• Sonuç bulunamadı

2. KAYNAK ÖZETLERĠ

2.3 Tohum Özellikleri ve Abiyotik Stres ile Ġlgili ÇalıĢmalar

adet RIL populasyonu ve 141 adet SSR markırı ile QTL gen bölgeleri belirlenmeye çalıĢılmıĢtır. Her özellik için en az 2 QTL gen bölgesi tespit edilmiĢ ancak en yüksek LOD skorunun düĢük sıcaklıkta çimlenme yeteneğinde elde edildiği bildirilmiĢtir (Burow vd. 2011).

Mısır bitkisinde yapılan bir çalıĢmada 243 adet RIL populasyonu üzerinde düĢük sıcaklıkta çimlenme yeteneği üzerine çalıĢılmıĢtır. ÇalıĢmada 12 °C’de 16 saat ve 18

°C’de 8 saat düĢük sıcaklıkta çimlendirme yapılmıĢtır. ÇalıĢma sonunda kromozom 4, 5, 6, 7 ve 9’da QTL gen bölgeleri belirlenmiĢ ve fenotipik varyasyon % 3.39 ile 11.29 arasında açıklanmıĢtır (Hu vd. 2016).

bağlantı grubunda toplamda 19 adet önemli QTL gen bölgesi tespit edilmiĢtir.

ÇalıĢmada her üç populasyonda tüm özellikler birbirleri ile yüksek korelasyon gösterirken, tohum uzunluğu ve geniĢliği düĢük korelasyona sahip olmuĢtur. Tüm özellikler için kalıtım oranı 0.42 - 0.88 olarak belirlenmiĢtir (Salas vd. 2006). Yine aynı bitki türünde 143 adet RIL populasyonu ile 100 tohum ağırlığı ile ilgili QTL gen bölgeleri tespit edilmeye çalıĢılmıĢtır. ÇalıĢmada hasattan önce 6 olgunluk evresinde tohum ağırlığı ile ilgili 3 yılda ölçümler alınmıĢ ve QTL gen bölgeleri tespit edilmeye çalıĢılmıĢtır. QTL-çevre interaksiyonu olmayan 94 QTL gen bölgesi, QTL- çevre interaksiyonu olan 68 QTL gen bölgesi olmak üzere 162 adet QTL belirlenmiĢtir.

ÇalıĢma sonunda QTL belirlemede genotip ile çevre interaksiyonunun tohum geliĢim evrelerinde değiĢebileceği bildirilmiĢtir (Teng vd. 2009).

Sun vd. (2012), soya fasulyesinde 100 tohum ağırlığı ile ilgili QTL gen bölgelerini saptamaya çalıĢmıĢlardır. ÇalıĢmada 147 RIL populasyonu ve QTL metodu olarak CIM ve MQM modelleri kullanılmıĢtır. Toplamda ilgili özellik ile ilgili 23 QTL gen bölgesi belirlemiĢlerdir.

Soya fasulyesinde yapılan bir diğer çalıĢmada tohum uzunluğu, geniĢliği ve yüksekliği ile ilgili özellikler üzerine 184 adet RIL populasyonunda QTL analizi ve 219 adet kültürü yapılan aksesyonlar üzerinde iliĢki analizi yapılmıĢtır. ÇalıĢmada ilgili özelliklerin kalıtım oranları 0.92 - 0.98 arasında belirlenmiĢtir. RIL populasyonu ile yapılan QTL analizinde 12 adet QTL gen bölgesi tespit edilirken, iliĢki analizinde Mixed linear model (MLM) ile tüm özellikler ile ilgili 41 SNP markırı iliĢkili bulunmuĢtur. ÇalıĢma sonunda tohum büyüklüğü ile ilgili özellikler ile tohum Ģeklini kontrol eden genlerin farklı genetik faktörler tarafından kontrol edilebileceği bildirilmiĢtir (Hu vd. 2013).

