• Sonuç bulunamadı

Türkiye-Ermenistan Savaşı ve Gürcistan

Türk heyetinin diğer üyeleri Ankara yolunda Vladikavkaz ve Baku’ye uğrayıp, Kuzey Kafkasya’da Bolşeviklere karşı olan güçlerle ve Bolşevik Azerbaycan hükümeti ile anlaşmaya varmaya çalıştılar, fakat bu plan başarısız oldu.370

bulunan İngiliz temsilcisi Albay Stokes’e bildirdi. Stokes’in bu öneriyi blöf olarak değerlendirmesinden sonra, Ermeniler planı geri çevirdiler.372 Bununla beraber Stokes, Ermenilere yardım sağlamak için Gürcistan hükümetiyle müzakerelere başladı. Ona göre, Türkler Ermenistan’la beraber Batum’u da hedefliyorlardı.373 Bu müzakereler hakkında haber alan Türk kumandanlığı Gürcü ordusunun Ermenilere yardım edebileceği yolu kesmek için Kars’ı zapt etmesi gerektiğini gördü ve savaş devam etti.374

Ne Ermeniler, ne Ruslar, ne de Batılı Devletler Türk ordusunun Ermenistan’ı kolaylıkla ezebileceğini sanmıyordu. 30 Ekim 1920’de Kars, 7 Kasım’da Gümrü alınır ve Ermenistan’ın dayanma gücü kalmadığı anlaşılır.

Taşnaklar tarafından arabulucu olarak tanınan Sovyet Rusya’nın yardımıyla 3 Aralık 1920’de Gümrü’de Türkiye ve Ermenistan arasında bir barış anlaşması imzalandı.375 Fakat, savaşta yenildiğinden dolayı artan hoşnutsuzluktan yararlanan Bolşevikler 5 Aralık 1920’de Erivan’da bir ayaklanmasını düzenletip tüm Ermenistan’ı ele geçirdiler ve burada Sovyet hükümeti kurdular.

Ankara hükümetinin Tiflis temsilcisi Kazım Bey, Tiflis’teki Sovyet hükümeti Elçisi Şeynman ve yardımcısı ile 14 Kasım’da bir görüşmede bulundu.

Türkiye-Ermenistan savaşı sırasında Gürcistan hükümeti’nin alacağı tavır önem taşıyordu. Ermenilerin yenilmesini istemeyen İngilizler, Taşnaklara yardım sağlaması için Tiflis ile müzakerelere başladılar. Aynı zamanda, Gürcistan’ın tarafsızlığını sağlamak için T.B.M.M., Tiflis’e bir heyet gönderilmesi kararı verdi.

Heyete verilen talimata göre Gürcü hükümetine Ermeni harekatının nedenlerinin anlatılmasına ve onu bu savaşta tarafsız kalacağına kabul ettirmekle beraber, Gürcistan’da Türklere ve Ermenilere karşı duyguları, Gürcü hükümetinin planlarını ve askeri birlikler hakkında bilgiler almalıydılar.376 Türk heyeti, Gürcistan hükümeti üyeleri dışında Tiflis’teki Sovyet Rusya temsilcisi Kirov ile görüştü ve ülkedeki durumu ve Bolşeviklerin düşüncelerini de öğrendi. Görüşmede Türk-Yunan ve Türk-Ermeni mücadelesi, Bolşevik Vrangel ve Rus-Polonya savaşları ve İtilaf

372 Sürmeli a.g.e. s. 571

373 N.Özden, “İngiliz Belgelerine Göre Anadolu ve Kafkasya’ya Yönelik Türk ve Bolşevik Politikaları (1920–1921)”, Folklor/Edebiyat Dergisi, c.VII, sayı 27, 2001/3, s.147

374 A.g.e. s.572–573

375 H.Bayur, “Birinci Genel Savaştan Sonra Yapılan Barış Anlaşmalarımız” II, Belleten Dergisi, c.XXX, sayı 117-120, Ankara 1966

376 Sürmeli, a.g.e. s.572

devletlerinin bölgedeki politikaları konuları üzerinde duruldu. Kazım Bey, hükümetinin Gürcülerle savaşmaya niyeti olmadığını, kendisinin Gürcülerle iyi ilişkiler kurmak için gönderildiğini samimiyetle arz ettiğini ifade etti. Bu arada, Türk-Ermeni savaşından dolayı endişe duyan Gürcü hükümeti seferberlik ilan etti.

