• Sonuç bulunamadı

Yaşamı ve Yaşamındaki Dönüm Noktaları

1.3. Kolektif Bellekten Kültürel Belleğe Gelenek Sorunu

2.1.1 Yaşamı ve Yaşamındaki Dönüm Noktaları

Ahmet Hamdi Tanpınar37, Osmanlı Devleti’nin Yeniçağ’a adım attığı dönemler İstanbul’un ortası olarak kabul edilmiş Şehzadebaşı’nda, 1901 yılında doğar. Babası Kadı Hüseyin Fikri Efendi’nin görevi dolayısıyla Osmanlı coğrafyasının geniş bucaklarında çocukluğunu geçiren Ahmet Hamdi, doğumunun ertesi yılı ailesiyle Ergani Madeni’ne gelir. Üç yıl sonra, doğduğu memlekete dönerler; Ahmet Hamdi İstanbul’da, Ravza-i Maarif iptidai mektebinde ilköğrenimine başlar. Babasının görev yeri değişiminden ötürü 1908 yılında ailece Sinop’a gelirler. İki yılın ardından 1910 yılında Siirt’e gelinir, Ahmet Hamdi eğitimine Fransız Dominikan misyoner okulunda devam eder. Üç yıl sonra Siirt’ten de ayrılırlar ve Bingöl, Erzurum üzerinden İstanbul’a yola çıkarlar.

İstanbul’da bir süre Vefa İdadisi’nde okur, 1914 yılında lise kaydı ailece Kerkük’e yerleşmelerinden dolayı Kerkük İdadisi’ne alınır. Dönem Birinci Dünya Savaşı’nın tüm zorluklarını içinde taşımaktadır. Zira Kerkük’e gelmelerinden bir ay sonra Osmanlı

37 Hayatı ile ilgili bilgilere ziyadesiyle Tanpınar, 2005b ve 2007b; Akün, 2008; Alptekin, 2010; Kaplan, 2006 ve Okay, 2012’den faydalanılmıştır.

Devleti de Harb-i Umumi’ye katılır. İki yıl sonra Hüseyin Fikri Efendi’nin Antalya kadılığına tayini ile Kerkük’ten ayrılırlar ancak Ahmet Hamdi’nin annesinin yolda rahatsızlanması sebebiyle kısa bir süre Musul’da konaklarlar. Annesi Musul’da vefat eder ve orada defnedilir.

Antalya’ya doğru çıkılan yolculukta kısa bir süre de Konya’da ikamet ederler. 1916’nın son aylarında Antalya’ya ulaşırlar ve Ahmet Hamdi Antalya’da idadisini tamamlayacaktır. Birinci Dünya Savaşı’nın bitimine birkaç ay kala idadiden mezun olup yükseköğrenimi için İstanbul’a gidip bir yıl Baytarlık Yüksekokulu’nda okur. Bir yılın ardından Darülfünun Edebiyat Medresesi Türk Edebiyatı şubesine kaydolur.

Yayınlanacak ilk şiiri Musul Akşamları 1920 yılında Altın Kitap’ta yayımlanır. 1923 yılında mezuniyet tezini başarıyla savunarak mezun olur.

Cumhuriyet’in ilanından birkaç ay önce Erzurum Lisesi’nde öğretmenliğe başlayan Ahmet Hamdi, bir yıl sonra aynı lisede Atatürk’ün ziyareti vesilesiyle kısa bir sohbet içerisine gireceklerdir. 1925 yılında Konya Lisesi’nde edebiyat öğretmeni olarak göreve başlar. Aynı yılın sonuna doğru askerlik hizmetine girer. 19 ay er olarak yaptığı askerlik hizmetinden sonra terhisini alarak Konya’ya döner. 1927’de sırasıyla Ankara Erkek Lisesi, Gazi Terbiye Enstitüsü ve Musiki Muallim Mektebi’nde edebiyat öğretmenliği yapar. Beş aylık yedek subaylık görevinden sonra 1929 yılından 1931 yılına kadar Ankara’da çeşitli okullarda edebiyat öğretmeni olarak görev alır. Bu süre zarfında Türkçe ve Edebiyat Muallimleri Kongresi’ne katılır ve kongrede “Divan Edebiyatı”nın lise programlarından kaldırılmasını düşündüğü o meşhur tebliğini sunar. 1932 yılında İstanbul Kadıköy Lisesi’ndeki görevinden sonra 1933’de Ahmet Haşim’in vefatı üzere boşalan Güzel Sanatlar Akademisi’ndeki kadroya mitoloji ve bediiyat derslerini vermek üzere görevlendirilir.

