• Sonuç bulunamadı

Yörük Kültürü ve Oğuz Boyları

2. BÖLÜM : KURAMSAL ÇERÇEVE

2.2 Tarihi, Coğrafi, Kültürel ve Demografik Açıdan Dirmil

2.2.2 Yörük Kültürü ve Oğuz Boyları

Yörük kültürünün kökenini açıklamak için Türk boylarının Orta Asya’dan Anadolu’ya göçünü izlemek gereklidir. Bu göçün sadece genel hatları gözden geçirilecektir. Çünkü burada temel sorun yörükler üzerine tarihçilik yapmak değil, bugün Dirmil’de varolan yörük kültüründen gelen yerel müziğin ve bazı geleneklerin neden ve nasıl hâlâ varolduğuna dair ipuçları ortaya koymaktır.

Bugün Anadolu’da varolan yörük kültürü, 9. yy. da başlayan Türk boylarının göçü ile yüzyıllar içerisinde büyük değişimler göstermiştir. Anadolu’ya göçen Türklerin Türkmen olarak adlandırılması, Türklerin daha Orta Asya’da iken Müslümanlaşmasına tekabül eder. Faruk Sümer’e göre “Oğuzlardan Müslümanlığı kabul eden zümrelere, onları gayrimüslim kardeşlerinden ayırt etmek için, Maveraün-nehr Müslümanlarınca Türkmen adı veriliyordu” (Aktaran: Gelekçi, 2004, s. 13;

Sümer, 1992, s. 60). Müslümanlaşmış Oğuzların Anadolu’ya göçü 11. ve 12. yy.

arasında yoğunlaşmıştır. Bu göç, hem Selçuklu hem de Osmanlı döneminde sistematik iskân politikaları ile yönetilmiştir (Yılmaz, 2013, s. 8). Yörük kelimesi ise Anadolu’ya aittir. Yörük kelimesi hakkındaki genel kanı, Osmanlı döneminde konar-göçer Türkmenlere yörük, yerleşik Türkmenlere ise Türkmen denildiğidir (Yılmaz, 2013, s.7-14). Yazılı belgelerde konar-göçer anlamında “yörük” adına; 15’nci yüzyıl Fatih Kanunnamesi’nde rastlanmaktadır (Yılmaz, 2013, s.9). Orhan Sakin’e göre,

7 Yörük tarihinin ilk beş bölümü ilgili kaynaklardan derlenmiştir. Diğer bölüm ise saha çalışmasına göre belirlenmiştir. Yörükler konusundaki bu tarihleme bir genellemedir ve kabaca bir bölümlemedir.

16

Osmanlılarda yörükler, Osmanlıların siyasi rakibi olan Türkmen beyliklerine karşı kendilerine bağlı olan konar-göçerlere verdiği addır (Sakin, 2010, s. 23).

Türk boylarının Orta Asya’dan Anadolu’ya göçü, boyların aidiyet kimlikleri üzerinde büyük değişim yaratmıştır. Göçebeler ve yarı göçebeler, güvenlik, siyaset ve çeşitli mali sebeplerden dolayı 11. yüzyıldan 1960’lara kadar sürekli ya yer değiştirmişler ya da zorunlu iskâna tabi tutulmuşlardır. Gerek Selçuklu ve gerekse Osmanlı döneminde güvenlik ve isyan gibi sebeplerden dolayı boylar ve obalar sürekli bölünmüştür (Sayılır, 2012, s. 563-580). Bölünen obaların, boy ilişkileri giderek zayıflamış ve birbirlerinden ayrık hale gelmiştir. Obaların isimleri boy silsilesinin dışına çıkmıştır.

Oba isimleri, İmparatorluğun kendilerine verdiği işlere, Orta Asya’dan geldikleri yere, oba büyüğünün ismine, yaptıkları iş veya besledikleri hayvanların cinsine, yaşadıkları bölgenin coğrafi şartlarından etkilenerek yılların birikimiyle oluşan fiziki görünümleri veya toplumdaki sosyal statülerine ve doğadaki renklere göre belirlenmiştir.

