• Sonuç bulunamadı

Araştırmaya katılan kız ergenlerin anne ve babaya bağlanma düzeyleri erkek ergenlere oranla daha yüksektir

Araştırmaya katılan ergenlerin sınıf düzeyi arttıkça EBÖ puan ortalamalarının düştüğü bulunmuştur.

Araştırmaya katılan ergenlerin EBÖ’den aldığı baba bağlanma düzeyi puan ortalaması doğum sırası ilk çocuk olan grupta diğer gruplara oranla daha düşüktür

Araştırmaya katılan anne baba birlikte yaşayan ergenlerin anne bağlanma düzeyleri ve baba bağlanma düzeyleri anne babası boşanmış ergenlere göre daha yüksektir

Araştırmaya katılan anne baba tarafından büyütülen, bakım verilen ergenlerin anne baba bağlanma puan ortalamaları diğer (akraba, bakıcı, kurum vb.) kişiler tarafından büyütülenlere oranla daha yüksektir

Araştırmaya katılan ergenlerin ailesindepsikolojik rahatsızlığı olan grubun güvenli bağlanma eğilimi ailesinde psikolojik rahatsızlığı olmayanlara göre düşüktür

Araştırmaya katılan erkek ergenlerin ÇÇTÖ fiziksel ihmal, duygusal ihmal ve genel travma puan ortalamalarının kız ergenlerden daha yüksektir.

Araştırmaya katılanergenlerin ÇÇTÖ alt ölçeklerinden duygusal istismar puan ortalamalarının sınıf düzeyi arttıkça artmaktadır.

Araştırmaya katılan anne babası boşanmış olan ergenlerde, ÇÇTÖ toplam ve her bir alt ölçek puan ortalamaları anne babası birlikte yaşayan ailelere göre daha yüksektir.

Araştırmaya katılananne baba tarafından büyütülen ergenlerdeÇÇTÖ toplam ve alt ölçek puan ortalamaları diğer (akraba, kurum vb.) kişiler tarafından büyütülen ergenlere göre daha düşüktür.

Araştırmaya katılanergenlerin ÇÇTÖ toplam puan ve alt ölçek puanlarının ailelerinde ruhsal/psikolojik rahatsızlığı olan grupta, ailelerinde ruhsal/psikolojik rahatsızlığı olmayan gruba göre daha yüksektir.

Araştırmaya katılan ergenlerde otoriter anne baba tutumu ile depresyon arasında pozitif yönlü yüksek düzeyde ilişki olduğu belirlenmiştir (r=0,923 p=0,000 p <0.01).

Araştırmaya katılan ergenlerde anne bağlanma ve baba bağlanma ile depresyon arasında negatif yönlü orta düzeyde ilişki olduğu belirlenmiştir (anne bağlanma r: -0,567 p=0,000; baba bağlanma r:0,508 p=0,000 p<0.01).

Araştırmaya katılan ergenlerde çocukluk çağı travmaları ile depresyon arasında pozitif yönlü orta düzeyde bir ilişki olduğu saptanmıştır (r=0,549 p=0,000 p< 0,01).

Araştırmaya katılan ergenlerde çocukluk çağı travmaları ile demokratik anne baba tutumu arasında negatif yönlü yüksek bir ilişki olduğu saptanmıştır (r= -0,866 p=0,000 p< 0.01).

Araştırmaya katılan ergenlerde çocukluk çağı travma yaşantılarından duygusal ihmal ile anne bağlanma düzeyi arasında negatif yönlü yüksek bir ilişki olduğu bulunmuştur (r= -0,744, p=0,000 p<0,01).

Araştırmaya katılan ergenlerde demokratik anne baba tutumu ile anne bağlanma düzeyi arasında pozitif yönlü yüksek bir ilişki bulunmuştur (r=0,766 p=0,000 p< 0,01).

Çalışma sonucunda elde edilen sonuçlara yönelik öneriler

Kurum ve Kuruluşlara Yönelik; Mevcut çalışmada, araştırmaya katılan depresyon tanısı alan ergenlerin depresyon düzeyinin şiddetli olduğu ve depresyon şiddeti üzerinde anne baba tutumlarının yordayıcı olduğu bulunmuştur. Bu nedenle çocuğu ergenlik döneminde olan ailelere yönelik Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okullarda olumlu anne baba tutumları ve ergeni anlamaya ilişkin bilgilendirme seminerlerinin düzenlenmesi ergen ve aile için faydalı olabilir. Okullardaki rehberlik servisi tarafından olumlu anne baba tutumları ve ergeni anlayan aile olma ile ilgili broşür, afiş, yazılı ve görsel materyallerin hazırlanması ergen ailelerinde farkındalık oluşturabilir.

Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okullarda okul öncesi dönemi de kapsayan psikososyal destek ekiplerinin oluşturulması, ekip içinde çocuk gelişimci, çocuk ergen psikiyatristi, psikolog ve rehber öğretmenin çocukların travmatik ve depresif durumlarına yönelik psikolojik ilk yardım uygulayabilmesi açısından faydalı olacağı düşünülmektedir.

Araştırmanın çocukluk çağı travmalarının depresyon ve anne baba bağlanma düzeyi üzerine etkisinden yola çıkarak çocuk sahibi olmayı düşünen ailelere Sağlık Bakanlığı ve Aile Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından doğum öncesinden başlayan çocuk gelişimi ve ruh sağlığına yönelik uygulamalı eğitim programlarının düzenlenmesi yararlı olabilir. Böylelikle gelişimsel olarak desteklenmiş ve psikolojik açıdan daha sağlıklı bir çocuğun, dolayısıyla daha sağlıklı bir toplumun oluşması için oldukça kıymetlidir.

