• Sonuç bulunamadı

Süleyman Paşa’nın en önemli eseri Tarih-i Âlem’dir. Bu eseri yazmasını Hüseyin Avni Paşa askerî okullar için istemiştir. Umumi tarih olarak yazılan eserde; Türk tarihinin sadece ilkçağ bölümü yazılmış ve dağıtılmıştır. Ortaçağ ve Yeniçağ bölümleri Süleyman Paşa’nın ölümü nedeniyle yazılamamıştır.11 Memleketimizde ilk defa Çin kaynaklarına dayanarak Türk Tarihi yazan Süleyman Paşa, bu eserinde daha çok Deguignes’i kaynak almıştır.

Süleyman Paşa Tarih-i Âlem’in giriş kısmında, bu eseri niçin yazmaya teşebbüs ettiğini izah ederken diyorki:

Askeri Mekteplerinin Nezaretine geçince bu mekteplere lâzım olan kitapların tercümesini mütehassıslara havale ettim. Fakat sıra tarihe gelince bunun tercüme tarîkiyle yoluyla yazdırılamayacağını düşündüm. Avrupa’da yazılan bütün tarih kitapları ya dinimize yahut milliyetimize, Türklüğümüze ait iftiralarla doludur. Bu kitaplardan hiçbirisi tercüme edilip de mekteplerimizde okutturulamaz. Bu sebebe binaen mekteplerimizde okunacak tarih kitabının telifini ben üzerime aldım. Vücûda getirdiğim bu kitapta hakikate mugayir hiçbir söze tesadüf olunamayacağı gibi, dinimize ve milliyetimize muhalif hiçbir söze de rast gelmek imkânı yoktur.

9 Efe Aydın, s.214.

10 A. Zeki Velidi Togan, s.170vd.

11 Süleyman Hüsnü Paşa, s. 33.

20 Avrupa tarihlerindeki Hunların, Çin tarihindeki Hiung-nular olduğunu ve bunların Türklerin ilk ataları olduğunu ve Oğuz Han’ın Hiung-nu Devleti’nin kurucusu (Mete) olması gerektiğini bize ilk defa öğreten Süleyman Paşa’dır.12 Tarih-i Âlem adıyla yazmış olduğu eser13 Türk subaylarının Türkçü duygu ve düşüncelerle yetişmelerini amaç edinen Süleyman Paşa’nın harp okulunda okutulmak üzere yazdığı eserlerinin Türk milliyetçiliği açısından en önemlisi Tarih-i Âlem’di.14 993 sayfalık eserin 383.

sayfasından 543’ünce sayfasına kadar kısmı Türk tarihine ayırmıştır.

Süleyman Paşa, Türkler hakkında vermiş olduğu bilgileri Ebülgazi Bahadır Han’ın Şecere-i Türkisi, Mirhand ve Beyzavi Tarihleri, Herbelot’un Şark Kütüphanesi ile De Guignes’in Hunlar tarihinden almış olduğunu kaydetmektedir. Süleyman Paşa efsanevi devri anlattıktan sonra Doğu Hunlarına geçmektedir. Batı Hunları da on üç sayfa olarak anlatılmakta ve sıra ile Eftalitler, Doğu Göktürkleri, Batı Göktürkleri, Hazerler, Macarlar, Bulgarlar, Paçinaklar, Uzlar, Ulahlar, Tatarlar, Topalar, Sien-Pi’ler, Avarlardan bahsettikten sonra on yedi sayfalık bir özet yapılmaktadır.15

Tatar, Moğol, Hun, Macar ve Bulgarların başka isimlerle anılmalarına rağmen aynı kökene mensup oldukları savunulmuştur.16 Landau, aynı dönemlerde seyyah ve oryantalist Armenius Vambery’nin aslında tüm Türk topluluklarının tek bir ırkın üyesi olduklarını, daha sonra fiziki özelliklere ve geleneklere bağlı olarak tekrar bölündüklerini ileri sürdüğünü yazmıştır.17 Süleyman Paşa, Türk tarihinden saygı ile bahsederken, Türk ırkının övünülecek kahramanlıklarını yansıtmıştır.

Süleyman Paşa bu tarihinde Türkiye’de ilk defa Türklerin kökeni ve ana yurtları hakkında önemli bilgiler verdi.18 Tarih-i Âlem’in içeriği dikkate alındığında, göze çarpan nokta, Türk Tarihinin ilk çağ kısmına geniş bir şekilde yer ayırdığını görürüz: “faslı Sabi (yedinci fasıl):Tavâif-i Türk” 144 sayfadan meydana gelmektedir ki, bütün ilkçağ tarihine ayrılan sayfaların 5/7’inden daha fazladır. Hâlbuki Tarih-i Âlem’den sonra basılıp Osmanlı okullarında okutulmuş olan dünya tarihi kitaplarında, Avrupa okullarında okutulan tarih kitapları taklit edilerek, Türklüğün eski devrine bütün

12 Ziya Gökalp, Türkçülüğün Esasları, s. 24.

13 Hüseyin Namık Orkun, s. 54.

14 Fethi Tevetoğlu, s. 98.

15 Hüseyin Namık Orkun, s. 55.

16 Fethi Tevetoğlu, s. 102.

17 Emre Yıldırım, s:77.

18 Süleyman Hüsnü Paşa, s. 34.

21 kitabın yaklaşık olarak 1/20’inin ayrılması adet olmuştur. Süleyman Paşa bu önemli eserinde yabancı milletlerin Türklere yönelttikleri iftiralarının aktarılmasını gerekli görmemiştir.. İşte Tarih-i Âlem’in bu özelliklerinden dolayıdır ki merhum Müşir Süleyman Hüsnü Paşa’ya, Türkçülük tarihinde önemli bir yer ayırmaktayız.

