• Sonuç bulunamadı

Tartışma

Belgede TÜRKİYE CUMHURİYETİ (sayfa 36-43)

Karagiannidis ve ark. (2000) 1,27 ml olarak elde ettikleri ortalama sperma miktarlarından düşük; Kumar ve ark. (2010) 1,09 ml, Karatzas ve ark. (1997) 1,1, Tewari ve ark. (1968) de 0,99 ml, Roca ve ark. (1992) 1,05 ml, Daşkın, (1991) 0,9 ml, Tekin ve ark. (1996) 0,9 ml, Sevinç ve ark. 1,07 ml (1986) yıllarında elde ettikleri ortalama sperma miktarları ile paralellik göstermektedir.

Araştırmada kullanılan dört Norduz tekesinin 2’şer ejakulatında nativ spermatozoa motilitesi en yüksek % 85 en düşük % 70 ve ortalama % 79,25 ± 5,45 olarak bulunmuştur.

Elde edilen bu değer; Karagiannidis ve ark. (1999) % 68,73, Karatzas ve ark. (1997) % 65,80 olarak belirlediği motilite değerlerinden yüksek; Sevinç ve ark. (1986) % 83,49 ve %86,82, Daşkın ve Tekin, (1996) % 83,28, Gacitua ve Arav, ( 2005) % 88,80 olarak belirlediği motilite değerinden düşük; Daşkın, (1991) %81, Tekin ve ark. (1996) %81, Peterson ve ark. (2007)

% 76,11 olarak belirlediği motilite değerleri ile paralellik göstermektedir.

Çalışmada nativ spermatozoa yoğunluğu en yüksek 3,89 × 109, en düşük 2,37 × 109 ve ortalama 3,27 × 109 olarak bulunmuştur. Bu yoğunluk değeri Tekin ve ark. (1996) 2,7 × 109, Daşkın ve Tekin, (1996) 2,39 × 109, Tewari ve ark. (1968) 2,39 × 109, Gacitua ve Arav, ( 2005), 3,1 × 109 değerlerinden yüksek, Kumar ve ark. (2010) 3,18 × 109 Karatzas ve ark. (1997) 3,7×

109, Dorado ve ark. (2007) 3,69 × 109 Roca ve ark. (1992) 3,49 × 109 değerlerinden düşük, Karagiannidis ve ark. (2000) 3,42× 109 çalışmadaki değerleri ile paralellik göstermektedir.

Bu araştırmada elde edilen taze spermanın spermatolojik özellikleri ile diğer araştırmacıların bildirdiği bulgular arasındaki farklar araştırmada kullanılan tekelerin ırkına, yaşına, kullanılan denek sayısına, sperma alınma sıklığına, bakım besleme ve çevre koşullarına bağlı olabilmektedir. Ayrıca sperma alma ve değerlendirme yöntemlerinin farklılığı da sonuçların değişkenliğini etkilemektedir.

CASA’da gerçekleştirilen motilite tayininde progresif ve non-progresif toplamı total motilite olarak kabul edilmiştir. Araştırmada sulandırıcı farkı göz etmeksizin elde edilen en yüksek motilite %81,2, en düşük motilite 40,8 ve ortalama motilite 54,1 ± 1,8 olarak elde edilmiştir. Çalışmada Tris sulandırıcısı ile ortalama motilite değeri 48,1 ± 1,0; Berlinguer ve ark. (2009) Tris sulandırıcı ile % 72,2 ± 18, , Batista ve ark. Tris sulandırıcısı ile % 72,4 2 ± 3,5

(2009), Augusto ve ark. (2007) Tris sulandırıcısı ile % 78,5 ± 3,2; Dorado ve ark. (2010) tris sulandırıcısı ile % 56,02 ± 1,8; elde ettiği değerlerden düşük, Marco ve ark. (2005) Tris sulandırıcısı ile % 40.3 ± 1.7 değerinden yüksek ve Bucak ve ark. (2008) Tris sulandırıcısı ile