Soya fasulyesinde yapılan baĢka bir çalıĢmada araĢtırmacılar daha önceden tuz stresine tolerant olduğu bilinen yabani soya fasulyesi ile duyarlı soya fasulyesi arasında melezleme yaparak F6 kademesinde 112 adet RIL ile 149 adet F2 populasyonu geliĢtirilmiĢtir. Yapılan araĢtırmalar sonucunda yabani hattın alkali stresine tolerant

belirlenmesi amaçlanmıĢtır. Bu amaçla alkali stresinde; tuza dayanım oranı ile yapraklardaki klorofil içeriği araĢtırılmıĢtır. ÇalıĢma sera koĢullarında yürütülmüĢ ve bitkilere 3 hafta boyunca 180 nM NAHCO3 verilmiĢtir. Her iki populasyonda alkali stresi ile ilgili 17. kromozomda QTL gen bölgesi tespit edilmiĢtir. RIL populasyonunda toplam varyasyon % 50.2, F2 populasyonunda ise % 13.0 olarak bulunmuĢtur. ÇalıĢma sonunda alkali stresi ile tuz stresine tolerans birbirinden farklı olarak belirlenmiĢtir (Tuyen vd. 2010).

Fasulyede yapılan bir çalıĢmada araĢtırmacılar 63 adet RIL populasyonunda tohum ağırlığı, uzunluğu, yüsekliği ve Ģekli üzerine çalıĢmıĢ ve CIM modeli kullanmıĢlardır.

ÇalıĢma sonunda tohum ağırlığı ile ilgili 3, 4, 5, 6, 7 ve 8. bağlantı gruplarında toplamda 8 QTL gen bölgesi belirlemiĢlerdir. Yapılan varyans analizine göre fenotipik verilerin % 63’ü açıklanmıĢtır. Tohum uzunluğunda ise; 2, 3, 4, 8 ve 11. bağlantı gruplarında toplam 7 QTL belirlenmiĢ ve fenotipik verilerin % 48’i açıklanmıĢtır.

Tohum yüksekliğinde ise; 4, 6 ve 11. bağlantı gruplarında 3 QTL gen bölgesi belirlenmiĢ ve fenotipik verilerin % 36’sı açıklanmıĢtır. 7 QTL’in 4’ü tohum uzunluğu, 3 QTL’in 2’si tohum yüksekliği ve tohum ağırlığı ile ilgili aynı QTL gen bölgelerinde olduğu belirlenmiĢtir (Park vd. 2000a).

Hekzaploid buğdayda yapılan bir çalıĢmada araĢtırmacılar ISSR markırları ile tohum boyutlarındaki iliĢkiyi belirlemeye çalıĢmıĢlardır. ÇalıĢmada 113 adet F6 kademesinde RIL populasyonu ve 100’ün üzerinde ISSR markırı kullanmıĢlardır. Bunlardan 55 adet ISSR markırı ebeveynler arası polimorfik olarak belirlenmiĢtir. ÇalıĢmada 3 markır küçük boyutlu tohumlarda % 14.8, % 9.5 ve % 6 gen etkisi olduğu saptanmıĢtır. Büyük boyutlu tohumlarda ise 4 markır % 8, 4.66, 2.92 ve 2.61 oranında iliĢkili bulunmuĢtur.

ÇalıĢma sonunda buğdayda ISSR markırları küçük ve büyük etkili genlerin tespitinde etkili olduğunu bildirmiĢlerdir (Ammiraju vd. 2001).

Buğdayda yapılan bir çalıĢmada araĢtırmacılar 1000 tohum ağırlığı, tohum uzunluğu, tohum geniĢliği ve tohum kalınlığı üzerinde çalıĢmıĢlardır. ÇalıĢmada F8 kademesinde 269 adet RIL populasyonu, 2431 adet SNP markırı ve 128 adet SSR markırı kullanılmıĢtır. Fenotipik veriler 3 farklı lokasyonda ve 5 farklı yılda toplanmıĢtır.

ÇalıĢma sonunda tüm özelliklerde 88 adet QTL gen bölgesi belirlenmiĢtir. 1000 dane ağırlığı ile ilgili 17 adet QTL gen bölgesi ve varyasyonu açıklama oranı % 2.62-12.08 arasında, dane uzunluğu ile ilgili 32 adet QTL gen bölgesi ve varyasyonu açıklama oranı % 2.62-44.39 arasında, dane geniĢliği ile ilgili 12 adet QTL gen bölgesi ve varyasyonu açıklama oranı % 3.69-12.30 arasında ve dane kalınlığı ile ilgili 27 adet QTL gen bölgesi ve varyasyonu açıklama oranı % 2.55-36.42 arasında tespit edilmiĢtir (Wu vd. 2015).

