• Sonuç bulunamadı

3. TÜRKİYE’DE KIRSAL DÖNÜŞÜM EKSENİNDE MEVSİMLİK TARIM

4.5. Mevsimlik Tarım İşçisi Kadınların Kentsel Mekândaki ve Tarladaki

4.5.2. Tarladaki Toplumsal İlişkiler Bağlamında Gündelik Yaşam Deneyimleri…

180

Kocam çalışmıyor. Artık yaşına göre uygun iş bulamadığı için mi iş yapmıyor?

Ne için çalışmıyor, bilmiyorum. Yazın benim çalışmamdan aldığım parayla geçiniyoruz. Kışın da oğlum bize bakıyor. Parasını da biz alıyoruz. Fırında çalışıyor. Oğlan 9-10 yaşında… Sokakta dolanmasından iyidir çalışması. Eşim de canı isterse mezatta çalışıyor (S1).

Yukarıda da özetlendiği gibi Hayati Harrani, Osmanlı ve Sırrın Mahallelerinde kadınların bağımsız çalışma olanakları birçok aşaması hane içindeki erkekler tarafından belirlenen “özgür emek” kategorisi içinde değerlendirilmeyen koşullarda deneyimlenmektedir. Dolayısıyla kadınlar, kentsel mekânda alternatif (bağımsız) geçinme olanaklarına sahip olsalar da olmasalar da erkek egemen toplumsal yapıyı esnetecek ya da sarsacak dinamiklerin arayışına girememektedir. Öte yandan bu işlerde kadınların emekleri karşılığında elde ettikleri gelirin hane bütçesine katkı olarak değerlendirilerek el konulması gerçeği erkek otoritesinin meşru kılındığını bir kez daha kanıtlamaktadır.

181 kadınların tarladaki gündelik yaşamlarında mekânsal bir ifade bulan pratikler, hiyerarşik toplumsal ilişkilerin üretim ve yeniden üretim ilişkileri üzerinden örgütlenme süreci içine yerleştirilmelidir.

Çalışmanın bu altbölümünde tarlayı toplumsal olarak örgütleyen hiyerarşik ilişkiler bağlamında mevsimlik tarım işçisi kadınların tarladaki gündelik yaşam ilişkileri

“gündelik yaşamın işleyişi açısından toplumsal hiyerarşi içindeki konumları, gündelik yaşamın zorunlu işlevlerinin üretimindeki sorumlulukları, karar alma süreçlerinde ve kamusal alana katılım durumları ve alternatif (bağımsız) geçinme olanakları” üzerinden değerlendirilmiştir.

4.5.2.1. Tarladaki Gündelik Yaşamın İşleyişi Açısından Kadınların Toplumsal Hiyerarşi İçindeki Konumları

Mevsimlik tarım işçiliğinde kadınların tarladaki toplumsal konumu ailenin bir çalışma birimi olması, kadın emeğini kontrol eden katı ataerkil denetim mekanizmalarının sürekliliği ile işverenlerin işgücünün nitelikleri ile ilgili taleplerinin kesiştiği noktada şekillenmektedir. Mevsimlik tarım işçisi kadınların tarladaki çalışma ilişkilerinin her aşaması erkek egemen yapının kontrolü ve tasarrufuyla gerçekleşmektedir.

Lefebvre’e (2015c; 2016a) göre hem buyurgan hem de dayatan bir şemaya sahip olan gündelik yaşamın ve mekânın homojen, parçalı ve hiyerarşik düzeninde içinde yaşadığımız toplumun gündelikliğini doğuran özellikleri saptamak gerekmektedir.

Dolayısıyla bu şemanın gündelik yaşama uygulanması, gündelik yaşamla bağlantılı zaman ile toplumsal mekân arasında örtüşmeyi sağlar. Böylece mevsimlik tarım işçisi kadınların özgül bir mekân olan tarladaki gündelik yaşam ilişkilerine müdahale eden ve genel şemayı gerçekleştiren faktörler özetlenmiş olacaktır. Öte yandan Bourdieu’ya (2017: 170) referansla, mevsimlik tarım işçisi kadınların toplumsal yaşamda sahip oldukları tüm sermaye biçimlerini ele almadan onların toplumsal konumlarını tanımlamanın zor olduğunu belirtmek gerekir. Mevsimlik tarım işçisi kadınların toplumsal konumları gündelik yaşam ilişkilerinde sahip oldukları köken sermaye ve ulaşılan sermaye ile köken konum ve toplumsal uzamdaki güncel konum ilişkilidir. Bu ilişkisellik, miras edinilmiş sermaye türlerine ve hacimlerine denk gelen toplumsal konumlara götürmektedir. Böylece mevsimlik tarım işçisi kadınların özgül bir mekân olan tarladaki gündelik yaşam ilişkilerinde toplumsal konumları ile yatkınlıkları

182 arasındaki güçlü bağ ortaya çıkmış olur. Saha araştırmasında da görüldüğü üzere kadınların mevsimlik tarım işçisi olmalarının nedenlerinin kökleri toplumsal yapının sınıfsal ve ataerkil yapıya bağlı dinamiklerine dayanmaktadır. Mevsimlik tarım işçiliği yapan ailelerin birkaç kuşaktır tarım işçiliği yapıyor olması ve mevsimlik tarım işçisi kadınların emek güçleri üzerinde kontrol hakkına sahip olamamaları geçmişten miras alınmış “köken sermaye ve ulaşılan sermaye ile köken konum ve toplumsal uzamdaki güncel konum” (Bourdieu, 2017: 170) arasındaki ilişkiyi işaret etmektedir.

