• Sonuç bulunamadı

3. AZERBAYCAN’DA MALİYE POLİTİKASININ GELİR DAĞILIMINA

3.2. Vergi Politikasının Gelir Dağılımına Etkisi

103

olduğu görülebilir. Sanayi sektöründeki artışın nedeni petrol ve doğal gaz sanayisindeki artışla doğrudan ilintilidir. Keza petrol ve doğal gazın GSYİH’deki payı 2000 yılında %27,6’dan 2007 yılında %52,8’e kadar yükselmiştir. Bu toplam sanayi sektörünün %85’i demektir. Bu artış GSYİH’ye ve devlet bütçesi gelirlerinin artışına da yansımıştır. Fakat nüfusun sektörel istihdam oranına baktığımızda tarım sektöründe %35-40, sanayi sektöründe çalışanların %25-30, hizmet sektöründe ise %30-35 olduğu görülmektedir. Bu göstergeler çok önemli gelir eşitsizliğinin habercisidir.

104

hukukunun olmaması, vergi oranlarının tam belirlenmemesi, sistem değişikliği gereği vergi sistemindeki yeniliklerin tatbik olunamaması devletin vergi tahsisinde daha keyfi davranmasına, ihtiyaçlara ve duruma göre vergi toplanmasına, hatta verginin para dışı vasıtalarla ödenilmesine neden olmuştur.

Sistem değişikliğiyle beraber önceki bölümde bahsedilen Sovyet vergileri ortadan kaldırılmış ve KDV, kurumlar vergisi gibi yeni vergiler uygulanmış, verginin ekonomik anlamı değişmiştir. Vergi kamu harcamalarını karşılamanın bir usulü olmuş devlet faaliyetlerinin çok önemli göstergesine dönüşmüştür. Azerbaycan’da 2000 yıllarına kadar kamu gelirlerinin en büyük kaynağı vergiler olmuştur.

Sovyetler Birliği döneminde Azerbaycan’da belirli dönemlerde maden vergisi, arazi kira vergisi, veraset rüsumu, aksiz (ÖTV), gelir vergisi, tarım vergisi, bina ve arazi vergisi, gümrük ve devlet rüsumu, işlem vergisi, otomobil vergisi, kamu işletmelerinden alınan kurumlar vergisi, kolhozlardan alınan gelir vergisi, kamu mülkiyetinin satışından alınan gelir vergisi vb.

vergiler uygulanmaktaydı (Bedelov vd., 2003). Ekser ekonomistlere göre Sovyet döneminde fazla verginin olması genel olarak nüfusun vergi yükünü arttırmaktaydı. Fakat dikkat edersek bu vergilerin çoğu dolaysız vergilerdi ve bunlar gelir eşitsizliğini daha da hafifletmekteydi. Aynı zamanda Azerbaycan’dan Rusya’ya aktarılan vergi gelirleri de çok önemli büyüklükte olmuştur (%40). Bu da bölgesel anlamda gelir eşitsizliğini arttırmakta ve kaynak aktarımı gerçekleştirmekteydi (Kasumova,1990).

105

Piyasa ekonomisine geçişle yukarıda söylenen vergilerin yerini KDV (1992), Gelir Vergisi (1992), ÖTV (1992), Devlet Yol Fonu Vergileri (1994), Emlak Vergisi (1995), Maden Vergisi (1995), Kurumlar Vergisi (1997) ve Toprak Vergisi (1997) almıştır. Görüldüğü üzere kurumlar vergisi en geç uygulanan vergilerden olmuştur. 1997 yılından önce de bu adda vergi mevcuttu fakat bu yıllar piyasa şartlarına geçilmesini göstermektedir. İlk yıllarda kurumlar vergisi genel olarak çökmek üzere olan kamu işletmelerinden elde edilmekteydi, çünkü özel işletmelerin hemen hepsine önemli derecede vergi indirimleri uygulanmaktaydı. Burada amaç hem özelleştirmeyi hem de ekonomik büyümeyi gerçekleştirmekti. Dolayısıyla geçişin ilk aşamalarında vergi politikasının yeni sisteme ayak uydurması göz önünde bulundurulduğunda gelir dağılımına etkisinin çok az olduğu söylenebilir, fakat özelleştirmelerden vergi alınmamasının belirli kesimin aşırı zenginleşmesi diğerlerinin ise yoksullaşmasına katkı yaptığı da açıktır.

