• Sonuç bulunamadı

43

44

3,5 milyon dolarının ise maden makine ve teçhizatlarına harcanması yönündeydi.

Başbakan adına Maliye Bakanının başkanlık ettiği komiteye diğer bakanlıklardan da çeşitli isimler katılmıştı.155

Amerikan kredisinin Temmuz’da yapılan anlaşmaya göre “transfer garantileri”

hakkında hükümetin görüşlerini almak için Amerikalı iktisatçı Nebolsine, Maliye Bakanı Şevket Adalan’la görüşmek üzere Ağustos 1948 tarihinde Türkiye’ye gelmişti.156 Amerikan hükümetince Marshall Planı çerçevesinde yapılan yardım ve Truman Doktrini gereğince yapılan askeri yardım dışında Ankara hükümetinin aradığı mali yardımın isimlerini belirtmediği bazı Amerikan firmalarınca karşılanmak üzere müracaat ettikleri dönemin Maliye Bakanlığı Müsteşarı tarafından söylenmişti. Bu firmaların vereceği kredilerin bir kısmı Amerikan hükümeti tarafından garanti edilmiş bir kısmı ise edilmemişti. Bu kredilerin kapsamı ise liman, yol inşaatları, maden işletmeleri ile zirai alandaki kalkınmaları desteklemek amaçlı olmuştu.157 Marshall planı dâhilinde Amerika’nın yaptığı mali yardım ve kredilerin dışında başvurulabilecek Amerikan hükümeti destekli Amerikalı firmaların kredileri ile ilgili dönemin Maliye Müsteşarı şu açıklamayı yapmıştı:

“Amerika hükümetinin Marshall plânı gereğince yaptığı yardım ile Truman doktrini gereğince yaptığı askeri yardım ve bir de beynelmilel Para Bankasının kredi yardımından başka Amerika tarafından yeniden mali bir yardım için henüz temaslar yapılmış değildir. Fakat bazı büyük Amerika firmaları hususî surette hükümetimize müracaat ederek memleketimizin kalkınmasında sarfedilmek üzere

155 Yeni Sabah gazetesi, 27.07.1948.

156 Ulus gazetesi, 12.08.1948.

157 Yeni Sabah gazetesi, 08.09.1948

45

krediler teklif etmektedirler. Bu kredilerin bir kısmı Amerika hükümetinin garantisi altındadır. Bir kısmı da garantisizdir.”158

ABD, Avrupa’ya yapılan yardımların kontrolü için “olağanüstü büyükelçi” olarak Harriman’ı tayin etmişti. Ayrıca devletlere gönderilen elçiler bulunmaktaydı. Türkiye’ye Amerikan Ticaret Bakanlığı tarafından Russell Dorr gönderilmişti.159 17 Ekim 1948 tarihinden 30 Haziran 1948 tarihine kadar olan süre için tahsis edilen 50 milyon doların kullanımı da Ortaelçi rütbesiyle gelen Dorr tarafından denetlemesi planlanmıştı.160

Dorr, yapılan mali yardım hakkında bazı açıklamalarda bulunmuştu. Sistem başta borç alan millete borç veren milletten mal satın alabilmesi için dolar tahsis etmekken, yeni düzenlemeyle kredi açan milletin aldığı dolarla, dolara karşılık kendi parasıyla hesap açmasıydı. Kredi alan devlet mal satın alabilmek için bu hesaptan para çekecekti. Bu planın özü itibariyle para çeken devlet Batı Yarımkürede mal satın alabilmek için dolar kullanacaktı. Dorr’a göre bu planla Avrupa’daki ticaret canlanacaktı.161

Bu planın Türkiye’deki uygulaması ise;162

1. Türkiye Amerika’dan kredi olarak 50 milyon dolar alacaktı.

2. Türkiye, plana iştirak eden diğer memleketlerin kanuni parası olarak 8.8 milyon dolar haddine kadar tekabül eden mal almak hakkına sahip olacaktı.

3. Türkiye, Amerika’dan aldığı borcun (19.7 milyon) dolarlık kısmını ödeyecek ve plan iştirak eden diğer memleketlerden o memleketlerin kendi paraları üzerinden aldığı (8,8 milyon) doları da Türk mahsulleri üzerinden yapılacak ticari muameleler için, bu memleketler emrine (79.8 milyon) Türk lirası tahsis etmek suretiyle karşılayacaktı.

