• Sonuç bulunamadı

2.4. İlgili Araştırmalar

2.4.2. Tutum Konusunda Yapılan Araştırmalar

Yurt dışında, matematik öğretimine yönelik tutum ölçeği geliştirmek üzere çeşitli çalışmalar yapılmıştır ancak, bu ölçeklerde tutumun farklı öğelerle karıştırılmasından dolayı tartışmalar devam etmektedir. Redlich ve diğerleri (1994) daha önce Nisbet (1991) tarafından geliştirilen 65 maddelik öğretmen adaylarına yönelik matematik öğretimi tutum ölçeğini yeniden düzenleyip geliştirerek alternatif bir ölçek sunmuşlardır. Geliştirilen bu ölçek 345 öğrenciye uygulanmıştır. Veri analizleri sonucunda matematik öğretimine yönelik genel tutumları yansıtan, sadece 20 madde ortaya çıkmıştır (Redlich ve diğerlerinden aktaran Akyıldız, 2013).

Bir araştırma da, ilköğretim matematik öğretmenliği programında öğrenim gören birinci ve dördüncü sınıf öğrencilerinin öğretmenlik mesleğine karşı tutumlarını çeşitli değişkenler açısından karşılaştırıldığı ve bu tutumlar arasında nasıl bir ilişki olduğunun belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Çalışmanın verileri, 2008-2009 eğitim öğretim yılında Karadeniz Teknik Üniversitesi Fatih Eğitim Fakültesi’nde öğrenim gören toplam 212 matematik öğretmen adayına, öğretmenlik mesleğine karşı tutum anketi uygulanarak elde edilmiştir. Çalışma sonucunda, birinci ve son sınıf öğretmen adaylarının öğretmenlik mesleğine karşı tutumları arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir fark bulunduğu ve bu farklılığın son sınıftaki öğretmen adayları lehine olumlu bir şekilde değiştiği sonucuna varılmıştır (Köğce, Aydın ve Yıldız, 2009).

Göloğlu Demir (2011) tarafından yapılan çalışmanın amacı, Gazi Üniversitesi İlköğretim Matematik Öğretmenliği Programı’nda öğrenim gören öğrencilerin, matematik öğretimine yönelik öz-yeterlik inançlarının ve matematik öğretimine yönelik tutumlarının incelenmesidir. Çalışma evrenini 2009-2010 öğretim yılında Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi İlköğretim Matematik Öğretmenliği programında öğrenim gören 167 son sınıf öğrencisi oluşturmaktadır ve verilerin toplanmasında araştırmacı tarafından geliştirilen ve geçerlik-güvenirlik analizi yapılan “matematik öğretimi öz-yeterlik inançları ve matematik öğretimi tutum ölçeği” kullanılmıştır. Yapılan değerlendirmeler sonucunda, ilköğretim matematik öğretmen adaylarının matematik öğretimine yönelik öz-yeterlik inançlarının yüksek düzeyde ve tutumlarının olumlu olduğu tespit edilmiş ayrıca ilköğretim matematik