Buğdayda yapılan bir çalıĢmada araĢtırıcılar kurak koĢullar altında verim ve verim bileĢenleri ile ilgili QTL gen bölgelerini belirlemeye çalıĢmıĢlardır. ÇalıĢmada 127 adet RIL populasyonu ile 102 adet SSR ve 34 adet EST-STS markırları kullanılmıĢtır. Tane verimi, tane doldurma oranı, baĢak yoğunluğu, m2’deki tahıl sayısı, biyokütle üretimi, biyokütel üretim oranı ve kuraklığa hassaslık indeksi fenotipik varyasyonu açıklama oranı sırasıyla % 20, 33, 15, 23, 30, 26 ve 41 olarak gerçekleĢmiĢtir. ÇalıĢma sonunda önemli olarak tespit edilen wmc89 markırının kuraklık stresi ile ilgili markır destekli seleksiyon çalıĢmalarında kullanılabileceğini bildirmiĢlerdir (Kirigwi vd. 2007).

Buğdayda yapılan bir çalıĢmada araĢtırmacılar antesis evresinden sonra kuraklık stresinin buğdayda 1000 tohum ağırlığına etkisi üzerine QTL gen bölgelerini belirlemeye çalıĢmıĢlardır. ÇalıĢma materyali olarak 133 adet F2:3 bitkisi üzerinde 293 adet SSR markırı ile çalıĢmıĢlardır. Kuraklık stresi altında 1000 tohum ağırlığı ile ilgili 6, kontrol grubunda ise 4 QTL belirlenmiĢtir. ÇalıĢma sonunda kontrol ve kuraklık stresi koĢullarından elde edilen QTL’lerden 1 tanesi her iki koĢul için ortak olarak tespit edilmiĢtir. Kuraklık stresine tolerantlık ile ilgili 5 QTL gen bölgesinin; 1AL, 4AL, 7AS ve 7DS kromozomlarında olduğu bildirilmiĢtir (Nezhad vd. 2012).

Buğdayda kuraklığa tolerans ile ilgili yapılan bir çalıĢmada çiçek sapı uzunluğu, baĢaktaki tane verimi, baĢaktaki tane sayısı ve 1000 tohum ağırlığı üzerinde çalıĢılmıĢtır. ÇalıĢmada 96 adet double haploid hat ile 338 adet moleküler markır kullanılmıĢtır. QTL analizi için CIM metodu kullanılmıĢ 1000 dane ağırlığı ile ilgili 6 adet, tane verimi ile ilgili 1 adet, çiçek sapı uzunluğu ile ilgili 3 adet ve baĢaktaki tane

fenotipik varyasyon % 13 ile 34 arasında açıklanmıĢtır. ÇalıĢma sonunda markır tabanlı yaklaĢımların kuraklık stresi için kullanılabileceği bildirilmiĢtir (Dashti vd. 2007).

Buğdayda yapılan baĢka bir çalıĢmada araĢtırmacılar 139 adet DH hattında tuz stresi ile ilgili QTL’leri saptamaya çalıĢmıĢlardır. Genetik harita RFLP, SSR ve AFLP markırları kullanarak oluĢturulmuĢ, toplamda 325 lokus ve 21 kromozom haritalanmıĢtır.

ÇalıĢmada Na+, K+, Na+/K+, büyüme oranı, taze yaprak ağırlığı, kuru yaprak ağırlığı, % su içeriği, bitkideki baĢak sayısı, baĢaktaki baĢakcık sayısı, bitkideki tane sayısı, bitkideki toplam tane ağırlığı ve toplam kuru ağırlığı gibi verim ile ilgili veriler toplanmıĢtır. QTL gen bölgelerinin belirlenmesinde aralık haritalama ve bileĢik aralık haritalama metotları kullanılmıĢtır. ÇalıĢmada 12 özellik için toplamda 55 QTL gen bölgesi tespit edilmiĢtir. Tespit edilen QTL’lerin büyük çoğunluğunun birbirine yakın olarak konumlandığı tespit edilmiĢ, bunun sebebinin ise gen kümelenmesi veya pleiotropi olabileceği bildirilmiĢtir (Amin ve Ayman 2013).

