• Sonuç bulunamadı

" V a k if A h lá k i" N e d i r ?

V

AKFIN KURULU§ belgesine “vakfiye/vakifnam e”, vakif ya­

p an ki§iye “v ák if’, vakfedilen bina ve m üesseselere “hay- ra t”, vakfedilen gelir kaynaklarm a “akar” denir.

Hem diní, hem de millí kültürüm üzün tem elinde “e§ref-i m ahlükat” olarak “insan” var.

Dogal olarak m edeniyet anlayi§imiza da “H er §ey insan i?in”

anlayi§i hákim ...

Osm anli insani bu m erkezde egitildigi igin din, dil, renk, irk farki gozetm eksizin insanlara hizm eti ibadet telakki etmi§, “ín- san lan n en hayirlisi, insanlara faydali olandir” hükm ü qerqeve- sinde daim a hayirda yan§mi§, bu ulvi ve kíilli yan§in bir sonucu olarak da, büyük hayir m üesseseleri (valoflar) vücuda getirmi§- tir...

Osm anli’da vakif m üesseselerin bollugu ve yayginligi, “ha- yir”da yari§in ne denli büyük bir toplum sal heyecan dalgasi olu§- turdug unu gosteriyor.

O sm anli'da pek gok e se r vakiflar vasitasi ¡le vücuda getirilm¡$, bundan egitim sis^emi de gerekli payi alm i§tir.

Rahatlikla soyleyebiliriz ki, Osm anli insam , “ínsanlarm en hayirlisi insanlara faydali oían, m alin en hayirlisi Allah yolunda harcanan, Allah yolunda harcananin da en hayirhsi halkin en (¿ok ihtiyag duydugu §eyi karsilayandir” anlayi§i ^ergevesinde, hayatini yaradili§ hikm etine, hizm ete vakfetmi§ti.

D e v a s a Vakif: D e v l e t

Devlet, insaninin bu ulvi gabasindan oylesine etkilenmi§ ki, bizatihi kendisi devasa bir vakfa dónü§üp din, dil, renk, irk, kiya- fet fakli gózetm eksizin, tüm gücíinü, yónettigi insanlarin hizme- tine sunmu§. Osmanli ahlákinda insan hayatin m erkezidir. Vakif m üesseseler ise, insana (ve tabii ki hayata) duyulan sevgi ve sayginin kurumla§mi§ halidir.

Bóyle m üesseseler dü§ünebilm ek igin, insam n yaradili§ hik- m etini kavram ak gerekir. ínsanin yaradih§ hikm etini en iyi

anla-V A K I F A H L Á K I

tan kitap Kur’an olduguna gore, insana hizm eti pek tabii Müs- lüm anlar kurum lastiracaklardi. Bóylece M üslüm an yüreklere va- kif fikri dogdu ve kisa sürede kültüre dónü§tü.

Bir kisinin, m alini m ülkünü hicj tam m adigi insanlarm hizme- tine sunm asi, insani türn teferruati ve kiymetiyle kavram asiyla m üm kündür! Belli ki, bu idrak Osmanli insaninda m evcuttu. Bu idrak olm asaydi 26 binden fazla vakif k u rarlar miydi?

Bu vakiflardan b a z ü an hayvanlara ve bitkilere yoneliktir ki, O rtagagda boylesine derin bir gevre bilincinin varligini takdirle anm am ak haksizliktir. Kendi ecdadim iza haksizlik dem ek, “süt- süzlük” dem ek olacagim kaydederek bu bahsi kapatip, bu konu- daki ornegim ize gelelim.

Devlet, adeta devasa bir vakfa dónü§mü§tü.

O s m a n h M a ílk V a k if

Osm anli’da ilk vakif O rhan Gazi taraftnd an vücuda getirildi (Osmanli, vakif m üessesesini kendinden ónceki dogru bazi uygu- lam alardan aldi. Ancak o n lan yeniden in§a edercesine geli§tir- di).

