• Sonuç bulunamadı

Panel Fark-GMM ve Sistem-GMM Test Sonuçları

3. BÖLÜM: BÜTÇE AÇIKLARININ BELĠRSĠZLĠĞĠ ÜZERĠNDE POLĠTĠK,

3.1. VERĠ SETĠ ve EKONOMETRĠK MODEL

3.1.2. Ampirik Bulgular

3.1.2.3. Panel Fark-GMM ve Sistem-GMM Test Sonuçları

ÇalıĢmada temel model, Arellano ve Bond‘un (1991) geliĢtirdiği Panel Fark-GMM metodu ile Arellano ve Bover/Blundell ve Bond‘un geliĢtirdiği Panel Sistem-GMM metodu kullanılarak elde edilmektedir. Tablo 9‘da temel bulgular özetlenmektedir.

Sütunlarda sırasıyla, Model (1) ve Model (2) yer almaktadır. Model (1)‘de, bütçe açıklarının belirsizliği ile mali, ekonomik ve politik ve kurumsal değiĢkenler arasındaki amprik iliĢki ölçülmektedir. Model (2)‘de ise, borçluluk düzeyi kukla değiĢken olarak eklenmiĢtir. Daha önce vurgulandığı gibi GMM tahmin edicilerin etkinliği, iki varsayımın geçerliliğine bağlıdır. Hansen ve Ġkinci dereceden otokorelasyon testleri bu varsayımların geçerliliğini göstermektedir. Tablo 9‘de görüldüğü gibi, tüm tahmini modeller için Hansen test sonuçları, araç değiĢkenlerin geçerli olduğunu, yani içsellik sorunu yaĢamadığını göstermektedir. Benzer Ģekilde, Arellano Bond (1991) otokorelasyon test sonuçlarına göre, birinci dereceden otokorelasyonun olduğu (Arellano-Bond Test AR(1) p değeri<0,05) görülmektedir. Fakat bu durum, modelin

yapısı nedeniyle doğal kabul edilmektedir. Bunun yanında tüm modeller için, ikinci dereceden otokorelasyon sorununun olmadığı (Arellano-Bond Test AR(2) p değeri>0,10) tespit edilmektedir.

Model (1)‘de gecikmeli bağımlı değiĢken ile iliĢkili olan katsayı hem Fark-GMM hem de Sistem-GMM sonuçlarında istatistiksel olarak anlamlı olduğu için, bütçe açıklarının belirsizliği makul bir kalıcılık derecesi sergilemektedir. Bu durum, bütçe sürecinin göreceli ataletiyle tutarlıdır ve bu nedenle, dinamik panel metodunun kullanılmasını destekler.

Bütçe açığının belirsizliği ile ekonomik büyüme arasında iliĢki hem Fark-GMM hem de Sistem-GMM sonuçlarına göre, istatistiki olarak anlamlı ve negatif yönlüdür. Her iki tahminciye göre, ekonomik büyümedeki bir birimlik artıĢ, bütçe açığındaki belirsizliği ortalama 0,015 birim azalttığı Model (1)‘de görülmektedir.

Bütçe açığının belirsizliği ile cari denge arasındaki iliĢkinin istatistiki olarak anlamlı ve pozitif yönlü olduğu Fark-GMM de tespit edilmektedir. Makroekonomik değiĢkenleri temsil eden cari dengedeki bir birimlik bir artıĢın bütçe açığındaki belirsizliği ortalama 0,10 birim arttırdığı görülmektedir. Yani, cari açık azaldıkça bütçe açığındaki belirsizlik artmaktadır. Bu durum teoriyi desteklememektedir. Fakat Fark-GMM tahmincisine göre daha sağlam sonuçlar veren Sistem-GMM sonuçları, bütçe açığının belirsizliği ile cari denge arasındaki iliĢkinin istatistiki olarak anlamlı ve negatif yönlü olduğunu göstermektedir. Cari dengedeki bir birimlik bir artıĢın bütçe açığındaki belirsizliği 0,007 birim azalttığı görülmektedir. Yani, cari açık azaldıkça bütçe açığındaki belirsizlik de azalmaktadır.

