• Sonuç bulunamadı

SEVGĠLĠ TĠPOLOJĠSĠ

C. SEVGĠLĠNĠN CĠNSĠYETĠ ve ADI

1. Umumi Olarak Sevgili

Sevgili kavramına bütün divanlarda ya doğrudan doğruya ya da ona isim olan veya ismi yerine kullanılan kelime ve terkipler altında tesadüf etmekteyiz. Bu kelimelerin bir kısmı benzetme ilgisi dolayısıyla bir kısmı da sevgilinin sıfatı olmaları münasebetiyle kullanılır. Bunlar sevgilinin boy, yüz, kaĢ, dudak, ağız vb. unsurları ile oluĢturulan bu terkiplerdir. Yeri geldiğinde doğrudan doğruya sevgili yerine kullanılmakta ve sevgiliye bunlarla hitap edilmektedir. Bu terkiplerin her birine sevgili ile ilgili benzetmeler baĢlığı altında temas edilmekle beraber burada sevgiliye isim olmaları yönüyle söz konusu edilmiĢtir. Bunların dıĢında güzellik unsuru olarak kullanılanlar ilgili

bölümlerde ayrıntılarıyla ele alınmıĢtır (Bk. Sevgilide Güzellik Unsurları; Sevgili ile Ġlgili Diğer Unsurlar).

Divanlarda sevgiliye isim ve sıfat olan kelimeler çok fazladır. Bunlardan bazıları Ģu Ģekildedir: Yâr, dost, cân, cânân, hûb, habîb, mahbûb, dil-ârâ, dilber, diler-i ra‟nâ, dildâr, dil-rübâ, efendi, beg, güzel, güzel cân, iki cihânın cânı, nigâr, âdem cânı, âdemî-zâd, âhen-dil, ahter, ârâm-ı cân, ârif-i sâhib-nazar, âĢinâ-yı rûh, âteĢîn-ruhsâr, âteĢ-pâre, âyîne-sûret, bâde-i gül-çihre, beste-dehen, bî-bedel, bî-derd, bî-hemtâ, bî-misl, bî-vefâ, bî-rahm, boyu âzâd, cân pâresi, mihmân, cefâ kılıcı, cû, gâr, hû, cefâ-piĢe, CemĢid-i eyvân-ı cemâl, cenâb-ı cânâne, cennet-sıfat, cevr ü cefâ kılıcı, Cûdî-i cûd, çâpük-süvâr, çâr-sâz, çâre-sâz, çeĢmi ala, çeĢmi badâm, çeĢmi harâmî, çeĢm-i pür-hûn, çeĢmi Ģehlâ, dâmen-i pâk, dil-ârâm, ebrû-kemân, elif-kad, elif bâlâ, elif kâmet, fülan ibn-i fülan, gamzekâr, genc-i pinhân, gonca-i hoĢ-bû, gözi badem, gözi bimâr, gözi mest, gözi mestâne, gözi Ģâhbâz, gözi Tatar, gözleri cellâd, gözi sermest ü ceng-cûy, gözüm nurı, hâce-i cemâl, hâce-i behçet, Hatâyî nâzenîn, hilâl-ebru, hilâl-ebru meh, hokka-leb, hoĢ-hırâm, hoĢ-reftâr, hûb-rû, hüdâdâdum, hulkı hasen, hurĢid, hüsn-i dil-efrûz, iĢve-gâr, iĢve-pesend, kaddi elif, kaddi kıyâmet, kaddi ser-efrâz, kâmet-i dil-cû, kâmet-i mevzûn, kâmet-i ra‟nâ, kân-ı melâhat, kân-ı vefâ, kaĢı mekkâr, kaĢı yay, katı gönüllü, kâfir, kâfir-i bî-din, kıyâmet, lâ diyici, leb-i sükker, lebi Ģeker, lebi Ģeker efĢân, lebi Ģîrîn, matla‟-ı cemâl, melâhat kânı, merdüm-i uli‟l-ebsâr, merhem-i rûh, mest-i nâz, Mısr-ı melâhat, mû-miyân, mûnis-i cân, müferrih-leb, mürüvvet kânı, müĢterî-cemâl, nâ-mihribân, nâzenîn, nâzük-beden, nâz-perverd, nâzük-endâm, nâzük-miyân, necm-i hidâyet, nokta-dehen, nûr-ı „ayn, nûr-ı çeĢm, pâk-dâmen, pâkize-dâmen, pertev-i envâr-ı tecellâ, piste-dehen, pür-cefâ, gül-izâr, rahmi yok, reh-nümâ, rûh-ı revân, rûh-ı cihân, Rum ili Ģehbâzı, âfet-i cân, fitne-i devrân, saadet âfitâbı, saadet güneĢi, sâde-rû/rûh, sâhib-cemâl, sebük-rûh, sehâb-ı lutf, semen-simâ, sengîn-dil, sengîn kalb, serkeĢ, sermest-i nâz, sîb-zekân, sîm-beden, sipihr-i kerem, Ģâhnâz, Ģeker-güftâr, Ģûh, Ģûh-ı tannâz, Ģûh-ı bî-pervâ, Ģûh-ı cihân, Ģûh-ı dil-ârâ, Ģûh-ı dil-firîb, Ģûh-ı dilsitân, Ģûh-ı gül-izâr, Ģûh-ı Ģengül, yüreği mermer, yüreği taĢ, yüzi âyet-i Hak, yüzi cennet, yüzi mushaf,

