• Sonuç bulunamadı

TÜRKİYE VE ALMANYA EĞİTİM PROGRAMLARININ KARŞILAŞTIRILMASI KARŞILAŞTIRILMASI

2. BÖLÜM : ANADİLİ ÖĞRETİMİ VE EĞİTİM PROGRAMLARI PROGRAMLARI

2.3. TÜRKİYE VE ALMANYA EĞİTİM PROGRAMLARININ KARŞILAŞTIRILMASI KARŞILAŞTIRILMASI

görseller aracılığıyla başkalarına aktarması da bu alan içinde ele alınmıştır ve görsel sunu şeklinde tanımlanmıştır.

2.3. TÜRKİYE VE ALMANYA EĞİTİM PROGRAMLARININ

programın genel hedefleri doğrultusunda, genellikle bir disiplin ya da çalışma alanı ile ilgili öğretim programlarını yönlendirmek amacıyla hazırlanır” (Erden, 1993:20).

Genel ve özel hedefler eğitim programlarının en önemli unsurlarından biridir.

Özellikle hedefe dayalı değerlendirme yapılırken hedefler bir ölçüt olarak kullanıldıklarından doğru yazılmaları ve saptanmaları büyük önem taşır. “Özel hedefler öğrenme yaşantılarının seçilmesine ışık tutarken, değerlendirme işinde de ölçütler takımı gibi iş görürler. Eğitimin gerçekleşebilmesi, bir başka ifadeyle öğrencide istendik davranış değişmesinin oluşabilmesi için uzak; genel ve özel hedeflerin birbiriyle tutarlı olması, birbiriyle çelişmemesi beklenir” (Bilen, 1993:3).

Eğitim programının yukarıda belirtilen genel ve özel hedefleri değerlendirilirken, programın hedeflerinin yerindeliği, öğrenme eksikliği ya da güçlüğü bulunup bulunmadığı sorgulanmalıdır. Erden (1993), bu amaçla aşağıdaki soruların program değerlendirirken sorulması gerektiğini vurgulamaktadır:

1. Hedefler toplumun beklenti ve gereksinimlerine uygun mu?

2. Hedefler öğrenci gereksinimlerine uygun mu?

3. Hedefler konu alanının özelliklerine uygun mu?

4. Hedefler birbirleriyle tutarlı mı?

5. Hedef tümceleri yeterince açık mı?

6. Hedefler gerçekleşebilecek nitelikte mi?

Eğitim sürecinde kazandırılacak davranışların çok, çeşitli ve karmaşık olması, davranışlarda sınıflamanın yapılması gereğini ortaya çıkarmıştır. Amerika’da bir grup eğitimci tarafından bu amaçla yapılan sınıflama üç grupta toplanmaktadır; bilişsel yeterlikler, duyuşsal özellikler ve devimsel beceriler. Sönmez (1999), bu sınıflamaya sezgisel alanı da katmıştır. Tüm bilim alanlarındaki hedeflerin öğrenme ilkelerine göre, yani basitten karmaşığa, kolaydan zora, bilinenden bilinmeyene, birbirinin önkoşulu olacak şekilde ifade edilmesi literatürde hedeflerin (amaçların) aşamalı sıralanışı olarak

ifade edilmektedir. Bu alanlar kendi içerisinde basamaklara ve her basamak da alt sınıflara ayrılmıştır.

“Bilişsel yeterlikler, bilgiyi tanıma, hatırlama, onun üzerinde akıl yürütme;

kavramlar, genellemeler, kuramlar vb. oluşturma ve bunları denetleme gibi süreçlerde kendini gösteren yeterliklerden oluşan bir alanı tanımlamaktadır. Bilişsel yeterlikler basitten karmaşığa doğru bilgi, kavrama, uygulama, çözümleme, bireşim ve değerlendirme şeklinde alt basamaklara ayrılmıştır.

Duyuşsal özellikler, ilgi, tutum ve özkavramı gibi adlarla anılan duygu ve eğilimlerden oluşan gözlenebilir alanı kastetmektedir ve alma, tepkide bulunma, değer verme, değerleri örgütleme ve bir değerler bütünüyle nitelendirme basamaklarından oluşur. “Büyüklere saygı, yurt sevgisi, ulusal ülkülere bağlılık, öğrenme ilgisi, kendine güven, güçlüklerden yılmama, başkalarına ve değişik fikirlere karşı hoşgörü, temizlik ve düzen konusunda titizlik gibi insan özellikleri bu gruptandır.... Duyuşsal özelliklerin doğası ve gelişimi açıkça bilinmediğinden, bunlarla ilgili hedeflere eğitimle nasıl ulaşılabileceği ve bu tür hedeflere ulaşmanın nasıl denetim altına alınabileceği pek iyi bilinmemektedir” (Özçelik, 1992:28).