27

öğretmen adaylarından matematik öğretimine yönelik tutumu olumlu olan öğrencilerin matematik öğretimi öz-yeterlik inançları puanlarının da yüksek olduğu gözlenmiştir. Sorunlarla karşılaşan ve karşılaşabilecek olan öğretmen adaylarının matematik öğretiminde çoklu zekâ kullanılmasına ilişkin tutumları incelenmesi amacı ile Saraç (2007) tarafından yapılan araştırmada matematik öğretmen adaylarının kendi zekâ alanlarını keşfetmelerine, matematik tutumlarını, öğretmenlik yeterliliklerini ve kendilerini daha iyi tanımalarına yardımcı olmak hedeflenmiştir. Araştırma ile ilgili etkinlikler ve ölçme araçları 2005-2006 öğretim yılı güz döneminde Balıkesir Necatibey Eğitim Fakültesi’nde öğrenim gören ilköğretim matematik (Nilk=146) ve ortaöğretim matematik (Nofma=52) öğretmenliği bölümü dördüncü sınıf öğrencileri ile yapılmıştır. Veri toplama aracı olarak; kişisel bilgi formu, öğretmenlik tutumları ölçeği, çoklu zekâ envanteri ve matematik tutum ölçeği uygulanmıştır. Araştırmadan elde edilen veriler SPSS paket programı ile t-testi ve tek faktörlü ANOVA testi kullanılarak analiz edilmiştir. Değerlendirmeler sonucunda, eğitim fakültesinde öğrenim gören öğretmen adaylarının, öğretmenlik ve matematik tutumlarının olumlu ve orta değerin üzerinde olduğu görülmüştür. Çoklu zekâ envanterlerinde ise mantıksal zekâ envanterinin, diğer envanterlerden yüksek olduğu göze çarpmaktadır. Bir yandan ilköğretim matematik öğretmen adaylarının matematik tarihinin matematik derslerinde kullanımı ile ilgili tutumlarının ne yönde olduğu belirlenmeye çalışılırken bir yandan da matematik tarihi dersinin öğretmen adayları tutumlarını ne yönde etkilediğinin araştırılması amacı ile Gürsoy (2010) tarafından yapılan çalışmada, geliştirilen tutum ölçeği, öğretmen adaylarına matematik tarihi dersini almadan önce, aldıktan sonra ve takip eden dönemin sonunda olmak üzere üç kez uygulanmış, matematik tarihi dersinin okutulduğu dönemin sonunda öğretmen adayları ile yarı yapılandırılmış mülakatlar yapılarak matematik tarihinin matematik öğretiminde kullanılması ile ilgili düşünceleri belirlenmeye çalışılmıştır. Verilerin analizi sonrasında, matematik tarihi dersinin öğretmen adaylarının matematik tarihinin matematik öğretiminde kullanılmasına ilişkin tutumlarını olumlu yönde etkilediği sonucuna ulaşılmıştır. Yapılan yarı yapılandırılmış mülakatlar sonucunda ise öğretmen adaylarının gerek öğretme gerekse öğrenme amaçlı olarak matematik tarihinin matematik öğretiminde kullanılmasının faydalı olabileceği görüşüne sahip oldukları tespit edilmiştir.

Fırat Doğan (2011), ilköğretimin birinci kademesindeki sınıf öğretmenleri ile ilköğretimin ikinci kademesindeki matematik öğretmenlerinin öğrenci hatalarına karşı öğretmen tutumlarını incelemek amacıyla yaptığı çalışmada öğretmenlerin deneyim süresi, cinsiyeti,

28

öğrenim durumları, mezun oldukları fakülte, öğrencilerinin derse katılımları, görev yaptıkları sınıfların mevcudu, kademesi ve okulun türü etmenlerinin öğretmenlerinin hatalara karşı tutumları üzerine etkileri incelemiştir. Sonuç olarak, öğretmenlerin hatalarla karşılaşma sıklıkları konusunda verdikleri cevaplar neticesinde öğretmenlerin görev yaptıkları sınıfların mevcudu ve ilköğretimin kademe çeşidi ile hatalarla karşılaşma sıklıkları arasında pozitif yönde anlamlı bir ilişki bulunduğu tespit edilmiştir.

