• Sonuç bulunamadı

Orman Sınırları DıĢına Çıkarma (2/B)

ĠKĠNCĠ BÖLÜM: KIRSAL ALANLARDA ve KIRSAL KALKINMADA MÜLKĠYET

B. Orman Alanlarında Mülkiyet

2. Orman Sınırları DıĢına Çıkarma (2/B)

6831 sayılı Orman Kanununun ilk metninin 2. maddesi iklim, su ve toprak rejimine zarar vermeyen ve daha verimli kültür arazisi haline getirilmesi uygun görülen ormanların, orman rejimi dıĢında çıkarılmasına ve orman tanımına dahil olduğu halde orman rejimine tabi tutulmasında fayda görülmeyen sahipli yerlerin serbest bırakılmasına, sahibine iade edilmesine veya amacına uygun özel bir idare tarzının belirlenebileceğine iliĢkin hüküm getirmiĢtir.

1950-1960 yılları arasında uygulanan politikalar ülkede orman tahribini arttırmıĢtır.

Bu tahrip göz önüne alınarak 1961 Anayasasının 131. maddesi ile orman rejimi konusunda çerçeve çizilmiĢtir. Bu hükümler 1970 yılına kadar ormanların

65

korunmasında etkili olmuĢtur. Ancak 1744 sayılı kanunla61, 1961 Anayasasının yürürlüğe girdiği 15.10.1961 gününden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiĢ yerlerin bazı koĢullarla orman sınırları dıĢına çıkarılmasına imkan verilmiĢtir. 1973 yılından Orman Kanunu’nun 1983 tarihli değiĢikliğine kadar orman kadastro komisyonları daha çok orman sınırları dıĢına çıkarma iĢlemleri için çalıĢmıĢlardır. Hatta orman sınırları dıĢına çıkarma iĢlemini daha önceden sınırlaması yapılmıĢ ormanlara kadar geniĢletmiĢlerdir (ERDOĞAN, 2005: 65).

Bir arazinin orman arazisi dıĢına çıkarılabilmesi için orman kadastro komisyonunun evvela orman sınırlarını saptaması gerekmektedir; yani o yerde orman sınırlarının belirlenmiĢ olması gerekmektedir. Bu da ancak bir çalıĢma alanında genel kadastro ile orman kadastrosunun aynı anda yapılması ile mümkündür (SINMAZ/KARATAġ, 1995: 301). Kadastro çalıĢma alanı kırsal alanlarda köy sınırlarıdır, Kadastro çalıĢma alanı içerisinde orman arazisi bulunuyor ise durum, çalıĢmaya baĢlanılmasından iki ay önce, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü tarafından Orman Genel Müdürlüğü’ne bildirilir. Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan orman arazisinin sınırlarının belirlenmesi iĢlemi, orman kadastro ekiplerince, Orman Kanunu hükümleri gereğince gerçekleĢtirilir.

Bu iĢleme ait tutanaklar yine 1744 sayılı Kanun hükmüne göre kurulmuĢ olan kadastro ekiplerine teslim edilir. Orman arazilerinin sınırları, paftalarına veya haritalarına kadastro ekiplerince iĢlenir. Orman sınırını tespit etme yani orman

61 1744 sayılı Orman Kanununun Bazı Maddelerin in DeğiĢt irilmesine ve Bu Kanuna 3 Ek Madde ile Bir Geçici Madde Eklen mesine Dair Kanun (RG: 04.07.1973, 13580)

66

sınırlaması kadastro ekibinin iĢi değildir. Kadastro ekibinin iĢi çalıĢma alanının sınırını belirlemektir. Bunun sonucunda arazilerin orman dıĢına çıkarılması iĢi de kadastro ekibinin iĢi değildir.

1982 Anayasası ormanlarla ilgili önemli değiĢiklikler içermektedir. En önemlisi orman sınırları dıĢına çıkarma iĢleminin kapsamı geniĢletilmiĢtir. Anayasanın 169.

maddesi orman olarak korunmasında yarar görülmeyen, aksine tarım alanlarına dönüĢtürülmesinde kesin yarar görülen yerlerin orman niteliğini kaybetmiĢ olma Ģartı aranmaksızın orman sınırları dıĢına çıkarılmasına imkan vermektedir. 1961 Anayasasının tespit ettiği 15.10.1961 tarihinden önce orman niteliğini kaybetmiĢ olma Ģartındaki süre 31.12.1981 tarihine alınmıĢtır. “31.12.1981” tarihi 23.09.1983 tarihli ve 2896 sayılı Kanunda62 da 6831 sayılı Kanunda olduğu gibi 2/B maddesi olarak yerini almıĢtır. 1982 Anayasasının 170. maddesinde orman dıĢına çıkarılacak yerlerin öncelikle orman içinden taĢınacak orman köylülerine tahsisi öngörülmüĢtür ve orman köylüsünün kalkındırılmasına iliĢkin düzenlemeler yapılmıĢtır. Büyük bir kısmı orman içinde ya da kenarında yaĢayan, ormanla etkileĢim içinde olan, baĢka gelir kaynağı olmayan kırsal halkın yani orman köylüsünün ormanla olan etkileĢimi ile orman alanlarının daraldığı da bilinmektedir (ÇAĞLAR, 2005: 31-32).

