• Sonuç bulunamadı

2. BÖLÜM: ÂMİRAN KURTKAN BİLGİSEVEN'İN METODOLOJİSİ

3.6. Sosyal Değişme

94

kamçılayacaktır. Böylelikle Kurtkan, toplumda değişmeye doğru bir yönelim ve hareketin başlayacağını ifade etmiştir. Böylece orta sınıfın oluşumu ve güçlenmesinin yollarından birisinin eğitim olduğuna dikkat çekmiştir.57 Kurtkan’a göre, modern toplumlarda, alt sınıflardan üst sınıflara geçmeyi ve toplum içerisinde elde edilen pozisyonları, eğitime dayalı meslek belirlemektedir. Sosyal hareketliliğin arttığı toplum yapısında meslek faktörü, servet ve soyluluğun yerini almıştır. Bu yapı özelliği eğitim imkânlarından faydalanmaya bağlıdır.58

Kısacası, Kurtkan’a göre, tabakalaşma, toplumda sınıflar halinde farklılaşma anlamına gelmektedir. Kurtkan, sosyal tabakaları, toplum içerisinde yer alan sosyal sınıfların ortaya çıkardığı farklılaşma hali olarak açıklamıştır. Hangi memleket olursa olsun, nüfusun sosyal tabakalaşmasından bahsedilirken, tabakalaşma piramidi ifadesinin kullanılmasının önemine dikkat çekmiştir. Çünkü bir toplumda sosyal tabakalaşmanın, sosyal sınıflar itibariyle gerçekleşeceğini iddia etmiştir. Kurtkan’a göre, her toplum, bir takım kriterlere göre sosyal sınıflara ayrılırlar. Kurtkan, sosyal sınıfları, bireylerin dâhil oldukları sosyal kategoriler olarak izah etmiştir. Kurtkan’a göre, sosyal sınıf, aynı iktisadi güce sahip ve benzer yaşam tarzına sahip bireylerin bir araya gelmesiyle oluşmuştur.

95

Kurtkan’a göre, sosyal değişmenin tek yönlü olarak gerçekleşeceğini öne süren 19.

yüzyıl sosyologları yanılmışlardır.60

Kurtkan’a göre, toplumsal yapıda yaşanan sosyal değişmeyi tespit eden iktisatçılar, toplumu daha mükemmele götüren bir değişme merdiveninde, daha yukarı basamaklara sağlıklı bir şekilde çıkabilmenin şartı olarak maddî unsurların yanı sıra, manevî unsurlarda da uygun değişikliklerin gerçekleşmesinin şart olduğunu anlamaya başlamışlardır. Ne var ki, ele aldıkları niteleyici özellikler, hep ekonomik, yani maddî zenginleşmeyi devamlı kılmaya yarayacak özelliklerdir. Kurtkan, bu konuda Batılı iktisatçıların hoş karşılanması gerektiğini, çünkü Batı kültürünün maddeci bir kültür olduğunu ifade etmiştir.61

Hiçbir toplum, sabit bir şekilde, hareketsiz değildir. Her toplumun devamlı bir dinamizm, bir değişme gösterdiği ifade edilebilir. Değişmenin derecesi zamana göre ve toplumdan topluma değişmektedir. Kurtkan, tamamen durgun bir topluma, 20. yüzyıl gibi sürekli değişimin yaşandığı yüzyılda hiçbir yerde rastlanılmadığını ileri sürmüştür.

Böyle olmakla beraber, sosyologların, tıpkı otopsi uzmanları gibi toplumu statik olarak düşünmeyi ve yapısal özelliklerini incelemeyi arzu ettiklerini söylemiştir.62

Carle C. Zimmerman’a göre, 20. yüzyılda dört büyük sosyal deprem meydana gelmiştir. Kurtkan’a göre, sosyal değişme, bütün çağlarda yaşanmıştır. Fakat 20.

yüzyılı, değişme yüzyıllarından birisi olarak kabul etmiştir. Kurtkan, söz konusu dört büyük sosyal depremi, aynı zamanda dört büyük sosyal değişme olarak adlandırmıştır.

