• Sonuç bulunamadı

8. BERTOLT BRECHT

8.2 Epik tiyatro

Bertolt Brecht epik tiyatronun kurucusudur. Epik tiyatro, siyasal amaçlı bir tiyatro düĢüncesidir. Brecht tarafından bilim çağının tiyatrosu olarak değerlendirilen epik tiyatro, kapitalizm ve sınıflı toplum eleĢtirisi yapar; oyunlar bir devrimin gerekliliğine çoğu kez doğrudan iĢaret etmese bile, varolan sistemin olumsuzlanması yoluyla, seyircisini baĢka alternatifler üzerine düĢünmeye sevk eder. “Toplumun gerçeğini somut bir biçimde, yaĢayan tablolarla göstermek, seyredeni gerçekler üzerinde düĢünmeye ve yargı vermeye çekmek, onların yozlaĢmıĢ toplum düzenini değiĢtirme doğrultusuna yöneltmek Brecht‟in Epik Tiyatro ile elde etmek istediği erekti” (Nutku, 1985:169). Epik tiyatro denildiğinde bu tiyatro türüyle iliĢik olan bazı kavramların akla gelmesi beklenir, bunlar: özdeĢleĢme yerine yabancılaĢtırma; duygu yerine akıl; büyüleyen yerine anlatan bir tiyatro.

Brecht; canlandıran, taklit eden, seyirciyi yanılsamaya sokan gerçekçi tiyatro düĢüncesinin karĢısına koyduğu epik tiyatronun, yanılsamacı yönü yok edilmiĢ, anlatımcı bir tiyatro olmasını hedeflemiĢtir. Brecht‟e göre, görünenin ardındaki gerçeği göstermek, burjuva gerçekçiliğiyle ve bütünlüklü bir tiyatro algısıyla mümkün değildir. Tam tersine bu algıyı kıracak, seyirciyi determinist neden-sonuç iliĢkisinin cenderesinden kurtaracak ve böylece yanılsamayı kıracak bir tiyatroya ihtiyaç vardır.

“Ġnsanların toplu eylemlerinin- savaĢ, çıkar kavgaları, tarihsel olaylar, çağdaĢ sorunların tartıĢıldığı epik tiyatro anlayıĢında YabancılaĢtırma biricik koĢuldur ve tiyatronun oyunculuk, reji, dekor, müzik vb. bütün öğelerine nüfuz etmelidir”.

YabancılaĢtırma Etkisi: “anlaĢılması amaçlanan olgunun, anlaĢıldık bildik olandan soyutlanarak, ĢaĢırtıcı, beklenilmedik olana dönüĢtürülmesi; böylece seyirci oyunu izlediği bilincini yitirmeden sahnede gösterilenler üzerine düĢünme olanağı bulunur”.

YabancılaĢtırma, oyunu izlerken seyirciyi duyguların etkisinden kurtarıp bir gözlemci durumuna sokar ve olaylara aklıyla bakabilmesini sağlar. “Brecht‟in deyiĢiyle: ““Seyirci, bir kazayı seyreden üçüncü kiĢi durumundadır”. Olaya dıĢarıdan bakmakta ve olayın içinde duygusallığı geriye gönderip gördüklerini aklıyla değerlendirmektedir”. Böylelikle sahnedekinin bir oyun olduğu hatırlatılmıĢ olur ve seyircinin oyuna kapılamaması sağlanır, seyirci aktif eleĢtirel bir tutum içine girecektir.

http://www.uludagsozluk.com./k/yabancilastirma-efekti/

Burada seyirciden bir yargıya varması istenir. Yazar bunu sağlamak için çeĢitli araçlar kullanır, Brecht‟i diğer tiyatro yazarlarından ayıran özellik, seyirciyi aktif bir tutum sergilemeye çağıran bu anlayıĢtır. Yazar bunu sağlamak için çeĢitli araçlar kullanır. Oyunlar belirli olay akıĢları içinde bölümlenmiĢtir ve bu olaylar arasındaki neden sonuç bağı olabildiğince gevĢek tutulur. Hatta Brecht bu olay akıĢlarının baĢına açıklayıcı Ģarkılar ve notlar koyar; bu yolla merak öğesi olabildiğince yok edilir.