yüzi suhf-ı ilâhi, zöhre-cebîn, benim ruhum, busesi cân, cân oyuncağı, cân yaraĢuğı, ömrüm, cânlar cânı, çok yaĢayası, sevdiğüm, çok sevdiğüm, dermân, dini imanı yok, düĢmân bakıĢlu, gencecik güzel, göz nûrı, ömr hasılı, gözlerimin aydını, güneĢ çihrelü, güneĢ yüzlü, güzeller güzeli, güzellik Rum‟unun beglerbegisi, kuzıcagız, müselman olası, yalın yüzlü vb.

Sevgili ve özelliklerini sevgilinin davranıĢları ve âĢığın konumu bakımından iki açıdan incelemekte fayda vardır. Sevgili güzellik bakımından benzersizdir. Güzellik mülkünün padiĢahıdır. Bütün güzeller onun kapı kuludur. Kimseye muhtaç değildir fakat herkes ona muhtaçtır. Semti gökler katındadır. Kûyunda âĢıktan geçilmez ama o bir tanedir. Huri, melek ve periler onunla güzellikte boy ölçüĢemez. Ressamlar onu tasvir etmekten acizdirler. GüneĢ gibi parlak yüzü, kıyamet gibi boyu vardır. Ayağının tozu sürmedir. Busesi can, dudağı tatlı ve Ģirindir. Dudağından bir damla denize düĢse bütün denizler tatlanır. Sözü ve sövgüsü duadır, Ģifadır. Sevgili, nazik ve nazenindir. Naz ile yürür, naz ile konuĢur. KonuĢunca inci ve cevher saçar. Gülünce güller açar.

Sevgilinin en belirgin özelliği zalim ve katil oluĢudur. Sürekli âĢığın canına kasdeder, acımasızdır, zülüm ve eziyet namına elinden ne gelirse yapar. Gözleri ve bakıĢları can alır. Sözünde durmaz, hileler yapar. Büyü ve sihir onun iĢidir. Fitnenin bütün gereklerini yerine getirir. Bunlar da iĢvesinin gereğidir ve bundan hiç vazgeçmez. ġefkat ve merhameti yoktur. TaĢ kalpli olduğundan âĢığın halinden anlamaz, feryadını duymaz, ilgisiz davranır, görmezlikten gelir. Rakibe gösterdiği ilginin binde birini âĢığa göstermez. ÂĢığın yüzünü bir kez bile güldürmez. ÂĢık için tek çare ağlamak ve ah çekmektir:

ĠĢigünde hele hasret yaĢını akıdalum

ġâyed ey yüregi mermer sana kâr eyleyevüz Necâtî G 236/3 Beni güldürmedi âlemde o çok yaĢayası Agla yaĢın yaĢın ey dîde-i hûnbâr yine

