• Sonuç bulunamadı

Transformasyon Probleminin Önemi

Belgede MARKSİST DEĞER TEORİSİ (sayfa 109-115)

KÂR VE FİYATLAR

4. Transformasyon Probleminin Önemi

toplamı (artık-değerler toplamı = kârlar toplamı) idi. Seton, Marxist sistemin içinde bunlardan herhangi birinin alınabileceğini, fakat biri-nin değerine tercih edilmesi için hiç bir sebep olmadığını belirtir. Se-ton, ayrıca, bu üç hususun bir ve aynı zamanda geçerli olmasının, an-cak özel bir durumda söz konusu olabileceğini gösterir. Bu, basit yeni-den-üretim varsayımı ile lüks mallar endüstrisindeki (III. sektör) ser-mayenin organik bileşiminin toplumsal toplam serser-mayenin ortalama organik bileşimine eşit olması varsayımına göre belirlenen durumdur.

Böyle bir durumda çözüm tamdır. Diğer hallerde problem çözümlen-mekte, yani mutlak fiyat seviyesi bulunmakta fakat sözü edilen her üç husus bir ve aynı zamanda geçerli olamamaktadır.40

Bu temel anlayışa göre, Marx'ın yapmak zorunda olduğu şey, üre-tim fiyatlarının doğrudan doğruya değerlere dayandığını göstermekten ibaretti. Ne var ki, kapitalist sistemin oluşumu ve işleyişi ve bunları yöneten kanunlar üzerindeki tahlillerin ulaştırdığı sonuçlar bakımın-dan bunun dahi büyük bir önem taşımadığı gösterilmiştir.42 Marx, transformasyon sürecini, gerek tarihi gelişim ve gerekse mantık açı-sından, doğru olarak düşünmüş ancak değerlerin fiyatlara dönüşümü meselesinde bir noktada düştüğü hata doğru bir çözüme ulaşmasına engel olmuştur. Meseleyi daha sonra inceleyenler, adım adım ilerleye-rek, sonunda genel ve sistemin bütünü içinde tutarlı bir çözümün müm-kün olduğunu ortaya koymuşlardır.

Transformasyon problemi, esas itibariyle, önemi formel plânda ka-lan bir mesele olarak görünür. Konu ile ilgili tartışmaların daha çok çözüm teknikleri üzerinde cereyan etmiş olması da bunu gösterir. Böy-le olmakla beraber, bu tartışmaların reel açıdan hiç bir yararı olmamış değildir. Ortalama genel kâr oranının üretim araçları (capital - goods) endüstrileri ile ücret malları (wage-goods) endüstrilerinin üretim larına bağlı bulunması, lüks mallar üreten endüstrilerin üretim şart-larından bağımsız olması gibi önemli bir sonucun ortaya konması bu sayede mümkün olmuştur.

Ekonomi biri üretim araçları diğeri tüketim araçları üreten iki sektörden meydana geliyor ve kapitalistler işçilerin tükettiklerinden farklı şeyler tüketmiyor olsunlar. Bu iki sektör arasında karşılıklı alış veriş ilişkisi vardır. Birincisi ikincisine üretim araçları, ikincisi birin-cisne tüketm araçları sağlar. Ayrıca, birinci sektör kendi kullandığı ve ikinci sektör tarafından kullanılan değişmeyen sermayeyi (C), ikinci sektör kendisi tarafından istihdam edilen ve birinci sektörde çalışan işiçlerin ve her iki sektörde faaliyet gösteren kapitalistlerin tükettik-leri tüketim araçlarını (V + S) sağlar. Ekonominin bütünü için kâr oranı S/(C + V) dir. Sektörlerin her birinin kendi kâr oranları ise S,/

C,+V, ve S2/C2 + V2'dir. Şimdi, S/V her iki sektörde aynı iken, C/Cı+V, oranmm (birinci sektördeki sermayenin organik bileşimi) C2/C2+V2

oranından (ikinci sektördeki sermayenin organik bileşimi) büyük ol-ması halinde, Cı+V, sermayesi ile elde edilen artık-değerin (S,), C2+V2

sermayesi ile elde edilen artık-değerden (S2) ve dolayısiyle S, /C, +V,'in S2/C24-V2'den küçük olacağı açık bir şeydir. Bu kâr oranlarının bir di-ğerine (ve dolayısiyle bunların ortalaması olan S/(C+V) oranına eşit olması her iki sektörün net ürününün ve böylece artık-değerin (S, ve S2'nin) büyüklük itibariyle değişmelerine bağlıdır. Böyle bir büyüklük

42 Ibid., s. 126-8.

96

değişmesi ise C ve V'yi teşkil eden unsurların fiyatlarının aracılığıy-la meydana gelebilir.

