• Sonuç bulunamadı

Tüketiciler

Belgede TÜRKİYE CUMHURİYETİ (sayfa 77-84)

B. Gıda Sistemleri Aktörleri

4. Tüketiciler

62 sistemin kurallarını belirlemek hususunda da önemli etkilere sahiptir. Böyle bir sistemde ise şirketler hem araştırma yapan, hem tohumları satan hem de ürün hakkında verileri temin eden bir pozisyon kazanmaktadır. Başka bir ifadeyle hem hasta, hem teşhis eden hem de tedavi eden aynı kişidir ve dolayısıyla sistemin etkinliğinin ve ekolojik etki değerlendirmesinin hiçbir nesnel temeli kalmamaktadır.128

63 Tüketicilerin gıda tüketimini belirleyen oldukça fazla etmen vardır. Tüketicilerin elde ettikleri gelir miktarı, bilgi düzeyleri, gelenekleri, kültürleri, inançları, sosyal-kimlik arayışları ve gıda fiyatları gibi bir dizi değişken gıda talebi ve beslenme şekillerinin belirlenmesinde etkili olan faktörlerdendir.131 Gelir, tüketicilerin gıda tercihlerinin farklılaşmasının en önemli sebeplerinden birisidir. Geliri az ya da çok olsun her bir tüketici doyabilmek için gıda tüketmek zorunda olmakla birlikte gıdaya harcadığı para ve harcamanın karşılığında aldığı gıdanın niteliği aynı değildir. Gelir düzeyi düşük bir tüketicinin harcamalarında gıda büyük bir alan kaplar ve satın alınan ürünün niteliği büyük olasılıkla kötüdür. Gelir düzeyi yüksek olan bir tüketicinin harcamalarında ise gıda daha az yer kaplar ve satın aldığı ürünün kalitesi büyük olasılıkla yüksektir.

Kültür, gelenek ve din de gıda tüketimi davranışlarının belirlenmesinde önemli bir rol oynayan faktörlerdendir. Örneğin, İslam Dinini kabul eden toplumlarda bazı hayvansal gıdaların tüketilebilmesi için önce birtakım şartların sağlanması gerektiğine inanılmaktadır. Kesilen hayvanın helal olması için hayvanın nasıl ve kim tarafından kesildiği gibi hususlar önem arz etmekte ve bu koşullar tüketicilerin gıda talebi tercihlerini etkilemektedir. İnsanların yeme davranışlarını etkileyen bir diğer etmen sosyal-kimlik arayışlarıdır. Bu grup için gıda tüketimi temel ihtiyaçları karşılamanın çok daha ötesinde bir şeydir.132 Gıda satın almak, tüketmek ve tüketilen mekân sembolik bir eylem haline gelmektedir. Örneğin, Starbucks’da tüketilen bir kahve gıda ihtiyacını karşılamaktan daha çok belli bir sınıfa dâhil olmak, söz konusu o sınıfın bir parçası olmak anlamına gelmektedir. Yukarıda yer verilen bilgilerden de anlaşılacağı üzere tüketiciler fiziksel, sosyal ve ekonomik faktörlerin etkisiyle gıda tercihlerini belirlemektedir.

Tüketicilerin gıda sistemlerinin işleyişi üzerindeki etkileri çok büyüktür. Gıda sistemleri faaliyetlerinin son aşaması olan gıda tüketimi içerisinde yer almaları sistem