Hayretî G 402/4 Yok mıdur ey güzelligüne gâyet olmayan

Oranı Ģîvenün ya cefânun nihâyeti

Hayretî G 450/3

Yola azm itmiĢ ol serkeĢ bana yâ Hû dimez bir kez Çeküp atı baĢın agyâr ile turmıĢ vedâ eyler

Bâkî G 82/3

ÂĢık, sevgilinin yaptıkları karĢısında tam bir sadakat örneği sergiler. Sevgili ne kadar cevr ü cefa gösterse, ilgisiz davransa da âĢık için o her zaman bir tanedir. Asla onun kapısını, eĢiğini terk etmez. Sevgiliden lütuf görmese bile halinden memnundur. Hatta sevgilinin zulmü âĢığı hatırlaması anlamına geldiği için zulümden hoĢnut olur. ÂĢık bu Ģekilde olgunluğa eriĢeceğine inanır. Zülmü çok olsa lütfü hiç olmasa âĢık yine ondan baĢkasını istemez. Çünkü onu gönül tahtına sultan eylemiĢtir. Bütün bu hal ve durumlar tasavvuf anlayıĢının bir iz düĢümüdür:

Dimen kim adli yok yâ zulmü çok her hâl ile olsa Gönül tahtına andan gayrı sultân olmasun yâ Rab

Fuzûlî G 30/6

Bu bölümle birlikte sevgili ve güzellik unsurlarına dair istatistikî bilgiler grafik eĢliğinde verilecektir. Sevgili ve güzellik unsurları ile ilgili istatistik çalıĢması ilk olma özelliği taĢımaktadır. Sevgili gibi kapsamlı bir tip etrafında geliĢen teĢbih ve mecaz unsurlarını tespit etmenin ve bu verileri grafiklere aktarmanın zorluğunu peĢinen söylemekte yarar görüyoruz. Bazı beyitlerde sadece sevgiliye iĢaret eden ifadeler olmakla beraber bazı beyitlerde birkaç unsurun birlikte geçmesi iĢi daha da zorlaĢtırmaktadır. Bu çalıĢmada güzellik unsurlarının birbirleriyle ikili kullanımlarını ele aldık. Birden fazla unsurun geçtiği beyitlerde her unsuru kendi içinde değerlendirdik. Doğrudan sevgilinin konu edildiği beyitleri sevgili olarak aldık. Güzellik unsurları ile birlikte kullanılan sevgili ise o unsurlara dahil edildiğinden tekrar alınmadı. Bu yüzden genel kanaati etkilemeyecek küçük sapmaların varlığını Ģimdiden kabul ediyoruz. Haddizatında yüzlerce divanın varlığı göz önüne alındığında tam değerlere ulaĢmanın neredeyse imkansızlığı ortaya çıkar. Bu çalıĢma ile istatistikî olarak sevgili ve güzellik unsurları hakkında fikir verilmesi amaçlandı. Son olarak virgüllü değerlerin otomatik olarak tam sayılara

yuvarlandığını ve %1‟in alltındaki oranların diğer baĢlığı altında gösterildiğini belirtelim.

Beyitlerin sevgili ve güzellik unsurlarına göre dağılımında doğrudan sevgili veya mecaz yoluyla sevgilinin kastedildiği beyitlerin oranı %42‟dir. Çoğunlukla cân, yâr, dost, Ģâh, mâh vb. Ģekillerde geçen sevgili herhangi bir güzellik unsuru ile kullanılmaksızın beyitte tek baĢına yer alır.

Güzellik unsurları içinde en çok kullanılan unsur %12 ile saçtır. Saçtan sonra %11 ile yüz, %8 ile dudak gelmektedir. Boy, hat, göz, kaĢ ve gamzenin oranları ise birbirine yakındır. Grafikte diğer olarak görünen baĢlık diğer unsurlara nazaran çok az kullanılan dil, gabgab, kulak, burun vb. unsurların toplamını ifade etmektedir.