Nohutta yapılan bir çalıĢmada kuru koĢullar altında 100 tohum ağırlığı ve kök/bitki kuru ağırlığı oranı ile ilgili aday genler tespit edilmeye çalıĢılmıĢtır. ÇalıĢmada SNP markırları ile QTL-seq analizi yapılmıĢtır. ÇalıĢma sonunda 100 tohum ağırlığı ile ilgili 2, kök/bitki kuru ağırlığı ile ilgili 1 aday gen tespit edilmiĢtir (Singh vd. 2016).

Nohutta yapılan baĢka bir çalıĢmada Hossain vd. (2010), 2 farklı RIL populasyonunda tohum büyüklüğü ve 100 tohum ağırlığı ile ilgili kalıtım mekanizması belirlemeye çalıĢmıĢtır. ÇalıĢmada nohutta tohum büyüklüğü birbirini tamamlayan iki önemli gen tarafından kontrol edilirken, tohumda küçük boyutluluk dominant olduğu belirlenmiĢtir.

Belirlenen iki gen bölgesi bağlantı grubu 2 ve 4 olarak saptanmıĢtır. 100 tohum ağırlığı ile ilgili fenotipik varyans % 37 oranında açıklanmıĢtır.

Karpuzda yapılan bir çalıĢmada araĢtırmacılar 100 tohum ağırlığı, tohum uzunluğu ve tohum geniĢliğini F6 kademesinde RIL populasyonu ve F2 populasyonu üzerinde çalıĢmıĢlardır. ÇalıĢmada RIL populasyonunda 378 adet SNP ve F2 populasyonunda 338 adet SNP markırı kullanmıĢlardır. Karpuzda belirtilen özellikler ile ilgili ana ve epistatik QTL gen bölgelerini belirlemeye çalıĢmıĢlardır. ÇalıĢmada ana QTL gen

bölgesi bağlantı grubu 2 olarak belirlenmiĢtir. Toplamda 3 özellik için 4 farklı bağlantı grubunda 13 adet ana QTL gen bölgesi saptanmıĢtır. Bağlantı grubu 2’de varyasyon % 26.9 ile 73.6 arasında açıklanmıĢtır. Fenotipik varyasyon epistatik QTL’lerde çoğunlukla düĢük miktarda belirlenmiĢtir (Prothro vd. 2012).

Kolzada yapılan bir çalıĢmada araĢtırmacılar meyve uzunluğu ile tohum ağırlığı ile ilgili ana QTL gen bölgelerini belirlemeye çalıĢmıĢ ve bu amaçla 186 adet RIL populasyonu kullanmıĢlardır. Meyve uzunluğu ile ilgili 10 QTL gen bölgesi tespit edilmiĢ ve ana QTL gen bölgesi fenotipik varyasyonun % 53.4’ünü açıklamıĢtır. Tohum ağırlığı ile ilgili 9 QTL gen bölgesi tespit edilmiĢ ve ana QTL fenotipik varyasyonun % 28.2’sini açıklamıĢtır. ÇalıĢmada tespit edilen meyve uzunluğu ve tohum ağırlığı ile ilgili ana QTL gen bölgesinin aynı kromozom ve aynı bölgede olduğu bildirilmiĢtir (Yang vd.

2012b).

Kolzada yapılan bir baĢka çalıĢmada 532 adet moleküler markır ile tuza tolerantlık üzerine çalıĢılmıĢtır. ÇalıĢmada F2:3 populasyonunda 10 farklı fenotipik veri ile 45 adet QTL gen bölgesi belirlenmiĢtir. Belirlenen bu QTL’ler fenotipik varyasyonu % 4.80 ile 51.14 arasında açıklamıĢtır. Ana QTL gen bölgesi beĢinci bağlantı haritası üzerinde belirlenmiĢtir. Bu gen bölgesi 2 adet intron polimorfik markır (IP) ile daraltılarak aday gen bölgesi 390 kb olarak bulunmuĢtur. Aynı bölge içinde yer alan tuza dayanıklılık ile ilgili önceden tespit edilen Bra003640 aday gen olarak belirlenmiĢtir. Aday genin toplam uzunluğu üç ekzon ve iki intron olmak üzere 1,063 bp olarak belirlenmiĢtir. RT-qPCR sonucunda ilgili gen ebeveynler arası polimorfik olarak tespit edilmiĢ, gen haritalaması ve klonlamasında büyük bir dayanak oluĢturmuĢtur (Lang vd. 2017).

