• Sonuç bulunamadı

Terörizm genel olarak; özellikle kitlelerin ideolojik olarak aşırı derecede şartlanmaları, başta kaynakların eşit olmayan bir şekilde paylaşımı nedeniyle ortaya

       110  Emre Öktem, a.g.e., s. 36  111  Emre Öktem, a.g.e., s. 33  112 Ertan Beşe, a.g.e., s. 30 

çıkan ağır ekonomik şartların ve çok daha ciddi olarak da toplulukların dini, etnik farklılıklarının sebep olduğu siyasi nedenlerden kaynaklanmaktadır. Bu durumda; genellikle ayrımcılık, eşitsizlik ve mahrumiyetin siyasal ve sosyal şartları, terörizmi besleyen temel unsurlardır. Bu nedenle de; devletler açısından, terörizmle mücadele seçeneklerini ya da terörizme verilecek karşılığın şekillerini, terörizmi ortaya çıkaran nedenleri gerçekçi bir şekilde ele alarak seçme zorunluluğu ortaya çıkmaktadır113.

Her şeyden önce terörizm bir nihai amacın aracı olduğu, kendi başına bir

son olmadığı anlaşılmalıdır114. Terörist gruplar terörizmi bir strateji olarak

benimsemekte, bir amaç olarak değil araç olarak görmektedirler. Bu stratejinin de en önemli ayağı propagandadır. Yanlış uygulamalar teröristlerin şiddet uygulamalarının temel dayanaklarını oluşturmaktan ziyade, terör örgütlerinin propaganda malzeme ve mazeretlerini oluşturmaktadır115. Teröristler, toplumlardaki artan hayal kırıklığını, süre giden sosyal ve ekonomik sorunları, siyasal istikrarsızlıkları sömürerek, topluma moral bozukluğu aşılamaktadır116. Çünkü teröristler; strateji olarak var olan sorunları yoğun propaganda faaliyetleri ile belirginleştirerek toplumda ve devlet organlarında zaaf ve güç kaybı meydana getirmek istemektedirler. Bu sayede devlet organlarının isteklerine daha kolay boyun eğeceğini hesaplamakta ve bu şekilde amaçlarına ulaşmayı hedeflemektedirler.

Birleşmiş Milletlerin 8. Uluslararası Kongresi’nde terörizmin nedenleri yoksulluk, işsizlik, sosyal hizmetlerin zayıflığı, eğitim yetersizliği, halkın marjinalleşmesi, sosyal ayrımcılık, aile ve sosyal bağların zayıflaması, göçlerin getirdiği olumsuz sonuçlar, medya kurumlarının şiddet, nefret ve ayrımcılık gibi düşünceleri yayması olarak belirlenmiştir117. Görüldüğü gibi terörizmin sebepleri farklı perspektifler üzerinde yoğunlaşmıştır. Fakat bu nedenlerden birkaçının üzerine gidilmesi terörizmi ortadan kaldırmaya yetmeyecektir. Bu sebeple terörizm ile topyekun mücadele edilmeli ve tüm nedenlerin üzerine gidilmelidir.

       113  Ertan Beşe, a.g.e., s. 17  114 Hasan Emre Şenocak, a.g.e., s. 41  115  İhsan Bal, a.g.m. , s. 12  116  Taner Tavas,a.g.m., s. 25   117 Saadat Rüstemova, a.g.t. , s. 26 

