• Sonuç bulunamadı

2. BÖLÜM: ÂMİRAN KURTKAN BİLGİSEVEN'İN METODOLOJİSİ

3.8. Sosyal Gelişme

105

bozuk olan düzenin sağlanması amacıyla, yeniden bozularak, ihtiyaca uygun hale getirilmesidir. Kurtkan, sosyal değiştirme şekillerinden ikincisi olan inkılâbı, bir iyileştirme hareketi olarak değerlendirmiştir. Kurtkan’a göre, inkılâp, devrim kelimesi ile aynı anlama sahip değildir. Kurtkan, inkılâba örnek olarak, cumhuriyet sonrası Atatürk inkılâplarını göstermiştir. Kurtkan’a göre, sosyal değiştirmenin üçüncü şekli olan planlama, diğerlerine göre daha olumlu bir harekettir. Çünkü planlama hareketinin, bütüncü görüş açısından yürütüldüğünü ifade etmiştir. Kurtkan’a göre, planlamada, yapılması planlanan değişimlerin türü, devamlılığı, hızı ve yönü daha fazla kontrol altında tutulmaktadır ve tesadüfe bırakılmaz.

106

Kurtkan, henüz sanayileşmemizin hızlı bir tempoya kavuşamadığı bir dönemde, sosyal gelişmeyi sağlayıcı tedbirlerin alınması ve Türkiye’nin sanayileşme politikasının sağlam bir temele oturtulması gerektiğine işaret etmiştir.91

Sosyal gelişme, bir toplumun iktisadî büyüme imkânlarının ve şartlarının temelinde yer alan ideal bir kültür unsurları kombinezonudur. Kurtkan’a göre, sosyal gelişme halinde, maddî ve manevî kültür unsurları birbirini ahenkli bir surette tamamlayarak iktisadî refahın hem artmasını ve adil bölünmesini sağlarken, hem de bu artışın ve adaletli bölünüşün, millî yapının sadece kalkınmasının bir hedefi olarak değil, aynı zamanda, mana etrafında bütünleşmenin vasıtası olarak rol oynamasına imkân verecektir.92

Sosyolojinin geleneksel olandan uzaklaşması, çok faktörlü teorilere ve çok değişkenli metodolojiye yol açtığı için sosyolojinin pozitif bilim haline geçmesini kolaylaştırmıştır. Ayrıca, bu hareketin doğal bir sonucu olarak, elverişli maddî ve manevî kültür unsurlarının ahenkli bileşiminden ortaya çıkabilecek faydalar idrak edilmiştir. Kurtkan’a göre, refah artışı ile birlikte bazı müşterekler açısından bütünleşmiş bir topluma ulaşılmasının sosyal gelişmeye yol açtığının anlaşılmasını sağlamıştır. Maddî kültür unsurları kadar manevî kültür unsurlarının da incelenmesine yönelmeyi gerektiren bu eğilimin, sosyal gelişmenin incelenmesinde tek taraflı görüşlerin terk edilmesi anlamını taşımaktadır.93

Sosyal gelişme, bir toplumda maddî ve manevî kültür unsurlarının elverişli özelliklerle birbirlerini tamamlamasıdır. Maddî ve manevî unsurlar arasında sağlanan düzen, iktisadî refahın hem devamlı olarak artmasını hem de adil bölünmesini sağlayacaktır. Ayrıca maddî ve manevî kültür unsurları arasındaki bu en uygun birleşim tarzı, mana etrafında bütünleşmeyi sağlayacak bireysel davranışlara da yol açacaktır.94

Kurtkan’a göre, sosyal gelişme, bir taraftan nüfus başına reel hâsılanın ve kapital formasyonun artmasını ve bunu sağlayacak düşünsel ve duygusal düşüncelerin nüfusa hâkim olmasını ifade etmektedir. Diğer taraftan ise, refahın yükselmesi gayesiyle hiç

91 KURTKAN BİLGİSEVEN, “Sosyal Gelişme Gerçekleşmeden Sanayileşmekten Doğan Problemler”, s.

247.

92 KURTKAN, “Taassubu Önleyen İslâmî Değer Hükümleri ve Sosyal Gelişme”, s. 5.

93 A.g.m., s. 7.

94 KURTKAN BİLGİSEVEN, “Kalkınma ve Kültür İlişkisi”, s. 6.

107

ilgili olmayan manevî unsurları içermektedir. Bunlar zihniyet yapısı bakımından nüfusun ve prensipleri bakımından kurumların mana etrafında bütünleşmesine yol açan manevî değer hükümleridir. Kurtkan, sosyal gelişmeye maruz kalacak olan toplumların, öncelikle insanların yaratıcılığını doygunluk sınırı olmayan manevî amaçlarla devamlı olarak arttırmaya hizmet eden prensip ve değerler etrafında bütünleşmekte olan;

ikincisi, iktisadî büyümeye maruz kalarak reel hâsıla artışını gerçekleştirmeye devam eden; üçüncüsü ise, artan reel hâsılanın mümkün olduğu kadar adil bir ölçüde paylaşıldığı ülkelerde olmaları gerektiğini söylemiştir.95