Zang vd. (2008), çeltikte fide ve kardeĢlenme aĢamasında tuz toleransına karĢı QTL gen bölgelerini belirlemeye çalıĢmıĢlardır. ÇalıĢmada, 99 adet BC2F8 populasyonu kullanmıĢlardır. Fide aĢamasında fidelerin hayatta kaldığı gün sayısı, yapraklardaki tuz toksitesi, kökteki potayum (K+) konsantrasyonu ve kökteki sodyum (Na+) konsantrasyonu yönünden toplam 13 adet QTL gen bölgesi belirlemiĢlerdir.

KardeĢlenme döneminde ise; köklerin taze ağırlığı, bitki baĢına kardeĢlenme sayısı ve

döneminde tespit edilen QTL gen bölgelerinin büyük çoğunluğu tuz stresine farklı tepkilerinden dolayı 3 farklı gruba ayrılmıĢtır. Birinci grup 11 QTL’den oluĢmuĢ ve sadece tuz stresi olmayan koĢullarda belirlenmiĢtir. Ġkinci grup 5 QTL’den oluĢmuĢ, kontrol ve tuz stresi olan koĢullarda tespit edilmiĢtir. Üçüncü grup 6 QTL’den oluĢmuĢ ve tuz stresi altında saptanmıĢtır. Fide aĢamasında toplamda 13 QTL gen bölgesinden 3 QTL stres koĢullarından az etkilenmiĢtir. Fide aĢaması ve kardeĢlenme döneminde tespit edilen QTL’lerin % 69’u genetik olarak bağımsız olarak belirlenmiĢtir.

Fide aĢamasındaki 127 adet katlanmıĢ haploid çeltik hattına % 0.7’lik NaCl uygulanmıĢ ve 243 adet markır ile CIM ve SIM modellerine göre QTL’ler saptanmaya çalıĢılmıĢtır.

Önceki çalıĢmalarda kromozom 1 ve 7’de QTL gen bölgesi tespit edilmiĢ ve yapılan bu çalıĢma ile kromozom 1 ve 7’de aynı bölgede QTL’ler tespit edilmiĢtir. Kromozom 1 fenotipik varyasyonun % 15.6’sını açıklarken, kromozom 7 varyasyonun % 11.6’sını açıklamıĢtır (Gong vd. 1999).

Çeltikte yapılan bir çalıĢmada araĢtırmacılar fide döneminde tuz stresi ile ilgili F2:3 ve F2 populasyonunda QTL gen bölgelerini belirlemeyi amaçlamıĢlardır. ÇalıĢmada 192 adet F2 populasyonu ve 74 adet SSR markır kullanılmıĢtır. ÇalıĢmada Na+, K+, Na+/K+ ve kuru sürgün ağırlığı gibi özellikler üzerinde 1, 2, 3, 5, 8, 9, 10 ve 11. kromozomlarda 14 QTL gen bölgesi tespit edilmiĢtir. ÇalıĢma sonunda tuz stresine karĢı ana QTL gen bölgelerinin tespit edildiği fine mapping sonrası markır destekli seleksiyonun kullanılabileceğini bildirmiĢlerdir (Sabouri vd. 2009).

Çeltikte fide aĢamasında tuz toleransı ile ilgili QTL gen bölgelerini belirlemeye çalıĢmada 300 adet F2 bitkisi ve 260 adet SSR ve 2 adet EST markırları kullanılarak genetik tarama yapılmıĢtır. QTL gen bölgelerinin tespitinde tek markır analizi (SMA), aralık haritalama (IM) ve bileĢik aralık haritalama (CIM) metotları kullanılmıĢtır.

Kromozom 1, 8 ve 10’da 3 QTL gen bölgesi olmak üzere fenotipik varyasyon sırasıyla

% 12.5, 29.0 ve 20.2 olarak belirlenmiĢtir. Kromozom 1’de bulunan QTL daha önceki çalıĢmalarda tespit edilen aynı gen bölgesinde belirlenirken, kromozom 8 ve 10’daki gen bölgeleri önce tespit edilen QTL’lerden farklı yeni QTL gen bölgeleri olarak tespit edilmiĢtir (Islam vd. 2011).