Dört büyük sosyal deprem ya da değişmeden ilki, mesafelerin kısalmasıdır. İkincisi, orta sınıflaşma ve sosyal sınıflarda yaşanan değişmedir. Üçüncüsü, geçmişteki medeniyetlere geri dönüp bakma zihniyetidir. Dördüncüsü ise, tesir bölgelerinin ve tesir altına alan kapitalist kuvvetlerin değişmesidir.63

Kurtkan’a göre, değişme, aslında hiçbir yönü ifade etmeyen bir kavramdır. Yani, sosyal değişmenin, ilerleme kadar gerileme tarzında da gerçekleşme ihtimâline sahip olduğunu belirtmiştir. Bu her iki durum, yani ilerleme ve gerileme, aslında sosyal değişmedir. İlerleme kavramı, çoğu kez bireylerin arzularına göre değişen anlamlar

60 KURTKAN, Sosyoloji, s. 107

61 KURTKAN BİLGİSEVEN, Âmiran; “Sosyal Gelişme Gerçekleşmeden Sanayileşmekten Doğan Problemler”, Türk Toplumu ve Gençlik Sempozyumu Bildirileri (iç.), 3-5 Nisan 1989, Kayseri, s. 249.

62 KURTKAN, Genel Sosyoloji, s. 271.

63 KURTKAN, “Milli Kültür ve Eğitim”, s. 56.

96

ifade etmektedir. Kurtkan, ilerleme (terakki) kavramı ile bundan farklı olan gelişme (tekamül) kavramının birbirinden ayırt edilmesi gerektiğini vurgulamıştır. Ona göre, ilerleme kavramının neyi ifade ettiği konusu bireylerin kanaatlerine ve inançlarına göre değişebildiği halde gelişme kavramı, objektif delillerle ölçülebilen, bireysel hükümlere ve kanaatlere göre farklı takdirlere konu teşkil etmeyen bir sosyal değişmedir. 19.

yüzyıl sosyologları bu kavramları birbirine karıştırmışlar ve bu yüzyılda meydana gelen teknolojik ve endüstriyel ilerleme sonrası sosyal değişmenin sürekli olarak gelişme şeklinde devam edeceğini ileri sürmüşlerdir.64

Kurtkan’a göre, sosyal değişme, sadece düzeni ıslah seviyesinde kalmamaktadır.

Yaygın kişilik tipinin uygun bir evrimle ideale yaklaştırılmadığı sürece, toplumsal yapının ve kurumlarının ıslahının hiç bir olumlu sonucu olmayacaktır. Bir düzenden ötekine geçilse veya mevcut düzenin daha fazla sağlamlaştırılması gerçekleşse bile, bu değişmeler ancak bazı görüşlere sahip grupları tatmin edebilir, fakat gerçek bir ilerlemeden söz edilemez. Kurtkan, gerçek bir ilerlemenin sağlanabilmesi için, bireyin ve toplumun niteleyici ve niceleyici özellikleriyle değiştirilmesinin gerektiğini ileri sürmüştür. Böyle bir ilerlemenin, aynı zamanda sosyal gelişme ve hatta evrim olacağını açıklamıştır. Kurtkan’a göre, bu tip bir değişme, 20-30 yıl gibi kısa bir sürede gerçekleşmişse, buna sosyal kalkınma denmektedir.65 Kurtkan, kalkınmanın, sosyal değişmeye göre, daha dar kapsamlı bir anlama sahip olduğunu ve daha çok kısa süre içerisinde bir meydana geliş şekli olduğunu dile getirmiştir.66 Kurtkan’a göre, sosyal değişme hiçbir toplumda sürekli olarak tek bir yönde gerçekleşmez. Sosyal kalkınma ise, kısa süreli gerçekleşen ve daha çok ilerleme olarak kabul edilen bir değişim olarak algılanmaktadır.

Kurtkan, sosyal değişme konusunda iki kavram üzerinde durmuştur. Sosyal değişme ile ilgili kavramlardan ilki, sosyal bilimleri olduğu kadar doğa bilimleri ve felsefî düşünce akımlarını da ilgilendiren gelişme (tekamül) kavramıdır. Bu görüşü benimseyenler ile sosyal tarihin değişmelerini buna uygun bir görüş açısından izah edenler arasında bazı farklılıklar olduğundan bahsetmiştir. Kurtkan’a göre, serpilme imkânını endüstrileşmiş Batı toplumlarının sosyal ve iktisadî şartlarında bulan gelişme

