• Sonuç bulunamadı

V- ARAġTIRMANIN METODU

5. TALĠBAN VE DĠN

Taliban Afganistan Ġslamî hareketlerinden biri olduğu için Taliban‟ın dinî yönünün incelenmesi önemlidir. Taliban ve Din baĢlığı altında kendilerini Ġslam‟ın savunucuları olarak gören Taliban‟ın dinî eğitim ve dinî uygulamalarının durumunu ortaya koymaya çalıĢacağız.

5. 1. Taliban’ın Dinî Eğitimi

Bir dini, birilerine aktarmak veya birilerine karĢı savunmak için ilk önce o dinin öğrenilmesi gerekecektir ki, bu da doğru eğitim yoluyla gerçekleĢecektir. Eğer dinî eğitim doğru bir Ģekilde alınmazsa insanlara dinî konularda örnek olmak oldukça zor olacaktır. Dolaysıyla dini tebliğ etmek, dinin savunucusu, iyi bir Müslüman ve dinî konularda örnek olmak isteyen kiĢinin, dini iyi bilmesi gerekir.

Mütevekkil Taliban‟ın iki kısım din talebelerinden oluĢtuğunu söylemektedir. Ona göre “Taliban‟ın bir kesimi mücahitlerden oluĢuyordu ki, onların kendi cephesi vardı. Fakat Kandahar komutanlarının bencillikleri yüzünden zaafa uğrayarak kenara çekildiler. Bunlardan bazıları cephelerini medreseye dönüĢtürdüler ve bazıları da tamamen sahneden çıktılar. Taliban‟ın bir diğer kesimi ise Pakistan‟ın dinî medreselerinde yahut da ülkedeki dinî medrese ve camilerde eğitimle meĢgul olan

209 Mehdevi, Camia Şinasi-i Siyasi-i Taliban, s. 240. 210 Karval, Dershayi Telh ve Ġbret Engiz-i Afganistan, s. 258

Afgan talebelerdir.”211 Görüldüğü üzere Taliban hareketi dinî medreselerde veya camilerde eğitim gören gençlerden oluĢmaktadır.

Taliban ortaya çıkmadan önce yukarıda da değindiğimiz gibi Afganistan‟da savaĢ hâkim olmuĢtur. Bu yüzden millet canını kurtarmak için güvenli bir yere sığınmak istemiĢlerdir. Halkın çoğu komĢu ülkeler olan Pakistan ve Ġran‟a yönelmiĢler; böylece milyonlarca Afganistanlı baĢta bu iki ülke olmak üzere farklı ülkelere de yerleĢmiĢlerdir. Pakistan‟da yerleĢen bir kesim Afgan, Mütevekkil‟in de dediği gibi Pakistan‟ın dinî medreselerinde eğitim görmekle meĢgul olmuĢtur. Pakistan medreselerinde eğitim gören çocuk ve gençlerin oradaki din âlimlerinden etkilenmemesi mümkün değildir.

Taliban yönetiminde Taliban‟ın içinde bulunan yazar Vahid Müjde de konuyla alakalı fikirlerini Ģu Ģekilde beyan etmektedir: “Cihat döneminde dinî ilimlere karĢı aĢırı derecede ilgi duyuldu. Din âlimleri de fevkalade güce sahip olmuĢlardı. Millet din âlimlerinin fetvasıyla cihadı baĢlatmıĢtı. Böylece geçmiĢte toplum içinde önemsenmeyen bu kesim, artık yükselmiĢti. Ulemanın toplumun prestijini kazanması, milletin çocuklarını dinî medreselere göndermesine sebep olmuĢtu. Cihadî örgütlerin her biri muhacirlerin kampında yüzlerce mezhebi medrese kurarak onları yönetiyorlardı. Çocuklar, erkeklerin ağır bastığı bir ortamda ailelerinden kopuk bir Ģekilde yetiĢiyordu. Taliban‟ın/Talebelerin dünyası farklı insanlardan oluĢuyordu ve genç talebelerin mizacı, böyle bir çevrede Ģekilleniyordu. Burası öyle bir ortamdı ki baĢına sarık takmalı ve sakalı da kendi haline bırakmalıydın. Onlar iyi bir Müslüman ve zahiren Ģeriatla süslenmiĢ biri olarak görünmek için çaba gösteriyorlardı. Kadın onların ortamına girme hakkına sahip değildi. OkumuĢ olan bir kadın, onlara göre tehlikeli bir varlıktı.”212