2000 yılında Vergi Kanununun icrasından sonra vergi mevzuatındaki dağınıklığa son verilmiş ve vergi gelirleri artmıştır. 2001 yılında yürürlüğe giren Vergi Mecellesinden sonra Azerbaycan’ın vergi sisteminde önemli yapısal değişiklikler yapılmıştır.

Azerbaycan’da gelir vergisinde artan oranlı vergi sistemi uygulanmaktadır. Bu gelir adaleti bakımından önemli olsa da gelir dilimlerinin giderek azaltılması ve genel BDT ülkeleri gibi tedrici düz oranlı vergiye geçiş gelir eşitsizliğini arttırmaktadır. Aynı zamanda yolsuzluğun yüksek olması özellikle 2000 yılına kadar yüksek gelirli kesimin vergi uzlaşısına gitmesine neden olmuştur.

106

Gelir vergisi derecelerine baktığımızda geçişin ilk dönemlerinde alt dilimin oranının %12, en yüksek oranın ise %55 olduğu görülebilir. Aynı zamanda gelir dilimlerinin giderek azaltılmasıyla yüksek gelir grubu lehine bir dağılım söz konusu olmaktadır. Keza 2003 yılına kadar alt dilimin vergi oranı değişmemiş, üst dilimin oranı %35’e kadar azaltılmıştır. Buna paralel olarak gelir dilimleri de ikiye indirilmiştir. 2003 yılından itibaren alt dilimin oranı

%14’e yükseltilmiş (2000 manata kadar), üst dilimin oranı ise 2013 yılında

%25’e indirilmiştir (www.taxes.gov.az). Gelir dilimlerinin ikiye indirilmesi ve nüfusun çoğunun 500 manattan düşük maaşla çalışması ücretli kesim üzerinde vergi yükünü arttırmakla gelir eşitsizliğini derinleştirmektedir.

Dolaysız vergilerden emlak ve kurumlar vergisi oranları da çok düşüktür. %0,5 oranında uygulanan emlak vergisi 2001 yılı itibariyle %1 oranında uygulanmıştır1. Kurumlar vergisi ise geçişin ilk aşamasında %35 oranından 2010 yılında %20 oranına kadar indirilmiştir. Orandaki bu azalma vergi gelirlerini arttırsa da vergi politikası gelir eşitsizliğini arttırıcı bir sonuç yaratmıştır. Servetin ve karın vergilendirilmemesi gelir uçurumuna yol açmaktadır. KDV’nin geçişin ilk dönemlerinden bu yana %28’ten iki kez değiştirilerek %18’e indirildiği görülebilir. Nüfusun önemli kısmının gelirlerinin tamamını tükettiğini göz önünde bulundurursak bu oranın yüksek olduğu söylenmelidir.

1 Vergi oranları Azerbaycan Vergi Bakanlığının sitesinden alınmıştır.

107

Tablo 14 Azerbaycan’ın Vergi Yapısı (1991-2011)

Vergi gelirleri/ GSYİH Verg.Gelir/ tçeGelir.

Gelir Verg. KDV Kurumlar Vergisi

ÖTV

/GSYİH /BütçeG /GSYİH /BütçeG /GSYİH /Bütçe /GSYİH /Bütçe

1991 18,5 50 -- 5,7 -- 27* -- 12,5 --- --

1992 21,2 70 -- 6,2 -- 30.7) -- 18,5 -- 12.2

1993 23,9 70,1 -- 7.0 -- 23.3 -- 7,0 -- 11.8

1994 12,5 84,5 -- 7,0 -- 12.8 -- 7,6 -- 6.5

1995 17,7 90,8 1,1 7,2 1,4 9,7 4.0 27,0 0.8 5.6 1996 16,6 91,2 1,5 10,3 3,4 23.3 4.5 30,3 1.5 10.3 1997 14,3 87,7 2,0 12,2 3,7 23 2.8 17,1 1.4 8.8 1998 12,0 88,9 2,4 17.7 4.2 30.9 1.9 14,1 0.6 4.1 1999 12,0 81,0 2,4 16,1 4.2 28.3 1.9 13,1 0.6 4.1 2000 11,7 77,5 2,0 13,2 4.0 26.7 2.7 17,6 0.5 3.1 2001 13,1 89,1 1,8 12,1 4.8 32.3 2.2 15,0 2.1 14.1 2002 13,4 89,3 1,8 12,1 5.5 36.8 2.4 16,2 1.4 9.5 2003 13,5 79,0 2,1 12,3 5.7 33.6 2.5 14,6 0.9 5.5 2004 13,5 75,0 2,6 14,7 5.3 30 2.6 14,8 0.8 4.8 2005 13,1 75,7 2,5 15,4 4.8 29.2 2.8 17,3 1.1 6.9 2006 15,3 69,9 3,1 10,5 3.9 19.1 7.3 35,2 1 4.8 2007 18.4 86.8 2,1 9,8 4.2 19.6 9.3 40,9 1.4 6.7 2008 16.8 62.5 1,6 5,8 4.8 17.8 7.1 26,6 1.2 4.5 2009 14.4 49.7 1,6 5,6 5.7 19.5 3.7 12,9 1.4 4.7 2010 12.4 46.2 1,4 5,2 4.9 18.3 3.4 12,5 1.2 4.5 2011 12.3 40.7 1,4 4,6 4.3 14.2 4.1 13,6 0.9 3.1 Kaynak: Azerbaycan İstatistik Komitesi verilerine göre yazar tarafından hazırlanmıştır.