Türkiye ile Ermenistan sınırları güçlendirilmeye başlandı. Fakat, bu faaliyeti Ermenilere yardım etmek için yapmadılar. Gürcistan hükümeti yeni kanlı bir savaşa katılmak istemiyordu. Sadece, Türklere ya da Bolşeviklere karşı kendini savunmak istiyorlardı. Gürcüler, Ermenistan’dan sonra Türklerin Batum, Ardahan ve Ahıska bölgelerine saldırmalarını beklemekteydiler. Türkler tarafından Kars’ın alınmasından ve savaşa arabulucu olarak Rusya’nın katılmasından sonra bu endişeler daha da arttı.377

Türk heyeti ve Gürcistan hükümeti arasında sürdürülen müzakerelerden sonra, Gürcistan İçişleri Bakanı N.Ramişvili 20 Ekim 1920 tarihinde Ankara’ya başvurarak, Ardahan ve Batum vilayetlerini kapsadığını öne sürdükleri Gürcü sınırlarının Türk ordusu tarafından aşılmamasını istediklerini bildirdi. Bunun üzerine Ankara, 21 Ekim’de Gürcü hükümetine gönderdiği bir telgrafta, bu istekleri kabul ettiğini belirterek Gürcülere bekledikleri güvenceyi verdi.378

Aynı zamanda, Gürcistan Moskova Temsilcisi G.Makharadze, Sovyet Rusya Dışişleri Komiseri Çiçerin ve Milletler İşleri Komiseri İ.Stalin ile görüşürken, Sovyet hükümetinin Türklerin Gürcistan’a saldırmasına karşı olduğunu öğrendi. G.Makharadze, Moskova’da olan Türk heyet başkanı ve Ankara hükümeti Dışişleri Bakanı Bekir Sami Bey’den de aynı cevabı aldığını Tiflis’e bildirdi.379

BEŞİNCİ BÖLÜM

1. Ankara Hükümeti, Gürcistan ve Sovyet Rusya Arasında Diplomatik İlişkilerin Kurulması

377 A.g.e., s.576

378 A.g.e., s.581-582

379 ЦГИАГ. Ф. 1866, о. 1, д. 9, л. 84

Ermeni harekatı sırasında arası soğuyan Türk-Bolşevik Rus ilişkilerini yeniden canlandırmak amacıyla, Rusya Ekim ayı sonunda Ankara’ya Şalva Eliava’yı elçi olarak tayin ederken, Türkiye de Moskova Büyükelçiliği’ne Ali Fuat Paşa’yı (Cebesoy) atamıştı. Fakat, Ş.Eliava’nın hastalığından dolayı onun yerine Aralık’ta Budu Mdivanı atandı, fakat Sovyet elçisi Ankara’ya ancak Şubat ayında gelebildi ve Ankara hükümeti başkanına itimatnameleri 19 Şubat’ta teslim etti. Hem Ş.Eliava, hem B.Mdivani İ.Stalin tarafından teklif eden adaylardı. İkisi de Gürcü olduğundan dolayı Türk-Sovyet Rus görüşmelerinde Kafkasya meselesinin önemli bir yer alacağını gösteriyordu. 24 Ağustos’ta parafe edilen Türk-Rus antlaşmasını tamamlamak için Ali Fuat Paşa ile beraber Moskova’ya Yusuf Kemal ve Dr. Rıza Nur Beylerden oluşan bir heyeti de gönderildi.380

Tiflis’te Türk heyeti ve Gürcistan hükümeti arasından yapılan görüşmelerden sonra, Gürcistan ve Türkiye arasında diplomatik ilişkileri kurma meselesi gündeme getirildi. Gümrü Anlaşmasının imzalanması ve Ermenistan ile sorunun çözülmesinden sonra, Türk tarafı Batum ve Ardahan meselesini tekrar açtı.

Azerbaycan ve Ermenistan’ın Sovyetleştirilmesinden sonra Ankara hükümeti, Bolşevik çemberinde bulunan Gürcistan’ın yakın zamanda Moskova’nın kontrolü altına gireceğini anlıyordu. Bu zamana kadar Gürcistan ile sınır problemini kendi yararlarına çözülmesi için acele ediyordu. Fakat, Ermenistan’ın Sovyetleştirilmesiyle devam edilmiş olan Sovyet yardımının Batum konusundan dolayı tekrar kesilmesini istemeyen Ankara hükümeti, Gürcistan’la daha hafif bir politika yürütmeye karar verdi. Böylece, iki ülke arasında diplomatik ilişkilerin kurulması için faaliyetler başladı.381

Gürcistan ile ilişkileri geliştirmek için Ankara hükümetinin Tiflis temsilcisi Kazım Bey resmen 23 Ekim’de Tiflis Elçiliğine atandı. Kazım Bey Gürcistan hükümeti üyeleri ile görüşmelere devem ederek, farklı dallarda Gürcistan-Türkiye ilişkileri, iki ülke arasında hudut problemleri vs. konularda Gürcü bakanlarla müzakerelerde bulunuyordu. Aynı zamanda, Bolşevik diplomatik temsilciliği ile de ilişkileri kesmedi.