Ancak Brecht‟in yabancılaĢtırma etkisiyle yapmaya çalıĢtığı bir kiĢi veya olayı sahnedeki can alıcı noktasından çekip almak değildir, onun amacı ilgiyi istenen Ģeyin üzerine çekmek, ona dikkat çekicilik kazandırmaktır. Oyunda kullanılan yabancılaĢtırma etmeni bazı olay örüntülerini anlaĢılmaz duruma getirse bile oyunun sonunda gerçek bilgiye ulaĢılmasını sağlayan bir araç durumundadır.

Örneğin sahnede bir kadını oynayanın kadın kılığına girmiĢ olan bir erkek olduğunu düĢünülecek olursa bu bir yabancılaĢtırma etkisidir ve kadın bir erkek tarafından tüm dikkat çekiciliğiyle sahnede boy gösterir ve ilgi artımına neden olur.

Türk Tiyatrosunda da yabancılaĢtırma etkisini en iyi kullanan tiyatroculardan biri Levent Kırca‟dır diyebiliriz. Skeçlerinde özelikle politika ve iĢ dünyası gibi konulara dikkat çekmeyi baĢarmıĢ olan Levent Kırca, devlet dairlerindeki geliĢmeleri ve siyasal olayları mizah örgüsüyle birleĢtirerek ilgi çekmiĢ ve geliĢmelerin içinde taĢıdığı mesajları yansıtmayı baĢarmıĢtır.

Brecht‟in önerdigi yeni tiyatro düĢüncesinin burjuva dramı ile karĢılaĢtırması Ģu Ģekildedir (Nutku, 1985:170):

Tiyaronun Dramatik Biçiminde Tiyatronun Epik Biçiminde

- Eylemler geliĢir ve - Anlatıma baĢvulur ve seyirci sahne üzerindeki aksiyona seyirci bir gözlemci durumunda

katılır, böylece etkinliği harcanıp tüketilir. bırakılır ama etkinliği uyanık duruma

getirilir. - Seyircide birtakım duyguların uyanması - Seyircinin birtakım kararlar vermesi

sağlanır. sağlanır.

- Seyirciye yaĢamın bir kesiti sunulur. - Seyirciye bir dünya görüĢü sunulur. - Seyirci bir olay içine sokulur. - Seyirci bir olayın karĢısında tutulur. - AĢılama (telkin) yoluyla çalıĢılır. - Deliller ve kanılarla çalıĢılır. - Seyircinin duyguları olduğu gibi kullanılır. - Seyircinin duyguları geliĢtirilip

bilince, tanımaya eriĢtirilir. - Seyirici olup bitenlerin ortasında, olup - Seyirci olup bitenlerin karĢısında olup bitenlerle bir yaĢantı birliği içine sokulur. bitenleri inceler durumda tutulur. - Ġnsan bilinen bir değer olarak önceden - Ġnsan değiĢkenliği içinde inceleme

kabul edilir. konusu yapılır.

- Ġnsan hiç değiĢmez. - Ġnsan değiĢir ve değiĢtirir. - Her sahne bir ötekisi için vardır: Organik - Her sahne kendi için vardır: Kurgu

büyüme. tekniği.

- Olaylar düz bir çizgi üzerinde geliĢir. - Olaylar sapmalar ve örneklerle geliĢir - Olayların geliĢimi evrensel bir zorunluluk - Olayların geliĢimi atlamalıdır.

taĢır.

- Ġnsan belirli bir niceliktir: (Dünya, olduğu - Ġnsan oluĢum durumundadır: (Dünya gibi yorumlanır) -statik- olasılığı içinde yorumlanır) -dinamik- - DüĢünce, varoluĢu yönetir. - Toplumsal varoluĢ, düĢünceyi yönetir.

- Ön plânda duygudur. - Ön plânda akıldır.

- Ġdea‟lar ve ideoloji estetik varoluĢun - Tarihsel gerçeklik estetik varoluĢun temelidir: felsefi idealizm. temelidir: felsefi materyalizm.

- En yüksek ülkü: sonsuzluk (nirvana); - En yüksek ülkü: özgürlük (sınıfsız soylu bir yolda ölebilmek. toplum); yararlı bir yolda yaĢamak. - Ġdeal seyirci: yakından tanımadığı Ģeylere - Ġdeal seyirci: bütün tanıdık Ģeylere tanıdıkmıĢ gibi bakan kimse, çünkü bakan kimse, çünkü insan geliĢimin her sonsuzluk ilkesini yüzeydeki görünüĢleriyle evresindeki farkedilmemiĢ

kabul eder. potansiyelleri anlamak ister.

Benzer Belgeler