• Sonuç bulunamadı

Türkiye’de Vergi Yükünün Kayıt Dışı İstihdama Etkisi

2. KAYIT DIŞI İSTİHDAM…

1.1. VERGİ YÜKÜNÜN KAYIT DIŞI İSTİHDAMA ETKİSİ

1.1.4. Türkiye’de Vergi Yükünün Kayıt Dışı İstihdama Etkisi

Türkiye, 1990’lı yıllardan itibaren ekonomideki yapısal sorunlar, hızla artan kamu açıkları ve borç yükü ile birlikte istikrarsız bir ekonomik yapıya sahip olmuş ve kısa aralıklarla yaşanan ekonomik krizler ile mücadele etmek zorunda kalmıştır. Bu dönemde sosyal güvenlik gibi yapısal sorunların çözümünde adım atılamaması, yüksek enflasyon, özelleştirmede hedeflenen düzeylerin çok gerisinde kalınması kamu açıklarının hızla artmasına yol açmış; artan kamu açıklarının borçla finansmanı ise, borç yükünün ve faiz ödemelerinin kamu harcamaları içerisindeki payının üst seviyelere çıkmasına neden olmuştur. Uygulamaya konulan ekonomik istikrar programlarında öncelik kamu finansman ihtiyacının azaltılmasına verilmiş, bunun sağlanması için temel politika araçlarından biri olan vergi gelirlerinin artırılması yoluna gidilmiştir.154 Vergi gelirlerinin artırılması kayıtlı olan mükelleflerin üzerindeki vergi oranlarının ve vergi kalemlerinin artırılması ile mümkün olmuştur. Öte yandan, tüketim vergilerine de daha fazla ağırlık verilmeye başlanmıştır. Bütün bunlar alt gelir grubu üzerindeki vergi yükünün artmasına yol açmıştır.

Türkiye’de vergi yükünün ağırlığı ücretli ve stopaj yoluyla vergilendirilenler üzerine kaymıştır. Ücretlilerin ve stopaj yoluyla vergisini ödeyenlerin vergi kaçırma gibi bir şansları bulunmamaktadır. Ücretlilerin vergisi maaşlarını almadan kesilmekte, stopaj yoluyla vergilendirilenlerde ise vergi kaynaktan kesildiğinden vergi kaçırma durumu söz konusu olmamaktadır. Vergisini beyan yoluyla ödeyenler ise vergi kaçırabilmektedirler.

Türk Vergi Sistemi’nde gelir vergisi artan oranlı olarak uygulanmaktadır. Yani, geliri yüksek olanın tabi olacağı gelir vergisi oranı daha yüksek olmaktadır.

      

154 DPT, Dokuzuncu Kalkınma Planı (2007 - 2013), Vergi Özel İhtisas Komisyonu Raporu, s. 11.

74 Tablo 12: Gelir Vergisi Tarifesi (2013)

Gelir Seviyesi %

Oran

10.700 TL' ye kadar %15

26.000 TL' nin 10.700 TL'si için 1.605 TL, fazlası %20 60.000 TL'nin 26.000 TL' si için 4.665 TL (ücret gelirlerinde 94.000 TL'nin 26.000 TL' si için 4.665 TL), fazlası

%27

60.000 TL' den fazlasının 60.000 TL'si için 13.845 TL (ücret gelirlerinde 94.000 TL' den fazlasının 94.000 TL' si için 23.025 TL), fazlası

%35

Kaynak: http://www.gib.gov.tr/index.php?id=1413, (Erişim: 07.05.2013).

Tablo 12’de, Türkiye’de 2013 yılında uygulanan gelir vergisi tarifesi verilmiştir.

Gelir seviyesine göre oranlar %15-%35 arasında değişmektedir. Geliri yüksek olan gerçek kişilerin tabi olacakları gelir vergisi oranı daha yüksek olmakla beraber ilk dilime girecek mükellef sayısı fazla olduğu için vergi gelirlerinin çoğu ilk dilim üzerinden alınmaktadır.

Bu durum, her ne kadar vergi adaletini sağlamaya yardımcı olsa da vergi gayretini155 azaltmaktadır. Öte yandan, gelir seviyesi yükseldikçe vergi oranlarının artması kayıt dışına yönelmeye neden olabilmektedir.

İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası (İSMMMO)’nın “Türkiye Vergi Profili” araştırması raporuna156 göre, Türkiye'de 10 ücretli 1 şirketten daha fazla vergi ödemektedir.

Tablo 13: Türkiye’de Ücretlilerin Ödediği Vergiler (2010)

Grubu Sayısı Ödenen Vergi (TL)

Asgari Ücretli 4 milyon 738 bin 5 milyar 38 milyon Diğer Ücretliler 2 milyon 12 bin 22 milyar 649 milyon

Dev Firmalar 100 Büyük 12 milyar 350 milyon

Tüm Şirketler 652 bin 22 milyar 855 milyon

Kaynak: İSMMMO, a.g.e., s. 370.