1934 yılında, Ahmet Hamdi otuz üç yaşındayken, babası vefat eder. 1937 yılında kırk beş günlük askeri eğitimini yapmak üzere Kırklareli’ne sevk edilir. Aynı yıl ilk kitabı Tevfik Fikret: Hayatı, Şahsiyeti, Şiirleri ve Eserlerinden Seçme Parçalar, Semih Lütfi Kitabevi tarafından yayınlanır. 1938’de ciğerlerindeki rahatsızlık dolayısıyla uzun müddet prevantoryumda yatar. Sonraki yıl Edebiyat Fakültesi’nde on dokuzuncu asır

Türk Edebiyatı derslerinin verilmesi için kendisine bir kürsü ihdas edilir. Yeni Türk Edebiyatı kürsüsünün ilk hocası Tanpınar olacaktır.

Ahmet Hamdi Tanpınar, 1940’da Kırklareli’ndeki topçu teğmeni olarak görevine kadar, hocalığının yanında İzmir, Sivas, Eminönü ve Eskişehir Halkevi’nde çeşitli konferanslar verir. 1942 yılında ikinci kitabı Namık Kemal Antolojisi yayınlanır. 1943’de TBMM seçimlerinde Maraş’tan milletvekili seçilir. TBMM görevi 1946 yılında sona erer.

Milletvekili olduğu süre zarfında birçok çalışması yayınlanır. 1943’de Euripides’ten tercüme üç kitap: Alkestis, Medeia ve Elektra Maarif Vekâleti Yayınları tarafından yayınlanır. Abdullah Efendi’nin Rüyaları adlı hikâye kitabı basılır. Henri Lechat’dan Zühtü Müridoğlu ile birlikte tercüme ettiği Yunan Heykeli yayınlanır.

Ahmet Hamdi Tanpınar’ın ilk romanı 1944’te Mahur Beste, Ülkü dergisinde tefrika edilir. 1941–45 yılları arasında Ülkü’de Konya bölümü hariç tefrika edilmiş Beş Şehir neşredilir. Milletvekilliği görevinin bitmesinin sonrası üç yıl boyunca Edebiyat Fakültesi’ndeki kadrosuna geri dönemez. Bu süre zarfında Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Müfettişliği’nde ve Güzel Sanatlar Akademisi’nde görev alır. 1948’de Cumhuriyet gazetesinde Huzur tefrika edilir. 1949 yılında Edebiyat Fakültesi’ndeki görevine tekrar başlar. Aynı yıl On Dokuzuncu Asır Türk Edebiyatı Tarihi yayınlanır;

genişletilmiş baskısı 1956’da yapılacaktır. Ayrıca 1948 yılında Cumhuriyet’te tefrika edilmiş Huzur romanı basılır. 1950’de Yeni İstanbul gazetesinde Sahnenin Dışındakiler tefrika edilir. Bir yıl sonra Fransız Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanlığına tayin edilir.

1953 Mart ayında araştırma ve incelemelerde bulunmak üzere vapurla Fransa’ya hareket eder. Marsilya, Paris, Chartres, Île, Bruges, Ostende, Gand, Amsterdam, Aachen, Reims, Marne, Meaux, Amiens, Londra, Fontainebleau, Madrid, Barselona, Toledo, Alkazar, Endülüs, Roma, Napoli, Pompeii, Capri, Ravenna, Venedik ve Floransa gibi şehirlerini gezdiği bir Fransa, Belçika, Hollanda, İngiltere, İspanya ve İtalya turu yapar.

Aynı yılın Kasım ayında Napoli’den vapurla geri döner.

1954 yılında Saatleri Ayarlama Enstitüsü Yeni İstanbul’da tefrika edilir. 1955 Şubat’ında Milletlerarası Filmoloji Kongresi için Paris’e tekrar uğrar. 1957’de Yirmi Dördüncü Milletlerarası Müşteşrikler Kongresi’nde Türkiye’yi temsil etmek üzere Münih’e gider. Bu sürede Fransa ve Viyana’ya da uğrar. 1958’de göğüs hastalığının

nüksetmesi ile Cerrahpaşa Hastanesi’nde yatar. Aynı yılın sonuna doğru Venedik-Padua’da toplanacak on ikinci Milletlerarası Felsefe Kongresi’ne davet edilir. 1959’da tekrar hastalanıp hastanede yatar. Aynı yılın Haziran ayında Rockefeller bursuyla bir yıl süreyle Fransa’da incelemelerde bulunmak üzere görevlendirilir. Bu seyahate Londra, Zürih, Münih ve Madrid şehirlerinin yanında nice sergi, müze ve şato gezisi de sığdırılır. Picasso, Matisse, Soutine ve Bonnard’a ilham olan yerleri gezer; Sartre’ın dersini izler. Paris’te fıtık ameliyatı geçirir. 1960’ın Haziran’ında Türkiye’ye geri döner.