64 KURTKAN, Genel Sosyoloji, s. 272-273.

65 KURTKAN BİLGİSEVEN, “Kalkınma ve Kültür İlişkisi”, s. 7.

66 A.g.m., s. 1.

97

doktrinlerinin birbirlerinden bir dereceye kadar farklı olabilmelerini doğuran başlıca nedenler, ilerlemeci dünya görüşünün bir hiyerarşiye dayanması, bu hiyerarşinin beş gelişme seviyesine sahip olması ve ilerlemecilerden bazılarının bu seviyelerin hepsini, bazılarının ise bir kısmını kendi görüşleri içinde benimsemiş olmalarıdır. Kurtkan, söz konusu gelişme hiyerarşisinin beş seviyesini basit değişme, düzen, yön, ilerleme ve olgunluğa erişebilirlik şeklinde sıralamıştır.67

Kurtkan’ın sosyal değişme konusunda üzerinde durduğu ikinci kavram, sosyal gelişme kavramıdır. Kurtkan, sosyal gelişme kavramını, ekonomik büyüme kavramından daha geniş perspektifte ele almıştır. Ekonomik büyümeyi, nüfus başına isabet eden reel hâsılada toplumun teknolojik, ekonomik ve demografik özelliklerindeki değişmelerle birlikte ortaya çıkan devamlı ve belirli ölçüde hızlı bir yükseliş olarak tarif eden Richard Easterlin, sosyal gelişme kavramının iktisadî büyümeye göre daha yeni bir kavram olduğuna işaret etmiştir.68Kurtkan, sosyal değişme konusunda, özellikle MacIver ve Page’in görüşlerini önemsemiştir. Kurtkan’a göre, sosyal değişme, belirli şartların hâkim olduğu bir durumun başlangıcından itibaren mevcut sosyal kuvvetlerin hepsinin belirli bir yönde etki etmesiyle ortaya çıkan bir değişmedir.69

Kurtkan’a göre, sosyal değişmeye tesir eden bir takım faktörler bulunmaktadır.

Sosyal olaylar ve bu olaylarla birlikte ortaya çıkan sosyal değişme, birçok faktörün etkisi altında kalmaktadır. Sosyal gerçeklikte yaşanan değişmenin, bu faktörler üzerinde karşı etki yaptığı söylenebilir. Kurtkan, sosyal değişmeye etki eden faktörleri dört grupta ele almıştır. Bu faktörleri fizikî-çevre faktörü, biyolojik faktör, teknoloji faktörü, kültür faktörü şeklinde gruplandırmıştır. 70 Kurtkan’a göre, sosyal değişme, ya kendiliğinden ortaya çıkmakta, ya da değiştirme şeklinde ortaya konmaktadır.

Kendiliğinden vuku bulan sosyal değişme çeşitlerini ise sosyal hareketlilik tipleri ve sosyal bütünleşme tipleri şeklinde açıklamıştır.71

Kurtkan’a göre, sosyal değişme tiplerini iki ayrı kritere göre sınıflandırmak mümkündür. Bunlardan birincisini, basitlik ve mükemmellik kriteri; ikincisini ise kalite ve kantite kriteri şeklinde açıklamıştır. Basitlik ve mükemmellik kriterine göre, basit

67 KURTKAN, Genel Sosyoloji, s. 273-278.

68 A.g.e., s. 280.

69 A.g.e., s. 283.

70 KURTKAN, Sosyoloji, s. 116-119.

71 A.g.e., s. 120-134.

98

değişme ve tekamül (kemale, olgunluğa gidiş) şeklinde iki farklı değişme tipinden bahsetmiştir. Bunlardan birincisi olan basit değişme, hiç bir mükemmele erişme halinin söz konusu olmadığı değişmelerdir. Basit değişmede, toplumun değişme halinden önceki durumu da sonraki durumu da kargaşalıktan ibaret olup, hiç bir düzen söz konusu değildir. Kurtkan, basitlik ve mükemmellik kriterleri içerisinde asıl ilgi çeken değişme tipinin, olgunluğa erişen merhaleler şeklinde ele aldığı değişme tipi olduğunu öne sürmüştür. Olgunluk haline geçiş için bir takım basamakların varlığından söz etmiştir. Basit değişmeyi de, bu basamakların başlangıcı olarak kabul etmiştir.

Olgunluğa erişmek için gerekli olan basamakları ise sosyal düzene erişme, düzenin yönlendirilmesi, ilerleme ve mükemmelliğe erişme şeklinde sıralamıştır.72

Kurtkan, sosyal değişmenin ikinci kriteri olarak değişmenin niceleyici ve niteleyici göstergelerinden bahsetmiştir. Bu göstergeleri ise dört başlıkta toplamıştır.

