• Sonuç bulunamadı

3.5.1. Nitel Verilerin Analizi

Araştırmada yapılan görüşmeler ve doküman incelemesi sonucu elde edilen veriler içerik analizine tabi tutulmuştur. “İçerik analizinde temel amaç, toplanan verileri açıklayabilecek kavramlara ve ilişkilere ulaşmaktır” (Yıldırım ve Şimşek, 2013: 259). İçerik analizi kapsamında, araştırma soruları doğrultusunda birbirine benzeyen veriler, belirli kavramlar ve temalar çerçevesinde kodlanarak bir araya getirilip ve okuyucunun anlayacağı biçimde düzenlenerek yorumlanmıştır. Araştırmada katılımcıların gerçek isimleri kullanılmamış yerine kodlama yapılmıştır. Katılımcılarla yapılan görüşmelerden elde edilen veriler doğrudan alıntılarla desteklenmiştir. Öğrencisi ile etkileşimi olan ve olmayan öğretmenler “Ö.” ve sosyal medyada öğretmeni ile etkileşimi olan öğrenciler “T.” kısaltması kullanılarak isimlendirilmiştir. Tablolarda n sayısı kodu ifade eden katılımcı sayısını, f sayısı ise ifadenin tekrarlanma sıklığını göstermektedir. Ayrıca doğrudan alıntılarda öğrencinin özelliğinin daha iyi anlaşılabilmesi bakımından sıklık tablosunda T9 şeklinde yer alan öğrenci, doğrudan alıntılarda “T9_Berkay_7” şeklinde kodlanmıştır. Bu kodlama ile doğrudan alıntısı yapılan kişinin erkek ve 7. Sınıfa giden bir öğrenci olduğunun anlaşılması amaçlanmıştır. Araştırma içerisinde yer alan doğrudan alıntılar aşağıdaki gibi verilmiştir.

“Dünyada erkeklerin kadınlardan üstün gibi gözüktüğünü ama üstün olmadığını anladım. Çünkü kadın erkek eşitliği vardır.” (T9_Berkay_7)

Doğrudan alıntılarda öğretmenlerin de özelliklerinin daha iyi anlaşılabilmesi amacıyla doğrudan alıntısı yapılan ve sıklık tablosunda Ö2 şeklinde yer alan öğretmen, “Ö2_Ramazan_22” şeklinde kodlanmıştır. Bu kodlama ile doğrudan alıntısı yapılan kişinin erkek ve 22 yıllık öğretmen olduğunun anlaşılması amaçlanmıştır. Araştırma içerisinde yer alan doğrudan alıntılar aşağıdaki gibi verilmiştir.

“Daha samimi bir ortam oluşuyor. Normalde sınıf ciddiyeti öğrenci ile aranızda etkileşim sorunu oluşturuyor. Öğrenciler Facebook’ta kendini daha rahat hissediyor.“ (Ö2_Ramazan_22)

Araştırmanın nitel boyutunda geçerlik ve güvenirliğin sağlanabilmesi amacıyla bazı önlemler alınmıştır. Araştırmanın geçerliğinin sağlanması amacıyla uzun süreli etkileşim, derinlik odaklı veri toplama, çeşitleme, uzman incelemesi, ayrıntılı betimleme

ve amaçlı örnekleme, güvenirliğin sağlanması amacıyla da tutarlılık incelemesi ve teyit incelemesi yollarına başvurulabilir (Yıldırım ve Şimşek, 2013). Bu araştırmada iç geçerliğin (inandırıcılık) sağlanması amacıyla öncelikle araştırma konusu ve nitel araştırma konusunda bir uzman tarafından araştırmanın çeşitli boyutları ile incelenmesi sağlanmış, görüşme ve doküman incelemesi ile veri çeşitlemesine gidilmiştir. Dış geçerliğin (aktarılabilirlik) sağlanması amacıyla katılımcılar araştırmanın amacına uygun olarak amaçlı örnekleme yöntemlerinden ölçüt örnekleme ile belirlenmiş ve görüşme ve doküman incelemesi ile ilgili olarak doğrudan alıntılara sıklıkla yer verilmiştir. İç güvenirliğin (tutarlık) sağlanması amacıyla katılımcılardan aynı veri toplama araçlarıyla veriler toplanmış, görüşme ve doküman incelemesinden elde edilen veriler birbirleriyle karşılaştırılarak analiz edilmiş, elde edilen verilerin bu alanda uzman bir araştırmacı tarafından incelenmesi sağlanmış ve uzman ile araştırmacının analizleri karşılaştırılmıştır. Son olarak ta dış güvenirliğin (teyit edilebilirlik) sağlanması amacıyla elde edilen sonuçların teyit edilebilmesi için araştırma süresince kullanılan veri toplama araçları, ham veriler ve veri analizinde yapılan çalışmalar araştırmacı tarafından saklanmıştır.

