• Sonuç bulunamadı

3.2. Örnek Olaylar

3.2.2. Sarraf Beylikçioğlu Agob

Sarraf Beylikçioğlu Agob defterde birinci sınıf sarraf olarak kayıtlı bulunmakta olup Vezir Hanı’nda sakindir71. 140 nolu Darphâne Defterine adı geçen sarrafla ilgili ilk kaydedilen vaka 23.03.1841 tarihlidir. Sarraflığını yaptığı mültezim Hacı Yahya Ağa’dan güzeştesi ile beraber 9.812 kuruş alacağını adı geçen mültezimin geri ödemeye muhalefet etmesi ve hileli yollara başvurması üzerine sarraf Beylikçioğlu Agob bir arzuhal ile Bâb-ı Âli’ye başvurmuş ve sorunun çözümünü talep etmiştir. Darphâne-i Âmire’ye konunun havale edilmesi üzerine taraflar buraya davet edilip sorgulanmış ve yapılan inceleme sonucunda adı geçen mültezimin sarraf Agob’a 5.000 kuruş borcu olduğu, kalanın ise bu tutarın işleyen güzeştesi olduğu ortaya çıkmıştır. Borcunu ikrar eden mültezim kendisinin eski Tokad Muhassılı Hilmi Efendi’nin biraderi olduğunu, biraderinin ipek işlediğini ancak malının yağmalanması nedeniyle mağdur duruma düşerek borcunu ödeyemediğini ifade etmiştir. Bunun üzerine sarrafın da rızası alınarak güzeşte tutarı borçtan indirilmiştir. Kalan borcun dahi ödenmesine kudreti olmayan Hacı Yahya Ağa’ya bir hizmet yeri bulunarak bağlanacak aylığının yarısının düzenli olarak sarrafa ödenmesi yoluyla bir çözüm üretilmeye çalışılmıştır. Bu çerçevede Hacı Yahya Efendi’nin Karakarye

70 B.O.A., a.d., v.35, h.6.

Muhassıllığı muavinliği görevine atanması ve bununla ilgili olarak Selanik Muhassıllığına bir yazı gönderilmesi kararlaştırılmıştır. Taraflara söz konusu ödeme planını teyit edici birer ilmühaber verilerek, Darphâne-i Âmire defterine 23.03.1841 tarihiyle kayıt düşülmüştür72.

Aynı yılın ortalarında sarraf Beylikçioğlu Agob Bâb-ı Âli’ye bir arzuhal ile başvurarak Domaniç kazası eski voyvodası Tahir Ağa’nın güzeştesi dahil borcu olan 2 yük 63.660 kuruşluk muhasebesinin görülmesi işini sürekli geciktirdiği, bu nedenle hesabının görülerek hileli yollara başvurulmasının önüne geçilmesini talep etmiştir. Konu Darphâne-i Âmire’ye havale edilmiş ve kapukethüdalarından Pertev Efendi işin çözüme kavuşturulması için görevlendirilmiştir. Pertev Efendi tarafları ve huzurda bulunması lazım gelenleri Darphâne-i Âmire’ye çağırarak konuyu soruşturmuştur. Yapılan inceleme sonucunda Tahir Ağa’nın sarraf Agob’a bahsedilen miktar borcunun olduğu ortaya çıkmakla birlikte kendisinin de sarraf üzerinde 200 kile buğday(hınta), bir köle, 260 kıyye tütün(duhan) ve açıktan bir miktar akçe alacağının bulunduğunu ifade etmiştir. Bunun üzerine sarraf Agop buğdayın 200 kile olmayıp 800 kile olduğunu ancak bunun önceki muhasebeye ait olduğunu; köle ile tütün bahalarının kayıtlı olduğunu ancak akçe ve sair iddialardan haberinin olmadığını beyan etmiştir. Tahir Ağa’da iddia ettiği hususları sened ile tevsik edemediğinden mecliste bulunanlar bunların kabul edilemeyeceğine karar vermişlerdir. Bunun üzerine bugüne kadar geciktirilen, daha önce sarraf loncasında yapılmış olan hesaplamalar tekrar lonca ustaları önünde teker teker ele alınarak talep edilen borç tutarının doğru ve güzeşte indirimini gerektirir bir hususun olmadığı sonucuna varılmıştır. Tahir Ağa’nın manasız iddialarda bulunduğu, bu nedenle sözlerine itibar olunmamasına ve sarraf Agob’un alacağının Tahir Ağa’nın Domaniç kazasında olan alacağından ve mallarından tahsil edilmesinin uygun olacağı kararlaştırılmıştır. Bu yöndeki karar Darphâne-i Âmire defterine 10.07.1841 tarihiyle kaydedilmiş ve taraflara birer ilmühaber verilmiştir73.

140 nolu Darphâne Defterinde sarraf Beylikçioğlu Agob’a ait bir sonraki kayıt 11.03.1842 tarihlidir. Bu defa sarraf Mikail ile Kirkor Beylikçioğlu Agop’ta bulunan

72 B.O.A., a.d.,v.22, h.5

alacaklarını tahsil etmek amacıyla Bâb-ı Âli’ye başvurmuşlardır. Adları geçen sarrafların güzeşteler dâhil iki kalemde toplam 19.850 kuruş alacak bakiyeleri bulunmakta olup, bu tutarı Agob’tan talep etmişler, Agob ise önce bugün yarın ödeyeceğim diyerek sarrafları oyalamış, daha sonra ise sarraf nizamına aykırı şekilde hareket ederek ve haklarının iptal olduğunu ileri sürerek ödemeden kaçınmıştır. Dilekçe üzerine söz konusu husus sarraflar kâhyasına havale edilmiştir. Sarraflar kahyası ise nizamları uyarınca bu tutarın Agop tarafından ödenmesi gerektiğini yiğitbaşıları vasıtasıyla Darphâne-i Âmire’ye iletmiştir. Bunun üzerine Darphâne-i Âmire Nazırı Agob’un söz konusu borcu ödemesi gerektiğine dair ilamı mühürlemiş, taraflara durumu teyit eden birer ilmühaber verilerek Darphâne-i Âmire defterine 11.03.1842 tarihli kayıt düşülmüştür74.