108

Azerbaycan’da gerçekleştirilen vergi reformunun en önemli tarafı ülkeye sermaye akımını sağlamak için gerekli koşulların yaratılmasıdır. Buna ilişkin bir dizi sözleşmeye imza atılmış ve sermayenin teşviki, korunması, gelir ve konut vergilerinde çifte vergilendirmenin kaldırılması, taşıma ve kredi sözleşmelerine ilişkin yükümlülükler alınmıştır. Bunun yanı sıra yabancı sermayenin ülkeye girişinde rahatlık sağlamak, petrol-gaz kaynaklarının kullanılmasını hızlandırmak amacıyla Azerbaycan’da hasılatın hisse dağıtımına ilişkin sözleşmede karboidrogen faaliyetini gerçekleştiren yabancı işletmeler için vergi indirimleri ve muafiyetleri uygulanmaktadır. Bu da dışa kaynak aktarımını arttırarak gelir dağılımını olumsuz etkilemektedir. Fakat aynı zamanda yabancı sermaye girişinin artması kurumlar vergisinin önemli derecede artmasına neden olmuştur.

2006 yılında kurumlar vergisinin artmasının en önemli nedeni Hazar denizinin Azerbaycan kıyılarında Azeri, Çırag, Güneşli yatakları ile sözleşmeye katılan Podratçı işletmelerin kârından 972,9 milyon manat (1manat=2lira) vergi alınması olmuştur. Ayrıca petrol sektöründen elde edilen gelirler de petrol fiyatının ve üretimin artmasından dolayı artmıştır.

Azerbaycan’da ekonomik genişlemenin yaşanmasıyla bütçe de genişlemiştir. 2005 yılında bütçe gelirleri altı defa artmıştır. Devlet bütçesinin GSYİH’ye oranı %30-31 aralığında değişmektedir. Gelişmiş ülkelerle kıyasladığımızda durumun iyi olduğu görülebilir. Fakat sorun bütçenin hacmiyle değil, yapısıyla ilintilidir (Rzayev, 2010).

Bütçe yapısı artık birkaç senedir aynı manzarada gerçekleşmektedir.

Gelirlerin önemli kısmının vergilerden ve bu vergilerin %62’sinin petrol dışı

109

sektörden toplandığı malumdur. Aynı zamanda yıllar itibariyle gümrük vergilerinden elde edilen gelirlerin de arttığı görülebilir. Fakat bütçe gelirlerinin yine önemli bir kısmı petrol fonundan transferlerden oluşmaktadır.

Petrol fonundan gelirler vergi gelirlerinden 2,5 kat, gümrük gelirlerinden ise 6 kat fazladır.

Bütçe politikasında bir paradoks olduğu ve bir durgunluğa doğru yol aldığı şöyle özetlenebilir:

 Ekonomi büyüdükçe gelirler ve ticaret artmakta, hizmet sektörü

gelişmekte, ücretler artmakta fakat vergi gelirleri azalmaktadır.

 DPF’nin kaynaklarının ‘kullanılması’ artık geleneksel bir durum olmaktadır.

Aynı zamanda yerli işletmelerin yabancı şirketlerle rekabet edememesi, piyasada faaliyete başlamadaki zorluklar, aynı zamanda kurumlar vergisinin yerli işletmeler için yüksek olması kurumların birçok işlerini yurtdışında yapmasına, şirketlerin parçalanmasına, transfer fiyatların uygulanmasına, gelirlerin yeniden bölüştürülmesine, karmaşık leasing anlaşmalarıyla vergi kaçakçılığının yükselmesine neden olmuştur. Şıhaliyev’e (2006:36-46) göre bundan başka uluslar arası çifte vergilendirmede Azerbaycan şirketleri rekabete devam edememekte ve yurtdışı faaliyetleri böyle kısıtlanmaktadır.