3.5.2. Nicel Verilerin Analizi

Araştırmada hangi testlerin kullanılabileceğinin belirlenmesi amacıyla, elde edilen verilerin normal dağılıma uygunluğu test edilmiştir. Yapılan inceleme sonucunda bağımsız değişkenlerin her bir gözeneğine ait bağımlı değişken puanlarının Çarpıklık (Skewness) değerleri -0.422 ile 0.084 arasında, Basıklık (Kurtosis) değerleri ise -0.589 ile 0.168 arasında bulunmuştur. Bu değerlerin -1 ile 1 arasında çıkması elde edilen puanların, normal dağılımdan önemli bir sapma yapmadığının bir göstergesidir (Büyüköztürk, 2014). Bu bakımdan araştırmada elde edilen verilerin normal dağılım gösterdiği kabul edilerek parametrik istatistiksel yöntemler tercih edilmiştir.

Araştırmanın nicel alt problemlerinden 1) “Sosyal medya üzerinden gerçekleşen

öğretmen-öğrenci etkileşimlerinin amaçlarına ilişkin öğrenci görüşlerinin dağılımı”

frekans dağılımı ve yüzde (%), 2) ”Sosyal medya üzerinden gerçekleşen öğretmen-

öğrenci etkileşimlerinin, örtük program kapsamındaki öğrenmelere etkisine ilişkin öğrenci görüşlerinin dağılımı” aritmetik ortalama ( ) ve standart sapma, 3) ”Sosyal medya üzerinden gerçekleşen öğretmen-öğrenci etkileşimlerinin, örtük program kapsamındaki öğrenmelere etkisine ilişkin öğrenci görüşleri öğrencinin cinsiyetine göre farklılığının anlamlılığı” t-testi ve 4) “Sosyal medya üzerinden gerçekleşen öğretmen- öğrenci etkileşimlerinin, örtük program kapsamındaki öğrenmelere etkisine ilişkin öğrenci görüşlerinin öğrencinin sınıf düzeyine göre anlamlı düzeyde farklılaşıp

farklılaşmadığı” tek yönlü ANOVA, 5) “Öğrencilerin günlük sosyal medya kullanım süresi ve hesaplarına ekli öğretmen sayıları; sosyal medya üzerinden gerçekleşen öğretmen-öğrenci etkileşiminin örtük program kapsamındaki öğrenmelere etkisine ilişkin görüşlerinin anlamlı yordayıcıları olup olmadığı” çoklu doğrusal regresyon

analizleri ile çözümlenmiştir.

Bağımsız değişkenler için elde edilen ortalamaların arasında fark olup olmadığının karşılaştırılması yapılmadan önce, grup varyanslarının homojen dağılıp dağılmadığının belirlenmesi gerekmektedir. Grup varyanslarının homojenliği Levene Testi (Levene’s Test for Equality of Variances) ile incelenmiştir. İki gruptan oluşan değişkenler için varyansların homojenliği durumuna göre hesaplanan t değeri kullanılmıştır. İkiden fazla gruptan oluşan değişkenler için ise varyansların homojen dağıldığı durumda tek yönlü varyans analizi sonucu elde edilen F, Sd, ve p değerleri kullanılmıştır. Varyansların homojen dağılmadığı durumda ise Brown-Forsythe testinden elde edilen F, Sd. ve p değerleri kullanılmıştır. Tek yönlü varyans analizi sonucunda, gruplar arasındaki farkın anlamlı çıkması durumunda farkın gerçekte hangi gruplardan kaynaklandığını belirlemek amacıyla, gruplar arasında çoklu karşılaştırmalara imkan sağlayan, post-hoc testleri kullanılır (Can, 2013). Yapılan varyans analizi sonucunda varyansların eşit olmaması durumunda örneklem eşit değilse, LSD, Sidak, Bonferoni, Tukey HSD, Hochberg’s GT2, Gabriel ve Scheffe testlerinden herhangi birisi kullanılabilir (Kayri, 2009).

