• Sonuç bulunamadı

Sera Etkisi ve Küresel Isınma

I. BÖLÜM: YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARINA YÖNELİŞİN

3. ÇEVRESEL NEDENLER

3.2. Enerjinin Çevre ve İnsan Sağlığına Etkileri

3.2.1. Enerjinin Çevre Sağlığına Etkileri

3.2.1.1. Sera Etkisi ve Küresel Isınma

Öncelikle sera etkisi, küresel ısınma, iklim değişikliği gibi kavramları açıklayalım.

Sera etkisi yaparak yer kürenin ısınmasına, çevre ve özellikle atmosfer kirliliğine neden olan gazlar CO2 (Karbondioksit), CO (Karbonmonoksit), SO2

(Kükürtdioksit), NOx (Azotoksitler), tozlar ve CH (Hidrokarbonlar)’dır. Tozlar ve

hidrokarbon gazlar kirliliğin en önemli öğeleridir. Asit yağmurlarının oluşmasında SO2 ve zehirleyici olan NOx’ler etkili olmaktadır.53

Küresel ısınmaya neden olan sera gazlarının (en önemlisi CO2 gazıdır ve toplam sera gazı miktarı içindeki payı % 80 civarındadır) başlıca türleri, atmosferdeki artış oranları ve kaynakları aşağıda verilmektedir:54

Karbondioksit (CO2) gazı: CO2 gazının atmosferdeki oranı 1750 yılından günümüze kadar % 31 oranında artmıştır. Son 20 yıldır, atmosfere salınan insan kaynaklı CO2 gazının yaklaşık dörtte üçü fosil yakıtların yanmasından, geri kalanı da arazi kullanımı değişikliği ve özellikle ormanların yok edilmesinden kaynaklanmıştır. Son yirmi yılda, atmosferdeki CO2 gazının yıllık artışı % 0,4 olmuş, 1990’dan sonra ise yıllık artış % 0,2 ila 0,8 arasında değişmiştir.

Metan (CH4) ve karbonmonoksit (CO) gazları: Metanın atmosferdeki miktarı 1750 yılından beri % 151 oranında artmıştır ve hâlâ artmaya devam etmektedir. Metan gazı emisyonlarının yaklaşık yarısı, fosil yakıtların kullanımı, büyük baş hayvan yetiştiriciliği, pirinç tarımı, atıkların gömülmesi gibi insan faaliyetlerinden kaynaklanmaktadır. Son zamanlarda, metan gazı artışına bağlı olarak karbonmonoksit gazı emisyonu da saptanmıştır.

Azotoksit (NOx) gazı: Azotoksidin atmosferdeki miktarı 1750 yılından beri

% 17 oranında artmıştır ve artmaya devam etmektedir. Azotoksit emisyonunun

53 Çetin Göksu, Güneş ve Kent, ODTÜ Mimarlık Fakültesi Yayınları, Ankara, 1993, s. 28.

54 Betül Keskin, “Küresel Isınma”, http://www.cevre.metu.edu.tr/Yazilar/son_kuresel%20isinma.doc, 11.04.2007, s. 2.

yaklaşık üçte biri, tarıma açık topraklar, büyük baş hayvan yemleri ve kimya sanayi gibi insan faaliyetlerinden ileri gelmektedir.

Halokarbon gazları: Sera gazı etkisine sahip halokarbon gazları hem ozon tabakasını zayıflatan, hem de sera gazı etkisi gösteren gazlardır. Halojenli karbon (halokarbon) gazları emisyonunda artış gözlenmektedir.

Tablo 2’de enerji üretim ve tüketiminden kaynaklanan sera gazları gösterilmektedir. Buna göre, sera gazları sadece enerji üretiminde değil, aynı zamanda bu enerjinin tüketilmesi sırasında ve fosil kaynakların doğrudan ısıtma vb.

amaçlı kullanımı sonucunda da ortaya çıkmaktadır.

Tablo 2: Enerji Üretim ve Tüketiminden Kaynaklanan Sera Gazları

FAALİYET TÜRÜ SALINAN SERA GAZLARI

ENERJİ ÜRETİMİ I. Birincil Enerji Üretimi

I.1. Kömür madenciliği Metan, uçucu organikler I.2. Petrol ve petrol ürünleri üretimi,

rafinasyonu, depolanması ve taşınması

Metan, uçucu organikler

I.3. Doğal gaz işleme, taşıma ve dağıtımı Metan, uçucu organikler II. İkincil Enerji Üretimi (Enerji çevrimi)

II.1. Termik Santraller Karbondioksit ENERJİ TÜKETİMİ

I. Ulaştırma sektöründe

I.1. Motorlu kara taşıtları Karbondioksit, diazotmonoksit, uçucu

organikler

I.2. Hava ulaştırma araçları Karbondioksit, diazotmonoksit, uçucu organikler

I.3. Tankerler Karbondioksit, diazotmonoksit, uçucu

organikler II. Sanayi sektöründe

II.1. Fosil yakıtların yakılması ile proses, buhar ve ısıtma suyu elde edilmesi

Karbondioksit, metan, diazotmonoksit

III. Konutlarda

III.1. Fosil yakıtlarla evsel ısıtma Karbondioksit

Kaynak: Sema Alpan Atamer, “Küreselleşmenin Bir Aracı: Kyoto Protokolü”, Türkiye III. Enerji Sempozyumu, 5-6-7 Aralık, ‘Küreselleşmenin’ Enerji Sektöründe Yapısal Değişim Programı ve Ulusal Enerji Politikaları, TMMOB, EMO, Ankara, 2001, s. 374.