Çeltikte yapılan baĢka bir çalıĢmada araĢtırmacılar fide dönemindeki genç çeltik bitkilerine % 0.5 ve 0.7 oranında NaCl vererek tuza tolerans ile ilgili QTL gen bölgelerini tespit etmeye çalıĢmıĢlardır. ÇalıĢmada 164 adet RIL populasyonu ve aralık haritalama metodunu kullanmıĢlardır. Fide aĢamasında çeltikte tuza tolerans ile ilgili kromozom 1 ve 3’te 2 QTL gen bölgesi saptanmıĢtır. QTL’ler fenotipik varyasyonu % 35.5 ile 36.9 oranında açıklamıĢtır. ÇalıĢma sonunda iki farklı tuz konsantrasyonunda iki yıl boyunca toplanan verilerden elde edilen QTL’ler aynı sınır markırları ve aynı fenotipik varyasyon oranında olduğu belirlenmiĢtir (Lee vd. 2007).

Marulda yapılan bir çalıĢmada farklı ıĢık ve sıcaklık koĢulları altında tohumların çimlenmesi ve çimlenme oranı üzerinde çalıĢılmıĢtır. ÇalıĢma; 20 °C’de sürekli kırmızı ıĢık, 20 °C’de sürekli karanlık, 31.5 °C’de sürekli kırmızı ıĢık, 31.5 °C’de sürekli karanlık ve 20 °C’de 24 saat kırmızı ıĢık sonrasında karanlık koĢullarda ve F8 kademesinde 131 adet RIL populasyonu ile yürütülmüĢtür. 10 adet QTL gen bölgesi çimlenme ve 28 adet QTL gen bölgesi çimlenme oranında olmak üzere toplamda 38 QTL gen bölgesi saptanmıĢtır. Fenotipik varyasyonun % 9.3 ile 17.2 arası çimlenme için, % 5.6 ile 26.2 arası ise çimlenme oranı için belirlenmiĢtir. ÇalıĢma sonunda, 31.5

°C’de sürekli kırmızı ıĢık ve 31.5 °C’de sürekli karanlık büyük oranda aynı sonuçları verirken en farklı sonuç 20 °C’de 24 saat kırmızı ıĢık sonrasında karanlık koĢullardan elde edilmiĢtir (Hayashi vd. 2008).

Arpada Fan vd. (2015), 72 katlanmıĢ haploid hat üzerinde kuraklık ve tuz stresi üzerine çalıĢmıĢlardır. ÇalıĢmada araĢtırıcılar kuraklık stresi için yaprakların solmasını, tuz stresi için ise tuz stresi altında canlılığını devam ettirmesini kıstas olarak belirlemiĢler ve prolin miktarı ile iliĢkisi araĢtırmıĢlardır. ÇalıĢmada kuraklık stresi için 2. ve 5.

bağlantı haritasında toplam 2 QTL, tuz stresi için ise 7. bağlantı haritasında 1 adet QTL belirlenmiĢtir. Kuraklık stresi için 2. bağlantı haritasında belirlenen QTL fenotipik varyasyonu % 42 oranında açıklamıĢtır. ÇalıĢma sonunda her iki strese dayanım ve prolin miktarı ile ilgili herhangi bir iliĢki tespit edememiĢlerdir.

Arpada yapılan bir çalıĢmada araĢtırıcılar çimlenme ve fide döneminde tuza tolerantlık

hatlardan oluĢan populasyon kullanmıĢlardır. Çimlenme evresinde tuza toleranlık ile ilgili ilk populasyonda kromozom 4, 6 ve 7’de, ikinci populasyonda ise kromozom 5 ve 7’de QTL tespit edilmiĢtir. Her iki populasyonda da tespit edilen kromozom 7’deki gen bölgesi birbirinden farklı olarak bulunmuĢtur. Fide döneminde tuza tolerans ile ilgili ilk populasyonda kromozom 2, 5, 6 ve 7’de, ikinci populasyonda ise kromozom 7’de QTL tespit edilmiĢtir. ÇalıĢmanın sonunda çimlenme ve fide dönemi için her iki populasyonda tespit edilen QTL’lerin birbirinden farklı lokuslarda olduğu ve çimlenme ve fide dönemindeki tuza toleransın farklı lokuslar tarafından kontrol edildiği bildirilmiĢtir (Mano ve Takeda 1997).