      

155 Vergi gayreti, bir ülkede bulunduğu tahmin edilen vergi kapasitesi ile fiili vergi hasılatı arasındaki oransal ilişkidir.

156 İSMMMO, 2011 Yılı Faaliyet Raporu, s. 370-373,

http://archive.ismmmo.org.tr/docs/yayinlar/kitaplar/FaaliyetRaporu2011/11_15%20türkiyenin%20vergi%

20profil%20arastirmasi.pdf, (Erişim:10.07.2013).

75 Söz konusu rapora göre, 2010 yılının tamamında 4 milyon 738 bin asgari ücretli ortalama 1.063 TL vergi ödeyerek, kamunun kasasına 5 milyar 38 milyon TL kaynak aktarmıştır. Böylelikle asgari ücretli aralarında dev şirketlerin bulunduğu, Türkiye’de 2010 yılında en fazla kurumlar vergisi veren 100 firmanın 90’ının toplamı kadar vergi ödemiştir.

22 milyar 649 milyon TL vergi ödeyen diğer ücretliler ise, asgari ücretlilerle beraber, toplamda 12 milyar 350 milyon TL vergi ödeyen 100 firmanın iki katından fazla vergi ödemiştir. Ücretlilerin toplam ödediği vergi, tüm şirketlerin ödediği vergi miktarını aşmıştır. Buna göre yaklaşık 6 milyon 750 bin ücretli, 652 bin şirketten daha fazla vergi ödemiştir.

Rapora göre, toplam servet, gelir ve sermaye karlarından elde edilen verginin yüzde 43’ünü ücretliler ödemiştir. Oysa OECD ülkelerinde 9 ülke asgari ücrete vergi uygulamazken, 6 ülkede vergi oranı yüzde 10’un altındadır. Türkiye yüzde 15’lik vergi oranı ile asgari ücretliden en fazla vergi alan ülke durumundadır.

Raporda, Türkiye’nin gelir, kar ve sermaye kazançlarından elde edilen dolaysız vergilerin milli gelire payı bakımından, kayıt dışı ekonominin de etkisiyle yüzde 5,8 ile OECD ortalamasının yarısına bile ulaşamadığına yer verilmektedir. Mal ve hizmetlerden alınan vergilerin milli gelire oranı bakımından Türkiye 33 ülke arasında 17. sırada bulunurken, gelir, kar ve sermaye kazançları üzerinden alınan vergilerde ise bir tek Meksika’yı geçerek 32. sırada yer almaktadır.

Türkiye’de toplam vergi yükü yüksek olmamakla birlikte bu yükün adaletsiz dağılımı, birçok mükellef tarafından kayıt dışılığın nedenlerinden biri olarak görülmektedir. Mükellefler ödedikleri verginin yüksek olmasının gelirlerinin büyük ölçüde devlete kaymasına, sermayelerinin azalmasına neden olacağı görüşündedirler. Bu durumun ticari faaliyetlerinin büyümesine engel olacağını düşündüklerinden kayıt dışına yönelebilmektedirler 157 Bu tip kayıt dışı işyerlerinde çalışan kişiler de doğal olarak kayıt dışı istihdamın bir parçası haline gelmektedir.

Öte yandan, Türkiye’de kayıt dışı faaliyetlerin artması fiili vergi tabanını daralttığından, bütçe açıklarının kapatılması düşüncesi ücretliler gibi stopaj yoluyla vergisini ödeyen ve vergi kaçırma imkanı olmayan mükelleflerin vergi yükünün artmasına yol açmaktadır. Bu durum, kazançlarının büyük kısmını vergi, sigorta primi vb. mali yükümlülüklere ayırmak istemeyen çalışanları kayıt dışı kalmaya zorlayabilmektedir.

      

157 DPT, Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, Kayıt Dışı Ekonomi Özel İhtisas Komisyonu Raporu, s. 33.

76 Ayrıca, kayıt dışı istihdamın önemli bir nedeni olan ve istihdam vergileri olarak da adlandırılan bu yükümlülükler ülkenin iç ve dış pazarlardaki rekabet gücünü olumsuz şekilde etkilemektedir.158 Ülkemizdeki yüksek işsizlik oranı ve kalifiye olmayan işgücünün fazlalığı, iş gücü maliyetinin yüksekliği karşısında işvereni kayıt dışı istihdama yöneltebilmektedir.

1.2. DOLAYLI VE DOLAYSIZ VERGİ YAPISININ KAYIT DIŞI İSTİHDAMA