• Sonuç bulunamadı

Değer: Sabırlı Olma Değeri

Tanım: Sabır: “Acı, yoksulluk, haksızlık vb. üzücü durumlar karşısında ses çıkarmadan onların geçmesini bekleme erdemi.” (BTS) olarak tanımlanmıştır. Fakat sabır kavramını sadece bu yönüyle düşünmek bu değerin manasını tam ifade etmez. Çünkü sabır, sadece bela ve musibet anında çaresizce beklemek değildir. Musibete karşı dayanmak, ibadette devamlılık göstermek ve günahlara girmemek için direnmek de sabrın manasını ifade eder.

İncelediğimiz bu eserde “Fi Beyan-ı Mebhas-ı Tahammül” başlığıyla sabır konusu işlenmiştir. Ahmed Mürşidî Efendi, konuyla alakalı olarak sabrın, insanın kalbi için bir elbise olduğunu ve bunu giyinen bir kalbe herhangi bir musibetin ulaşamayacağını ifade eder. Bu elbiseyi giymek için dua eden Mürşidî Efendi Allah’a şöyle yalvarır:

Ahmedi sabr u tahammülden bize Vasfı kıl anlar ile kalbimize Âdemi kalbine oldı bu libas Kalb anı geyse irişmez ana pâs Rabbena geydür bizim kalbimize Hûb sıfatlar ile kalbimiz beze

Dünya hayatında insanın başına her türlü musibet gelebilir. Bu sıkıntıların bazısı kulun imtihanı için Allah’ın dilemesiyle olur, bazısı da kulun iradesi ile olur. Mürşidî Efendi, her iki durumda da insana düşen vazifenin, şükür veya tahammül olduğunu ifade eder. Bu şekilde davranan bir kul, dünya ve ahirette huzura kavuşur.

Bir kula irse Huda’sından kaza Kul gerek ide tahammüle rıza Bazı kula imtihan içün virür Bazı kullar ihtiyarıyla bulur Nimete şükr it belaya sabrı kıl Kim bulır andan cilâ mir’at-ı dil İslam inancına ve ahlakına göre Allah’tan gelen musibete karşı kulun şikâyete hakkı yoktur. Kul kendisine isabet eden bir musibet için insanlara şikâyette bulunsa yani

91

Allah’ı, kullara şikâyet etse, cehalet içinde büyük bir nankörlük etmiş olur. Mürşidî Efendi bizi bu konuda da uyarmaktadır.

Cânib-ı Hak’tan gelen kaza işi Mahlûka şekva kılursa bir kişi Hâlıkı mahlûka şekva kılur Böyle kimse câhil ü ahmakdurur Bölümün sonunda sabırlı kişilerin yapmaması gereken bazı davranışlar okuyucu için zikredilmiştir. Sabırlı bir insan bu olumsuz davranışları hayatında sergilemezse mutlu ve huzurlu olur. Bu davranışları sergileyen kişi ise dünya ve ahirette rahat bulamaz.

Bir dahi idem nasâyihden sana Kim anınla iresin dermanına Herkese buğz u ‘adavet eyleme Hatırın viran ider söz söyleme Fıskıyla me’lûf olanı sevme sen Öyle âdemden vefâlar umma sen Öyle fâcir kimseden olın ırak Anların ef’âlidir nâra duzak Anlar ile kim iderse ülfeti Ol bulamaz her dü âlem rahatı

Öngörülen kazanım/lar: Sabırlı olma kavramını açıklar.

Hedeflerine ulaşmak için azimli ve sabırlı olur. Musibete karşı sabrederek dayanmaya çalışır.

Belirlenen değerlerin günümüz toplum hayatındaki yeri ve önemi:

İnsanın çeşitli zorluklara, sıkıntılara veya musibetlere karşı gösterdiği dayanma gücü sabır olarak ifade edilmektedir. İnsana ait erdemli bir değer olan sabır, yaradılış ile alakalı olsa bile sonradan da kazanılan veya geliştirilen bir özelliktir. Fakat her insan aynı sabır kuvvetine sahip değildir. Musibetin ilk anında gösterilmesi gereken sabır, insana dayanma gücü verir ve insanı manen rahatlatır.

Dinimizde sabırlı olmak, üstün bir davranış olarak kabul edilmiş ve hatta emredilmiştir. Başa gelen her türlü musibete karşı alçak gönüllülük gösterip, Allah’a sığınmak, hemen isyan ve itaatsizlikte bulunmamak yüce Rabbimizin hoşuna gider. Ayet-i Kerimede “Andolsun, Biz sizi biraz korku, açlık ve bir parça mallardan,

92

canlardan ve ürünlerden eksiltmekle imtihan edeceğiz. Sabır gösterenleri müjdele. (Bakara, 155) , “Şüphesiz ki Allah sabredenlerle beraberdir.”(Bakara, 153) gibi pek çok sabır ayeti ile Rabbimiz, bizi sabırlı olmaya davet eder. Hz Peygamber, dünya hayıtındaki işlerimizde başarılı olmak için çalışmakla beraber sabrı tavsiye eder ve “Sabreden, zafere ulaşır.” müjdesiyle bize bu değerin önemini hatırlatır.

Her insan veya her toplum hayatında zorluklar çeker veya çekmektedir. Yaşamak, hayatın devamlılığını sağlamak bazen insanı sıkar ve tahammül sınırlarını zorlar. Musibetzedenin musibetine karşı dayanması, zenginin zenginliğini koruyabilmesi, fakirin fakirliğe karşı sıkıntılara göğüs germesi vb. durumlara karşı davranışlarımızın çaresi sabır kuvvetidir. Her sıkıntıyla beraber bir çözüm yolu, her musibete karşı bir çıkış kapısı aramak bizim davranışlarımızın temelini oluşturmalıdır. Dolayısıyla ümitsizliğe kapılmak, sıkıntıya karşı çaresizce beklemek değil, gelen sıkıntıya karşı mücadele etmektir sabır.

Sabır hayatımızın vazgeçilmezleri arasındadır. Evde, okulda, iş hayatında, aile içi ilişkilerde kısacası insanın olduğu her yerde sabır veya sabretmek vardır. Bizi olgunlaştıran, ahlakımızı güzelleştiren ve her insanda olması gereken değerdir sabır. Toplumsal hayatımızda, başımıza gelebilecek musibetlere karşı inanan insanın dayanağı olan sabır, aynı zamanda bir mükâfat vesilesidir. Bu sebeple hangi durum olursa olsun inanan bir gönül için sabır, bir fırsattır. Başa gelen sıkıntıyı feryatlarla, ağıtlarla karşılamak yerine, sabır göstermek, Allah’tan gelenin hoş olduğunu kabul etmek zorda olsa en doğru davranış şeklidir. Yunus Emre’nin

Hoştur bana senden gelen: Ya hil’at ü yahut kefen, Ya taze gül yahut diken... Kahrın da hoş, lûtfun da hoş.

demesi gibi, biz de hayatın sıkıntılarına karşı sabırlı olmalı ve gelen musibetlere bu bakış açısıyla bakmalıyız. Sabırla geçen bir hayatın sonunda huzur ve mükâfat olduğunu düşünerek hayatımızda sabır değerine yer vermeliyiz.

93