Yine Pakistanlı yazar ve araĢtırmacı Ahmet RaĢit Taliban‟ın eğitimi hakkında Ģöyle demektedir: Taliban‟ın çoğu Muhacirlerin kampında sınır ve Kuvite‟de büyümüĢlerdir. Bu gençler Pakistan‟ın dinî medreselerinde ilmi az olan Afgan mollaları veya Pakistan‟daki köktendincilik yapan Ġslamî partilerin/hareketlerin yanında eğitim görmüĢlerdir. Taliban Ġslam‟ın temel prensipleri, Hadis ve ġeriat

211 Mütevekkil, Afganistan ve Taliban, s. 19.

kurallarının yorumlanması gibi meseleleri ilmi ve bilgisi az olan Afgan Mollaları ve Pakistan‟ın aĢırı giden ifratî mollalarından öğrenmiĢlerdir. Yani ne hocalar ve ne de öğrenciler Matematik, Fen, Tarih ve Coğrafya gibi alanlarda resmî bir Ģekilde eğitim görmüĢlerdir.213

Sonuç itibarıyla Taliban böyle bir ortamda, dinî eğitimlerini aldıklarına göre ister istemez ileride bir teĢkilat kurduklarında bu çevreden öğrendiklerini diğer kesime de öğretecek ve fikirlerini yayacaklardı. Taliban gerçekten de Afganistan‟da ilk hâkim oldukları vilayetlerde fikirlerini uygulamaya baĢlamıĢlardır. Ġyi ve kötü yönünü düĢünmeden birdenbire köktencilik yaparak milleti kendilerinden soğutmuĢlardır. Çağın sorunlarını geleneksel ve katı Ġslamcılık bir yöntemle çözmeye çalıĢmıĢlardır. El-Cezayirli yazar Muvaffak Zeydan‟ın dediği gibi Taliban genel olarak bildikleri bir destura tutunmuĢlardır ki, o da Ġslam‟ın ġeriatını uygulamaktır. Taliban Ġslam Ģeriatının nasıl uygulanacağına dair tafsilat bildirmemiĢlerdir. Onlar ideolojilerine geleneksel din eğitimi üzerinden bağlı olmuĢlardır. Bu da Abbasiler dönemindeki Nizamiye medreselerinde verilmiĢ olan eğitim sistemine benzemiĢtir. Bu eğitim sistemi geleceğe yönelik değil, günün üzerine kurulmuĢ bir eğitim sistemi olmuĢtur. Geleneksel eğitim anlayıĢına göre, sakal, kadınların burka giymesi gibi meselelerde ve halkın tepkisini uyandıran baĢka konularda, dıĢ görünüĢe çok ehemmiyet tanınmıĢtır. Taliban bu eğitim anlayıĢını baz aldıklarında Afganistan halkının sosyal, iktisadî, siyasî ve idarî meseleleriyle karĢı

karĢıya kaldıklarında sorunları çözememiĢlerdir. 214

Taliban‟ın problemleri çözemedikleri gibi sorun yarattıklarını da söylemeden geçemeyeceğiz. Onlar iktidarda oldukları zaman da halkın sosyal, siyasî, iktisadî ve idarî sorunlarını çözmek yerine çoğaltmıĢlardır. Birçok konuda fikir yürütmekten kaçınmıĢlardır. Netice itibarıyla aldıkları eğitimin Afganistan‟ın kalkınması ve geliĢmesi için yetersiz olduğu bir tarafta dursun, Ġslam‟ın doğru anlaĢılmasına da yetersiz olduğunu söylememiz mümkündür. Taliban kendilerini her ne kadar samimi ve doğru yolda olduklarını düĢünüyor olsalar da, yaptıkları eylemler onların samimi ve doğru olduklarını yansıtmamıĢtır.