Tarih-i Âlem II. Abdülhamit devrinde yasak kitaplardan sayıldığı için, mevcut nüshaları Harbiye Mektebi Matbaası evrak mahzenine atılmış ve uzun müddet orada yatıp kalmıştır. İkinci Meşrutiyet devrinde Harbiye Mektebi nazırı olan Tevfik Paşa Tarih-i Âlem-i, bırakıldığı yerden çıkararak, yırtılmış ve çürümüş bazı yapraklarını mahv-ü isbat ederek 1911 tarihinde tekrar bastırmış ve yayımlamıştır.19

Tarih-i Âlem’in bu ikinci baskısının başında yazarın yararlandığı Batı ve Doğu kaynakları gösterilmiştir. Kaynaklar içinde De Guignes’in Hunlar tarihi ve Raimond’un Tatar Tarihi ile Ebülgazi Bahadır Han’ın Şecere-i Türki’si de vardır. Süleyman Paşa’ya gelinceye kadar De Guignes ve Raimond’dan yararlanarak Türkçe yazılmış bir tarih kitabı yoktu.20

Tarih-i Âlem, Süleyman Hüsnü Paşa’nın başlangıçtan gelen geniş bir zaman ve mekâna yayılmış kapsamlı bir Tarih Ansiklopedisi ve Türk Tarihinin Osmanlılar öncesini de inceleyen ilk yerli araştırma olması nedeniyle gerek okurlar ve gerekse araştırmacılar arasında en tanınmış yapıtıdır. Tarih-i Âlem’in düzenli ve ciddi bir bibliyografya listesine sahip olduğu söylenemez Kapak sayfasının devamında iki ayrı küçük paragraf biçiminde kaynak ve başvuru kitaplarının isimleri verilmiştir. Kitap, önce “Yaradılış” (Hilkât)’dan “Nuh Tufanı”na kadar olan zaman dilimi içinde genel anlamdaki 8 konuyu inceleyen bir Giriş ve özel konulara ayrılmış 13 bölümden oluşmaktadır. Bu bölümler kitaptaki sırasıyla:

1. Mısır’da Firavunlar Yönetimi (24 s. ), 2. Asûriler ve Bâbilliler(33 s. ), 3. Fars Kralları (98 s. ), 4. İbraniler (100 s. ), 5. Çinliler (66 s. ), 6. Hindliler (22 s. ), 7. Türk Beylikleri (160 s. ), 8. Ermeniler (60 s. ), 9. Sûriyeliler (37 s. ), 10. Küçükasya Antik Milletleri (45 s. ), 11. Yunanlılar (112 s. ), 12. Romalılar (204 s. ), 13. Arap Kabileleri (14 s. ), Genel Bilgiler (40 s. )’ dan oluşmaktadır. Böylece kitap 1015 sayfa ve ek levhalardan oluşan hacimli bir yapıttır.21

19 Yusuf Akçura, s. 49-50.

20 Yusuf Akçura, Türkçülük ve Dış Türkler, İstanbul 1990, s. 45.

21 Geniş bilgi için bkz.,Erol Özbilgen, s. 365 vd.

22 Tarih-i Âlem’in ‘’Hindliler ve Araplar’’ bölümünde hülâsa yapılmamış, diğer bölümlerde ise yaplmıştır. Günümüz tarih kitaplarında bile böyle bir yöntem söz konusu değildir ve bu önemlidir.22 Süleyman Paşa tarafından üstlerinin görüşlerine sunmak üzere özenle kaleme alınmış olduğu anlaşılan isim tamlamaları bol tutulmuş iki sahifelik “Dibâçe” bölümü dışında Tarih-i Âlem’in dili fazla ağır sayılmaz. Aslında metnin içinde Arapça kelime ve terimler bolca kullanılmakla beraber bazı terim ve deyimlerin Türkçeleştirilmesine de özen gösterilmiştir. İnsanların dünyaya dağılış biçimini, kurdukları hükümetleri ve tarihe geçmiş olayların en önemlilerini Tarih-i Âlem’de bulmak mümkündür. Bununla beraber fihrist analitik bir yapıya sahip değildir.

Diğer taraftan metin ve fihrist arasında eksik veya farklı verilmiş bölüm başlıkları da mevcuttur.

Tarih-i Alem, yalnızca siyasi bir tarih kitabı değildir. Yaradılıştan başlayarak jeoloji, biyoloji, zooloji botanik gibi doğa bilimlerinin ve arkeolojinin de yardımıyla yer kürenin ve insan başta olmak üzere tüm canlıların tarihsel geçmişlerini içerir.

C.TARİH-İ ÂLEM’EYÖNELİK ELEŞTİRİLER

Benzer Belgeler