Bunlardan birincisi, büyüklüğün nicelik ölçüsüyle ifade edilen sosyal değişmedir. Buna göre, büyümenin her ne kadar bir değişme istikameti belirtmeyeceğini ifade etse de, sadece niceleyici karakterli bir değişmeyi ifade edeceğini söylemiştir. İkincisi, bir değer standardına uygunluğu bakımından niteleyici olarak ifade edilen sosyal değişmedir.

Burada ilerleme kavramı üzerinde duran Kurtkan, ilerlemenin, ideal olarak tarif edilmiş bir hedefe ulaşmak gayesiyle düzenin yönlendirilmesi anlamına geldiğini ifade etmiştir.

Üçüncüsü, bünye ve fonksiyonlardaki nitelik değişikliğini ifade eden sosyal değişmedir.

Burada evrim konusuna vurgu yapılmıştır. Herhangi bir toplumda, sistem içindeki organların bir bütün olarak toplumun varlığını devam ettirmesine hizmet etmeleri durumuna rastlanılıyorsa orada sosyal evrim olduğunu öne sürmüştür. Dördüncüsü ise, niceleyici ve niteleyici göstergelerin ideal düzeni itibariyle sosyal gelişmedir. Böylece niteleyici ve niceleyici değerlerin birbirini tamamlaması ile birlikte sosyal gelişmenin sağlanacaktır.73

R. C. Lewontin, İngilizce olarak neşredilen Sosyal Bilimler Ansiklopedisi’ndeki bir yazısında ilerleme ve gelişme kavramlarının birbirine karıştırılmasına sebep olacak şekilde Batılı kaynaklarda göze çarpan kargaşanın, gelişme kavramının beş basamağının ayırt edilemeyişinden ileri geldiğini öne sürmüştür. Kurtkan’a göre, bu beş basamağın tamamında, sosyal değişme anlatılmaktadır. Hepsi gerçekleşmişse, sanki beş safhası

72 KURTKAN BİLGİSEVEN, “Kalkınma ve Kültür İlişkisi”, s. 1-2.

73 A.g.m., s. 5-6.

99

olan bir yokuşun beşinci safhasına veya zirvesine yükselmiş olan toplum, olgunluk seviyesine gelmiştir. Kurtkan, ilerlemeyi, beş safhası olan sosyal gelişme yolunun son durağı olarak kabul etmiştir. Toplum doğru yolda ise, ilerleme ve gelişme kavramlarının aynı anlama geleceğini iddia etmiştir.74

Kurtkan, sosyal gelişmeyi ele alırken, birey ve toplum için doğru hedef olan olgunluk (tekâmül) kavramını nasıl tarif edeceğiz? sorusunu dile getirmiştir. Bunu objektif bir şekilde tarif edebilmek için öncelikle ilk dört merhale üzerinde durulması gerektiğini işaret etmiştir. Lewontin’e göre, değişmenin ilk safhası, alelade değişmedir.

Bu tip değişme, hiç bir amaca ve düzene yönelik olmayan, rastgele değişme olarak tarif edilebilir. Lewontin, bu konuda iskambil destesi örneğini vermiştir. Bu örneğe göre, iskambil destesi rastgele karıştırıldığında, destede bir değişiklik olmuştur. Kağıtların rengi, kırmızı veya siyah olduklarına göre veya değer büyüklüğü sırasına göre değiştirilmemiştir. Yapılan değişiklikler, sadece rastgele hareketlerin sonucunda gerçekleşmiştir. Kurtkan, toplumdaki plansız, programsız, hedefsiz, bazen birbirinin tam aksi tedbirlerle yürütülen rastgele politikaları buna benzetmiştir. Mesele birey açısından söz konusu edildiğinde, ortaya çıkan durum, sosyolojide "anomi" olarak tarif edilen durum olduğunu belirtmiştir. Kurtkan’a göre, anomi, bireyin, hayatına anlam veren bir iç düzenden mahrum olma durumudur. Anomiye maruz kalan birey dıştan gelen her etkiye göre hareket eden, amaçsız, hedefsiz, gayesiz bireydir.75

Kurtkan’a göre, gerek toplumlar, gerek bireyler için rastgele değişme, topluma da bireye de yakışmayan bir başıboşluktur. Bundan ötürü, bireylerin ve toplumların düzene yönelmek suretiyle değişmeleri söz konusu değilse, objektif anlamdaki gelişmeyi gerçekleştirmek şöyle dursun, subjektif bir hedefe göre ilerleme dahi yoktur.

