• Sonuç bulunamadı

Türkiye’deki Eğitim Sendikalarının Görüşleri Bağlamında Eğitimde TKY

A. DÖNÜŞÜMÜN BİR PARÇASI: EĞİTİM

3. Türkiye’deki Eğitim Sendikalarının Görüşleri Bağlamında Eğitimde TKY

belirtilerek, eğitim, öğretim, gençlik alanlarında iyi ölçüde ilerleme kaydedildiği ve Türkiye'nin, Lizbon stratejilerine uyuma devam etmesi gerektiği kaydedilmektedir.120

Son olarak OECD’nin Türkiye’deki milli eğitim sistemine olan etkisine bakıldığında; söz konusu kuruluşun eğitim müdürlüğünün Eğitim Sistemleri Göstergeleri (INES) programı çalışmaları kapsamında hazırlanan Bir Bakışta Eğitim (Education at a Glance) isimli yayını dünyada karşılaştırmalı eğitim göstergelerinin bulunduğu sayılı kaynaklardan biridir ve her yıl düzenli olarak basılan kitapta ülkelerin eğitim sistemleri göstergeleri tüm boyutlarıyla incelenmektedir.121

OECD üyesi bir ülke olarak Türkiye için de Bir Bakışta Eğitim kitabı önem arz etmektedir. Öğrenmenin etkileri ve eğitim kurumlarının çıktılarının, eğitimde finansal ve insan kaynakları yatırımlarının, eğitime erişim, katılım ve ilerlemenin, öğretim ortamı ve okulların organizasyonunun karşılaştırmalı olarak ele alındığı kitap Türkiye’nin OECD üyesi diğer ülkeler arasında eğitim konusunda artı ve eksilerini görebilmesini sağlamaktadır. Bu noktada da Türkiye eksik olduğu noktalarda eğitim sisteminde dönüşüme gitmektedir.

Sonuç olarak, neoliberal politikaların ve piyasa temelli işleyişin uygulanması için gerekli sistemin yaratılmasına çalışan uluslararası kuruluşlar dönüşümün önemli bir ayağı olan eğitim özelinde de faaliyet göstermektedirler.

3. Türkiye’deki Eğitim Sendikalarının Görüşleri Bağlamında Eğitimde TKY

doğru ve mükemmel kabul edilmemekte aksine mevcut sistemi yozlaştırdığı ve eğitimin temel mantalitesine uymadığı için eleştirilmektedir.

Türkiye’de eğitim sisteminde yaşanan dönüşüm ve eğitim anlayışının değişmesiyle ilgili olarak en ciddi eleştiriler eğitim sendikaları tarafından yapılmaktadır. Her eğitim sendikası tarafından konuyla ilgili yorum ve değerlendirmeler yapılmaktadır. Ancak her sendikanın açıklamasına yer vermek tez kapsamında mümkün olmadığı için Türkiye etkili olan Kamu Emekçileri Sendikası Konfederasyonu (KESK)’na bağlı Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) ile Memur Sendikası Konfederasyonu (Memur-(Eğitim-Sen)’na bağlı Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim-Bir-Sen)’in TKY’nin eğitim alanına uyarlanmasına yönelik eleştirileri detaylı bir şekilde ele alınacaktır.

Eğitim-Sen’in bakış açısına göre ilk olarak sorun “kalite” kavramının kendisinden kaynaklanmaktadır. Zira eğitim söz konusu olduğunda kullanılması gereken tanım piyasa mekanizmasının tanımı olan ve satıcı-müşteri ilişkisi çerçevesinde tanımlanan kalite değil “nitelikli eğitim” olmalıdır. Kaliteyi belirleyen piyasanın temel aktörü olarak kabul edilen müşteriler ve onların istekleriyken, nitelikli eğitimin temelinde toplumun gelişim içindeki en önemli dinamiklerinden olan çocuk ve gençler başta olmak üzere tüm halkın bağımsız, demokratik ve özgür bir toplum olabilmesi yatmaktadır.122