O rhan Gazi, iznik’te ilk Osmanli m edresesini (üniversitesini) kurarken, üniversitenin ilmi ózerkligini (evet o cagda bilimsel ozerklik dü§ünülm ü§tü) devam ettirebilm esi igin gereken eko- nom ik bagimsizhgi tem in konusunda bir kisim gayrim enkuller de vakfetmi§ti. Boylece Osm anli’da vakiflasm a süreci basliyordu.

H a y ir d a Yari§ v e V a k if Q e f i t l e r i

Osm anli asirlarm da ba§ta padi§ah olm ak üzere vezir, sultán ham m lar, büyük servet sahipleri, orta halliler, geliri dah a az oían insanlar tarafm dan vakif yoluyla cami, mescid, nam azgáh, m ektep, m edrese, kütüphane, ashane, kervansaray, bedesten, ge§me, yol, kóprü, kale, m esire yerleri, deniz fenerleri, sebiller,

K A y I T D 1 5 I T A R i H i M i Z 1756 Edremit. “Köy m isafirhanesine gelenler agirlanacak” di­

yor)... Yetimiere geyiz düzm ek... Kimsesiz qocuklara meyve te- m ini ve onlari gezdirm ek... Borglularin borglarini ödem ek... Esir- leri esaretten kurtarm ak... Ali^verise cikanlarin aldatilm alanni önlem ek... H izm etkärlarin azarlam p dövülm em eleri igin kirdik- la n kap kacaklarin yerine konm asi... Yoksul kizlara qeyiz tem ini ile dügünlerinin yapilm asi... (^ali§amayacak kadar ya§lanan ve sakatlanan meslek erbabi ile i§gilerine yardim ... Kitap yazilmasi- na yardim ci olm ak... Cezaevlerinde m ahküm larin ihtiyaqlarini kar§ilamak gibi son derece aynntili vakiflar vücuda getirilmi§ti.

Kendisinin, gocuklarinin ve torunlarim n öliim ünden sonra ruhlarina Kur’an-i Kerim ve m evlit okunm asi §artlariyla kurulan vakif sayisi da oldukga fazladir.

1558 yilinda istanbullu Zeyni H atun Vakfi’m n vakfiyesine gö­

re; kendisi igin h er gün ü<j cüz, oglu igin günde bir cüz ve kizi

kif bir tabuta konur ve vakif bir m ezarliga göm ülür.”

V a k if Kuran T ü rk Kadinlari

Vakif m üessesesinin kuruculan arasind a k adin lan n bulunm a- si, Osm anli kadim m n m ülk sahibi olabildigini ve ekonom ik alan- da söz alabildigini gösterm esi agisindan önem lidir.

Kayseri’de H unat H atun M edresesi ile Gevher Nesibe H atun

§ifahanesi, Dani§mentli Elti H atun’un yaptirdigi Kayseri Gülek Camii; Erzincan’da M am a H atun Kervansarayi ve Türbesi, Sitti

V A K I F A H L A K I

Radviyye Hamami; M ardin Hatuniye (Sitti Radviyye) M edresesi;

Erzurum Yakutiye M edresesi; Sivas Divrigi Melike Turan Darus-

§ifasi; Amasya’da Ilduz H atun Daru§§ifasi, ism etiye Zaviyesi, Ra­

bia H atun Zaviyesi, Mai H atun Zaviyesi, A rtuklu H atunu Ziibey- de H atun’un Diyarbakir’da yaptirdigi H aburm an Kóprüsü; Anka- ra ’da Vakiflar Genel M üdürlügü Ar§ivi’nde bulun an 30.000 vakif belgesi icjinde kadin lan n kurdugu 2.309 vakif tespit edilmi§tir.

Edirne'dc kurulan vakiflarm yüzde 20'si kadmlara aittir.