Böylece Lewontin’in beşli tasnifinin ikinci safhasına gelinmektedir. Nizam (düzen, order) kelimeleriyle ifade edilen bu ikinci safha, değişmenin başıboşluktan kurtarılarak, belli bir düzenin subjektif kararlara göre hedef tayin edilmesiyle o hedefe doğru bir ilerlemenin gerçekleştiği safhadır. Kurtkan, bu durumu, her subjektif hedef bizi ilerlemeye götüren yolun üzerinde bulunan bir durak olmayabilir şeklinde eleştirmiştir.

Kurtkan’a göre, görünüşte bir ilerleme vardır, fakat herhangi bir hedefe doğru her gidiş

74 KURTKAN BİLGİSEVEN, Âmiran; “Terakki ve Tekamül”, Türk Dünyası Araştırmaları Dergisi (iç.), Sayı: 60, Haziran 1989, s. 47-48.

75 A.g.m., s. 48.

100

gerçek ilerleme değildir. Örneğin, Eskişehir’den Ankara’ya gitmesi gerektiği halde İzmit’e gitmeyi arzu eden ve İzmit trenine binen bireyler için İzmit’e gidiş bir ilerleme gibi görülür, fakat bu durum, hakiki bir ilerleme değildir.76

Lewontin’in beşli tasnifinin üçüncü safhası yöndür. Kurtkan’a göre, eğer bir toplum düzen değiştiriyorken, yaygın kişilik tipi ve kurumları açısından ulaştığı her yeni madde-mana kombinasyonu, toplumu biraz daha ideal kültüre yaklaştıracak yerde, ondan uzaklaştırıyorsa, ulaşılan yeni düzen, olgunluğa doğru ilerleme sayılamaz.

Bundan ötürü Lewontin’in, üçüncü gelişim safhası olarak belirttiği yön, ancak ideal kültüre yönelik bir yön olmalıdır. Kurtkan’a göre, herhangi bir yönde gerçekleştirilen, birbirini takip eden düzenler serisi, gerçek ilerlemeyi (yani tekamülü) temsil etmez.

Doğru istikametin tayin edilmesi toplum açısından olduğu gibi, birey açısından da ilerlemenin üçüncü safhasıdır. Bu safhada bulunan birey, artık rastgele değişme halinden kurtulmuş, idrak âlemini düzenleyebilmiş, bu düzenleme işini bir hedefe göre gerçekleştirme niyetini ve yönünü benimseyebilmiş bireydir. Bundan sonra yapılacak iş, yön belirten bu niyetin, birbirini takip eden düzenleme gayretleri ile fiilen bir ilerleme halinde olgunluk zirvesine bireyi ve toplumu ulaştırmasıdır. O halde Lewontin’in beşli tasnifindeki dördüncü safha terakki yani gerçek ilerlemedir. Kurtkan, beşinci tasnifin ise olgunluk (tekamül) olduğunu söylemiştir. Ona göre, bu beş basamağın hepsi de sosyal değişmeyi ifade etmektedir. Bütün basamakların tek tek gerçekleşmesi ile son basamak olan olgunluk seviyesine ulaşılacaktır. Kurtkan’a göre, sosyal değişmede, ilerleme ve olgunluk kavramları birlikte gerçekleşmiş olabilir.77

Kısacası, Kurtkan, toplumun hareketli olma özelliğine sahip olduğuna ve sürekli bir değişim hareketi içerisinde bulunduğuna dikkat çekmiştir. Söz konusu değişmenin toplumdan topluma farklılık gösterdiğinin altını çizmiştir. Fakat sosyal değişmenin her zaman ilerleme şeklinde, ileriye yönelik olmadığını, gerileme şeklinde de gelişebileceğini öne sürmüştür. Kurtkan’a göre, sosyal değişmenin hangi yönde ve hızla olacağını, sosyal planlama belirlemektedir. Kurtkan, sosyal olayların etkisiyle ortaya çıkan sosyal değişmenin gerçekleşmesinde bir takım faktörlerin etkili olduğunu söylemiştir. Kurtkan’a göre, sosyal değişmeye etki eden başlıca faktörler, fizikî çevre, biyolojik şartlar, teknolojik düzen ve kültürel düzen faktörleri olmuştur.

76 A.g.m., s. 48.

77 A.g.m., s. 49.

101