Ele alınan ülkeler için enflasyon oldukça önemlidir. Model (1)‘e bakıldığında enflasyonun artmasının bütçe açığının belirsizliğini arttırdığı görülmektedir. Bütçe açığının belirsizliği ile enflasyon arasındaki iliĢki hem Fark-GMM hem de Sistem-GMM sonuçlarına göre, istatistiki olarak anlamlı ve pozitif yönlüdür. Bu bağlamda Fark-GMM sonuçlarına göre, enflasyondaki bir birimlik bir artıĢ bütçe açığındaki belirsizliği ortalama olarak 0,034 birim arttığı tespit edilmiĢtir. Diğer yandan,

Sistem-GMM sonuçlarına göre; enflasyondaki bir birimlik bir artıĢ bütçe açığındaki belirsizliği ortalama olarak 0,010 birim arttığı ortaya konmaktadır. Bu sebeple, bütçe açığındaki belirsizliği azaltmak için makroekonomik değiĢkenleri temsil eden enflasyonu azaltılması, ekonomik büyüme ve cari dengenin ise arttırılması gerekmektedir.

Tablo 9. 1992-2016 Dönemi Panel GMM Testi Sonuçları

Bağımlı DeğiĢken: Bütçe Açığının Belirsizliği Bağımsız DeğiĢkenler Model (1)

Fark-GMM

Model (1) S-GMM

Model (2) Fark-GMM

Model (2) S-GMM Bütçe Açığının Belirsizliği (t-1) 0.310a

(0.000)

0.441 a (0.000)

0.316 a (0.000)

0.438 a (0.000) Bütçe Açığının Belirsizliği (t-2) -0.314 a

(0.000)

-0.315 a (0.000)

-0.310 a (0.000)

-0.317 a (0.000)

Ekonomik Büyüme -0.015 a

(0.000)

-0.151 a (0.000)

-0.017 a (0.000)

-0.152 a (0.000) Cari ĠĢlemler Hesabı 0.107 a

(0.000)

-0.007 a (0.006)

0.108 a (0.000)

-0.008 a (0.001)

Enflasyon 0.034 a

(0.000)

0.010 a (0.000)

0.033 a (0.000)

0.010 a (0.000) Genel Kamu Harcamaları 0.308 a

(0.000)

0.034 a (0.000)

0.303 a (0.000)

0.029 a (0.000) Genel Kamu Gelirleri -0.196 a

(0.000)

0.030 a (0.000)

-0.203 a (0.000)

0.043 a (0.000)

Politik Risk 0.157 a

(0.000)

0.005 (0.237)

0.148 a (0.000)

0.011 a (0.006)

Borçluluk Düzeyi -0.174

(0.174)

0.345 a (0.006)

#Ülkeler 48 48 48 48

Hansen J-test 40.940 43.049 41.588 43.745

Hansen p-olasılık 0.429 0.342 0.358 0.276

AR (1) test -3.302 a -3.855 a -3.302 a -3.825 a

AR (1) p-olasılık 0.001 0.000 0.001 0.000

AR (2) test 0.863 0.240 0.897 0.255

AR (2) p-olasılık 0.387 0.810 0.369 0.799

Not: a, %1 istatistiksel anlamlılık derecesini göstermektedir.

