• Sonuç bulunamadı

Oscar Lange ve J. Schumpeter'in Eleştirileri

Belgede MARKSİST DEĞER TEORİSİ (sayfa 127-130)

MARKSİST DEĞER TEORİSİNİN ELEŞTİRİSİ

3. Oscar Lange ve J. Schumpeter'in Eleştirileri

Lange, marksist değer teorisini, genel olarak Marksist İktisatla ge-nel olarak Modern Ekonomi Teorisini karşılaştırdığı ve bunların bir diğerine göre nispî önem ve üstünlüklerinin neler olabileceğini araştır-dığı bir yazısında27 eleştirmiştir.

2b Economic Philosophy, s. 43, 45; 'An Essay...,' s. 20.

2 4 Fransız ikitsatçısı Robert Guiheneuf Joan Robinson'un Marksist değer teorisi ile ilgili yorumu için şöyle der: "Bayan Robinson'un yorumu, marksist değer

teori-sinin ciddi bir eleştirisini meydana getirmez. Hattâ bir miktar saflıktan da yoksun değildir." Le Probleme de la Teo'rie Mantiste de la Valeur, 1952, s. 171.

Meek, op. cit., s. 234'ten naklen.) 25 Meek, op. cit., s. 236.

26 Dobb, Political Economy and Capitalism, s. 14.

27 "Mandan Economics and Modern Economic Theory',' Review of Economic Studies, Vol. II. (1934-1935). Burada hemen belirtelim ki, Lange, bu yazısında-ki görüşlerini daha sonrayazısında-ki bir yazısında ve yayınlanan son eserinde tamamen terketmiş görünüyor. Bak. "The Economic Laws of Socialist Society in the Light of Joseph Stalin's Last Work," International Economic Paters, No. 4 (1954) ve Political Economy, Vol. I.

113

Lange, marksist değer teorisinin analitik bakımdan hiç bir önem taşımadığı ve marksist iktisadın en işe yaramaz tarafını teşkil ettiği görüşünde Robinson'la birleşir. Lange'ye göre, bu teori, basit bir den-ge teorisinden başka bir şey değildir, ve bu bakımdan modern ekono-mik denge teorisinin ancak daha ilkel bir şeklini teşkil eder. Böyle ol-duğu için de, bu sonuncusu ne kadar statikse o da, esas itibariyle, o ka-dar statik bir teoridir.28 İş-bölümüne ve fertler arası mübadeleye da-yanan bir toplumda üretimi ve bölüşümü yöneten merkezî bir otorite yoktur; burada hangi malların ne miktar üretilecekleri otomatik ola-rak çözülen bir problemdir; bu çözümü rekabet mekanizması sağlar;

rekabet o şekilde işler ki, mevcut üretim kaynakları çeşitli endüstriler arasında, her bir malın fiyatı bunun üretimi için gerekli emek mikta-rıyla orantılı olacak şekilde, dağılır. Şimdi, her bir malın üretimi için gerekli emek miktarı belli ise, diğer bir ifadeyle, bu miktar üretim tek-niğiyle belirlendiğine göre, mevcut üretim tekniği veri ise, fiyat ve üretim dengesinin ne olacağı kolayca açıklanabilir. Lange, bir denge teorisi olarak marksist değer teorisinin bu açıklamayı sağladığını be-lirtir. Lange, ayrıca, şunu da ilâve eder : emek değer teorisi, bir eko-nomik denge teorisi olarak, yalnız kapitalist ekonomiler için değil, fa-kat, serbest rekabet mekanizmasının işlemesi şartı ile, bütün mübadele ekonomileri için geçerlidir. Daha bir incelik ve kesinlikle ifade edilecek olursa, bu teori, asıl, rekabetin hüküm sürdüğü fakat kapitalist olma-yan ekonomiler için geçerlidir. Emek değer teorisi için daha ince ve geliştirilmiş modern ekonomik denge teorisinin "ilkel" bir şeklidir der-ken Lange'nin kastettiği budur. Lange, böylece, modern teorinin da-ha genel ve dolayısiyle dada-ha üstün bir teori olduğunu göstermiş olu-yordu.

Genel denge teorisinin görevini ve bunun önemini tespit etmekte fayda vardır. Eğer bu, her biri kendi başına üretimde bulunan ve ki-şisel çıkarları kendilerinin tek yol göstericileri olan bağımsız özel üre-ticilerin, karşılıklı bağlılığa dayanan bir sistem meydana getirecek şe-kilde, birbirlerine nasıl ve niçin bağlandıklarını açıklamak ise, Marksist iktisatta bu görevi değer kanunu yerine getirir.29 Aynı vakıayı açıkla-maları bakımından iki teori birbirleriyle, gerçekten, karşılaştırabilir-ler. Nitekim, sırf bunu gözönünde tutarak, Sweezy de "değer kanunu, esas itibariyle, ilk önce basit mal üretimi göz önünde tutularak geliş-tirilmiş ve sonra kapitalizme uydurulmuş bir genel denge teorisidir"

der.30 Lange'nin ekonomik denge olayını açıklamaları bakımından

28 Ibid., S. 194-5.

2 9 Svveezy, "A Reply to Critics", The Present as History içinde s. 356.