2896 sayılı Kanun, orman kadastro komisyonlarının yapısını değiĢtirerek kadastro ekiplerini kaldırmıĢtır. Hukukçu üyenin kadastro komisyonlarından çıkarılması ile kadastro iĢlemlerinin hukuksal güvencesi de kaldırılmıĢ olmaktadır. Ayrıca bu kanunla ilk kez, daha önceden sınırlaması yapılmıĢ olup da orman sınırları dıĢında

62 2896 Sayılı Kanun (31.8.1956 Tarihli ve 6831 Sayılı Orman Kanununun DeğiĢtirilmesine ve Ba zı Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılmasına ĠliĢkin Kanun) (RG: 27.09.1983, 18174)

67

kalmıĢ ormanların kadastrosuna imkan verilmiĢtir. Bu, aynı yerde ikinci kez orman kadastrosu yapılabileceği anlamına gelmektedir.

19.06.1986’da yürürlüğe giren 3302 sayılı kanunla, daha önce komisyondan çıkarılmıĢ olan hukukçu üye tekrar kadastro komisyonuna dahil edilmemiĢtir.

Bununla birlikte kanunun 2/B maddesinde “31/12/1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiĢ yerlerden; tarla, bağ, bahçe, meyvelik, zeytinlik, fındıklık, fıstıklık (antep fıstığı, çam fıstığı) gibi çeĢitli tarım alanları veya otlak, kıĢlak, yaylak gibi hayvancılıkta kullanılmasında yarar olduğu tespit edilen araziler ile Ģehir, kasaba ve köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerleĢim alanlarının orman sınırları dıĢına çıkartılacağı hüküm altına alınmıĢtır. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 45. maddesine göre 2/B kapsamında belirtilen yerlerin zilyetleri adına tespitlerinin yapılacağı ile ilgili bölümler yer almakta iken bu bölümler 1998 yılında yargı kararları ile iptal edilmiĢtir. Bu nedenle orman rejimi dıĢına çıkarılan alanların kadastrosunun nasıl yapılacağı ile ilgili olarak, Tapu Sicil Müdürlüğü ve Kadastro Müdürlüğü iĢlemleri hakkında genelgeler çıkartılmıĢtır (ANBAR, 2005: 23).

28.05.1987 tarihinde yürürlüğe giren 3373 sayılı kanun63, orman sınırlaması ve orman sınırları dıĢına çıkarma iĢlemlerine karĢı açılacak davaların Kadastro Mahkemesi’ne bırakılmıĢ olması yeniliğini getirmiĢtir (ERDOĞAN, 2005: 66-69).

63 3373 Say ılı Kanun (6831 Sayılı Orman Kanununun Bazı Maddelerinin Değ iĢtirilmesi ve Bu Kanuna Bazı Hü kü mler Eklen mesi Hakkında Kanun) (RG: 28.05.1987, 19473).

68

6831 sayılı Orman Kanununun 2/B maddesine göre eğer bir orman “bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiĢse, bu durum 31.12.1981 tarihinden önce gerçekleĢmiĢse, Ģehir, kasaba ve köy yapıları toplu olarak bulunuyorsa”, orman dıĢına çıkarılabilmektedir. Bununla birlikte bir ormanlık alan

“üzerinde ağaç ve ağaçcık toplulukları bulunmuyor, ormancılık faaliyetleri ve ekonomisi yönünden orman kurulmasında yarar olmuyorsa”, orman niteliğini kaybetmiĢ, orman rejimi dıĢına çıkarılabilir demektir (ÇAĞLAR, 2005: 31-32). 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 2. maddesine göre Orman Kadastro Komisyonlarınca orman sınırları dıĢına çıkarılan araziler, orman niteliğini kaybetmiĢ eski orman arazileridir ve bütün orman arazisinin %3’üne karĢılık gelmektedir. Türkiye’de orman arazisinin, ülkenin %26’sına karĢılık geldiği göz önüne alınırsa, bu oldukça önemli bir miktardır ve yapılan orman sınırlandırma iĢlemleri Türkiye ormanlarının

% 80’ini oluĢturmaktadır (AYBAY, 2005: 45). Orman rejimi dıĢına çıkarılan alanların kadastrosu ile ilgili bir dizi genelgeler ve yönetmelikler64 çıkarılmıĢtır (ANBAR, 2005: 23). Ancak bugüne kadar orman kadastrosu ve mülk iyetle ilgili sorunlar henüz çözülememiĢtir.