Mali değiĢkenleri temsil eden kamu harcamaları ve kamu geliri ile bütçe açığının belirsizliği arasındaki iliĢki hem Fark-GMM hem de Sistem-GMM sonuçlarına göre, istatistiki olarak anlamlı çıkmamaktadır. Hem Fark-GMM hem de Sistem-GMM sonuçlarına göre; bütçe açığının belirsizliği ile kamu harcamaları arasındaki iliĢkinin pozitif yönlü olduğu Model (1)‘de görülmektedir. Bu bağlamda Fark-GMM sonuçlarına göre, kamu harcamalarındaki bir birimlik bir artıĢın bütçe açığının belirsizliğini 0,30 birim artırdığı tespit edilmektedir. Diğer yandan Sistem-GMM sonuçları, kamu

harcamalarındaki bir birimlik bir artıĢın bütçe açığının belirsizliğini 0,34 birim artırdığını göstermektedir. Fark-GMM sonuçlarına göre, kamu gelirleri ile bütçe açığının belirsizliği arasındaki iliĢki ise negatif yönlüdür. Yani, kamu gelirlerindeki bir birimlik bir artıĢ bütçe açığının belirsizliğini 0,19 birim azaltmaktadır. Bu bağlamda, bütçe dengesindeki belirsizlik üzerinde kamu harcamalarının etkisinin kamu gelirlerine oranla daha fazla olduğu görülmektedir. Bu sebeple kamu harcamalarının kamu gelirlerine oranla bütçe açıklarının belirsizliğini azaltmada daha etkili olduğu söylenebilmektedir.

Politik ve kurumsal faktörleri temsil eden politik risk endeksi ile bütçe açığının belirsizliği arasındaki iliĢki, Fark-GMM sonuçlarına göre istatistiki olarak anlamlıdır.

Diğer yandan politik risk endeksi ile bütçe açığının belirsizliği arasındaki iliĢki, Sistem-GMM sonuçlarına göre istatistiki olarak anlamlı değildir. Fark-Sistem-GMM sonuçlarına göre, bütçe açığının belirsizliği ile politik risk endeksi arasında pozitif bir iliĢki olduğu tespit edilmektedir. Politik risk endeksi artıkça, ülkenin politik riski azalmaktadır. Yani ülkenin politik riski ile politik risk endeksi arasında ters yönlü iliĢki vardır. Bu bağlamda Model (1)‘e baktığımızda, politik risk endeksindeki bir birimlik artıĢ bütçe açığının belirsizliğini ortalama 0,15 birim arttırmaktadır. Yani ülkedeki siyasi istikrar arttıkça bütçe açığındaki belirsizliğin arttığı tespit edilmektedir. Politik ve kurumsal faktörleri temsil eden politik risk endeksi ile bütçe açığının belirsizliği arasındaki iliĢki sonucu genel olarak literatürden farklı çıkmasına rağmen Barro (1999) ve Muller (1995) in yapmıĢ olduğu çalıĢmaları ise destekler niteliktedir.

Model (2)‘de ülkeler borçluluk düzeyine göre analiz edilmektedir. Model (2) Fark-GMM sonuçlarına göre; bütçe açığının belirsizliği ile borçluluk düzeyi arasındaki iliĢkinin negatif yönlü olduğu tespit edilmektedir. Fakat bu etkinin istatistiki olarak anlamlı olmadığı görülmektedir. Fakat Sistem-GMM sonuçlarına göre, bütçe açığının belirsizliği ile borçluluk düzeyi arasındaki iliĢkinin istatistiki olarak anlamlı ve pozitif yönlü olduğu ortaya konulmaktadır. Borçluluk düzeyi değiĢkeninin katsayısındaki bir birimlik bir artıĢ bütçe açığının belirsizliğini 0,34 birim arttırdığı görülmektedir. Yani ülkelerin borçluluk düzeyi arttıkça, bütçe açığının belirsizliği de artmaktadır.

Bütçe açığının belirsizliği ile ekonomik büyüme arasındaki iliĢki, hem Fark-GMM hem de Sistem-GMM sonuçlarına göre istatistiki olarak anlamlı ve negatif yönlüdür. Fark-GMM sonuçlarına göre, ekonomik büyümedeki bir birimlik artıĢın; bütçe açığındaki belirsizliği 0,017 birim azalttığı Model (2)‘de görülmektedir. Diğer yandan, Sistem-GMM sonuçlarına göre, ekonomik büyümedeki bir birimlik artıĢın, bütçe açığındaki belirsizliği 0,015 birim azalttığı Model (2)‘de görülmektedir.