%50,72 ± 3 elde ettiği değere paralellik göstermiştir. Çalışmada yağsız süt tozu sulandırıcısı ile 60,2 ± 2,8; Robayo ve ark. yağsız süt tozu sulandırıcısı ile % 67,25 ± 12,2 değerinden düşük ve Dorado ve ark.(2010) yağsız süt tozu ile % 52,25 ± 1,54 olarak elde ettikleri sonuçtan yüksek olarak kaydedilmiştir. Ancak elde edilen bu sonuçlar farklı ırk, yaş, mevsim, bakım ve besleme koşullarında elde edilmiş, farklı sezon, sperm alma, sulandırıcı, antioksidan, dozlama, dondurma ve değerlendirme yöntemleriyle tayin edilmiştir. Bu yüzden diğer araştırmacıların elde ettiği sonuçlarla karşılaştırılır iken bu kriterlerin göz önünde bulundurulması gerekmektedir.

Yağsız süt tozu ile dondurulan teke spermalarının çözüm sonu motilite değerleri, Tris sulandırıcısı ile dondurulan spermaların çözüm sonu motilite değerlerine göre daha yüksek ve aradaki farklılık istatistiksel olarak önemli bulunmuştur (p < 0,05).

Araştırmada elde edilen ölü spermatozoon oranları sulandırıcı bazında değerlendirildiğinde yağsız süt tozu sulandırıcısında ortalama 29 ± 8,3, Tris sulandırıcısında ortalama 39 ± 6,3 olarak kaydedilmiştir. Bireysel farklar gör ardı edilerek yapılan bu değerlendirmede çözüm sonu ölü spermatozoon değerleri arasındaki fark anlamlı bulunmuştur (p<0,05). Ölü spermatozoon oranları her bir teke için değerlendirildiğinde en düşük yağsız süt tozu sulandırıcısı ile 4 numaralı tekede 20,7 ± 3,0 ve en yüksek yine 4 numaralı bireyin Tris sulandırıcısı ile 41,2 ± 4,0 olarak kaydedilmiştir. Aynı bireyin iki farklı sulandırıcı ile elde edilen ölü spermatozoon oranları arasındaki bu fark, bireyin sperma pH ortalamasının yağsız süt tozu pH’sına daha yakın olması ve böylelikle yağsız süt tozu sulandırıcısı ile daha iyi dondurulmasına neden olabileceği düşünülebilir. Diğer bireylerin sulandırıcı ve bireysel farklılıkları göz önünde bulundurulduğunda ölü spermatozoon değerleri arasında istatistiksel olarak önemli bir fark bulunamamıştır (p> 0,05). Jimenez ve ark. (2006), Murciano-Granadina ırkı tekelerde yapmış olduğu çalışmada tespit ettiği % 65,7;

Peterson ve ark. (2007), saanen ırkı tekelerde Tris sulandırıcılarısı ile % 65; yağsız süt tozu sulandırıcısı ile % 55 olarak elde ettiği verilerden düşük, Paulenz ve ark. (2002) tris

sulandırıcısı ile % 36,4 ± 2,4 ve yağsız süt tozu ile % 28,4 ± 3,4; Jimenez ve ark. (2006) Tris sulandırıcısı ile % 29,2 elde ettikleri sonuçlara paralellik göstermektedir.

Çalışmada çözüm sonu elde edilen anormal spermatozoon oranları bireysel fark gözetmeksizin yağsız süt tozu sulandırıcısında ortalama 24,0 ± 6,1; Tris sulandırıcısında ortalama 31,8 ± 5,2 olarak kaydedilmiştir ve arasındaki farklılık istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (p<0,05). Yağsız süt tozu sulandırıcısının Tris sulandırıcısına göre daha üstün olduğu belirlenmiştir. Ayrıca anormal spermatozoon oranları bireysel olarak değerlendirildiğinde ortalama en düşük 4 numaralı tekede yağsız süt tuzu sulandırıcısı ile 16,7 ± 3,0 ve ortalama en yüksek 3 numaralı bireyin Tris sulandırıcısı ile 34,7 ± 6,0 olarak kaydedilmiştir. Dorado ve ark. (2010), tris sulandırıcısı ile 47,08 ± 1,43; Augusto ve ark.