TKY’nin kalite kavramı müşteri memnuniyetini temel alan ve nitelikli kamusal eğitim ile bağdaşması mümkün olmayan bir kavramdır. Müşteri, piyasada mal ve hizmeti satın alan kişiyi tanımladığından, her yurttaşın hakkı olan eğitim hakkı satın alınabilir veya satın alınması gereken bir meta olarak kabul edilmektedir. Okullarda eşit, bilimsel esaslara dayalı, demokratik, nitelikli bir eğitim anlayışı yerleştirmek yerine dayanışmadan çok rekabete dayanan, bireycili özendiren, piyasa ilişkileri içinde bir meta haline getirilmek istenen eğitim anlayışının yerleştirilmesine çalışılmaktadır…

… TKY özelleştirmeye hizmet eden, esnek çalışmayı getiren, karlılık, rekabet ve müşteri memnuniyeti üzerine kurulmuş bir sömürü sistemidir. Karlılığı getirmektedir, çünkü esnek çalışmayla birlikte daha yoğun iş daha az ücret sağlanmakta, işin mali yükü

122 http://www.egitimsen.org.tr/down/egitimnotu03.doc, (25.03.2009), “Eğitimde Toplam Kalite Yönetimi Aldatmacası”, Erkan Aydoğanoğlu.

öğrencinin, dolayısıyla velinin üstüne kalmaktadır. Rekabeti getirmektedir, çünkü, oluşturulan ekipler içindeki öğretmenler artık birbirinin rakibi haline gelmektedir…

…TKY ile hedeflenen performansı düşük olan eğitim emekçilerinin “objektif kriterler” çerçevesinde kapı dışarı edilebilmesidir. Performans değerlendirmesi iş güvencesini ortadan kaldıran, ücret eşitsizliğini arttıran, çalışan sayısını azaltan ve sendikal örgütlülüğü güçsüzleştiren bir uygulamadır…123

Memur-Sen’e bağlı Eğitim-Bir-Sen’in TKY’nin niçin MEB’e bağlı okullarda uygulanamayacağına yönelik eleştirisi ile ilgili olarak yayımladığı yazısı ise konuya farklı bir açıdan yaklaşmaktadır. Eğitim-Bir-Sen’e göre TKY çok kapsamlı bir yönetim sistemidir ve bu nedenle de profesyonellik ve emek gerektirmektedir. TKY mantık olarak başarılı bir yönetim sistemidir; ancak sadece özel sektörde kullanılması mümkündür. TKY’nin MEB okullarında kullanılması durumunda sistemin tıkanmasının nedeni de esasen TKY’nin kendi içindeki sıkıntılardan daha çok devlet kurumlarının işleyiş yapısından kaynaklanmaktadır.124

Eğitim-Bir-Sen’e göre MEB okulları kar amaçlı okullar değildir ayrıca devlet kurumu olmalarından dolayı kendi yardımcısını, öğretmenini, memurunu, hizmetlisini donanımını ve ders araçlarını seçemediği gibi kendi bütçesini de oluşturamamaktadır. Bu şartlar altında da özel sektörde ortaya çıkmış olan TKY anlayışının uygulanmaya konulması mümkün değildir. TKY’nin okullarda uygulanmasının tek yolu özelleştirmedir; ancak bunun gerçekleşmesi de çok daha büyük sorunlar doğuracağı için TKY sistemi okullarda uygulanmaz.125

Sonuç olarak eğitim sendikalarının farklı bakış açılarıyla da olsa MEB’e bağlı okullarda TKY uygulamasına karşı oldukları açıkça görülmektedir. Sendikalara göre teoride mükemmelliği getirmesi beklenen ve MEB tarafından TKY Uygulama Projesi kapsamında çalışmalarına başlanan sistem hem tüm vatandaşların hakkı olan eğitim alma hakkıyla bağdaşmadığı hem de kamudaki eğitim sisteminin geneline aykırı birtakım uygulamalar gerektirdiği için başarıya ulaşamayacaktır. TKY'nin

123 http://www.egitimsen.org.tr/down/egitimnotu03.doc, (25.03.2009), “Eğitimde Toplam Kalite Yönetimi Aldatmacası”, Erkan Aydoğanoğlu.