Değerlerden fiyatlara geçildiğinde, daha büyük bir organik bileşi-me sahip bulunan birinci sektörde fiyatlar ikinci sektöre oranla yükse-lir. C'yi teşkil eden unsurların fiyatları V'yi teşkil eden unsurların fi-yatlarına oranla yükselmiş olacağı için, ikinci sektörde kâr oranı düş-meye başlarken, birinci sektörde bunun tersi görülür, kâr oranı yük-selmeye başlar. Fiyatlardaki bu değişme, her iki sektörde aynı kâr ora-nının teessüs etmesine kadar devam eder. Belirtmeye lüzum dahi yok-tur ki, organik bileşimler için söylenenlerin tersi söz konusu olsaydı, fiyatlar bakımından da ifade edilenin tersi olan bir durum doğardı.43

Kapitalistlerin işçilerden farklı şeyler tüketmeleri halinde, bun-lar için üretimde bulunan bir lüks malbun-lar endüstrisi meydana gelmiş olması gerekir. Bu endüstri ile diğer iki endüstri arasında tek yönlü bir bağımlılık ilişkisi vardır. Kullandığı değişmeyen sermaye unsurla-rını birinden, değişen sermaye unsurlaunsurla-rını diğerinden sağlar. İlk iki sektörün üretimlerine devam edebilmek için bu üçüncü sektörden al-mak zorunda oldukları bir şey yoktur.

Diğer bütün şartlar aynı kalırken, lüks mallar üreten sektörün kullandığı değişmeyen sermayesi değişen sermayesine oranla artsa (or-ganik bileşimi değişse ve büyüse), bunun sonucu olarak, birinci sektö-rün üretimi, ikinci sektösektö-rün üretimine oranla, artar; değişen sermaye-si değişmeyen sermayesermaye-sine oranla büyüse, bunun tersermaye-si olur. Böyle bir durumda, ilk iki sektörün iç yapılarında (yani ne organik bileşimle-rinde ve ne de artık-değer oranlarında) hiç bir değişiklik olmaz. Demek oluyor ki, üçüncü sektörün kendi iç yapısında meydana gelen bir de-ğişmenin genel kâr oranını belirleyen faktörler üzerinde herhangi bir etkisi yoktur. Bu sektörde üretilen malların diğer iki sektörün üreti-minde yeri olmaması yüzünden, burada elde edilen artık-değer kitle-sinin gelen kâr oranının teşekkülü bakımından, ilk bakışta sanılabile-ceği gibi, bir rolü olmadığı anlaşılıyor. Lüks mallar sektörü, genel kâr oranının meydana gelişi sırasında pasif bir durumdadır. Lüks malla-rın fiyatlamalla-rının bütün görevi, ilk iki sektörde hüküm süren veya bun-ları denge durumuna getirmiş olan kâr oranına eşit bir kâr oranının kendilerinin üretildikleri üçüncü sektörde de geçerli olmasını sağlaya-cak bir seviyede karar kılmaktan ibarettir.44

Dobb, transformasyon problemi ile ilgili olarak, diğer bir reel me-seleye daha dokunur : genel bir ücret artışının üretim fiyatları

üzerin-« Bak. Dobb, op. cit., s. 276.

** Ibid., s. 277.

97

de ne gibi bir etkisi olabilir? Diğer bütün şartlar ajan kalırken, ücret-lerde genel bir artış meydana gelmesi halinde, bütün üretim kolların-da artık-değer oranlarının ve bunun sonucu olarak kolların-da genel kâr oranı-nın düşeceği açık bir şeydir. Bunun üretim fiyatları üzerindeki etkisi, her bir üretim kolundaki sermayenin organik bileşimine bağlı bulunur.