Sınıf öğretmenlerinin 2005 İlköğretim Matematik Öğretim Programına ilişkin görüşlerinin, matematiğe yönelik tutumlarının ve öğretmenlerin matematik öğretim programına ilişkin görüşlerinin matematiğe yönelik tutumlarını anlamlı olarak yordayıp yordamadığının belirlenmesi amaçlanan araştırmayı, Çelen (2011) yapmıştır. Araştırma 2009-2010 eğitim öğretim yılı bahar döneminde, Türkiye’de ilköğretim okullarında görev yapan 1193 sınıf öğretmeni üzerinde yürütülmüştür. Örneklemi oluşturan öğretmenlerin seçiminde çok aşamalı tabakalama örneklem yöntemi kullanılmıştır. Araştırmada araştırmacı tarafından geliştirilen matematiğe yönelik tutum ölçeği ve öğretmenlerin matematik öğretim programına yönelik görüşlerini belirleyen öğretmen anketi olmak üzere iki veri toplama aracı kullanılmıştır. Bulgulara göre, kadın öğretmenlerin matematiğe yönelik duyuşsal boyutlu tutum puanlarının erkek öğretmenlerin tutum puanlarına göre yüksek olduğu, öğretmenlerin yaşları arttıkça duyuşsal boyutlu tutum puanlarının azaldığı, en yüksek tutum puanlarına 0-5 yıl arasında kıdemi bulunan öğretmenlerin sahip olduğu, özel okullarda görev yapan öğretmenlerin tutum puanlarının resmi okullarda görev yapan öğretmenleri tutum puanlarına göre yüksek olduğu, sınıf düzeyinin öğretmenlerin bilişsel boyutlu tutum puanlarını etkilemediği ancak 1., 2. ve 3. sınıflarda görev yapan öğretmenlerin duyuşsal boyutlu tutum puanlarının 4. ve 5. sınıflarda görev yapan öğretmenlerin tutum puanlarından yüksek olduğu, en yüksek tutum puanlarının öğrenci sayıları 16 ile 20 arasında olan öğretmenlerin sahip olduğu görülmüştür.

İlköğretim matematik öğretmen adaylarının lineer cebire yönelik tutumları ve alan dili becerilerinin incelenmesi amacıyla yaptığı araştırmada Akyıldız (2013), lineer cebirin dolayısıyla matematiğin kendine ait bir dilinin olduğu ve bu dili bilmenin önemini vurgulamıştır. Araştırmanın örneklemini, 2012-2013 eğitim-öğretim yılında İç Anadolu Bölgesinde bulunan üç devlet üniversitesinde öğrenim gören, ilköğretim matematik öğretmenliği bölümünde lineer cebir dersi almış, 2, 3 ve 4. sınıftaki 442 öğretmen adayı oluşturmaktadır. Araştırma tarama modelindedir ve ölçme aracı olarak, araştırmacı tarafından geliştirilen Lineer Cebir Kavramları Başarı Testi ve Lineer Cebir Dersine

29

Yönelik Tutum Ölçeği kullanılmıştır. Ölçek ve testten elde edilen veriler SPSS paket programına girilmiş ve verilerin analiz aşamasında t-testi, tek faktörlü varyans analizi (ANOVA) ve korelâsyon analizi yapılmıştır. Analizler sonucu ortaya çıkan bulgular incelendiğinde ilköğretim matematik öğretmen adaylarının lineer cebir dersine yönelik tutumları ve becerileri, adaylara ait cinsiyet, öğretim şekli ve çalışma değişkenlerine göre anlamlı bir fark göstermemiştir. Ancak sınıf düzeyi ve yaş değişkenlerine göre anlamlı farklar göstermiştir. Bulgulara göre, 2. sınıfta öğrenim gören veya 17-19 yaş aralığındaki öğrencilerin lineer cebir dersine yönelik tutumları diğer katılımcılara göre daha olumlu, lineer cebir dersi kavramlarını öğrenme başarıları da daha yüksektir. Öğretmen adaylarının lineer cebir dersine yönelik tutumları mezun olunan ortaöğretim kurumu değişkenine göre anlamlı fark göstermezken, lineer cebir dersi kavramlarını öğrenme başarıları anlamlı fark göstermiştir. Öğretmen adaylarının genel olarak lineer cebir dersine yönelik tutumlarının olumsuz, lineer cebir kavramlarını öğrenme başarılarının düşük olduğu tespit edilmiştir.

Benzer Belgeler