Arpada fide aĢamasında ve F8 kademesindeki 162 adet RIL populasyonunda tuz toleransı ile ilgili QTL’leri tespit etmeyi amaçlayan bir çalıĢmada araĢtırmacılar tuz stresi altındaki arpa genotiplerinde sürgün, kök, koleoptil ve kök sayısı ile ilgili veriler üzerinde çalıĢmıĢtır. ÇalıĢmada 106 adet AFLP ve SSR markır kullanılmıĢ ve toplamda 26 adet QTL gen bölgesi tespit edilmiĢtir. ÇalıĢmada NaCl konsantrasyonu 250 ve 350 nM olarak kullanılmıĢ ve ilgili QTL’lerin bağlantı grubu 2H, 3H, 4H, 6H ve 7H olarak tespit edilmiĢtir (Ahmadi-Ochtapeh vd. 2015).

Mısır bitkisinde yapılan bir çalıĢmada araĢtırmacılar kuraklık stresinin verim üzerine etkisini araĢtırmıĢlardır. ÇalıĢmada 120 adet F3 bitkisinde tane verimi ve bitkideki koçan sayısı gibi özellikler üzerinde çalıĢmıĢlardır. QTL gen bölgelerini interval mapping yöntemi (IM) ile RFLP markırları kullanarak belirlenmiĢtir. ÇalıĢma sonunda kromozom 1, 3, 5, 6 ve 8’de kuraklık stresi ile ilgili gen bölgeleri tespit edilmiĢtir. Tane veriminin varsayılan 5 QTL tarafından % 50 oranında açıklandığı ve araĢtırılan özelliklerin birbirleri ile arasında yüksek korelasyon olduğu belirlenmiĢtir (Agrama ve Mousssa 1996).

Mısır bitkisinde yapılan baĢka bir çalıĢmada araĢtırmacılar tuz toleransı ile ilgili QTL gen bölgelerini saptamaya çalıĢmıĢlardır. AraĢtırma olgun bitkinin uzunluğu ile olgun bitki uzunluğunun tuza tolerans indeksi hakkında yapılmıĢtır. 240 adet double haploid hat kullanılarak yapılan çalıĢmada 1317 adet SNP markır ile genetik tarama yapılmıĢtır.

Ana QTL gen bölgesi olgun bitki uzunluğu ile ilgili kromozom 1’de tespit edilmiĢ ve

fenotipik varyasyon % 31.2 ile açıklanmıĢtır. Ayrıca bitki uzunluğunun tuza tolerans indeksi ile ilgili QTL kromozom 1’de aynı gen bölgesi içerisinde belirlenmiĢtir.

ÇalıĢma sonunda tuza toleranslık ile ilgili 2 aday gen tespit edilmiĢ ve tuz toleransı için markır destekli seleksiyonun yeni hatlar geliĢtirmede kullanılabileceği belirtilmiĢtir (Luo vd. 2017).

Pamukta yapılan bir çalıĢmada araĢtırmacılar kültürü yapılan pamuk ile pamuğun yabani akrabasından elde edilen F2:3 populasyonunda tuza tolerans üzerinde çalıĢmıĢlardır. ÇalıĢmada 1295 adet SSR markırı kullanılmıĢ, 26 kromozom 3328.24 cM’luk alan moleküler markırlarla taranmıĢtır. Tuz stresi bitkiler fide aĢamasındayken hidroponik ortamda 150 nM NaCl olacak Ģekilde 2 hafta boyunca uygulanmıĢtır. QTL haritalama çalıĢması; 7 farklı özellikten fenotipik veriler kullanılarak CIM metodu ile yapılmıĢtır. Üç farklı çevre koĢulunda yürütülen denemede birbiri ile uyumlu 11 QTL gen bölgesi 8 farklı kromozomda tespit edilmiĢtir. ÇalıĢmada ana QTL kök uzunluğu ile ilgili verilerden elde edilmiĢ olup fenotipik varyasyon % 11.97 ile 18.44 arasında açıklanmıĢtır. ÇalıĢma sonunda elde edilen bilgiler pamukta tuza dayanıklılık ile ilgili ıslah çalıĢmalarında kullanılabileceği bildirilmiĢtir (Oluoch vd. 2016).

Benzer Belgeler