213 RaĢit, İslam, Neft ve Bazi-i Buzurgi Nev der Asyayi Miyane, s. 50. 214 Zeydan, Taliban’ın Yükselişi, s. 56.

5. 2. Taliban’ın Dinî Uygulamaları

Taliban‟ın dinî uygulamaları denilince aklımıza ilk olarak Emribil-ma‟ruf ve Nehi Anilmünkir/Ġyiliklere Emir ve Kötülüklerden Sakındırma Bakanlığı gelmelidir. Afganistan tarihinde ilk olarak bu adla bir bakanlık açılmıĢtır. Taliban dinî konuları bu bakanlık idareleri vasıtasıyla takip etmiĢ ve iĢleri de bakanlıktan çıkan kanunlara göre uygulamıĢlardır.

Taliban‟ın iyilik ve kötülükten anladıklarının ne olduğu konusunun üzerinde durmadan önce, mevzuun ilk önce Kur‟an‟daki yerine bakmamızda fayda vardır. Konuyla alakalı Allah Teâlâ Ģöyle demektedir: Sizden, hayra çağıran, iyiliği emreden ve kötülükten men eden bir topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa erenler onlardır.215Mümin erkekler ve mümin kadınlar birbirlerinin dostlarıdır. İyiliği

emreder, kötülükten alıkoyarlar. Namazı dosdoğru kılar, zekâtı verirler. Allah’a ve Resulüne itaat ederler. İşte bunlara Allah merhamet edecektir. Şüphesiz Allah mutlak güç sahidir, hüküm ve hikmet sahibidir.216

Bunlar tevbe edenler, ibadet edenler, hamdedenler, oruç tutanlar, rükû ve secde edenler, iyiliği emredip kötülükten alıkoyanlar ve Allah’ın koyduğu sınırları hakkıyla koruyanlardır. Mü’minleri müjdele.217

Görüldüğü üzere iyiliğe emir ve kötülükten alıkoyma meselesi Kur‟ânîdir. KurtuluĢa eren insan ilk önce kendisi Allah‟ın emir ve yasaklarına uyar ve insanları da bu doğrultuda iyiliğe çağırır ve kötülükten alıkoyar. Bunu yaparken de zorbalık yapmaz. Çünkü yüce Allah bir ayeti kerimede Ģöyle buyurmaktadır: “Dinde zorlama yoktur. Çünkü doğruluk sapıklıktan iyice ayrılmıştır. O halde kim tâğutu tanımayıp Allah’a inanırsa, kopmak bilmeyen sapasağlam bir kulpa yapışmıştır. Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.”218

Âl-i Ġmran‟daki 104. ayeti kerimeyi din eğitimcilerinden biri olan Bayraktar Bayraklı Ģu Ģekilde yorumlamaktadır: Allah Teâlâ‟nın bu ifadesinden toplumda bir eğitim ordusu oluĢturulması gerektiği anlaĢılmaktadır. Bu eğitim ordusunun 215 Âli İmran/104. 216 Tevbe/71. 217 Tevbe/112. 218 Bakara/256.