Sosyal gelişme kavramı, hem bireyi hem toplumu, hem de toplumun kültürünü her yönü ile ele alan bir kavramdır. Kurtkan’a göre, sosyal gelişmenin bir diğer tanımı, bir toplumun madde ve mana hedeflerini dengeleyen ideal kültüre yönelmesidir. İdeal kültüre ulaşmanın bireysel şartını, bireylerin zihniyetinde, maddî-ekonomik başarının, manevî yükseliş için ancak bir basamak olması gerektiği idrakinin yer etmiş olması olarak açıklamıştır.96 Kurtkan, Türkiye’nin millî hedeflerinden birisini ekonomik büyüme, diğerini ise sosyal gelişme olarak zikretmiştir. Sosyal gelişmenin, ekonomik büyüme adına sağlam bir temel olduğunu kabul etmiştir. Çünkü bireyleri, içinde yaşadıkları topluma, diğer insanlara ve kendilerine yabancılaşmaktan kurtaracağını düşünmektedir. Kurtkan’a göre, sosyal gelişmeye dayanmayan bir toplumda, ekonomik büyüme hızı ne kadar büyük olursa olsun, o hızı sağlayan toplum, günün birinde mutlaka tarih sahnesinden silinip gitmeye mahkumdur.97

Kurtkan, iktisaden gelişmiş ve gelişmekte olan bütün ülkelerde, birçok problemlere yol açtığı bilinen sanayileşmenin getirdiği problemlerin çözümü için hangi tedbirler alınırsa alınsın, bu tedbirlerin sosyal gelişme temeline oturtulmadığı takdirde dengesiz bir kültür yapısının ve iç hedeften yoksun bir şahsiyet tipinin ortaya çıkacağını öngörmüştür. Sosyal gelişmeyi, öz değerlerinin kaybedildiği ve yozlaştırıldığı kendi kültürümüzün karakteristiği olarak kabul etmiştir. Sanayileşmek ve iktisaden büyüyebilmek için, hiç vakit kaybetmeden, kendi kültürümüzün öz değerlerinin yozlaştırılmamış aslî haline sahip çıkmayı sağlayacak bir kültür politikasının

95 KURTKAN BİLGİSEVEN, Âmiran; “Sağlıklı Sanayileşmenin Sosyal Temelleri”, Sosyoloji Konferansları Dergisi (iç.), Sayı: 24, 1993, s. 3-4.

96 KURTKAN BİLGİSEVEN, Âmiran; “Eğitimle İlgili Milli Hedeflerimiz ve Eğitim Stratejimiz”, Kubbealtı Akademi Mecmuası (iç.), Yıl: 17, Sayı: 3, Temmuz 1988, s. 39.

97 KURTKAN BİLGİSEVEN, “Eğitimle İlgili Milli Hedeflerimiz ve Eğitim Stratejimiz”, s. 40.

108

uygulamaya konulması gerekmektedir. 98 Kurtkan, Batı kültürünün değil, kendi kültürümüzün aslî değerlerine yeniden sahip çıkma hareketinin sanayileşmemizin doğuracağı problemleri engellemeye yarayacak bütün tedbirlerin temelinde yatan ana tedbir olduğunu ileri sürmüştür.99

Kurtkan’a göre, iktisadî gelişme gayretlerine sahne olan bütün az gelişmiş ülkelerde olduğu gibi, Türkiye’de de sosyal gelişme, iktisadî konularla gerek teorik gerekse pratik bakımlardan meşgul olanların dikkatini çekmektedir. İktisadi gelişme gayesinin, millî gelirden nüfus başına isabet eden miktarın arttırılması ile tahakkuk ettirilebileceğini öne sürmüştür. Millî gelirde sürekli bir artışın ise ancak sanayi üretimi ile mümkündür. Kurtkan, sosyal gelişmeyi, sanayileşme konusundan ayrı bir şekilde düşünülemeyeceğini ortaya koymuştur.100

Kurtkan’a göre, kültür kavramının tarifinde nasıl Batı’dan ayrılmak gerekiyorsa, aynı şekilde sosyal gelişme konusunda da benzer bir yol izlemek, Batı’dan ayrılmak gerekmektedir. Kurtkan, Batı ülkeleri gibi, doğrudan doğruya iktisadî gelişme ve büyüme safhalarına atlamanın tehlikeli olduğunu düşünmektedir. Ona göre, iktisadî büyümenin en önemli faktörlerinden biri olan sanayileşmenin Batı’daki temelinde bir noksanlık, bir boşluk vardır.101 Sırf maddeci kültüre sahip olmaktan kaynaklanan Batı sosyoloji çevrelerinden, sosyal gelişme kavramını ortaya atmaları ve tam anlamıyla geliştirmeleri beklenemez. Kurtkan, sosyal gelişme kavramının, tamamen İslâmî bir kavram olduğunu iddia etmiştir.102 Kurtkan’a göre, her ne kadar İslâmî bir kavram olsa da, sosyal gelişme, her yerde geçerli bir gerçekliğe sahiptir.