Devimsel (psiko-motor) alan ise organların tek tek ve toplu hareketleriyle ilgili becerilerinden oluşan devimsel özelliklerdir. Bu alanın alt basamakları algılama, kuruluş, kılavuzlanmış etkinlikler, mekanizma, karmaşık dışa vuruş, uyum ve yaratmadır” (Ertürk 1984, Bilen 1993, Erden 1993, Özçelik 1992, Doğan 1997).

Amaçların yukarıdaki şekilde bilişsel, duyuşsal ve devimsel boyutunu bir çok alana uygulamak olasıdır. Örneğin dil (anadili veya yabancı dil) öğretiminde, bir dilin dilbilgisi, sözcük, yapı ve anlama dönük bilgileri bilişsel alanın, çocuğun dile ve dil öğrenimine karşı ilgi ve tutumu duyuşsal alanın, dil becerileri (konuşma, dinleme, okuma ve yazma) de devimsel alanın içerisinde ele alınır. Hedefler programlarda yerini alırken bu sınıflamalar göz önünde bulundurulmalıdır.

Eğitimde hedefler belirlenirken bazı ölçütler göz önünde bulundurulmalıdır.

Eğitimin hedefleri kaynağını, toplumun kültüründen, felsefesinden ve

gereksinimlerinden alır. Ertürk (1984), hedeflerin gerekli nitelikleri arasında öğrenci davranışına dönüklük, genellik ve sınırlılık, açık-seçiklik ve bir de içerik ile kenetlilik özellikleri bulunduğunu belirtmektedir. Demirel (2005:109), hedeflerde bulunması gereken nitelikleri şöyle açıklamaktadır:

1. Hedefler, öğretmenin değil, öğrencinin neler yapması gerektiğini söylemelidir.

2. Hedefler, öğrenme sürecine değil, öğrenme ürününe dönük olmalıdır.

3. Hedefler, öğrenme ürününü gösterecek nitelikte olmalıdır.

4. Hedef, içeriğe değil öğrenme ürününe dayalı olmalıdır. Konu başlıkları öğretim hedefini söylemez.

5. Hedef, tek tip öğrenme ürününü söylemelidir.

6. Hedef, öğrencilerin kazanacağı davranışları gösteren bir eylemle ifade edilmelidir.

Yukarıda da belirtildiği gibi, hedefler konu başlıkları şeklinde değil, gözlenebilir, ölçülebilir davranışlar şeklinde ifade edilmelidir. Çünkü bu nitelikleri öğrencilerin kazanıp kazanmadığı gözlenebilmeli ve ne kadar kazandığı ölçülmelidir. Eğitim programlarının etkililiği ancak bu şekilde anlaşılabilir. Her iki ülkenin eğitim programlarının hedefler bölümü aşağıda irdelenmeye çalışılmıştır.

Öğrencilerde başarı beklentisinin betimlenmesi için başarı modellerinin gelişmesi, Almanya’da henüz yeni başlamıştır. Biçimlendirilmiş başarı alanları ve başarı beklentileri, ders deneyimleri ve deneysel derslere dayandırılarak düzenli bir şekilde kontrol edilmek / ölçülmek ve sürekli geliştirilmek zorundadır.

Almanca eğitim programının hedefler bölümünde, dilsel davranış becerilerinin gelişmesi için yazı dilini öğrenmenin ayrı bir anlamının olduğu yer almaktadır. Yazı dilini sağlam bir şekilde edinebilmek için her öğrenciye uygun olan öğrenme ortamları hazırlanır. Okuyabilmek ve yazabilmek, öğrencilerin kendi değişik olanaklarıyla araçlardan ehil olarak ve kendi başlarına yararlanabilmeleri için ön şartlardır. Temel okuma ve yazma yeteneklerinin kazanılmasından yola çıkarak, okuma ve yazma

ilgilerinin ve hedefe yönelik stratejilerin öğrenilmesi de söz konusudur. Dilsel yeteneklerin geliştirilmesi için, dil becerisi, yöntem becerisi, sosyal beceri ve bireysel beceri sıkı bir ilişki içinde geliştirilmelidir.

Mesleki Beceri (Dilsel beceri), öğrencilerin temel eğitimin sonunda anlaşılır bir şekilde bağlam içerisinde sözlü ve yazılı olarak ifade edebilmelerini kapsamaktadır.