(2007), Tris sulandırıcısı ile 41,2 ± 1,3; Paulenz ve ark. (2002), yağsız süt tozu sulandırıcısı ile

% 34; Tris sulandırıcısı ile 45,4 olarak elde ettikleri anormal spermatozoon oranlarından düşük, Dorado ve ark. (2010), yağsız süt tozu sulandırıcısı ile 27,89 ± 1,92; Jimenez ve ark.

(2005), Tris sulandırıcısı ile 28,6 ± 1,7; Dorado ve ark. (2007), Tris sulandırıcısı ile % 29,2;

yağsız süt tozu sulandırıcısı ile % 20,7 olarak elde ettikleri değerler ile paralellik göstermektedir. Bu araştırmada elde edilen anormal spermatozoon oranıyla diğer çalışmalarda elde edilen anormal oranları arasındaki farklılıklar özellikle farklı anormal spermatozoon değerlendirme yöntemlerinin olması, ayrıca sulandırıcılarıcısının içeriği, pH, tekelerin yaş, genotipik ve bireysel farklılıklarından kaynaklanıyor olabilir.

Bu çalışmada iki farklı sulandırıcı ile dondurulan teke spermasının VCL, VSL ve VAP değerlerinin ortalamalarına bakıldığında;

VCL değerleri; 1 numaralı teke için yağsız süt tozu sulandırıcısında 84,8 μm/s ± 21 iken Tris sulandırıcısında 110,07 ± 2,1 (μm/sn) olarak; 2 numaralı teke yağsız süt tozu sulandırıcısında 84,5 ± 9,1 (μm/sn), Tris sulandırıcısında 105,3 ± 3,9 (μm/sn); 3 numaralı teke için yağsız süt tozu sulandırıcısında 96,02 ± 3,1, (μm/sn) Tris sulandırıcısında 79,4 ± 24,8 (μm/sn) olarak; 4 numaralı teke yağsız süt tozu sulandırıcısında 85,3 ± 8,2 (μm/sn) ve Tris sulandırıcısında 113,5 ± 8,8 (μm/sn) olarak tespit edilmiştir. VSL değerleri incelendiğinde; 1 numaralı teke için yağsız süt tozu sulandırıcısında 46,4 ± 13,3 iken Tris sulandırıcısında 65,3 ± 3,8 olarak; 2 numaralı teke yağsız süt tozu sulandırıcısında 45,4 ± 2,0; Tris sulandırıcısında

65,3 ± 3,8 olarak; 3 numaralı teke yağsız süt tozu sulandırıcısında 59,5 ± 1,7 Tris sulandırıcısında 32,6 ± 3,3; 4 numaralı teke yağsız süt tozu sulandırıcısında 53,7 ± 3,4; Tris sulandırıcısında 70,9 ± 5,8 olarak kaydedilmiştir. VAP değeri 1 numaralı hayvan için yağsız süt tozu sulandırıcısında 61,5 ± 11,9 iken tris sulandırıcısında 83 ± 2,3 olarak, 2 numaralı hayvan için yağsız süt tozu sulandırıcısında 61,8 ± 2,3; Tris sulandırıcısında 78,8 ± 2,7; 3 numaralı hayvan için yağsız süt tozu sulandırıcısında 74 ± 1,3; Tris sulandırıcısında 49,9 ± 1,8; 4 numaralı hayvan için yağsız süt tozu sulandırıcısında 66,7 ± 3,2 ve Tris sulandırıcısında 85,9 ± 5,5 olarak ölçülmüştür. Yağsız süt tozu ve Tris’in arasında motilite ve VCL, VSL, VAP yönünden istatistiksel açıdan anlamlı bir farklılık vardır (p < 0,05).