380 M.Svanidze, “Gürcistan ve Türkiye Arasında Diplomatik İlişkilerin Kurulması”, Gürcü Diplomasi Dergisi, cilt 7. Tiflis 2000, s.148

381 Sürmeli, a.g.e. s.602

Tiflis’te Türkiye elçiliğinin açılmasından sonra Gürcistan hükümeti Ankara’da kendi elçiliğinin açılması için faaliyetlere başladı. Gürcistan Diplomatik Temsilciliği daha önce Batum Konferansından sonra İstanbul’da oluşturulmuştu.

İstanbul’un İtilaf devletleri tarafından işgal edilmesinden sonra konsolosluk da açıldı. Gürcistan Diplomatik Temsilcisi K.Gvarcaladze, Konsolos ise İ.Gogolaşvili idi. Temsilcilik, Padişah hükümeti ile beraber İtilaf devletlerin komiserleriyle de sıkı ilişkilerde bulunuyordu ve onlara Gürcistan’da gerçekleşen olaylar hakkında bilgi veriyordu. Gürcistan’ın Sovyet Rusya tarafından işgal edilmesinden sonra, ülkeden kaçan mültecilerin çoğu İstanbul Konsolosluğu yardımıyla Avrupa’ya kaçmayı başardı. Milli güçler tarafından 6 Ekim 1923’de İstanbul’un alınmasından sonra Gürcistan Diplomatik Temsilciliği ortadan kaldırıldı, konsolosluk ise eski Konsolos İ.Gogolaşvili başkanlığında Mültecilerin Yardımlaşma Komitesine çevirildi ve birkaç sene daha çalıştı.382

Fakat, İstanbul hükümetinin güçsüz olmasından ve sadece İtilaf devletleri tarafından işgal edilen bölgelere hükmettiğinden dolayı, Gürcistan hükümeti için Anadolu’da gerçek güç sahibi olan Ankara hükümeti ile ilişkiler daha önemliydi.

Özellikle, Sovyet Rusya tarafından Kafkasya’da aktif politikaya başlanmasından sonra, Türkiye’nin değeri arttı.

1920 Aralık ortalarında Moskova’dan gelen Türkiye Dışişleri Bakanı Bekir Sami Bey, Kuzey Kafkasya ve Baku’yü geçerek Tiflis’e geldi. Gürcistan hükümeti ve Bekir Sami Bey arasında yapılan görüşmelerden sonra, Ankara’da Gürcistan Büyükelçiliği açılmasına kararı verildi. Hükümet kararına göre Gürcistan Ankara Büyükelçisi görevine S.Mdivani tayin edildi. Onunla beraber elçilikte farklı görevlere General Eristavi, A.Çumburidze, D.Şalikaşvili ve Z.Abaşidze atandı.

Gürcü elçilik mensupları, Türkiye Dışişleri Bakanı Bekir Sami Bey ile beraber 27 Aralık’ta Tiflis’ten ayrılıp uzun bir yolculuktan sonra 31 Ocak 1921’de Ankara’ya geldi. Gürcü Menşevik olan S.Mdivani, daha önce Ankara’da Sovyet Rusya Büyükelçi görevine atanmış olan Gürcü Bolşevik B.Mdivani’nin kardeşiydi. İki kardeş aynı ülkede iki farklı devletin elçisi olarak tayin edilmiş bulunuyorlardı.

Dünya diplomasi tarihinde benzer bir emsal görülmez.383

382 R.Dauşvili, “Gürcistan Diplomatik Temsilcilikleri ve Büyükelçilikleri”, Gürcü Diplomasi Dergisi, cilt 8. Tiflis 2001, s.344-345

383 M.Svanidze, “Gürcistan ve Türkiye Arasında Diplomatik İlişkilerin Kurulması”, Gürcü Diplomasi Dergisi, cilt 7. Tiflis 2000, s.149

Gürcistan Büyükelçisi Simon Mdivani, itimatnamesini T.B.M.M. Başkanı Mustafa Kemal Paşa’ya 8 Şubat 1921’de sundu. Görüşme sırasında Mustafa Kemal Paşa ve Büyükelçi S.Mdivani Türkiye ve Gürcistan arasında ilişkileri, bu ilişkilerin gelişmesi ve Gürcistan için Türkiye’nin ve Türkiye için Gürcistan’ın önemleri hakkında beyanlarda bulundurlar.

Böylece, 8 Şubat 1921’de Gürcistan ve Türkiye birbirlerini resmen tanımış ve diplomatik ilişki kurmuş oluyorlardı. Fakat Gürcistan’ın Sovyetleştirilmesinden ve Kars Antlaşmasının imzalanmasından sonra, Gürcistan Demokratik Cumhuriyeti Ankara Büyükelçiliği mensupları Gürcü hükümeti üyeleri gibi Avrupa’ya gitmek zorunda kaldılar.