Selçuklu devrinde Anadolu’ya olan göç sürecinde boylar Göktürk, Kutluk, Karaevli, Yabır, Yazır veya Karluk, Onok, Türkeş, Honamlı, Horzum, Tekeli gibi kendi öz adlarıyla ve topluca aynı bölgeye yerleştirilmemiş, siyasi nedenlerle obalara bölünmüştür (Özcan, 2006, s.21.26). Bu süreç boyların üst kimliğinin yok olma sürecinin başlangıcını oluşturmuştur. Selçuklu döneminde başlayan bu bölünmeler, Osmanlı devrinde devam etmiş ve en son Cumhuriyet döneminde yerleşik hayata geçene kadar sürmüştür. Osmanlı döneminde zorunlu iskâna tâbi tutulan göçebelerin kendi edindikleri isimlere ve devletçe isimlendirilmelerine bakıldığında bu bölünmeler açıkça görülmektedir8.

 Obaların bir kısmı boy ismi olan Gök ve Kutlu gibi boy isimlerini almışlardır.

Alanya, Biga, Ankara, Adana, Tarsus ve Vize’ye iskân edilen Gökalili, Gökbeyli, Gökçe, Gökler ve Göklüce Yörük obaları ve Adana, Bolu, K.Maraş ve Tarsus’a iskân edilen Kutlubey Hacılı ve Kutlu Yörük obaları gibi.

8 Yörük Oba Adlarının Kökeni, 19.11.2009, Erişim tarihi: 15 Haziran 2017, Erişim adresi:

https://dutlucakoyu.wordpress.com/tag/yoruk/

17

 Bazı obalar, Orta Asya’dan geldiği bölgede özellik taşıyan bir yerin adını, Anadolu’da iskân edildiği yere vermiş veya oba adı olarak almıştır. Örneğin, Rize’deki Tanrıdağı Yörük Obası ismi Orta Asya’da bulunan Tanrı Dağları’ndan, Ankara ve Afyon’daki Sincanlı Obası ismi Sincan Doğu Türkistan’daki bir bölgeden gelmektedir.

 Kimi obalar Anadolu’da bir bölgeden diğerine gittiğinde eski yerin ismini almıştır. Manisa ve Kütahya’ya iskân edilen; Kürt Osman Uşakları, Kürt Hüseyin Yörük Obası ve Sivas, Yozgat, Tokat, Kahramanmaraş, Edirne ve Malatya’ya iskân edilen; Kafirkıran (Gavurkıran), Kafirli, Kafir ve Gürcülü Yörük Obaları gibi.

 Obaların bir kısmı Türk boy, devlet veya büyüklerinin adını almıştır. K. Maraş ve Yozgat’a iskân edilen Üyüklü Tatar ve Şeyhli Tatar Yörük Obaları;

Antalya, Isparta ve Ağlasun’a (Burdur) iskân edilen Kara Uzlu Yörük Obası;

İçel, Alanya ve Antalya’ya iskân edilen Harzem obası; Edirne, Yozgat, K.Maraş, Aydın, Aksaray, Kütahya, Manisa ve Ordu’ya iskân edilen Oğuzalanı, Oğuzlu, Oğuzoğlu, Oğuz Yurdu ve Oğuz adlı Yörük Obaları gibi.

 Yörüklerin bir kısmı, iyi yaptıkları iş veya besledikleri hayvanların cinsine göre oba adı almışlardır. İçel, Kütahya, Adana, Tarsus, Çorum, Silifke, Aladağ, Edirne, Balıkesir, Isparta ve Bergama’ya iskân edilen Yağcı Bedir Yörük Obası; Niğde, Biga ve Zara’ya iskân edilen Kilimli Obası; Antalya, Burdur, Karaman, Konya, İçel, Isparta ve Muğla’ya iskân edilen Sarıkeçili Yörük Obası; Alanya ve Manisa’ya iskân edilen Derici Obası gibi.