Piyasa ekonomisine geçişte kurumlar vergisinin arttırılması kurumların çalışanların ücretlerini azaltmasına, ürünlerin fiyatını yükselterek vergi yükünü tüketicilere yansıtmasına neden olmaktadır. İşçi maaşlarından alınan sosyal sigorta ödemelerinin genelde kurumlar vergisinden 2-3 defa yüksek olması nedeniyle işletmeler işçi maaşlarını olduğundan daha az göstermekle

110

vergilendirmeyi kurumlar vergisine doğru kaydırmakla daha az vergi ödemekteler. Sonuçta devlet bütçesi hem maaşlardan alınan sosyal sigorta primleri, hem de kişisel gelir vergilerinden dolayı kaybetmektedir.

Azerbaycan’ın halihazırda vergi politikasındaki öncelikler bunlardır:

 Vergi oranlarının indirilmesi ve vergi muaflıklarının arttırılmasıyla vergi alanının genişletilmesi

 Ekonomide yatırımı teşvik etmek

 Vergi ödeyicileri için vergi rejimini eşitlendirmek

 Vergi mükelleflerinin haklarının korunması ve genişletilmesi

 Vergi mükelleflerinin gelirleri üzerinde gerekli nezaretin oluşturulması

Milli iktisadi gelişim modelinde bundan başka vergi esasları içinde dış ve iç vergi mükellefleri arasındaki farkların ortadan kaldırılması, ihracın ve uluslar arası kredilerle gerçekleştirilen projeler kapsamında alınan mal ve hizmetlerde ‘0’ oranda KDV tutulması, vergi yükünün üreticiden tüketiciye yöneltilmesi gibi maddeler yer almaktadır (Musayev, 2006, 6-10).

Tablo.14’ten de görüldüğü üzere KDV yıllar itibariyle artmıştır. Özellikle 1998 krizinde en çok başvurulan vergilerden olmuştur ve bu düşük gelirli insanların gelirlerini olumsuz yönde etkilemiştir. İlerleyen yıllarda KDV’nin bütçe ve GSYİH’deki payı kurumlar vergisinden dolayı azalsa da genel olarak artmıştır. 2008-2009 yılında da KDV önceki yıla göre %75 artış göstermiştir.

Vergi dışı diğer gelirlerde DPF’den bütçeye aktarılan transferlerin çok büyük payı olduğu görülebilir. DPF İMF’nin önerisi ve teknik desteğiyle 1999 yılında yaratılmış bütçe dışı bir fondur. Amaç, petrol üretiminde ve dünya petrol fiyatlarında gerçekleşen artışların etkin kullanılmasını sağlamak, kamu

111

harcamalarının normal kaynaklar -vergiyle finansmanı için gelir sağlamak ve ülkenin geleceği için birikim yapmaktır. Fakat bu amaçların gerçekleştirilemediği görülebilir. Özellikle son yıllarda petrol fonundan bütçeye transferlerde aşırı artış görülmektedir. Aslında vergi gelirlerinin bütçe gelir ve giderleri içindeki payının azalması piyasa ekonomisine zıttır. Petrol fonundan bütçeye yapılan transferlerin yıllar itibariyle artması hatta yarısından fazla olması petrol fiyatlarının ve üretimin azalması sonucunda mali ve sosyal şoklara neden olabilir.

Grafik 7. Azerbaycan’ın Bütçe Gelirinin Yapısı (2012)

Kaynak: ASK Ve ADNF’nin verilerine göre yazar tarafından hazırlanmıştır.

4.4 10.8

0.2 0.6 14 0.6 3.2

1.4

0.2 0.6

60.3

3.7

Gelir Vergisi Kurumlar Vergisi

Toprak Vergisi Emlak Vergisi

KDV Sadeleştirilmiş Vergi

ÖTV Gümrük Rüsumu

Yol Vergisi Devlet Rüsumu

Devlet Petrol Fonundan Aktarım Diğer Gelirler

112

Aynı zamanda kamu sektörünün ülke ekonomisinde düşük oranda temsili (%25) fakat toplanan vergilerin %50,7’sinin bu sektörden sağlanması, aynı zamanda kamu sektöründe maaşların düşük olması kayıtdışığın göstergesi olmanın yanında düşük gelirli kesimin vergi yükünü arttırmaktadır.