131 A.g.y.

132 Tansey ve Worsley, a.g.y., s. 5.

64 içerisinde yalnızca tüketen varlıklar oldukları anlamına gelmemektedir. Tüketicilerin gıda sistemlerini etkileme güçleri görünenin çok daha ötesindedir. Tüketiciler satın alma kararları ve tercihleriyle gıdanın üretilme, işlenme ve nakliyat şeklinin değiştirilmesi konusunda önemli bir potansiyele133 ve sistemin daha sürdürülebilir bir şekilde işlemesi için sistemi ve sistemdeki diğer aktörleri etkileyebilme gücüne sahiptir. Slow food, yerel gıda, etiketli gıda ve topluluk destekli tarım uygulamaları gıda tüketiminde niteliğe geri dönüş talepleri doğrultusunda ortaya çıkan ve tüketici tercihlerinin gıda üretimi ve piyasasının sürücü gücü olmaları durumunu gösteren örneklerdendir. Burada nitelikten kasıt; hem gıda ürünlerinin daha kaliteli olması hem de tüketicilerin tükettikleri gıda ürünleri hakkında daha fazla bilgi edinmek istemeleri anlamındadır. Gıda sistemleri faaliyetleri sonucunda ortaya çıkan gıdayı satın alıp almamalarının ötesinde gıdanın kökeninin neresi olduğu (kendi bölgesinden mi, kendi ülkesinden mi, ithal mi?), gıda dağıtım modelinin ne olduğu (doğrudan üreticiden mi yoksa marketten mi alıyor?), gıda üretim modelinin ne olduğu (organik, GDO’lu veya helal kesim olup olmadığı?) ve değer yargılarına (satın alınan gıdanın ekolojik sonuçlarının olup olmadığı, hayvanlar üzerinde test edilip edilmediği?) uygun olup olmadığı ile ilgilidir.134

Friends of the Earth Europe tarafından yürütülen bir çalışmada söz konusu bu nitelik arayışları üzerinde durulmakta ve tüketici tercihlerinin bu yönde evrildiğinin altı çizilmektedir. Avrupa genelinde 8 ülkede tüketicilerin alışveriş alışkanlıkları ve yerel gıdaya bakışları analiz edilmiştir. Katılımcılara ne sıklıkla doğrudan çiftçilerden gıda satın aldıkları sorulmuş katılımcıların %50’si daima cevabını vermiştir. Bunun yanında pek çok katılımcı yerel gıdanın çevre için ve yerel iş yaratılması açısından oldukça önemli

133 CASFS, “What Do People Want to Know About Their Food? Measuring Central Coast Consumers’

Interest in Food Systems Issues,” Research Brief 5, 2005, s. 1.

134 Corinne Gendron ve Rene Audet, “Key Drivers of the Food Chain,” içinde (ed.) Joyce I. Boye ve Yves Arcand, Green Technologies in Food Production and Processing, 2012, s. 33.

65 olduğunu vurgulamaktadır.135 Bu örnek çalışmadan da anlaşılacağı gibi tüketiciler sistem içerisinde sabit bir şekilde hareket eden ve yalnızca gıda tüketimi yapan bireyler değildir.

Kendi bölgesinde üretilen gıdaları tercih eden, tükettiği gıdanın ne tür çevresel sorunlara sebep olduğunu merak eden, kendisine en yakın gıda üreticisinden gıda maddelerini alarak üreticiyle yakın ilişkiler kurmak isteyen, gıda maddelerinin niteliğine önem veren varlıklardır.

Tüketicilerin küresel gıda piyasasının arkasındaki itici güç olmaları konusu tartışma götürmez bir gerçek olmakla birlikte, tüketicilerin söz konusu piyasadaki rolleri her zaman yukarıda örnekte bahsedildiği gibi olumlu yönde olmamaktadır. Tüketiciler yine tercihleri aracılığıyla gıda sistemleri içerisinde önemli sorunlara yol açabilmektedir.