Ankara §eriyye Sicillerine gore; burada kurulan 151 vakiftan 43 tanesi, Edirne’de kurulan vakiflarm yüzde 20’si kadm lara ait­

tir. Edirne’de kadin lan n kurdugu vakiflarm yüzde 70’i ise halk- tan kadm lara aittir. 1546 tarihli istanbul tah rir defterine gore ise, 2517 vakfin 913’ü kadm lara aittir. Ayrica istanbul’da 1930’- lu yillarda m evcut ve tam am i Osmanli donem inde yapilmi§ ol- masi lázim gelen 491 ge§menin 128 tanesi (yüzde 28) kadinlar tarafindan kurulan vakiflarca insa edilmi§tir.

T oplum un en üst seviyesindeki ham m sultanlardan, Anado- lu’nun kü<;ük bir kasabasm daki kadm lara k ad ar her gelir ve sevi- yeden kadin vákif, vakif kurm a faaliyetine katilmi§tir. Gelirleri itibanyla daha geni§ alanlara hizm et gotürm e imkám bulan ha- nedan a m ensup kadinlar ba§ta istanbul olm ak üzere Anado- lu’nun pek (jok yerinde vakif eserler kurm u§lardir.

K ad in S u l t a n Vakiflari

Celebi M ehm ed’in kizi Selguk H atun’un yaptirdigi eserler ara- sinda Edirne’deki mescid ile Bursa civanndaki kóprü gelm ekte- dir. II. Bayezid’in e§i Hüsnü§ah Sultan’in 1490-1503 yillannda oglu ile birlikte M anisa’da bulundugu sirada kurdurdugu Hatuni- ye Cami’nin yam nda tesis edilen Hüsnü§ah Sultan Kütüphane- si’nde 401 yazm a eser bulunm akta idi.

K A y 1T D 1 5 1 T A R Í H Í M Í Z

Hürrem Sultan

Yavuz Sultan Selim’in e§i Hafsa Sultan, oglu Süleym an’in va- lilik yaptigi M anisa’da cami, m edrese, kütüphane, im aret, hän-kah, çifahane, ham am ve sibyan m ektebinden olu§an bir külliye ¿y yaptirmi§tir. Külliye içindeki çifahane Osmanli Devleti’nde kadm - lar tarafindan yap tin lan ilk çifahane olup burada, ru h h astala n musiki ile tedavi ediliyordu.

Kanuni Sultan Süleym an’m zevcesi H ürrem Sultan tarafindan M im ar Sinan’a y ap tin lan cami, m edrese, çifahane, ham am , ker- vansaray ve su tesislerinin bulundugu Haseki Külliyesi ve yine H ürrem adina y ap tin lan Çifte H amam bulunm aktadir.

Külliyenin içinde yer alan çifahanenin iki tabibi için aran an vasiflar §öyle sayilmi§tir: “Tip ve hikm ek kanunlarim bilir, insan- larin m izaç ve ahvalinden anlayan, ilaç tertibinde m ahir, kerim ahläkli, güzel huylu, yalan söylem eyen...”

Kanuni Sultan Süleym an’m kizi M ihrim ah Sultan’in da Edir- nekapi ve Üsküdar’da olm ak üzere iki külliyesi bulunm aktadir.

II. Selim’in zevcesi ve III. M urad’in annesi Valide N urbanu Sultan tarafindan M im ar Sinan Aga’ya yap tin lan “Valide-i Atik

V A K 1 F A H L Ä K I gönderilm ek üzere para vakiflan tahsis etmi§tir. Kösem S ultan’in ba§lattigi (^anakkale hisarlarim n yapim i T urhan Valide Sultan zam am nda tam am lanm i§tir.

T urhan Valide S ultan’in hay ratlan arasinda, 1663 tarihli vak- fiyesine göre; m ektep, d arü ’l-hadis, sebil, ge§me, hünkar kasn, türbe ve car§i vardi.