Mevsimlik tarım işçiliğinde çalışma ilişkileri, işçi ve işveren arasında özgür bir şekilde sözleşme yapmak yerine işçinin işverene kiralandığı bir sisteme dayanmaktadır.

Bu ilişkinin en temel niteliği mevsimlik tarım işçilerinin kendi emek güçleri üzerindeki kontrol hakkını elçiye devretmiştir. Diğer taraftan bu çalışma ilişkileri ile ataerkil aile ilişkilerinin iç içe geçmesiyle kadın ve çocuk işçiler için “özgür ücretli işçi” kavramı daha vahim bir tablo oluşur (Çınar, 2014a: 156, 158). İşveren ile elçi arasında çalışma yeri, çalışma süresi ve ücret ile ilgili kararlara erkek tarım işçileri sonradan dâhil olurken, erkek tarım işçilerinin temsil ettiği kadın tarım işçileri için bu ilişkilere dâhil olmak mümkün değildir. Dolayısıyla hiyerarşik toplumsal yapının en alt tabakasında yer alanların, Çınar’ın da (2016a: 158) vurguladığı gibi “kendi emek kapasitenin, kendi kişiliğinin kayıtsız şartsız sahibi” olduklarını savunmak daha da zorlaşır.

Mevsimlik tarım işçisi kadınlar, işveren-elçi-erkek işçi (aile reisi) arasında gerçekleşen toplumsal sınıf ve ataerkil toplumsal cinsiyet ilişkilerinden beslenen çalışma ilişkilerine dâhil edilmemektedir. Dolayısıyla araştırmaya kaynaklık eden kişiler arasında yer alan elçilerin68 ifadeleri, mevsimlik tarım işçiliği ilişkisinin nasıl kurulduğunu; bu süreçte kadınların emek güçlerine nasıl ulaşıldığını ve çalışma ilişkisinin kurulmasına yönelik hangi aşamalardan geçildiğini özetlemektedir:

Elçiysen önce gidiyorsun iş ayarlıyorsun. İşverenle görüşüyorsun sonra anlaşma olursa (işveren) elçiye işini verir. Sonra mahallede işçi toparlıyoruz.

Aile reisiyle görüşüyoruz. Aile reisi diyor, “benim 5-10 tane çalışacak kişim var. Onları çalıştıracağım.” Bize uyarsa ona da uyarsa iş kabul edilir. Biz bu sürede kadın işçilerle hiç görüşmüyoruz. Aile reisiyle işi hallediyoruz (H6).

68 Saha araştırmasının yapıldığı her üç Mahallede de kaynak kişilerin çoğunluğu yöre dışındaki tarım işçiliğinde elçiler aracılığıyla iş bağlantılarının kurulduğunu belirtmişlerdir. Elçiler, tarım işçileri için yöre dışında daha önce gitmedikleri yerlerde yabancılık çekmemek, işçi ile işveren arasındaki ilişkileri yürütmek için önemli bir pozisyona sahiptir. Tarım işçileri için elçiler, kimi zaman borç ve avans alınabilecek bir statüye sahiptir. Elçiler ayrıca tarlada tarım işçilerinin hastalanması ya da kontrol edemeyecekleri kadar uç bir durum olduğunda aile reisinden sonra başvurulacak ilk kişilerdir.

183 Elçinin de içinde bulunduğu tarım işçisi gruplarında kadınların çalışma ilişkine dâhil edilme süreci yaşa, cinsiyete, çalışma ilişkilerine dair karar verme süreçlerindeki konuma, sayısal ağırlığa bağlı hiyerarşik bir yapılanmada gerçekleşmektedir (Çınar, 2014: 157). Elçiler, işverenle işçiler arasında aracılık yaparken, elçiler ile kadın ve çocuk işçiler arasında aile reisi olan erkekler yer almaktadır. Dolayısıyla aile reisi erkekler, ailede tarım işçiliği yapan tüm kişiler adına elçi ile müzakerede bulunmaktadır. Yıldırak vd.,’nin de (2003: 95) belirttiği gibi evli kadınlar tarım aracısına iş koşulları hakkında görüş bildirme yerine bu görevi eşlerine bırakırlar. Dul veya bekâr kadınlarda ise erkek çocukları, yakın akrabaları veya baba, erkek kardeşleri kadınlar adına onları temsilen tarım aracıları ile görüşmektedir.