Kadastro Kanunu’na göre orman sayılmayan, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerleri ihya edenler veya halefleri (orman köylüsü) adına zilyetlik tescili isteme hakkı bulunmaktadır. Bu hak mülkiyet hakkı değil, yararlanma hakkıdır. Bu yararlanma da sadece tarım veya hayvancılık faaliyetleri ile sınırlandırılmaktadır.

64 02.09.1986 tarihli 19209 sayılı Res mi Ga zete’de yayınlanarak yürürlüğe giren “6831 Sayılı Orman Kanununa Göre Orman Kadastrosu ve Aynı Yasanın 2/B Maddesinin Uy gulanması Hakkında Yönetmelik”

08.10.1984 tarihli 18539 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren “6831 Say ılı Orman Kanununun 2. Maddesi (A) Fıkrasına Göre Orman Sınırları DıĢına Çıkartılacak Yerler Hakkında Yönetmelik”

15.07.2004 tarih li 25523 sayılı “ 6831 Sayılı Orman Kanununa Göre Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmelik”

69

Ormanların zaman aĢımı yoluyla mülkiyetinin edinilmesi mümkün olamayacağı gibi, 6831 sayılı Orman Kanununa göre devlet ormanları içinde her türlü inĢaat yapılması, tarla açılması ve yerleĢilmesi de mümkün değildir. Ormanın geçilmesi ve kullanılması için zorunlu bulunan “orman içi açıklıklar”da da özel mülkiyet yasaklanmıĢtır (KÖKTÜRK/KÖKTÜRK, 2005: 85-115).

Orman kadastrosu ile mülkiyet kadastrosu birbirinden ayrı düĢünülemeyen, bütün olarak ele alınması gereken iki önemli konudur. Orman kadastrosundaki sınırlar ile mülkiyet kadastrosundaki sınırlar teknik olarak uyuĢmadığı takdirde yargı yolu aralanmıĢ olmaktadır. Orman alanları her geçen gün daha da daralmaktadır. Bu nedenle ülkemizde orman kadastrosunun en kısa zamanda bitirilmesi, ormandan çıkarma iĢleminin tamamlanması ve ormanların bir an önce sınırlandırılarak tapu kütüğüne tescil edilmesi gerekmektedir.

Ormanlardaki mülkiyet sorununu giderme görevi 3402 sayılı Kadastro Kanunu ile mülkiyet kadastrosu çalıĢmalarını yürüten Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü’nündür. Teknik olarak arazi uygulaması ve tapuya tescili mümkün olmayan orman dıĢına çıkarma çalıĢmalarının Orman Kadastro Komisyonlarınca yapılması gerekmektedir (DPT, 2007: 59). Kadastro ekibinin iĢi çalıĢma alanının sınırını belirlemektir. Arazilerin orman dıĢına çıkarılması iĢi kadastro ekibinin görevi değildir. Ancak kadastro ekibi, orman sınırlarının belirlenmesinde temel çalıĢma yı yapmakta ve güvenilir bir Ģekilde tapu siciline önderlik etmektedir. Ülkemizde ormanların belirlenmesi, sınırlarının da belirlenmesi ile mümkün olmaktadır.

70

6831 sayılı Orman Kanunu 18.11.2003 tarihinde 25293 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 4999 sayılı Orman Kanununda DeğiĢiklik Yapılmasına Dair Kanun ile değiĢtirilmiĢ ve 2009 yılına kadar orman kadastrosu bu kanun hükümlerine göre gerçekleĢtirilmiĢtir. Ardından orman alanları için 5831 sayılı Tapu Kanunu ve Bazı Kanunlarda DeğiĢiklik Yapılmasına Dair Kanun 27.01.2009 tarihli 2713 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiĢtir. DeğiĢik kanunda, orman kadastro komisyonunca orman sınırları dıĢına çıkarılan alanların kadastrosunun yapılarak, Hazine adına tescil edilmesi hükme bağlanmaktadır. 5831 sayılı Kanuna göre; “orman kadastro komisyonlarınca Hazine adına orman sınırları dıĢına çıkarılan yerler, fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerinde muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek üzere, askı ilanı hariç diğer ilanlar yapılmaksızın öncelikle kadastrosu yapılarak Hazine adına tescil edilmektedir. Hazine adına orman sınırları dıĢına çıkarılan yerler, daha önce tescil edilmiĢ olduğuna bakılmaksızın Maliye Bakanlığının talebi üzerine Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce fiili kullanım durumları dikkate alınmak suretiyle ifraz ve/veya tevhit de yapılabilmektedir….. Kadastro ve ifraz iĢlemleri, 3194 sayılı Ġmar Kanunu ile 03.07.2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’ndaki kısıtlamalara tabii olmaksızın yapılmaktadır”.

2/B alanlarının tapuya tescil iĢlemi, orman içi köyler halkının arazi koruma ve geliĢtirme planları çerçevesinde kısmen ve tamamen bu yerlere yerleĢtirilmesi, zilyetlik yolu ile iĢgalcilerin mülkiyetine geçmesinin engellenmesi yönünde önemli bir adımdır.

71