkiye, 2010 yılında yatırım ortamını iyileştirme çalışmalarını dünyadaki eğilime paralel olarak sürdürmüştür.

YOİKK çalışmaları kapsamında 2010 yılı içerisinde, 1 YOİKK toplantısı, 3 YOİKK Yönlendirme Komitesi toplantısı ve 52 Teknik Komite toplantısı gerçekleştirilmiştir. 11 Mart 2010 tarihinde düzenlenen 14. YOİKK Toplantısında karara bağlanan YOİKK Teknik Komiteler Eylem Planı’nda belirlenen 55 eylemin 26’sı tamamlanmıştır.

Türkiye’de yatırım ortamının iyileştirilmesine yönelik çalışmaların önceki yıllarda

olduğu gibi 2010 yılında da uluslararası kuruluşların sağladığı katkılarla zenginleştirilmesine ve geliştirilmesine devam edilmiştir. Bu kapsamda, Dünya Bankası YOİKK Platformunun işbirliğiyle, “Türkiye Yatırım Ortamı Değerlendirmesi Raporu”nu hazırlamıştır. Söz konusu Raporda, kriz sonrasında yatırımcıların algılarında ve beklentilerindeki değişimler değerlendirilmiş ve YOİKK Teknik Komitelerinin çalışmalarında dikkate alabilecekleri önerilerde bulunulmuştur (Hazine Müsteşarlığı, 2011: 60-61). Türkiye’de yapılan bu çalışmalar sayesinde yatırımcı ülkeyi cazip bir yatırım merkezi olarak görmektedir. Ancak yatırım promosyon ajanslarının Türkiye’de yapılan çalışmaları iyi bir şekilde analiz etmesi ve çalışmalarını devamlı olarak sürdürmesi gerekir. Tersi bir durumda ise yani bu ajansların ülkeye yatırım çekmek amaçlı yapılan çalışmaları ülke koşullarına göre yapılmazsa, bu durumda yatırımcı ülkeye yatırım yapmaktan vazgeçecektir. Böyle bir durumda ülkenin dünya genelindeki prestijine zarar verecektir.