Ortalama puanlarının karşılaştırılmasında ve yorumlanmasında göz önünde bulundurulması gereken bir başka istatistik de etki büyüklüğü değerleridir. Etki büyüklüğünün hesaplanarak yorumlanması, yapılan istatistiklerin ve analizlerin sonuçlarının daha anlaşılır olmasını sağlamaktadır. Etki büyüklüğü katsayılarından en çok kullanılanları eta-kare (η2

) ve Cohen’s d değerleridir (Büyüköztürk, 2014). Bu bakımdan bu araştırmada da grup ortalamaları karşılaştırıldıktan sonra ortaya çıkan farkın, pratikte ne derece anlamlı olduğunu belirlemek amacıyla eta-kare (η2

) ve Cohen’s d değerleri hesaplanmıştır. “İşaretine bakılmaksızın d değerinin .2, .5 ve .8;

eta-kare .01, .06 ve .14 olması sırasıyla küçük (small), orta (medium) ve geniş (large) etki büyüklüğü olarak yorumlanır” (Büyüköztürk, Çokluk ve Köklü, 2015). Bu

bakımdan grup ortalamaları karşılaştırıldıktan sonra ortaya çıkan farkın, pratikte ne derece anlamlı olduğunu belirlemek amacıyla eta-kare (η2

) ve Cohen’s d değerleri hesaplanmıştır.

Birden fazla bağımsız değişkenin bağımlı bir değişkeni ne derece etkilediğini belirlemek amacıyla çoklu doğrusal regresyon çözümlemesine başvurulur (Alpar, 2006). Bu araştırmada da öğrencilerin günlük sosyal medya kullanım süresi ve hesaplarına ekli öğretmen sayıları; sosyal medya üzerinden gerçekleşen öğretmen- öğrenci etkileşiminin örtük program kapsamındaki öğrenmelere etkisine ilişkin görüşlerinin anlamlı yordayıcıları olup olmadığını belirlemek amacıyla çoklu doğrusal regresyon analizinden faydalanılmıştır. Çoklu regresyon analizinde bağımsız değişkenlerin bağımlı değişkene yönelik önem sırasının belirlenmesinde regresyon katsayıları yerine işaretine bakılmaksızın standardize regresyon katsayısı olan β (Beta) ya da β2

değerlerine bakılır. β2, her bir bağımsız değişkenin bağımlı değişkeni kestirmede tek başına yaptığı katkıyı göstermektedir. Regresyon analizinde bağımsız değişkenler arasında yüksek düzeyde ortaya çıkan ilişkiler, çoklu-bağlantılılık olarak adlandırılan bir sorun olduğu anlamına gelir. Bağımsız değişkenler arasında yapılan ikili korelasyonlar 0.80 üzerinde olduğunda çoklu-bağlantılılık sorunu olabileceğini, 0.90 ve üzeri korelasyon olduğunda ise ciddi bir çoklu-bağlantılılık sorunu olduğu anlamına gelmektedir. Ayrıca yapılan analizler sonucunda tolerans değerinin 0.20’den küçük olduğu durumlarda, VIF (Varyans büyütme faktörü) değerinin 10’dan büyük çıkması durumunda ve CI (Durum indeks) değerinin 30’dan büyük olması durumunda da bağımsız değişkenler arasında çoklu-bağlantılılık sorununu olduğu anlamına gelmektedir (Büyüköztürk, 2014). Yapılan analizler sonucunda veri seti ile ilgili olarak çoklu-bağlantılılık sorununun olmadığı bulunmuş ve regresyon analizine devam edilmiştir. Bu araştırmada nicel verilerin analizinde bahsedilen hususlar göz önünde bulundurulmuştur. Ayrıca nicel verilerin analizinde SPSS 18 paket programı kullanılmış ve anlamlılık düzeyi p<.05 olarak alınmıştır.

Araştırmaya katılan öğrencilerin sosyal medya bağlamında örtük program ölçeğine verdikleri cevapların yorumlanması amacıyla katılım durumları için aşağıdaki puan aralıkları esas alınmıştır:

(1) 1.00 ≤ α ≤1.80 ise kesinlikle katılmıyorum (2) 1.80 < α ≤2.60 ise katılmıyorum

(3) 2.60 < α ≤3.40 ise kısmen katılıyorum (4) 3.40 < α ≤4.20 ise katılıyorum

BÖLÜM IV

BULGULAR ve YORUM

Sosyal medya üzerinden gerçekleşen öğretmen-öğrenci etkileşimlerinin, örtük program kapsamındaki öğrenci öğrenmeleri üzerine etkisinin ortaya çıkarılmasını amaçlayan bu araştırmada elde edilen bulgular, araştırmanın alt problemleri doğrultusunda tablolar halinde gösterilmiş ve yorumlanmıştır.

4.1. Araştırmanın Nitel Boyutunun Birinci Alt Problemine İlişkin Bulgular ve