yetiĢtirilmesi toplumların veya milletlerin olmazsa olmazını teĢkil etmektedir. Ayetin birinci kısmında yer alan “İçinizde bir topluluk bulunsun” ifadesindeki topluluktan maksat, toplumu idare eden ve eğitim politikasını yürüten grup olabilir. Ġyiliği emretmek ve kötülükten sakındırmak bir eğitim faaliyeti olması hasebiyle insanların beyin ve gönüllerini tarla sürer gibi sürmeyi ifade etmektedir. Buna göre ayetin son kısmındaki “İşte kurtuluşa erenler onlardır” ifadesine “ĠĢte onlar toplumu eğitenlerin ta kendisidir” Ģeklinde mana verebiliriz. Onlar insanların beyinlerini, gönül ve nefislerini tarla sürer gibi sürer; beyin, gönül ve nefise iyinin ve doğrunun tohumlarını ekerler. Toplumun umduğuna eriĢmesini, kötülüklerle savaĢmasını ve kazanmasını sağlarlar. Bu eğitim faaliyetini yerine getiren grup, insanların gönüllerine sevgiyi aĢılarlar. Bu da onların kaynaĢmasına sebep olur. Bunlar kardeĢliği tesis ederek ayrılma ve düĢmanlıkla mücadelede insanlığın hedefe ulaĢmasına yardımcı olurlar.219

Ġyiliğe emir ve kötülükten sakındırma meselesini Kur‟an-ı Kerim ayetleriyle temellendirdikten sonra konuyu bir de Taliban‟ın yorumuyla ele almaya çalıĢacağız. Mevlevi Mütevekkil‟e göre Ġslamî bir sistemde Ģeriatın kanunlarıyla amel eden Emribil-ma‟ruf ve Nehi Anilmünkir idaresinin olması zaruridir. Taliban‟dan önce de münkirlerle mücadele denilen bir riyaset/baĢkanlık mevcuttu ki, Taliban onu Bakanlığa dönüĢtürmüĢlerdir. Bu Bakanlık birimi vilayetlere nazaran Ģehirlerde daha aktif durumdaydı. Eğitim alanında zayıf olmalarından dolayı halkın arasında münkirlerle mücadele konusunda çok problemler yaĢıyorlardı. Bazı konularda uygun olmayan personelleri iĢe almaları nedeniyle lüzumsuz meselelerde millete hakaret edilir ve uygun olmayan davranıĢlar sergileniyordu. Belirlenen kararları dikkate almamaları sebebiyle muhalefet dalgasıyla karĢı karĢıya kalmıĢlardır.220

Birimin âmirleri hiçbir kriter olmaksızın kendi anlayıĢlarını din adına toplumun üzerine dayatmıĢlardır. Hiçbir mercie cevap vermek gibi bir zorunlulukları olmamıĢtır. Kimsenin onları eleĢtirmeye de hakkı olmamıĢtır. Ġdarenin/bakanlığın güçlü olması hasebiyle diğer bakanlık birimleri bu idareden korkmuĢlardır.

219 Bayraklı, Bayraktar, Yeni Anlayışın Işığında Kur’an Tefsiri, C. 4, Bayraklı Yayınları, Ġstanbul

2005, s. 287-292.

Taliban‟ın Emribil-ma‟ruf ve Nehi Anilmünkir ünitelerinde görevli olan memurlar, kendilerince her türlü kötülük ve ahlaksızlığı yani insan öldürme, hırsızlık, musiki, Ģarkı söyleme, televizyon, video çekme ve kaydetme aleti, uydu anteni, hayâsızlık, mahremi olmaksızın kadınların yolculuğa çıkması, sakal kısaltma, tıraĢ ve fotoğrafı yasaklamıĢlardır. ZikredilmiĢ olan Ģeyleri biri gerçekleĢtirdiğinde birim tarafından cezalandırılmıĢtır.221