Mevsimlik tarım işçisi kadınların evli olup olmamaları göz önünde bulundurulmaksızın çalışma ilişkilerine yönelik karar verme süreçlerine dâhil edilmemekte ve mevsimlik tarım işçilerinin kendi içindeki hiyerarşik ilişkilerde en alt tabakada bulunmaktadır. Dolayısıyla mevsimlik tarım işçiliğinde çalışma ilişkileri, ataerkil toplumsal cinsiyet ilişkilerine eklemlenerek kurulmaktadır. Bu bağlam da mevsimlik tarım işçisi kadınların toplumsal varlıklarının ve emeklerinin görünmezliğini işaret etmektedir. Çınar’a (2016a: 159) göre üretim sürecinin aksamaması için toplumsal yapıdan kaynaklı olarak bu tür ataerkil toplumsal cinsiyet ilişkilerin sağladığı mekanizmalar, özellikle kadın ve çocuk işgücünün ucuzlatılması ve miktarını kontrol etmek için önemlidir. Bu tür tahakküm ilişkilerinin mevsimlik tarım işçiliği üzerinde belirleyiciliği, kadın emeğinin ucuz ve kontrol edilmesi için önemli bir zemin sunmaktadır.

Şekil. 5.’te de görüldüğü gibi mevsimlik tarım işçilerinin kendi içindeki hiyerarşik ilişkilerinde konumlarında en alt basamakta bulunan kadınlar, aile reisinin kararı ve ailenin bir parçası olarak yöre dışına göç etmekte ve çalışmaktadır. Hayati Harrani, Osmanlı ve Sırrın Mahallelerinde özellikle yöre dışında çalışmaya giden mevsimlik tarım işçisi kadınların yanlarında evliyse eşi ve eşinin akrabaları, bekâr ise erkek akrabaları olmadan çalışmaya gitmeleri mümkün değildir. Ancak elçilerin akraba olması gibi bazı durumlarda bekâr kadınlar, aileleri olmadan çalışabilirler. Çınar’ın da (2016: 180) belirttiği gibi mevsimlik tarım işçisi kadınların bu ilişkiler içinde konumlanmaları çalışma ilişkilerinin aile ve akrabalık ilişkileri ile iç içe geçtiği noktada oluşmaktadır. Örneğin, evlenmeden önce de tarım işçiliği yapan O17 ve O5’nin ifadeleri mevsimlik tarım işçisi

184 kadınların, çok katmanlı çalışma ilişkilerinde nasıl bir konumda olduğunu ve ataerkil aile yapılarının kadınların toplumsal konumları üzerindeki kontrol mekanizmalarını özetler niteliktedir:

Diyelim ki bu yıl kayınbabamlar işe (tarım işçiliğine) gitmedi. Kocamla ailesi babamgille işe gitmeme izin vermez. Çünkü param onlara gider diye kabul etmezler (O17).

Mesela kızım bile tarlada evlendi. Kınası, düğünü tarlada yapıldı. Çeyizini bile tarlada yaptık yani yününü, yatağını. Kızım tarladan gelin oldu, yani yine kocasıgilin yanında tarlada çalışmaya devam etti (O5).

Şekil. 5: Mevsimlik Tarım İşçilerinin Kendi İçindeki Hiyerarşik İlişkilerinde Konumlar

Kaynak: Çınar, 2014: 157.

İşveren-elçi-erkek işçi arasında kurulan çalışma ilişkilerinin ataerkil denetim mekanizmalarıyla beslenmesi, kadın emeğini kontrol etme ve denetleme ağlarını daha sıklaştırmaktadır. Diğer taraftan mevsimlik tarım işçiliğindeki çalışma ilişkilerinin enformel olması bu tür tahakküm ilişkilerini hâkim konuma yükselterek işgücünün ucuz ve miktarının kontrol edilebilir durumda tutulması için verimli bir alan sunmaktadır (Çınar, 2014a: 159; Çınar, 2016: 179). Böylece işçi gruplarının organize olma biçimi hem ataerkilliğin hem de ucuz işgücünün üretilmesini ve yeniden üretilmesini sağlayacaktır.

Başka bir ifadeyle tarladaki çalışma ilişkileri, çalışanların toplumsal kimliklerini yadsımayan aksine bu kimliklerin üzerine inşa edilmiş cinsiyete dayalı bir iş bölümüdür (Sirman, 2015: 227). Hayati Harrani, Osmanlı ve Sırrın Mahallelerinde yöre dışına giden mevsimlik tarım işçisi kadınların ataerkil ve enformel çalışma ilişkilerinin iç içe geçtiği hiyerarşik çalışma alanları olan tarlada, elçiler yani tarım aracıları işçi ailesine ulaşmak için aile reisi olan erkek işçi ile müzakere yapmaktadır. H11 ve H20’nin ifadelerinde de

Elçi

Erkek İşçi

Kadın ve Her İki Cinsiyetten Genç İşçiler