 Bazı Yörük Obaları Anadolu’ya iskân edildiği yerin adını oba adı olarak almış veya oba adını o yöreye vermiştir. Kuyucak, Karasu, Karadere, Karadağ ve Karatepe Yörükleri, Erzinli, Erdekli, Ilgınlı Yörük Obaları gibi.

 Yörük obalarının çoğunluğu, iskân sırasında oba beyi olan kişinin adını almıştır. Örneğin, Sarıveliler, Karaisalı, Karaahmetoğlu, Kerimli, Recepli, Korkudlu, Sinanlı, Hacıcelilli, Çoşlu, Karsavurdanlı, Elekli, Hüseyin Fakılı, Tatlar gibi

 Yetiştirdikleri hayvan cinslerine göre ad alan obalar; Akkeçili: Akkeçili Oymağı, Akkoyunlu: Akkoyunlu Devleti, Akkuzulu: Akkuzulu Türkmen Oymağı, Atçeken: Osmanlı Devletine at yetiştirilen bir Türkmen Oymağı,

18

Deveci: Kayseri Develi ilçesine ad olmuş, Karakeçili: Kırıkkale’nin bir ilçesine ad olmuştur.

 Yaşadıkları bölgenin coğrafi şartlarından etkilenerek yılların birikimiyle oluşan fiziki görünümleri veya toplumdaki sosyal statülerine göre doğadaki renkleri ad olarak alan obalar olmuştur. Ak: Akhun, Akkoyunlu Devleti, Aklar, Aktekinli, Aksular, Akyazılı, Akyörük Oymak ve obaları, Aksaray, Akçakoca, Aksu, Akyayla, Akçaköy, Akyaka, Akçapınar gibi yerleşim yerlerine ad olmuştur. Boz: Bozulus deyimi Osmanlı döneminde Avşarlar için kullanılmış.

Bozova, Bozburun, Bozlar, Bozçay yerleşim birimleri, Bozok Oğuz Kolu, Bozdoğanlı Obası. Gök: Gökler, Göğebakan Obası, Göksu, Gökçekaya, Gökalan yerleşim birimleri. Kara: Orta sınıf halk tabakasını tanımlamada kullanılmıştır. Karakeçili, Karatekeli, Karapapak, Karakalpak, Karakeşli gibi Türk grupları. Karamürsel, Karacakaya, Karaatlı, Karaot, Karaoğlak, Karaçal, Karaman, Karagöl, Karapınar, Karaköy gibi yerleşim birimleri olmuştur. Sarı:

Sarı Türkeşler, Sarıkeçili, Sarı Tekeli, Sarı Veliler gibi Türk grupları ve yine Sarıveliler, Sarıova, Sarıotlu gibi yerleşim birimleri vardır.

Bu göçebe toplulukların kendi isimleri giderek kaybolmuş; aidiyetleri ve boy kimlikleri büyük ölçüde dağılmıştır. Üstelik Osmanlı İmparatorluğu’na tâbi olan göçebe Türk boyların, vergi, askerlik ve zorunlu çalışma nedeniyle, sosyal düzenlerindeki değişim daha da derinleşmiştir. Bu değişim, Cumhuriyet döneminde de devam etmiştir. Cumhuriyetin ilk dönemlerinde yayla hayvancılığı yapan gruplar Rumlardan boşalan evlere yerleştirilerek, yerleşik yaşama kitlesel olarak geçmeye başlamışlardır9. Soyadı Kanunu ve Köy Kanunu, askerlik, sağlık ve eğitim hizmetlerinin gelişmesi yörük yaşam geleneğinin neredeyse bitişinin başlangıcı olarak görülebilir.