Tüketicilerin gıda sistemlerinin işleyişi ve sürdürülebilirliği açısından yarattığı sorunlardan birisi, beslenme alışkanlıklarını tatlandırıcılar, bitkisel yağlar ve hayvansal ürünlere doğru kaydırmalarıdır. Tüketicilerin gelirlerinin, kentsel alanlarda yaşamalarından kaynaklı yaşam tarzlarının ve aile yapılarının değişmesine bağlı olarak beslenme alışkanlıkları da değişmektedir.136 Söz konusu değişim yalnızca gelişmiş ülkelerin tüketici tercihlerine yansımamakta aynı zamanda gelişmekte olan ülke tüketicilerini de etkilemektedir. Gelişmekte olan ülke tüketicileri de dâhil olmak üzere dünya genelinde bütün ülke tüketicileri önceden düşük proteinli, karbonhidrat zengini tahıllar tüketiyorken günümüzde yüksek proteinli et, meyve ve sebze gibi ürünlerin tüketimini arttırmaya başlamıştır.137 Aşağıdaki Şekil 4’te yer alan verilerden de anlaşılacağı gibi tüketicilerin tercihleri daha enerji yoğun ürünlere çevrilmiştir.

135 Friends of the Earth Europe, “From Farm to Folk: Public Support for Local and Sustainably Produced Food,” http://www.foeeurope.org/sites/default/files/publications/from-farm-to-folk_1.pdf, 2015, s. 2-4.

136 UNEP, a.g.y., s. 57.

137 Gehlhar ve Regmi, a.g.y.

66 Şekil 4: Dünya’da Değişen Gıda Tüketimi 1961-2010

Kaynak: National Geographic, What the World Eats,

http://www.nationalgeographic.com/what-the-world-eats/, adresindeki verilerden yola çıkılarak düzenlenmiştir. (Erişim 06.10.2017).

Gıda talebinin yapısı son 50 yılda önemli ölçüde değişmiştir. 1961 yılında kişi başı günlük gıda tüketiminde tahıllar %50 oranında bir paya sahip iken 2010 yılında bu oranın %47’ye düştüğü görülmektedir. Tahıl tüketiminde yaşanan azalmaya karşıt olarak et, şeker ve yağ tüketiminde artış olduğu net olarak anlaşılmaktadır. 1961 yılında et tüketimi günlük kalori alımı içerisinde %6’lık bir paya sahip iken bu oran 2010 yılında

%9 düzeyine çıkmıştır. Söz konusu bu dönüşüm ise gıda sistemlerinin işleyişi ve bu sistemlerin ekolojik sonuçları açısından sorunludur. Bitkisel besinleri tüketmekle hayvansal besinleri tüketmek arasında ekolojik etkileri bakımından oldukça önemli farklar vardır. Örneğin, 500 g sığır etinin üretimi için 6,810 dB (desibel) suya ihtiyaç varken, 500 g fasulye üretimi için yalnızca 818 litre su tüketilmektedir.138 Bu örnekten de anlaşılacağı üzere tüketicilerin enerji zengin gıda ürünlerini tercih etmeleri bitkisel

138 Günlük hayatta farklı ürünlerde kullanılan su miktarları ve karşılaştırmalı analizi için bkz: National Geographic, “How Much H2O is Embedded in Everyday Life?,”

http://environment.nationalgeographic.com/environment/freshwater/embedded-water/, (Erişim 11.10.2017).

0%

10%

20%

30%

40%

50%

60%

Kişi Başı Günk Kalori Alımı

1961-1970 1971-1980 1981-1990 1991-2000 2001-2010

67 ürünlere oranla daha fazla doğal kaynak kullanılmasına yol açmaktadır. Yalnız bununla da kalmamakta aynı zamanda bu durum insanlarda obezite riskleri ve kronik hastalıkları da ortaya çıkartmaktadır.139