Osmanlı İmparatorluğu’nun duraklama ve gerileme durumuna geçmesi ve nihayet yıkılması, içten ve dıştan etki yapan pek çok faktörün etkisi altında gerçekleşmiştir. Kurtkan’a göre, en önemli faktör, sosyal gelişme karakteristiğini yaratan prensiplerin dikkate alınmaması, hatta bilinemez hale gelmesidir. Duraklama ve gerileme devrinde olduğu gibi Cumhuriyet devrinde de sosyal gelişme prensipleri ve

98 KURTKAN BİLGİSEVEN, “Sağlıklı Sanayileşmenin Sosyal Temelleri”, s. 13.

99 KURTKAN BİLGİSEVEN, “Sosyal Gelişme Gerçekleşmeden Sanayileşmekten Doğan Problemler”, s.

266.

100 KURTKAN, Âmiran; Türkiye'de Küçük Sanayinin İktisadî Ehemmiyeti, Fakülteler Matbaası, İstanbul, 1962, s. 5.

101 KURTKAN BİLGİSEVEN, “Sosyal Gelişme Gerçekleşmeden Sanayileşmekten Doğan Problemler”, s. 248.

102 A.g.m., s. 249.

109

bunların sağlam temeli olan kendi kültürel değerlerimiz yitirilmiştir. Bundan ötürü iktisadî büyümeyi sağlayabilecek faktörlerden biri olan sanayileşme hareketleri, Türkiye’de sosyal gelişme temeline oturtulmamıştır. Tıpkı Batı ülkeleri gibi bizde de sosyal gelişme temelinden mahrum olarak iktisaden büyüyen toplum yapısı, bir takım tehlikelerle karşı karşıya kalmıştır. Kurtkan, bu tehlikeleri, yabancılaşma problemi, kuruluş yeri ve çevre kirlenmesi problemi, tarım ve sanayi sektörlerinin dengesiz kalkınmasından doğan problemler, otomasyon ve robot teknolojisinin doğuracağı problemler şeklinde sıralamıştır.103

21. yüzyılın öncesinde ekonomik problemlerin temelinde sosyal problemler olduğu ve bunların çözümü için gerekli şartların başında siyasî gelişme şartının bulunduğu konusu, Batı bilim çevrelerinde çok iyi bilinmektedir. Siyasî gelişmenin dayandığı temel olarak Batı sosyoloji kaynaklarında, ortak kültür değerleri etrafında bütünleştirme tedbirleri olarak çeşitli modeller tasarlanmıştır. Fakat Batılı sosyoloji kaynaklarının bazılarında, Türkiye gibi, ekonomik zenginliklerinin çoğu gerektiği ölçüde değerlendirilemeyen ülkelerin sahip oldukları kaynakların, Batı’nın gözünde yarattığı emellerin etkisi altında, sanayileşme, sosyal ve iktisadî gelişme gibi gerçekler sanki o ülkeler için geçerli değilmiş gibi gösterilmektedir.104

Kısacası, sosyal gelişme kavramı, Kurtkan’ın sosyolojisinde önemli bir yere sahiptir. Kurtkan, Türk toplumunun temel hedeflerinden birisini, iktisadî büyüme olarak görürken, diğer hedefi ise sosyal gelişme olarak kabul etmiştir. İktisadî kalkınma ile sosyal gelişme arasındaki ilişkiye dikkat çekmiştir. Kurtkan, sosyal gelişmeyi, bir toplumda ekonomik açıdan büyümenin sağlanması adına önemli bir adım olarak değerlendirmiştir. Kurtkan’a göre, sosyal gelişme, maddî ve manevî kültür unsurlarını birbirine bağlamaktadır. Kurtkan, sosyal gelişme kavramının İslâmî bir kavram olduğunu iddia etmiştir. Böylece, sosyal gelişmenin, iktisadî refahın artmasını sağlarken, mana etrafında bütünleşmenin sağlanmasında da yardımcı olduğunu dile getirmiştir.

103 A.g.m., s. 255-256.

104 KURTKAN BİLGİSEVEN, Âmiran; Türkiye'ye Yönelik Etnik İddialara Dayalı Bölücü Faaliyetler, Bayrak Matbaacılık, İstanbul, 1991, (Önsöz’den).

110