Emribil-ma‟ruf ve Nehi Anilmünkir Bakanlığının sınırsız yetkiye sahip olması örgütün lideri Molla Ömer‟in onlara daha çok hak tanımasından kaynaklanmıĢtır diyebiliriz. Çünkü konuyla alakalı devlet memurlarına gönderilmiĢ olan hükümde örgütün lideri Molla Ömer Ģöyle demektedir: “ġeriat hükümlerine aykırı olan amellerin önlenmesi ve daha iyi bir düzenin sağlanması için sizlere emir veriyorum ki, ġeriata aykırı iĢ yaptığından dolayı Emribil-ma‟ruf ve Nehi Anilmünkir idaresi tarafından tutuklanarak onların emriyle hapse atılmasına veya serbest bırakılmasına siz karıĢmayın.” Tutuklama konusunda Savunma, ĠçiĢleri Bakanlıkları ve Güvenlik idaresi de yetki sahibi olmuĢlardır. Fakat bunlar yalnız idareleriyle alakalı suçlu kiĢileri tutuklayabilmiĢlerdir. Ancak Emribil-ma‟ruf Ġmaretin kurallarına baĢ kaldıran ve münkirlere karıĢan herkesi cezalandırabilmiĢlerdir. Dolaysıyla bunlar mahkemenin hükmü olmaksızın birilerini dövebilmiĢ, tutuklayabilmiĢ ve her türlü ceza verebilmiĢlerdir.222

Taliban‟ın Ġslamî emirler ve ġeriatın hükmü olarak gördükleri mevzularda aĢırı gittiklerini görebiliyoruz. Ġyiliğe Emir ve Kötülükten Sakındırma Bakanlığının koyduğu bazı kurallar günümüzde uygulanması mümkün olmayan Ģeylerdir. Musiki, Ģarkı dinlemek, Ģarkı söylemek, televizyon açmak, uydu kullanmak, kamere kullanmak, fotoğraf çekmek, saç bırakmak, sakalı kesmek vb. Ģeyler için ceza vermeleri Taliban‟ın birçok konuda o dönemlerde bile aĢırı gittiklerini göstermektedir. Hâlbuki yasakladıkları birçok Ģey toplumun ihtiyaçlarından sayılmaktadır. Kadınların toplu taĢıma araçlarında erkeklerden ayrı oturmaları ve yine bu araçlarda kadın erkek arasında perdenin bulunması, evlerde televizyon

221 Mehdevi, Camia Şinasi-i Siyasi-i Taliban, s. 157.

222 Kaker, Muhammed Hasan, Trc. Sultan Ahmed Behin, Seferi be Vatan, Taliban ve Bünyad Gerayi-i İslâmî, NaĢır, ġirketi Kitab ġah Muhammed, Kabil, 1390/2011, s. 133.

olması için ceza vermeleri, normal fotoğraf çekememek, diğer Ġslâmi ülkelerde bulunmayan ĠslâmîleĢtirilmiĢ ve dayatılmıĢ prensiplerdir diyebiliriz.

Emribil-ma‟ruf kurumunda görev yapan memurların ezan vakitlerinde ellerinde kırbaç, çubuk bulundurarak camilerin önünde yayaları, arabaları durdurup milleti zorla namaza göndermelerine, bazı namaz vakitlerinde özellikle de yatsı ve sabah namazlarında namazdan sonra camilerde yoklama yapıldığına, saçın uzaması yüzünden ceza verilmesine, zina suçundan dolayı recimin uygulanmasına ve hırsızların elinin kesilip ağaçlara asıldığına Ģahit olan Afganistan halkı, Taliban‟ın dinî uygulamalarından bıkmıĢ ve usanmıĢ duruma gelmiĢti. Daha sonra örgütün yok olması için milletin çaba gösterdiği ve eski liderlerin peĢinden giderek arkasında durması milletin Taliban‟ın uygulamalarından bezmiĢ olduklarını göstermektedir. Sonuç itibarıyla konuyu eğer eğitime bağlayacak olursak -ki bağlanmasını da gerekli buluyoruz- Taliban‟ın dinde ifrat ve tefrit yapmaları, eğitime doğru düzgün ehemmiyet vermemelerinden kaynaklanıyordu diyebiliriz. Dinî eğitim, doğru bir Ģekilde öğrenilerek uygulansaydı genel anlamda toplumun Taliban‟dan soğuması ve Taliban‟ın karĢısında yer alması söz konusu olmazdı.