Terörizmin en önemli nedenlerinden birisi politik/siyasi neden olarak adlandırabileceğimiz sorunlardır. Politik/siyasi nedenler kapsam olarak çok geniş bir konu zenginliğine sahiptir. Sömürgecilik, yabancı işgali, kültürel haklar ve dini faktörler gibi farklı konular genelde terörist davranışların temelini oluşturur118. Zaten terörizmi oluşturan etmelerin en önemlisi siyasal şiddettir. Terörizmin özünde olan siyaset, terörizmin nedenlerinde de başat rol oynamaktadır. Terörizm ana nedenlerinden birini oluşturan “ötekileştirme” olgusu da aslen siyasi içeriklidir denebilir. Çünkü birçok yönden ötekileştirme yapılabilmesine rağmen, ötekileştirme asıl olarak kişinin kendi bünyesinde oluşturduğu kimliği üzerinden yapılmaktadır ve bir kişinin kimliğini oluşturan temeller din ve etnik kökendir. İnsanların kişilikleri, birey olarak sahip oldukları alt kimlik özellikleri ile ait oldukları büyük sosyal gruplardan edindikleri üst kimlik özelliklerinden oluşmaktadır. Kendi kimliklerini ırk, din, mezhep gibi değişmez özelliklerden inşa eden bireyler, başlarına gelen herhangi bir kötülüğün nedeni olarak da bu değişmez karakteristiklerini göreceklerdir. Bu yüzden herhangi bir olayda, hatta hizmet sunumunda, dolaylı da olsa kişilerin karakteristik özelliklerini sorgulamak “biz ve onlar” ayrımını

körükleyerek ötekileşmeyi artıracaktır119. Ötekileşmede insanları toplumdan

soyutlayarak birbirlerine nefretle bakar hale getirmektedir.

İnsanların sosyo – ekonomik ortamları da terörizmi tetikleyebilmektedir. Sosyal değerlerdeki veya normlardaki hızlı değişmeler toplumda artan sapmalara, uyuşmazlıklara sebep olmakta, sosyal problemleri ortaya çıkardığı gibi hem teröristleri ve şiddet yanlılarını beslemekte, hem de onların toplumu etkilemelerine sebep olmaktadır. Şiddet yanlıları veya teröristler, hızla değişen sosyal değerlerden istifade ederek, sürekli değişen düşman hedefler, ard arda verilen sloganlar ile kitlelerde şaşkınlık yaratmakta, toplumda çeşitli gruplar arasındaki ayrılıklar körüklenmekte, neticede sosyal psikolojide korku hipnozu olarak adlandırılan toplumu pasif, aldırmaz, reaksiyon vermez hale getiren ortamı meydana

       118  Ethem İlbiz, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararları Çerçevesinde Türkiye’nin Terörle  Mücadelede İnsan Hakları Sorunu, (Polis Akademisi, Güvenlik Bilimleri Enstitüsü, Suç Araştırmaları  Anabilim Dalı, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi) ,Ankara 2009, s. 13  119  Murat Sever ‐ Hüseyin Cinoğlu ‐ Oğuzhan Başıbüyük, Terörün Sosyal Psikolojisi, Ankara 2010, s.  278 

getirmektedirler120. Ayrıca eğitim durumu ve siyasi şiddet arasındaki ilişki araştırılmış ve aralarında ters bir ilişki olduğu ortaya konmuştur. Eğitimin, insanları sorunlarını çözmede şiddetten çok politikayı kullanmaya sevk ettiği yapılan araştırmalar sonucu öğrenilmiştir. Bu bilgiden yola çıkarak eğitim düzeyi düşük olan bölgelerde yaşayan bireylerin, kendisine haksızlık yapıldığını düşündüğü bir ortamda, hakkını şiddete başvurarak aramaya meyilli olduğu çıkarsaması yapılabilir. Ayrıca ekonomik anlamda geri kalmışlığın, terörizmi besleyen unsurlardan birisi olduğu da sık sık dile getirilmiştir. Özellikle yoksulluk ve işsizliğin fazla olduğu bölgelerdeki insanlar, terör örgütlerinin propaganda faaliyetlerine daha açıktır. Yoksulluğun illegal faaliyetlere katılma konusunda büyük bir etkisi olduğu da yapılan araştırmalarda görülmektedir121.