Atmosferdeki karbondioksit ve diğer sera gazlarının ulaştığı birikim düzeyi, sanayi devriminden bu yana hızla yükselmiş, atmosferdeki birikimlerinin artmasına en başta fosil yakıt kullanımı gibi insan etkinlikleri yol açmış; ekonomik büyüme ile nüfus artışı bu süreci daha da hızlandırmıştır. Şekil 1’de açıklandığı gibi sera gazları, dünyayı kuşatan bir battaniye gibi enerjinin gezegenin yüzeyinden ve atmosferden kaçışını engellemektedir.

Şekil 1: Sera Etkisi

Kaynak: Mustafa Şahin, “İklim Değişikliği ve Türkiye”, İklim Değişikliği İçin Paydaşlar Buluşması, İstanbul, Nisan 2006, s. 7.

Kısaca, fosil yakıtların yoğun bir biçimde yakılmasıyla başta karbondioksit olmak üzere, atmosferde sera gazlarının giderek artması ve buna bağlı olarak enerjinin gezegenin yüzeyinden ve atmosferden kaçışının engellenmesi sonucu dünyamızın ısınması, sera etkisi olarak tanımlanmaktadır.

Sera etkisini daha ayrıntılı olarak açıklamak gerekirse:

Dünya, doğal olarak atmosferde bulunan su buharı, karbondioksit ve diğer az miktarda bulunan sera gazları nedeniyle sıcaklık kontrol sistemine sahiptir.

Atmosferdeki sera gazları, iklim sistemleri için kritik önemi olan gazlardır. Güneş ışınlarının ortalama olarak 1/3’ü dünyaya çarparak uzaya geri döner. Geri kalan ışınların az bir kısmı atmosfer, büyük bir kısmı da kara ve okyanuslar tarafından

emilir. Dünya yüzeyi ısınarak kızıl ötesi radyasyon yayar. Sera gazları kızılötesi radyasyonu tutar ve atmosferin ısınmasına neden olur. Doğal olarak oluşan sera gazları; su buharı, CO2, ozon, metan ve nitrözoksittir. Bunlar doğal olarak sera etkisi yaratır. Ancak insan aktiviteleri atmosferdeki sera gazı düzeyinin artmasına neden olmaktadır.55 Bugün çok iyi bilinmektedir ki fosil yakıt kullanımı, tarımsal ve endüstriyel etkinlikler, arazi kullanım değişiklikleri, ormansızlaştırma gibi insan etkinlikleri sonucunda sera gazları önemli ölçüde artmakta, bu durum doğal sera etkisini kuvvetlendirmektedir. Yerkürenin doğal ışınım dengesini bozan bu müdahalenin en önemli etkisi yerküre sıcaklığının artma eğilimi göstermesidir.56 Örneğin, 19. yüzyıldan itibaren ortalama küresel yüzey sıcaklığının 0,3 Cº ile 0,6 Cº arasında arttığı, son 40 yılda ise 0,2 Cº ile 0,3 Cº arasında bir artış olduğu saptanmıştır.57 İşte sera gazlarının artışıyla ortaya çıkan bu sıcaklık artışları, 21.

yüzyılın ve daha sonraki dönemin iklim değişimine yön verecektir.

Sera etkisinin oluşumunda %36 enerji, %24 endüstri, %18 ormancılık, %9 tarım ve %3 diğer etmenlerin payı vardır.58 Aşağıdaki tabloda da görüldüğü gibi kömür, petrol, doğal gaz gibi fosil kaynakların enerji üretiminde kullanılması büyük oranda sera gazı emisyonlarının artışına neden olmaktadır. Rüzgar gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının sera gazı emisyonlarındaki payı ise sıfıra yakındır.

55 Zeynel Kökçam, Ayça Erem Bahadır, “İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi ve Türkiye”, Türkiye III. Enerji Sempozyumu, 5-6-7 Aralık, ‘Küreselleşmenin’ Enerji Sektöründe Yapısal Değişim Programı ve Ulusal Enerji Politikaları, TMMOB, EMO, Aralık 2001, Ankara, s. 384.

56 Fikret Mazı, Küresel Isınma Avrupa Birliği ve Türkiye, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yayımlanmamış Doktora Tezi, Ankara, 2003, s. 15.

57 Zeynel Kökçam, Ayça Erem Bahadır, “İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi ve Türkiye”, a.g.k., s.

384.

58 Umur Gürsoy, a.g.k., s. 66.

Tablo 3: Kaynaklara göre Sera Gazı Emisyonları

Kaynak: Atilla Gürbüz, “Enerji Verimliliğinin Emisyonlara Etkisi”, İklim Değişikliği Sözleşmesi Çerçevesinde Enerji Sektörü, Ankara, 2006, s. 4.

İklim değişikliğine konu sera gazı emisyonlarının giderek artmasının nedeni çevresel politikalar ile ekonomi ve enerji politikalarını birbirleri ile bütünleştiremeyen kalkınma politikalarıdır. Şimdiye kadar, çevre konusu, kalkınma lehine ama insanlık aleyhine enerji politikalarından dışlanmıştır.