Onlar diğer insanların dilsel ifadelerini inceler ve tartışırlar. Onlar iletişim şartlarını tanır ve dikkate alırlar. Dil davranışlarının etkilerini ölçütler aracılığıyla yansıtırlar. Değişik dilsel oluşum araçlarını tanır ve onları duruma uygun kullanırlar. Konuşmada, okumada, yazmada ve dinlemede içerikleri anlarlar ve önemli düşünceler ve bağlantılar oluştururlar. Kendileri metin yazarlar, onları takdim ederler ve burada çok yönlü metin biçimlerinden yararlanırlar. Metin türlerini birbirinden ayırırlar. Dil ve doğru yazma kurallarını tanır ve onlara uyarlar ve dilin oluşumu ve yapısı hakkındaki bilgilere sahiptirler. Mesleki terimleri anlarlar ve onları dil tasvirlerinde ve araştırmalarında kullanırlar.

Yöntem becerisi içerisinde, öğrencilerin dil öğrenmede çeşitli çalışma teknikleri ve öğrenme stratejilerini geliştirmeleri ve bunlardan yararlanmaları yer almaktadır. … Öğrenciler kendi yazma biçimlerine ve amaçlarına uygun olarak çeşitli yazma biçim ve yardımlarından yararlanır ve kendi metinleri için giderek sorumluluk alabilirler. Amaçlı olarak bilgileri sorar ve buna göre metinlerde, kitaplarda ve dijital araçlarda bunları ararlar ve bu bilgileri kullanırlar. Metinlerin anlaşılması için okuma stratejilerinden yararlanırlar ve dilin yansıtılmasındaki süreci tanırlar. Okuma, yazma ve doğru yazma sırasında etkin alıştırma ve kendini kontrol için metotları tanırlar ve sözlüklerden yararlanırlar.

Sosyal beceriler dil davranışları ile sıkı sıkıya bağlıdır. Bu, aynı zamanda dil davranışları aracılığıyla yönlendirilir. (Bir arkadaşla, bir grupla yada bir grup önünde) anlaşmak her zaman sosyal bir durumu biçimlendirme anlamına da gelir. Öğrenciler söz konusu iletişim kurallarını geliştirir, onlara uyar ve başkalarını dinleme, konuşmasını eşlerine dayandırma davranışlarını yansıtır ve onların katkılarına açık olurlar.

Öğrencilerin metinlerin yazılmasında da, doğrudan hedefe yönelik olduklarını

gösterirler. Değişik duygulara, deneyimlere ve fikirlere açıktırlar, farkları betimlerler ve uzlaşmacı olurlar. Ortak çalışma şekillerinde öğrenciler kendi çalışma biçimini ve düşüncelerini ayarlar, uzlaşmalarını devam ettirirler ve uzlaşmacıdırlar. Başkalarının davranış ve başarısını ciddiye alır ve değerli katkılar yapabilir.

Bireysel beceriler, Almanca dersinde kendi ve başkalarının düşünce, deneyim ve öğrenme yollarının algılanması ve yansıtılması aracılığıyla gelişir. Konuşmada, yazmada ve okumada öğrenciler duyguları, deneyimleri ve düşüncelerini algılarlar, bildirirler ve yansıtırlar. Onlar değişkenlerle görüşlerini ortaya koyarlar ve görüş farklılıklarına açıktırlar. Öğrenme süreçleri ve dil davranışları için giderek sorumluluğu alırlar.

Düşüncelerini ortaya koyarlar ve kendi sınırlarını açıklama cesaretleri vardır. Öğrenciler kendi öğrenme ilgilerini tanırlar ve onları geliştirmeye devam ederler. Gerçekçi öğrenme amaçlarını bulur ve kendi çalışma süreçlerini organize edebilir, betimleyebilir ve ölçütler sayesinde değerlendirme yapabilirler. Onlar hatalarla yapıcı bir şekilde uğraşma, gerektiğinde başka çözüm yolları aramak ve yardım kabul etme konumundadırlar.

Değişik öğrenme stratejilerini, çalışma tekniklerini ve alıştırma yöntemlerini tanırlar ve bunlara uygun yaşantıları / olayları seçerler.

İlkokul programında hedef davranışlar, 1.-2., 3.-4. ve 5-6. sınıflar birlikte verilmiştir. Araştırma 3. ve 5. sınıfı kapsamaktadır, ancak Almanca dersinin hedefleri iki yıllık olduğu için (2., 4. ve 6. yılın sonundaki hedefler şeklinde), söz konusu hedef davranışlar, 4. sınıfın sonunda ve 6. sınıfın sonunda olmak üzere iki bölümde verilmiştir.

Aşağıdaki normlar (hedef davranışlar) ilkokulun 4. ve 6. sınıfının sonunda öğrencilerin öğrenmeye başarılı bir şekilde devamını sağlamak için kazanmak zorunda oldukları başarıları tanımlamaktadır.

Tablo 2: Almanca Eğitim Programında 4. ve 6. Sınıf Sonu Hedefleri

4. YILIN SONUNDAKİ HEDEF