Tris sulandırıcısı ile elde edilen VCL 102,1 ± 3,6 (μm/sn) , VSL 59,1 ± 4,3 (μm/sn) ve VAP 74,4 ± 3,3 (μm/sn), ortalama değerleri ile, Dorado ve ark. (2006) Florida keçisinde Tris sulandırıcısı ile VCL 146.40 ± 0.63 (μm/sn), VSL 104.06 ± 0.64 (μm/sn), VAP 117.07 ± 0.61 (μm/sn), Medar ve ark. (2006) Tris sulandırıcısı ile VCL 193.1 ± 24.6, VSL 159.6 ± 5.5 (μm/sn), Dorado ve ark’larının (2010) Tris sulandırıcısı ile VCL 175.83 ± 11 (μm/sn), VSL (μm/sn) 92.66 ± 1.9, VAP 118.71 ± 4.4 (μm/sn), Marco ve ark. (2005) VCL 128.1 ± 3.3 (μm/sn), VSL 68.2 ± 1.8 (μm/sn) VAP 84.3 ± 1.7 (μm/sn), elde ettiği verilerden düşük, Augusto ve ark.

(2007) Tris sulandırıcısı ile VCL 83.2 ± 8.9 (μm/sn) elde ettiği verilerden yüksektir.

Yağsız süt tozu ve Tris sulandırıcısının çözüm sonu ortalama motilite değerleri arasındaki istatistiksel farkın önemli olmasında bazı faktörlerin etkili olabileceği gerçeği göz ardı edilmemelidir. Bu faktörler içerisinde Tris sulandırıcısının, yağsız süt tozu sulandırıcısına göre daha az ve küçük düzeyde partikül içermesi hareketsiz spermatozoonların daha kolay tespit edilmesine böylelikle total motilite değerinin daha düşük olmasına neden olabilmektedir. Bireysel farklılıklar göz ardı edilip total motilite ile VCL, VSL ve VAP değerleri karşılaştırıldığında spermatozoonların Tris sulandırıcısında daha hızlı hareket kabiliyetine sahip olması, aynı hipotezi desteklemektedir.

Otomatize edilmiş sperm analiz sistemleri spermatozoa’nın motilite ve morfolojik özelliklerinin fotoğraflama ve bilgisayar yazılım desteği ile CASA sistemi tarafından yorumlanması prensibine dayanmaktadır (Mortimer, 2000). Spermatozoa’nın motilite parametreleri ve morfolojik özellikleri 1950 yılından bu yana araştırmalarda en fazla

kullanılan spermatolojik özelliklerinden olmuştur (Graham ve ark., 1980; Graham, 2001;

Foote, 2003). Elde edilen veriler arası korelasyonlar, her ne kadar istatistiksel olarak önemli olsa da, sonuçlar arasında geniş değişkenlikler bildirilmiştir (en düşük motilite stantard sapması 0,15, en yüksek 0,83) (Rodriguez-Martinez, 2003). Standardize edilmiş sperma örneklerinin çözüm sonu motilite parametrelerinden VCL, VAP, VSL, linearite, ortalama kat ettiği mesafe gibi değerleri arasındaki korelasyon r2= 0,45- 0,63 arasında görülmektedir (Zhang ve ark., 1998; Januskauskas ve ark., 2001). Ancak motilite parametrelerinin birkaçının bir arada kombine edilmesi ile sonuçlar arasında istatistiksel olarak daha güçlü korelasyonlar sağlanmaktadır (r2= 0,68-0,98) (Farrell ve ark., 1998). Çok sayıda sperma örneğinden elde edilen referans değerler; spermatozoanın ortalama boyu, orta kısım ve kuyruk uzunluğu, akrozom büyüklüğü, spermanın çapı, çevre uzunluğu gibi parametrelerin ışığında güvenilir sonuçlar sağlanabilmektedir.

Hareket eden çok sayıda spermatozoonun tam olarak yörüngesinin tespit edilmesinde görüntü işlemcisinin uygun ayarlarının güvenirliliği de mikroskop sahasındaki spermatozoon sayısı ile doğrudan ilişkilidir. Günümüzde mevcut bulunan CASA sitemlerinin bir mikroskop sahasında yörüngesini güvenilir bir şekilde tespit edebilmesi için bir alanda en fazla 300 adet spermatozoon bulunması gerekmektedir. Bu ayarlamalar spermatozoonun hızı, linearitesi, spermatozoon başının yer değişim amplitüdü ile algoritm göstermektedir. Çünkü motilitesi >

% 80 ve üzerinde olan örneklerde çok fazla sayıda aktif hareket eden spermatozoon olması sonuçların objektivitesini değiştirmektedir. Bu yüzden rütin çalışmalarda elde edilen veriler kaydedilerek sperma analiz sonuçlarının karşılaştırılması gerekmektedir. Teke spermasının CASA sonuçları farklı araştırmacılar tarafından (Farrell ve ark., 1995; Mortimer ve ark., 1995;

Geyter ve ark., 1998; Farrell ve ark., 1998) analiz edilmiş ve elde edilen tekrarlanabilir olarak öngörülmektedir.