Dobb, böyle bir yükselmenin fiyatlar üzerinde yapacağı etkiyi aşağıda-ki iaşağıda-ki durumu karşılaştırarak göstermiştir : (fiyatlarda % 50 oranında bir artış varsayılmaktadır).

TABLO-VI.

GENEL BİR ÜCRET ARTIŞININ ÜRETİM FİYATLARINA ETKİSİ

Üretim Değer Üretim Kâr

Sektörleri c V s fiyatı oram

I 80

c + 20 + 20 = 120 V s 120 % 20

II 90

a + 10 + 10 = ııc

V s

120 % 20

III 70 0 + 30 + 30 = 130

V s 120

% 20 Artıştan sonraki durum:

I 80

a + 30 + 10 = 120

V s

120 % 9,09

n 90 a + 15 + 5 = 110 T S

114 1/2 % 9,09

III 70

o + 45 + 15 = 130

V s

125 1/2 % 9,09

Genel bir ücret artışının, ortalama kâr oranının düşmesine yol açması ile birlikte, diğer genel bir etkisi, bütün endüstrilerde maliyet fiyatlarının yükselmesine sebep olmasıdır. Ücretler yükseldiği zaman, maliyet fiyatının iki unsurundan biri olan V büyür. Yukarıdaki ör-nekten açıkça görüldüğü gibi, ücretler yükselmezden önce her üç sek-törün 100 büyüklüğündeki maliyet fiyatları, ücret artışından sonra, sırasıyla 110, 105 ve 115 olmaktadırlar. Yine kolayca görülebileceği gi-bi, maliyet fiyatındaki yükselme organik bileşimleri nispeten düşük olan endüstri gruplarında daha yüksek olur. Buna karşılık, genel kâr oranının üretim fiyatları bakımından etkisi, organik bileşimleri nispe-ten yüksek olan endüstri gruplarında daha büyüktür. Çünkü, bu gibi endüstri veya endüstri gruplarının maliyet fiyatlarmda ücret artışının yol açtığı yükselme, V'nin nispeten düşük olmasından dolayı, küçük olurken, kâr oranındaki düşüşün üretim fiyatlarını düşürücü etkisi, C' nin nispeten yüksek olmasından ötürü büyük olur. Ücret artışından sonra, üçüncü sektörün veya bu sektörü meydana getiren endüstri gru-bunun üretim fiyatı yükselmiş, ikinci sektörün üretim fiyatı düşmüş-98

1

tür.43 Bilinde maliyet fiyatındaki artış kâr azalışından büyük, diğe-rinde küçüktür. Ve üretim fiyatını, nihaî olarak etkileyen faktör sözü edilen artış ve azalışlar arasındaki bu farktır. Burada önemli olan so-nuç, bazı endüstrilerde (sermayelerinin organik bileşimleri yüksek en-düstriler) ücret artışına rağmen, fiyatlarm düşmekte olmasıdır.46

4 5 Birinci sektörün üretim fiyatı ücret artışından sonra da aynı kalmaktadır. Bu-nun sebebi şudur: maliyet fiyatındaki artma (10) ile kâr oranındaki düşmenin yol açtığı kâr azalması (9,99) birbirine eşittir; üretim fiyatı bunun için değiş-memiştir. Bu sekötörün organik bileşimi, burada, alınan sayılardan dolayı, top-lumsal ortalama bileşime eşittir.

« Dobb, op. cit., s. 280. Bu son husus ile bundan evvel incelemiş bulunduğumuz ortalama kâr oramnı yalnız üretim araçları (capital goods) üreten sektörle tü-ketim araçları (wage-goods) üreten sektörün iç üretim şartlan ve karşılıklı alış veriş ilişkileri tarafından belirlenmekte olduğu hususunun, Marx'a yöneltilen önemli bir itirazın geçerli olamıyacağını göstermek bakımından da ayn bir önem taşıdıklannı bundan sonraki bölümde göreceğiz.

99

Ü Ç Ü N C Ü B Ö L Ü M

Belgede MARKSİST DEĞER TEORİSİ (sayfa 109-115)