Tüketicilerin gıda sistemlerinin sürdürülebilir bir şekilde işlemesine engel olan ve doğal kaynakların daha çok tahrip edilmesine neden olan tercihleri bunlarla sınırlı değildir. Tüketicilerin satın aldıkları gıda ürünlerini israf etmeleri de gıda sistemleri içerisindeki olumsuz rolleri arasında sayılabilir. Gıda kaybı ve israfı gıda sistemleri faaliyetlerinin çeşitli aşamalarında (gıda üretimi, gıda işleme ve ambalajlama, gıda dağıtım ve satış) ortaya çıkabilmektedir. Ancak burada söz konusu olan insan tüketimi için uygun olan ancak tüketiciler düzeyinde sebebi ne olursa olsun atılan veya bozulmaya bırakılan, hatta kapağı bile açılmayan ürünlerin israfıdır. Gustavsson ve diğerleri tarafından yapılan “Küresel Gıda Kayıpları ve Gıda İsrafı” başlıklı çalışmada söz konusu bu sorunun somut göstergeleri yer almaktadır. Küresel düzeyde insani tüketim için üretilen gıdanın yıllık yaklaşık olarak 1/3’ünün yani 1,3 milyar tonunun kaybolduğu veya israf edildiği ileri sürülmektedir.140 Aşağıda yer alan Şekil 5’te dünyanın farklı bölgelerinde tüketim ve tüketim öncesi aşamalarda ortaya çıkan kişi başı gıda kayıpları ve israfına dikkat çekilmektedir. Buna göre, tüketim aşamasındaki gıda kayıp ve israfının en fazla olduğu yerler Avrupa, Kuzey Amerika ve Okyanusya ve Sanayileşmiş Asya’dır.

Bu bölgeleri sırasıyla; Kuzey Afrika, Latin Amerika, Güneydoğu Asya ve Sahra-Altı Afrika takip etmektedir.

139 H. Charles J. Godfray vd., “Future of the Global Food Systems,” Philosophical Transactions of the Royal Society B, Volume 365, Issue 1554, 2010, s. 2770.

140 FAO, Global Food Losses and Food Waste: Extent, Causes and Prevention, s. 4.

68 Şekil 5: Farklı Bölgelerde (Tüketim ve Tüketim Öncesi Aşamalarda) Kişi

Başı Gıda Kayıpları ve İsrafı

Kaynak: FAO, Global Food Losses and Food Waste: Extent, Causes and Prevention, s. 5.

Yukarıda sözü edilen 1,3 milyar tonluk gıda kayıp ve israfını Şekil 5’in dayandığı verilerden hareketle yorumlayacak olursak bunun rakamsal karşılığı; Avrupa ve Kuzey Amerika için kişi başına yıllık 280-300 kg, Sahra-Altı Afrika ve Güney/Güneydoğu Asya için 120-170 kg’dır. Bu ülkelerde insani tüketim için üretilen kişi başı yıllık gıda miktarı (Avrupa ve Kuzey Amerika’da yaklaşık 900 kg; Sahra- Altı Afrika ve Güney/Güneydoğu Asya’da 460 kg) göz önünde bulundurulduğunda durumun ne derece ciddi olduğu görülecektir.

Kısacası, gıda sistemleri faaliyetlerinden olan gıda tüketimi aşaması ve tüketimi gerçekleştiren tüketiciler gıda sistemlerinin işleyişi ve sürdürülebilirliği açısından oldukça önemlidir. Bu nedenle de tüketicileri ve tüketim faaliyetini yalnızca basit bir kalori alma olarak değerlendirmek hatalı olacaktır. Tüketicilerin beslenme alışkanlıklarını değiştirmeleri ve tüketim sürecindeki değişiklikler gıda sistemlerini ciddi şekilde etkilemektedir. Bu etki gıda sistemleri içerisinde olumlu sonuçlar doğurabileceği gibi tam tersine olumsuz sonuçlara da neden olabilir. Tüketicilerin hayvansal ürünleri bitkisel ürünlere kıyasla daha çok tercih etmeleri ve gıdayı israf etmeleri örneklerinde de

69 görüleceği gibi bu tarz tercihler gıda sistemlerinin işleyişini ve bu sistemlerin bağlı olduğu kaynakları bozabilmekte ve tamiri zor hasarlara neden olabilmektedir.

Belgede TÜRKİYE CUMHURİYETİ (sayfa 77-84)