124 Zekeriya Soydaş, “Devlet Okullarında Toplam Kalite Yönetimi Uygulanabilir mi?”, Eğitime Bakış, Yıl:5, Sayı:13, s. 62.

125 a.k., s.63.

eğitim uygulamasındaki zihniyet, öğrenci odaklı eğitim söylemi altında, öğrenciyi ve velisini bir müşteri, okulu üretim yapan bir fabrika, öğretmeni tedarikçi ve okul yöneticilerini de pazarlamacı olarak gören sisteme dönüştüğü takdirde Anayasa'daki

"herkese eşit-parasız eğitim hakkı" ilkesi çiğnenmiş olacak ve “parası olan okur”

mantığının yerleşmesiyle birlikte eğitim özelleştirilmeye başlanacaktır. Oysa amaçlanması gereken eşitlik kavramıyla şekillenen, sürekli, demokratik, ‘yurttaş’ın anayasal hakkı olan ve toplumsal faydayı arttırmayı amaçlayan bir eğitim sistemi yaratılmasıdır.126

B. TÜRKİYE’DE PERSONEL SİSTEMİNDE TEMEL DÖNÜŞÜM ALANLARI

Türkiye’de kamusal alanın yeniden yapılandırma sürecine 24 Ocak 1980 kararları ile girilmiş olmakla beraber esas çalışmalar 1990’lı yıllarda başlamıştır.

Özellikle merkezi yönetimin “aşırı büyüklüğü”, “kadroların şişkinliği” ileri sürülerek sık sık devletin hantal bir yapıya sahip olduğu belirtilmiş ve Türk kamu yönetimi sisteminin dönüşümü talep edilmiştir.

Söz konusu çalışmaların doğal olarak Türk kamu yönetimi alanında birtakım somut yansımaları olmuştur. Tez kapsamında ele alınan ‘personel yönetimi’

açısından kamu yönetimi anlayışındaki değişimin, dış yönlendirmelerin de etkisiyle kendini gösterdiği kavramlar; kamu personel yapısının kariyer sınıflandırmasından iş sınıflandırmasına kayması, kadrolu personelin yerini sözleşmeli personelin almaya başlaması, devlet memurluğunda maaş yerine ‘performansa dayalı ücretlendirme’nin tercih edilmesi ve kamu çalışanının “vatandaşı” “müşteri” olarak algılamaya başlamasıdır.

Bir önceki bölümde açıklandığı üzere uluslararası kuruluşlar Türkiye’de kamu yönetiminin dönüşümünü tetiklemekte ve hatta bir bakıma zorunlu kılmaktadırlar. Ayrıca yeni bir yönetim anlayışı olarak kamu yönetiminde TKY uygulamalarının ağırlık kazanması birtakım yeni personel yönetimi kavramlarının ve anlayışının Türkiye’de kullanılmaya başlanmasına neden olmaktadır..

126 Ankara Üniversitesi, Gamze Yücesan Özdemir’in 2006-2007 öğretim yılında vermiş olduğu

“Kamu Yönetiminin Geliştirilmesi” isimli Yüksek Lisans Ders Notlarından.

Bu bağlamda Türkiye’de birtakım yasa tasarıları hazırlanmakta ve istenilen değişiklikler yapılmaya çalışılmaktadır. Genel olarak kamu yönetimi reformu ile ilgili olarak yapılan en temel hazırlık ‘Kamu Yönetimi Temel Kanunu Tasarısı Taslağı’ olmakla birlikte personel ile ilgili olan alanlar da ‘Kamu Personel Kanunu Tasarısı Taslağı’ 127 ile şekillendirilmektedir. Söz konusu Tasarı Taslağı ile Türkiye’den beklenen değişikliklerin yapılmasının önü açılmakta ve değişime hukuki temel oluşturulmaktadır. Bu nedenle söz konusu Tasarı Taslağı çerçevesinde Türkiye’de ortaya çıkan yeni kamu personel yönetimi kavramlarını incelemek yararlı olacaktır.