Avrupa seyahatinden bir ay sonra Yeni Türk Filolojisi Başkanlığı’na atanır. Bir aylığına Edebiyatçılar Birliği’nin reisliğini yapar. Eylül ayında UNESCO üyeliğine seçilir. 1961 yılında Şiirler kitabını ve Saatleri Ayarlama Enstitüsü’nü kitap olarak yayınlar. 1962 Ocak’ında bronşit hastalığından dolayı derslerinin bir bölümüne giremez. Ayın sonunda Fakülte Kurulu’nda geçirdiği fenalık sonrası enfarktüs teşhisiyle Haseki Hastanesi’ne kaldırılır. 1962 Ocak ayının 24’ü sabaha karşı vefat eder. Sonraki gün Süleymaniye Camii’nde cenaze namazı kılınır; üniversite merkez binasında tören; Güzel Sanatlar Akademisi’nde vakfe; Rumeli Hisarı Aşiyan Mezarlığı’nda defin merasimleri yapılır.

Bir sonraki gün Yeditepe Şiir Armağanı Kurulu, Şiirler’i yılın en başarılı şiir kitabı olarak değerlendirir.

Vefatından sonra ya yayınlanmayı bekleyen ya daha önce tefrika edilmiş ya da çalışmalarından hazırlanmış birçok eser yayınlanır. Vefat ettiği yıl Yahya Kemal’i Sevenler Cemiyeti tarafından Yahya Kemal monografisi neşredilir. 1969’da Tanpınar’ın edebiyata dair İslam Ansiklopedisi’ne yazdığı; çeşitli dergi ve gazetelerde çıkan yazılar, antoloji başlarına veya ortak kitaplara vermiş olduğu etütler Zeynep Kerman tarafından toplanarak hazırlanan Edebiyat Üzerine Makaleler yayınlanır. Öğrencisi ve asistanı Birol Emil’in çeşitli dergi ve gazetelerde yayımlanmış yazıları derleyip hazırladığı kitap Yaşadığım Gibi adıyla Dergâh Yayınları’ndan 1970’de çıkar. 1950 yılında Yeni İstanbul’da tefrika edilen Sahnenin Dışındakiler 1973’de yayınlanır. Bir yıl sonra Zeynep Kerman’ın bitirme çalışması olan Tanpınar’ın mektuplaşmalarından oluşan Tanpınar’ın Mektupları; iki yıl sonra, 1944 yılında tefrika halinde yayımlanmış Mahur Beste neşredilir. 1987’de Tanpınar’ın müsveddeleri ve notları arasından toparlanarak öğrencisi Güler Güven tarafından bir araya getirilen Aydaki Kadın romanı yayınlanır.

Bir yıl sonra Yapı Kredi Yayınları, Hasan Âli’nin kızı Canan Yücel Eronat tarafından

hazırlanmış Tanpınar’dan Hasan Âli Yücel’e Mektupları yayınlar. Daha önce derlenmemiş yazılarından, anket ve röportajlardan müteşekkil Mücevherlerin Sırrı İlyas Dirin, Turgay Anar ve Şaban Özdemir tarafından 2002 yılında hazırlanmıştır. Aynı yılın sonuna doğru Gözde Sağnak Halazaoğlu, Ali F. Karamanlıoğlu ve Mehmed Çavuşoğlu’nun ders notlarından oluşan Edebiyat Dersleri adlı kitap Abdullah Uçman editörlüğünde çıkmıştır. İnci Enginün ve Zeynep Kerman Tanpınar’ın günlüklerinden hazırladıkları Günlüklerin Işığında Tanpınar’la Başbaşa 2007 yılında raflarda yerini almıştır. 2016 yılının Ekim ayında Edebiyat Üzerine Makaleler ve Yaşadığım Gibi kitaplarında yer almayan ancak Mücevherlerin Sırrı kitabında bir bölümüne yer verilmiş Tanpınar’ın deneme, mektup ve röportajlarından oluşan Hep Aynı Boşluk adlı kitap Erol Gökşen tarafından hazırlanıp yayınlanmıştır.