IV. M ehm ed’in e§i ve II. M ustafa’nm annesi Giilnu§ Em etullah Sultan, Hac yolunda ge§meler, sebiller yaptirm i§tir. 1709 yilinda

“Sultan Suyu” adiyla am lan su yollarm i yaptirmi§ ve bu nu nla Yeni Cami’ye ve Ahmediye Camii’ne su getirilm istir.

III. A hm ed’in kizi Zeynep H atun’un yaptirdigi vakif m ektepte okuyan ögrencilere günde bir akge, yilda bir defa elbise verili- yordu.

III. M ustafa’nm zevcesi ve III. Selim’in annesi Mihri§ah Sultan vakiflarm in ba§m da Eyüp’te bulunan im aret ve Eyüp Camii igin- deki m edrese, §ifahane ve kütüphane gelm ektedir. M edrese daha sonra 1837’de garipler ve bekarlar igin bir §ifahaneye dönü§tü- rülm ü§tür. I. Abdülm ecid’in annesi Bezm-i Älem Valide Sultan’in yaptirdigi eserler arasinda; Gureba H astahanesi ve Bezm-i Alem Valide Sultan M ektebi en önem lileridir.

K A y 1T D I $ I T A R i H i M i Z

"Bir Limon Bir A l t m a A l m a ! 7'

Bezm-i Alem Valide Sultan, hem hastan enin hem de m ekte- bin vakfiyesinin hazirlanm asi ile bizzat ilgilenmi§tir. 100 yatakli olan hastan enin vakfiyesinde; “§ayet bir hastam n iyile§mesi igin lim on gerekse ve lim onun degeri bir altin lira olsa dahi alm a...”

ifadesi vardir. O liim unden sonra tam am lanan Dolm abah^e Ca- mii yine Bezm-i Alem Valide Sultan’in hayratidir. Ayrica Aksa- ray’da bir cami, yanm a bir ^e§me, kiitiiphane, m ektep ve m uez­

zin odalari yaptirmi§tir.

Hayirsever birkag Osmanli kadinm in hayratlari da soyledir:

istanbul’da Topkapi di§inda cami, im am me§rutasi, sebil ve sebil m e§rutasindan olu§an “Yedi Sofrali Sakine H atun Vakfi”...

Bu vakfin en onem li ozelligi; cam inin yam nda bu lu n an sebil ile verilen su, m erm erden yapilan sofra ve sabit bir tu zlugunun bu- lunm asidir. B urada fakir fukaraya giinde yedi defa sofra kurulur ve yem ek verilirdi. Bu hizm et 400 yil devam etmi§tir. Bu yiizden Sakine H atun tarafindan yaptirilan vakfa “Yedi Sofrali Sakine H atun” denilmi§tir (Bu hayrat 1965 yilinda yiktirilmis ve iizerin- den yol ge^mi^tir).

Kibris Beylerbeyi Ahm ed Pa§a’nm e§i Perizad H atun yaptirdi- gi zaviye, mescid ve ge§menin yam nda borglu m ah kum lan kur- tarm ak icjin para vakfi olu§turmu§tur.

§eyhiilislam Zenbilli Ali Efendi’nin kizi Sitti H atun 1525 yi- linda istanbul’da m edrese yaptiran ilk kadinlardan biridir. (^o- gunlugu 1823 yilinda istanbul’da kadinlar tarafindan yaptirilan 71 m ektep vardir. A nkara’da Zahide Hamm tarafin dan 1820 ta- rihinde kurulan m edresenin akarlan arasinda Ankara’m n <je§itli yerlerinde 12 diikkan ve bir degirm en vardi. Vakfiyeye gore;

m edreseye fen ilim lerinde m ahir bir alim in m iiderris olm asi ve ayda 5 kuru§ maa§, m edresenin iig odasinda kalan ogrencilere ayda 60 para verilm esi §art konmu§tur.

D ó r d ü n c ü B ó l ü m

OSMANLl'DA