158 Akşam gazetesi, 08.09.1948.

159 Ulus gazetesi, 20.10.1948.

160 Ulus gazetesi, a.g.g.

161 Ulus gazetesi, 23.11.1948.

162 Ulus gazetesi, a.g.g.

46

4. Bu suretle, Türkiye, dolarla muamele yapmayan bölgelere (79.8 milyon) Türk lirası değerinde mal ihraç ederek 50 milyon dolarlık borcun ödenmesi sırasında 28.5 milyon dolar kazanmış olacaktı.

5. Çok taraflı ticaret ve çeşitli mahalli paralarla yapılan tediyeler bu suretle teşvik edilmiş olacak ve normal ticaretin tekrar kalkındırılması temin yolunda terakkiler kaydedilmiş olacaktı.

Marshall yardımının 1952 yılında sona ermesinden sonra, yardım gören bazı ülkelerin özel sermayenin devam edebilmesi için Amerika’nın planı, özel sermaye ile yatırımda rol alarak bu memleketlerde kalkınma hamlelerinin devamını sağlamaktı.163 Yardım alan devletin iktisadi kalkınması için önayak olunduğunu söyleyen Avrupa İktisadi İşbirliği idaresi istişare meclisi üyelerinden M. Eric Johnston, bu dönemin devamının Amerikan özel sermayesinin bu ülkelerde iktisadi rol oynaması ile gelişip devam edeceğini ifade etmişti.164 Johnston, Amerikan firmalarının yardım alan ülkelerde faaliyet gösterebilmesi için yatırılan sermayenin devletleştirilmemesinin garantisini Amerikan hükümetinin vermesi gerektiğini savunmuştu. Ayrıca yatırılan sermayenin o ülkenin tabi olduğu adil olmayan vergilerden muaf olabilmesi için Amerikan hükümetinin yardım alan ülkeyle anlaşma imzalaması gerektiğini sözlerine eklemişti.165

Yabancı sermayenin Amerikan yardımları bittiğinde de Türk piyasasında var olması ve yatırımların devam etmesi için Türk hükümetinin yasalarla yabancı sermayeyi koruması gerektiğini özetleyen Johnston, yabancı sermayenin yerli sermayeyle işbirliği içinde olması gerektiğini belirtmişti.

163 Zafer gazetesi, 14.10.1949.

164 Zafer gazetesi, a.g.g.

165 Johnston’un Amerikan sermayesinin yardım alan ülkeye yatırılabilmesi için öne sürdüğü şartlar için bkz.

Ek. 12.

47

Yabancı sermayenin Türk ekonomisinin gelişmesi için önemli olmasının yanında, Marshall Planı’na dâhil krediler dışında da döviz elde edilmesi açısından gerekmekteydi.

Bunun için Amerikalı uzmanların bir diğer tavsiyesi de turizmin geliştirilmesi yönünde olmuştu.

Vatan gazetesi yazarı Ahmet Emin Yalman, 6 Ocak 1949 tarihindeki köşe yazısında ismini vermediği tarafsız bir ülke diplomatın, Türkiye’nin döviz elde etmesi için verdiği önerisinden bahsetmişti. Diplomata göre Türkiye’nin döviz elde etmesi savaş sonrası dönemdeki ekonomik durumunda oldukça zordu. Türkiye’nin ihraç mallarından olan incir, üzüm gibi gıda maddeleriyle ihtiyacı olan makine ve teçhizatları alması beklenemezdi. Kendi sanayisini kurması ve ihtiyaçlarını karşılaması için de zaman gerekmekteydi. Diplomatın bu döviz sorununa çözümü ise turizmdi.

Türkiye’nin turizm potansiyelinin altı bin yıllık Anadolu tarihinde, doğal güzellikleri ve gezginlerin gezmek isteyeceği alanların ulaşım kolaylığıyla dünyaya tanıtılabilecekti.