30 The Theory of Capitalilst Development, s. 53.

114

marksist teoriyi sınırlı, modern teoriyi genel bir teori olarak görmesi doğru fakat büyük önemi olan bir şey değildir.

Joan Robinson marksist teoriyi sırf ve sadece bir piyasa fiyatları teorisi olarak görmekle teorinin kapsamını nasıl sınırlandırmış ise, Lange de farklı bir açıdan aynı şeyi yapmıştır.

Üretim her toplumda toplumun sahip bulunduğu toplam iş-gücü ile yapılır. Bu kapitalizmde de böyledir. Kapitalizmi belirleyen, kendi-ne özgü üretim biçimidir. Bunun da, daha evvel görmüş olduğumuz gibi, başlıca üç temel özelliği vardır : (1) üretim faaliyeti bağımsız özel kişiler tarafından düzenlenir ve piyasa için yapılır, diğer bir ifadeyle, ürünler mal olarak üretilir; (2) üretim araçları toplam nüfusun küçük bir azınlığının tekelindedir, ve (3) nüfusun büyük çoğunluğu geçimini sağlayabilmek için bu küçük azınlık hesabına çalışmak zorundadır, ve-ya, diğer bir deyimle, işgücünün kendisi bir mal haline gelmiştir. Bu şartlar altında, üretilen ürünler toplumun toplam iş-gücünden belli miktarlar harcanarak elde edilir ve piyasada birbirleriyle belli oranlar dahilinde değiştirilirler. Şimdi, bu iki vakıa arasında ne gibi bir ilişki vardır? Marx, bu sorunun cevabını emek değer teorisiyle bulmaya ça-lışır. Bu teori, yukarıdaki özellikler hesaba katılarak kurulmuş bir teo-ridir. Genel denge teorisi ise, daha genel bir plânda kaynakların tah-sisi problemine, bu özellikleri hesaba katmaksızın, çözüm sağlayan bir teoridir. Bu iki teori arasındaki çok önemli fark şudur : bölüşüm prob-lemi için modern teori herhangi bir tip ekonomide geçerli olabilecek genel fakat formel bir çözüm sağlarken, bölüşümün üretim ilişkilerine bağlılığından hareket eden marksist emek değer teorisi doğrudan doğ-ruya kapitalist ekonomiye özgü bir bölüşüm teorisi kurmayı mümkün kılar. Marksist değer teorisinin önemini burada aramak gerekir. Mark-sist teori, gerçekçi bir bölüşüm teorisine sahip bulunduğu için, aynı za-manda, diğer teori ile başarılamayan bir işi de başarır; kapitalist sis-temin evrimini açıklar ve bunu yöneten kanunları ortaya koyar.31

Schumpeter de marksist değer teorisi ile marjinal faydaya dayan-dırılan değer teorisi arasında, Lange'ninkine benzeyen bir karşılaştır-ma yapmıştır. Schumpeter'e göre, emek değer teorisi iki şartın gerçek-leşmesi halinde işler: ekonomide tam rekabet hüküm sürmelidir ve emek tek üretim faktörü ve bu da sadece bir tür olmalıdır. Bu iki şart gerçekleşmezse, ilâve varsayımlar yapmak gerekir ve tahlil güçlükleri durmadan ve içinden çıkılmaz bir ölçüde artar. Buna karşılık, marji-nal faydaya dyanan teori çok daha geneldir ve aynı derecede

mükem-3i Bk. Meek, op. cit., s. 229-30.

115

mellikle diğer üretim faktörlerinin ve farklı türden ve nitelikte emek-lerin kullanıldıkları durumlara uygulanabilir. Bütün bunlar doğru ol-makla beraber, emek değer teorisinin geçerliliğini sağlayan varsayım bu teoriye ithal edilecek olursa, bu teoriyle de varılacak sonuç emek değer teorisiyle varılanın aynı olur : tek üretim unsurunun emek ve bunun da homojen olduğu varsayılırsa, tam hareket ve rekabet ser-bestisi olmak şartı ile, malların nispî değer veya fiyatları bunların ih-tiva ettikleri iş-saati sayılan ile orantılı olmak zorundadır. Schumpeter, bunu gösterdikten sonra, bir yandan, marksistlerin marjinal fayda prensibine dayandırılan değer teorisinin geçerliliğini tartışmalarının, öte yandan, emek değer teorisine yanlıştır demenin aynı derecede saç-ma olduğunu söyler.32

Schumpeter, iktisadın fiilen cereyan eden olayları tasvir veya açık-lama göreviyle yükümlü bir müspet ilim olduğunu belirtir, ve emek değer teorisinin, bu açıdan, bir tahlil aracı olarak ele alınıp değerlen-dirilmesi gerektiğini belirtir. Bu anlayışa göre, bir nispî fiyatlar teorisi diye yorumladığı marksist değer teorisini, yanlış olmamakla beraber, ancak çok sınırlayıcı varsayımlarla geçerli olabilmesi dolayısiyle, gü-nünü geçirmiş bir teori olarak niteler. Bu yorumun doğruluk ve isabet derecesini yukarıda tartıştığımız için burada bunu sadece belirtmekle yetiniyoruz.

Belgede MARKSİST DEĞER TEORİSİ (sayfa 127-130)