Yukarıda açıklandığı üzere sarraf Beylikçioğlu Agob bir taraftan alacaklıları ve borçluları ile birtakım sorunlar yaşarken diğer taraftan yanında çalışan kişiler ile de sorun yaşamıştır. Arakel adlı zimmî sarraf Agob’un yanında sekiz aydır çalıştığını ancak bu sürede kendisine ödeme yapılmadığını beyan ederek biriken sekiz aylık maaş tutarı olan 1.660 kuruşun tahsil edilmesini Bâb-ı Âli’ye yazdığı bir arzuhal ile talep etmiştir. Konu Darphâne-i Âmire’ye havale edilmiş, buradan da sarraflar loncasına havale edilmiştir. Loncada konu üzerinde yapılan görüşmede tarafların da rızası alınarak Arakel’in alacağı 750 kuruş olarak belirlenmiş ve sarraf Beylikçioğlu Agob’un söz konusu tutarı ödemesi kararlaştırılmıştır. Yiğitbaşıları vasıtasıyla alınan karar Darphâne-i Âmire’ye iletilerek deftere 23.11.1842 tarihiyle kaydedilmiş ve taraflara durumu teyit eden birer ilmühaber verilmiştir75.

Yine sarraf Beylikçioğlu Agob yanında çalışan Aleksan nam zimmî Bâb-ı Âli’ye dilekçe ile yaptığı başvuruda adı geçen sarrafın yanında çalıştığı sırada biriken 11 aylık 3.300 kuruşluk alacağını talep eylediğini ancak ödemede sarrafın muhalefet ettiğini belirterek biriken alacaklarının tahsil edilmesini istemiştir. Konu Darphâne-i Âmire’ye gönderilmiş, buradan da sarraflar loncasına havale edilmiştir. Sarraflar loncasında konu üzerinde yapılan incelemede talep sahibinin sarraf Agob tarafından iş nedeniyle Edirne’ye gönderildiği, burada 6 ay ikamet ettiği sürede hak ettiği

74 B.O.A.,a.d., v.34, h.2.

tutarın harcırah hariç aylığı 200 kuruştan toplam 1.200 kuruş olduğu, buna karşın sarrafın kendisine 1.100 kuruş ve 500 kuruşluk ödemeler yaptığı, ve Aleksan’ın sarraf Agob’a 400 kuruş borcu olduğu ortaya çıkmıştır. Ancak bu borç Aleksan’nın hâlihazırda sarrafın yanında çalışmakta olduğu dikkate alınarak silinmiştir. Durum yiğitbaşılar vasıtasıyla Darphâne-i Âmire’ye bildirilerek deftere 23.11.1842 tarihiyle kaydedilmiş ve taraflara birer ilmühaber verilmiştir76.

140 nolu Darphâne Defteri’nde sarraf Beylikçioğlu Agob’a ait son kayıt 17.01.1843 tarihlidir. Kapıcılar kethüdası Abbas Beyefendi ile sarrafı Beylikçioğlu Agob’un aralarında olan işlerin muhasebesinin görülmesi sırasında anlaşmazlık yaşanmış, konunun çözümü için taraflar Rikâb-ı Hümayun ve Bâb-ı Âli’ye birer arzuhal sunmuşlardır. Konu Darphâne-i Âmire’ye havale edilmiş, kapukethüdaları ile kumpanya sarraflarının hazır bulunduğu meclise Abbas Beyefendi’nin damadı ve aynı zamanda vekili olan Mehmed Arif Efendi ile sarraf Agob çağrılmıştır. Konu üzerinde yapılan incelemede; sarraf Agob’un Abbas Beyefendi’nin eski sarrafı Tophaneli Artin’den 85.000 kuruş ve yeni döneme ilişkin işlemlerden ise 58.000 küsur kuruş alacağı bulunduğu, yapılan bazı teslimatlardan sonra kalan borcun işlemiş güzeştesi ile birlikte 111.000 küsur kuruş olduğu ortaya konulmuş, tarafların rızasıyla 11.000 küsur kuruş tenzil edilerek borç tutarı 100.000 kuruş olarak hesaplanmıştır. Sözkonusu tutarın 50.000 kuruşu karşılığında Abbas Ağa’ya ait Kemeraltı’nda Kirazlımescid civarında sahip olduğu harap konağın sarraf Agob’a ferağı ve kalan 50.000 kuruş için yeni bir borç tahvili verilmesine karar verilmiştir. Eskiden kalan 85.000 liralık borca ilişkin sened kazaen zayi olduğundan ortaya çıkması durumunda buna itibar edilmemesi, başka bir hususa ilişkin çıkacak herhangi bir senedin dahi muteber addedilmemesi konusunda anlaşılmış, durum Darphâne-i Âmire defterine 17.01.1843 tarihiyle kaydedilerek taraflara birer ilmühaber verilmiştir77.

76 B.O.A., a.d., v.40, h.4.

Benzer Belgeler