Terörizmin nedenlerinin yanın da terörist olmanın nedenlerine de kısa bir şekilde değinmekte yarar vardır. Yakalanan ve hapishanelerde yatan veya serbest kalmış teröristlerle yapılan mülakatlarda bilim adamları teröristlerin bu yola yönelmelerindeki etmenleri şu şekilde izah etmişlerdir. Haklarını elde etmek için başka yöntem kalmaması, sonuca kestirmeden ulaşma isteği, sosyo – ekonomik çevrelerinde karşılaştıkları çeşitli sorunları siyasal söylemlere dönüştürme ve karşılaştıkları bu sorunlara çözüm arama yöntemlerinde diğer insanlarda radikal bir şekilde ayrılmaları. Bu izahtan da anlaşılacağı üzere teröristler aslen psikolojisi tamamen bozuk insanlar veya asosyal kişilikler değildir. Aksine risk almayı seven, girişimci, akılcı, idealist kişiler oldukları özellikle lider kadrosu için söylenebilir122.

Yukarıda da belirtildiği gibi bu etmenlerin tek başlarına terörizme etki edebilme kabiliyetleri olmadığı gibi, doğrudan terörizmin nedenlerini de oluşturmamaktadırlar. Bu etmenlerdeki herhangi bir eksiklik, terör örgütleri tarafından işlenerek propaganda malzemesi olarak kullanılmakta ve asıl sorun burada oluşmaktadır. Terör örgütleri bu etmenlerdeki eksiklikleri kullanarak “haksızlığa uğramışlık” hissini etki alanında bulunan halka empoze etmeye çalışmaktadır. Zira

       120  Zafer Kılıç, Küreselleşme ile ivme Kazanan Uluslararası Terörizm ve Buna Karşı Alınan Tedbirler,  (Süleyman Demirel Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı), Isparta  2007, s. 13  121  Murat Sever ‐ Hüseyin Cinoğlu ‐ Oğuzhan Başıbüyük, a.g.e., s.3  122 İhsan Bal, a.g.m. , s.14 

terörizmin temel gerekçesi; “haksızlığa uğramışlık” duygusu ve bu duygu ile beslenen; açlık, geri kalmışlık, sömürülme, aşağılanma, ikinci sınıf muamele görme, ezilme ve dayatmalar tarzında ortaya çıkan dışsal uyarılarla sürekli olarak karsılaşma, sistematik bir biçimde kültür erozyonuna tabi tutulma, etnik farklılıkların ilişkilerde başat etmene dönüşmesi gibi etmenlerden oluşmaktadır123.

Bu tip mahrumiyet algıları terörizmin temel sebebi olarak karşımıza çıkmaktadır. Toplumun farklı kesimleri arasında var olan eşitsizlik algılamaları, diğer gruplara göre kendilerini mahrumiyet içinde olduğunu algılayan grupların şikayetlerine zemin hazırlamaktadır. Bu da; etnik veya grupsal tansiyonu yükseltebilen bir etken olarak ortaya çıkmaktadır. Adaletsizlik ve eşitsizlik algılarının yaygın olduğu sistemler içerisinde bu durum öç alma duygularını harekete geçirebildiğinden, şiddet ve terörizm daha kolay zemin bulabilmektedir. Bu mağduriyet algılamaları ekonomik, etnik, ırksal, politik, dini veya sosyal konuları kapsayabilen büyük bir yelpaze içerisinde olabilir. Terör gruplarının amacı bu farklılıkları kullanarak kendi propagandaları ile kitleleri motive ederek kendi lehlerine kullanmayı amaçlamaktadırlar. Terör hareketlerinin temelinde yatan bu pek çok faktör ve bunlar üzerinden geliştirilen mağduriyet duygusu, ilk olarak bireylerin toplumdan soyutlanmalarında, daha sonra uygun bir motivasyon ile de terör gruplarına katılmalarında etkili olmaktadır124.

4. KÜRESELLEŞMENİN TERÖRİZM ÜZERİNE