Bütçe açığının belirsizliği ile cari denge arasındaki iliĢkinin istatistiki olarak anlamlı ve pozitif yönlü olduğu, Fark-GMM de tespit edilmektedir. Makroekonomik değiĢkenleri temsil eden cari dengedeki bir birimlik bir artıĢın, bütçe açığındaki belirsizliği 0,10 birim arttırdığı görülmektedir. Yani, cari açık azaldıkça bütçe açığındaki belirsizlik artmaktadır. Bu durum teoriyi desteklememektedir. Fakat Fark-GMM tahmincisine göre daha sağlam sonuçlar veren Sistem-GMM sonuçları da, bütçe açığının belirsizliği ile cari denge arasındaki iliĢkinin istatistiki olarak anlamlı ve negatif yönlü olduğu tespit edilmektedir. Cari dengedeki bir birimlik bir artıĢın bütçe açığındaki belirsizliği ortalama 0,008 birim azalttığı görülmektedir. Yani, cari açık azaldıkça bütçe açığındaki belirsizlik de azalmaktadır.

Model (2)‘ye bakıldığında; enflasyonun artmasıyla birlikte bütçe açığının belirsizliğinin de arttığı görülmektedir. Bütçe açığının belirsizliği ile enflasyon arasındaki iliĢki hem Fark-GMM hem de Sistem-GMM sonuçlarına göre, istatistiki olarak anlamlı ve pozitif yönlüdür. Bu bağlamda Fark-GMM sonuçlarına göre, enflasyondaki bir birimlik artıĢ, bütçe açığındaki belirsizliği 0,033 birim arttırmaktadır. Diğer yandan, Sistem-GMM sonuçlarına göre, enflasyondaki bir birimlik artıĢın, bütçe açığındaki belirsizliği 0,010 birim arttırdığı görülmektedir.

Mali değiĢkenleri temsil eden kamu harcamaları ve kamu geliri ile bütçe açığının belirsizliği arasındaki iliĢki, hem Fark-GMM hem de Sistem-GMM sonuçlarına göre istatistiki olarak anlamlı çıkmaktadır. Hem Fark-GMM hem de Sistem-GMM sonuçlarına göre, bütçe açığının belirsizliği ile kamu harcamaları arasındaki iliĢkinin pozitif yönlü olduğu Model (2)‘de görülmektedir. Bu bağlamda Fark-GMM sonuçları, kamu harcamalarındaki bir birimlik artıĢın bütçe açığının belirsizliğini ortalama 0,30

birim artırdığını göstermektedir. Diğer yandan Sistem-GMM sonuçlarına göre, kamu harcamalarındaki bir birimlik artıĢın, bütçe açığının belirsizliğini ortalama 0,29 birim artırdığı tespit edilmektedir. Fark-GMM sonuçlarına göre, kamu gelirleri ile bütçe açığının belirsizliği arasındaki iliĢki ise negatif yönlüdür. Yani, kamu gelirlerindeki bir birimlik bir artıĢ, bütçe açığının belirsizliğini ortalama 0,20 birim azaltmaktadır.

Bütçe açığının belirsizliği ile politik risk endeksi arasındaki iliĢki hem Fark-GMM hem de Sistem-GMM sonuçlarına göre, istatistiki olarak anlamlı ve pozitif yönlü çıkmaktadır. Fark-GMM sonuçlarına göre, politik risk endeksindeki bir birimlik artıĢın bütçe açığının belirsizliğini 0,14 birim arttırdığı Model (2)‘de görülmektedir. Sistem-GMM sonuçlarına göre ise, politik risk endeksindeki bir birimlik artıĢın, bütçe açığının belirsizliğini 0,011 birim olarak arttırdığı tespit edilmektedir.

3.1.3. Bütçe Açığının Belirsizliği ile Kamu Harcamaları ve Gelirleri