Araştırma sonuçları incelendiğinde aile birlikteliğinin çocukluk çağı travmatik yaşantılar, depresyon ve anne baba tutumları üzerinde yordayıcı olduğu saptanmıştır.

Bu bilgiden hareketle boşanma ve ebeveyn kaybı gibi çocuğun hayatında radikal değişimlerin yaşandığı dönemlerde temel bakım veren kişi tarafından, çocuğun çocuk psikiyatri hekimi ve çocuk gelişimcilere yönlendirilmesi önemlidir. İş birliği içerisinde olan çocuk psikiyatri hekimi ve çocuk gelişimciler ikinci basamak sağlık kuruluşlarındaki değerlendirmeleri ve uygulayacakları müdahale programları; temel bakım veren kişiye çocuğa bu süreçte rehber olma becerilerini kazandırırken çocukta oluşabilecek yanlış inançların önlenmesi için oldukça önemlidir.

Ergenlerde ilk çocuk olma durumunun anne ve babaya bağlanma düzeyi üzerinde yordayıcı olduğu görülmektedir. Bu sonuçtan hareketle aile planlaması, doğum kontrol yöntemlerinin yaygınlaşması ve ulaşılabilir olması çiftler için sürecin isteyerek başlaması açısından önemlidir. Ayrıca çiftlerin bilinçsiz ve hazırlıksız anne babalık rolünü kabullenmesi de bağlanma sürecinde etkilidir. Bu yüzden doğum öncesinden itibaren anne ve babanın bebek bakım eğitimleriyle, çocuk gelişimi ve sağlığına yönelik desteklenmesi önemlidir. Aile sağlığı ve sağlıklı hayat merkezlerinde bu duruma yönelik gebelik okulları oluşturulabilir. Bu okullara sadece anneler değil babalarında dahil edilmesinin yararlı olacağı düşülmektedir.

Ergenlere yönelik sosyal medya ve dijital platformlarda sosyalleşebileceği ve kendini geliştirebileceği ücretli ve kontrollü platformların yaygınlaştırılması ayrıca ulaşılabilirliğinin kolay olması için kamu kurum ve kuruluşlarınca bütçesinin desteklenmesinin yararlı olacağı düşünülmektedir.

Ergenlerin anneye bağlanma düzeylerinin babaya bağlanma düzeyine göre daha yüksek ve güvenli olmasından hareketle babaların doğum öncesi ve sonrası dönemde sürece aktif katılması için ortak etkinliklerin (hamile yogası, doğum hazırlık

kursları vb.) arttırılması önemlidir. Böylelikle çocuğun temel bakım ve ihtiyaçlarına yönelik sorumluluk sadece annenin göreviymiş gibi olmaz ve çocuk hem anneyle hem babayla sağlıklı bir bağlanma sürecini yaşayabilir.

Ergenlerin ailesinde psikolojik rahatsızlık öyküsünün bulunuyor olması çocukluk çağı travma yaşantıları, anne baba bağlanma düzeyi ve anne baba tutumları üzerinde yordayıcı olduğu bulunmuştur. Bu sonuçtan hareketle tedavi ve rehabilite edici ruh sağlığı hizmetlerinin yaygınlaştırılmasının fayda sağlayacağı düşülmektedir.

Ebeveyne Yönelik; Ergen ebeveyni olma ile ilgili eğitim ve seminerlere katılım sağlamaları ergenin yaşadaığı gelişimse süreç hakkında fikir sahibi olmaları açısından

önemlidir.

Ergenin sosyalleşmesinde ebeveynin sosyal olmasının önemli olduğu düşünülmektedir. Bu sebepten ebeveynin sosyal bir ebeveyn olması ergeni bu konuda teşvik edeceği düşünülmektedir.

Ergene Yönelik; Serbest zaman etkinliklerinin ücretsiz ve ulaşılabilir olması ergenlerin ilgili olduğu etkinliklere katılımını arttırabilir. İlgili olduğu alanda desteklenen ve başarı sağlayan ergenin olumlu etkileneceği düşünülmektedir. Bu amaçla el sanatları, spor, müzik gibi etkinliklerin kamu ve özel sektör tarafından desteklenmesi ve yaygınlaşması önemlidir.

Gelecekte yapılacak ilgili çalışmalara öneriler

Çalışma sadece Elazığ ilinde yaşayan ve çocuk psikiyatrisi polikliniğinde depresyon tanısı almış 14-18 yaş aralığındaki ergenlerle gerçekleştirilmiştir. Gelecekte yapılacak olan çalışmaların daha geniş örneklem grubu ile yapılması ve depresyon tanısı almamış bir kontrol grubunun eklenmesi anne baba tutumlarının, anne baba bağlanma düzeylerinin ve çocukluk çağı travma yaşantılarının daha ayrıntılı incelenmesi ve kıyaslanması için önerilmektedir.

Bağlanma sürecinde tensel temas ve anne sütü almanın önemli olmasından kaynaklı olarak anket sorularına bebeklik döneminde anne sütü alma süresinin eklenmesinin faydalı olacağı düşülmektedir.

Ergenlerde depresyon şiddetiyle ilişkili birçok sebep bulunmaktadır.

Çalışmada sadece anne baba tutumu, çocukluk çağı travma yaşantısı ve bağlanma düzeyleri ile ilgili ilişkisi ele alınmıştır. Bu değişkenler dışında ergenlerde akran

ilişkileri, romantik ilişkiler, başarı kaygısı, sosyal fobi gibi farklı değişkenler ile depresyon arasındaki ilişki ayrıntılı değerlendirilebilir.