Diplomat, turizmin Türkiye’nin döviz elde etmesindeki ana kaynağın olabileceğini şu sözlerle ifade etmekteydi: “İktisadi bakımdan Türkiyenin ana döviz kaynağı; hiç şüphesiz turizm sanayiidir. Bunu yoluna koymadan evvel girişilecek sanayi gayretleri birer enerji israfı olur ve bünye üzerine bir yük olarak biner.”166

Turizmle ilgili bir diğer görüş Yirminci Asır Vakfı167 başkanı Thornburg’e aitti.

Thornburg, Tahran’dan Londra’ya geçerken uğradığı İstanbul’da Vatan gazetesi yazarı Ahmet Emin Yalman’ın Türkiye’nin yeni ekonomik alanları neler olmalıdır sorusuna verdiği cevap; tarihi ve tabiatı oldukça zengin olan Türkiye’nin, bu alanları turizm işletmesine işletmesiyle ülkeye döviz akacağı olmuştu.168 Thornburg, Türkiye’nin diğer

166 Vatan gazetesi, 06.01.1949.

167 “Amerika’nın dünya çapında ekonomik ve sosyal meseleler hakkında bilimsel araştırmalarıyla tanınmış kuruluşudur.” Thronburg de bu vakfın başkanıdır. H. Yalman, Türkiye’nin İdari Reform Politiği, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi (Yönetim Bilimi) Anabilim Dalı, Doktora Tezi. 2005, s.118.

168 Vatan gazetesi, 18.02.1949.

48

turistik ülkelere göre sahip olduğu değerler açısından daha avantajlı olduğunu ve turizmin Türkiye için önemli bir döviz geliri sağlayacağını iddia etmişti.

Türkiye, Amerikalı uzmanların ülke ekonomisi ile ilgili incelemelerde bulunup, tavsiyelerde bulunmaları konusunda istekli olmuş ve uzmanların çalışması konusunda da yardımcı bir tavır sergilemişti. Türk hükümeti ekonomide teknik yardım yapılması için İktisadi İşbirliği İdaresine başvurmuştu.169 Maliye alanında Chicago Üniversitesi’nden iktisat profesörü ve Birleşik Amerika maliyesi müşavirlerinden R. Bloughun’un Türkiye’ye gelerek Türk maliyesi üzerinde çalışması sağlanmıştı.170 Bloughun yaptığı incelemeler sonrasında Türk maliyecileriyle birlikte bir rapor hazırlaması ve bu raporla birlikte Türk memurlarına yardımcı olması beklenmekteydi. Türkiye İstatistik Genel Müdürlüğü’nce Amerika’ya on Türk istatistikçisi staja gönderilmesi ve istatistikçilerin mekanik tasnif uygulamalarında iktisadi ve içtimai verilerin toplanmasında, istatistik keşiflerinde, milli gelir hesaplarında, iktisadi kalkınma planlarının tanziminde, zirai sayımlarda, mahsul ve hayvan sayımlarında, nüfus ve mesken istatistiklerinde işçi istatistiklerinde uzmanlaşmaları beklenmişti.171

Marshall Planı’na dâhil ülkelerin Merkez Bankaları’nda açılacak “Karşılıklı Paralar” fonu ile ABD’nin öngördüğü ve Türkiye’nin genel olarak kabul ettiği ekonomik düzenlemeler, mali yardımlarla birlikte gündeme gelmişti. Yabancı sermaye de Türkiye’nin ihtiyacı olan kredileri sağlamak için Türk Hükümetine teklifte bulunmuştu.

Bu tekliflerin artması, yabancı sermayenin de ülke ekonomisine çekilebilmesi için hükümetten bazı kanuni düzenlemeler beklenmişti. Bu düzenlemelerle yabancı sermaye ülke içinde koruma altında ve rahatça çalışabilecekti. Dorr’a göre de 1952 yılında bitecek olan Marshall yardımlarından sonra iktisadi kalkınmanın devamı için yabancı sermaye

169 Akşam gazetesi, 12.08.1949.

170 Akşam gazetesi, a.g.g.

171 Akşam gazetesi, a.g.g.

49

gerekliydi. ABD’li uzmanların diğer bir tavsiyesi de turizme yapılacak yatırımdı.

Türkiye’nin önemli bir turizm potansiyeli vardı ve bu da ihtiyaç duyulan dövizi elde etme de çok yararlı olacaktı.