Spermatozoon motilitesi ve morfolojisi fertilizasyon kabiliyeti ve dölveriminin ortaya konmasında en önemli spermatolojik parametrelerdir (Donnelly ve ark., 1998). Buna ek olarak, dölveriminin ortaya konulması için CASA ile gerçekleştirilen çalışmada spermatolojik parametrelerden VCL, VSL ve VAP değerleri yüksek olan sperma örnekleri daha yüksek gebelik oranları sağlamışlardır. Bu parametrelerden VAP değeri gebelik oranı ile en yüksek

korelasyonu göstermiştir. Ayrıca STR (Straightness : Dosdoğru) ve LIN (Linearity: Doğrusal) değerleri de fertilizasyon kabiliyeti ile paralellik göstermektedir (Donnelly ve ark., 1998).

Teke spermasının migrasyonu seminal plazma ve dişi genital sekresyonlar yardımıyla oviducta ne kadar hızlı ilerleme kaydederse, oviductaki sperma kolonizasyon sayısıda o kadar yüksek seviyede olduğu bilinmektedir (Cox ve ark., 2002). Buna ek olarak taze teke sperması diğer türlerle karşılaştırıldığında insan (Graham ve ark., 1980), domuz (Holt ve ark., 1997) ve boğa (Farrell ve ark., 1997; Cox ve ark., 2001) spermatozoonundan (VCL, VAP and VSL >100 mm/s) linearitesi >% 50 nisbeten daha hızlı değerlere sahiptir. Ruminant spermatozoonu genellikle benzer yörünge paternlerini kullanmaktadır.

Ayrıca araştırmacılar motilite parametrelerinin sperm alma sıklığı ile değişkenlik gösterdiğini belirlemek için geniş bir takvimde çalışma gerektirdiğini bildirmişlerdir.

Spermatozoonun ölçülebilir kinematik parametrelerinin in vitro ortamda servikal mukusu geçme oranlarının tesbiti küçükbaş hayvanlarda çok değişkene bağlamışlardır. Çünkü bir tekenin 1. ve 2. ejakulatları arasındaki spermatolojik parametrelerin farklılığı geniş aralıkta olmakla birlikte benzer şekilde dişiden dişiye farklı servikal mukus sekresyonu salgılanmaktadır. Hatta aynı dişiye ait farklı sikluslarda farklı miktarlarda servikal mukus sekresyonu gerçekleşmektedir. Buna ek olarak bazı motilite parameterelerinin spermatozoon-servikal mukus ilişkisini karşılaştırılmış ve spefisik motilite özelliklerinin servikal mukus migrasyonunu etkilediğini bildirilmiştir. Bu motilite parametrelerinden VCL ve VAP’nin servikal mukusu geçişini kümülatif olarak etkilediğini ve VCL, VSL, VAP parametreleri daha yüksek olan spermatozoonların daha iyi servikal mukus migrasyon kabiliyetine sahip olduğunu bildirmiştir (Chretien, 2003) .

Araştırmada seçilen model ile elde edilen spermatolojik parametreler dondurulmuş spermanın çözüm sonu motilite değerlerinin konvansiyonel yöntemle yanıltıcı sonuçlar verebileceği ve aynı zamanda elde edilen CASA sonuçlarının da dölverim kabiliyetini tek başına yorumlayabilecek sonuçlar vermediği de unutulmamalıdır. Spermanın doğasındaki subjektif elementler günümüz teknolojisi ile in vitro ortamda tam bir fertilite kabiliyetini açıklayabilecek sonuçlara sahip değillerdir.

Belgede TÜRKİYE CUMHURİYETİ (sayfa 36-43)

Benzer Belgeler