• Sonuç bulunamadı

sahibine teslim etme veya yetkili mercilere haber verme yükümlülüğü altındadır.

Kaybolmuş ya da hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf suçunun faili belli yükümlülükler altında olan kişiler olabileceği için bu suç da bir özgü suçtur223. . Güveni kötüye kullanma suçunun kamu görevlisi tarafından görevi gereği zilyetliği kendisine devredilen eşya hakkında işlenmesi hâlinde zimmet suçundan ceza verilecektir. Buna benzer şekilde kamu görevlisi sıfatını taşıyan kimse, hata sonucu sahibinin zilyetliğinden çıkan eşyayı iade etme yükümlülüğüne aykırı davranarak bu eşyadan yararlanırsa TCK'nin 160. maddesinden değil, 250/3. maddesinde düzenlenen hatadan yararlanmak suretiyle işlenen irtikâp suçundan cezalandırılacaktır.

otoritesinin güvenirliği ve işleyişidir226. 765 sayılı TCK döneminde kimi yazarlar muhafaza görevini kötüye kullanma suçu ile malvarlığı değerlerinin de ihlal edildiği görüşünü ileri sürmüştür227. Suça konu tasarrufların malvarlığı değerlerine de zarar verdiğini düşünecek olursak, suç nedeniyle malvarlığı değerleri ihlal edilen kişiler suçun mağduru veya zarar göreni olacaktır. Ancak bu suçla malvarlığı değerlerinin korunduğunun kabulü hâlinde kişiye teslim edilen malın sahibi yine kişinin kendisiyse kişi suçun hem faili hem de mağduru olacaktır. Bu ise "kişinin bir suçun hem faili hem de mağduru olamayacağı" prensibine aykırılık teşkil edecektir. Bu nedenle muhafaza görevini kötüye kullanma suçunda kişilerin mal varlığı değerlerinden öte kamu otoritesinin güvenirliğinin ve işleyişinin güvence altına alındığını söyleyebiliriz. Bu doğrultuda kanun koyucu 765 sayılı TCK'de yer almayan bir suç tipini 5237 sayılı TCK'nin 289/1. maddesinde düzenlemiştir. Buna göre bir kimsenin kendi malı üzerinde muhafaza görevini kötüye kullanma suçunu işlemesi hâlinde suçun temel şekline göre daha az cezaya hükmolunacaktır. Bu ise güveni kötüye kullanma suçu ile muhafaza görevini kötüye kullanma suçu arasındaki temel farklılıktır. Zira güveni kötüye kullanma suçunda suça konu malın başkasına ait olması şartı kanuni tanımda açıkça belirtilmiştir.

Muhafaza görevinin kötüye kullanılması suçunun faili, el konulmuş olan malın muhafaza edilmek üzere resmen teslim edildiği kişidir. Uygulamada malın teslim edildiği bu kişiler yediemin olarak anılmaktadır228. Suçun yapısının ve kişinin görevlendirilmesinin dayanağını oluşturan ilgili kanunlardan kaynaklı olarak bu kişilerin bazı yükümlülükleri vardır229. Belli yükümlülükler altında bulunan kişiler tarafından işlenebildiği için güveni

226 Sümer, Reha, "Muhafaza Görevini Kötüye Kullanma Suçu", TBB Dergisi, Y. 2008, Sa.75, s. 111.

Yargıtay içtihatlarında muhafaza görevini kötüye kullanmak suçu ile korunan hukuki yararın "kamu otoritesi" olduğu ifade edilmiştir. Kamu idaresi tarafından kişiye verilen muhafaza görevi sonucunda kişinin söz konusu malı özenle koruması ve işini ciddiye alması ve yasa gereği göreviyle ilgili yükümlülükleri yerine getirmesi amaçlanarak kamu görevinin düzenli bir şekilde yürütülmesi, otoritenin ve disiplinin sağlanması amaçlanmaktadır (Yargıtay 4. CD, 25.02.2016, 2016/980 E., 2016/3481 K.).

227 Selçuk, Sami, Karşıoylarım, Turhan Kitabevi, 2001, s. 412.

228 "Muhafaza görevini kötüye kullanma suçu, fail açısından yapılan sınıflandırmaya göre özgü bir suçtur.

Bu suç ancak yasal düzenlemede belirtilen hukuki ve fiili nitelikleri taşıyan kişiler tarafından işlenebilir.

Özgü suçların failleri belirli bir yükümlülük altında bulunmaktadır. Bu nedenle özgü suçlar doktrinde yükümlülük suçları olarak da adlandırılmaktadır. 5237 sayılı TCY'nin 289. maddesinde düzenlenen muhafaza görevini kötüye kullanma suçunun faili, kendisine rehinli veya hacizli veya herhangi bir nedenle elkonulmuş malın resmen teslim edildiği kişidir. Hukuk uygulamasında bu kişiler yediemin olarak anılmaktadır." Yargıtay 4. CD, 16.06.2011, 2011/12316 E., 2011/8440 K.

229 "İcra ve İflas Yasası hükümleri uyarınca yürütülen takipler nedeniyle gerçekleştirilen haciz işlemi sırasında yediemin olarak görevlendirilen kişinin, İİY'nin 88. ve 358. ile halen yürürlükte olan 818 sayılı

kötüye kullanma suçu gibi muhafaza görevinin kötüye kullanılması suçu da bir özgü suçtur. Kişinin yükümlülüğü (görevi) sona erdikten sonra kendisine teslim edilen mal üzerindeki malikmiş gibi gerçekleştireceği tasarruflar muhafaza görevinin kötüye kullanılması suçunu değil, güveni kötüye kullanma suçunu oluşturacaktır.

Suçun maddi konusu bakımından güveni kötüye kullanma suçu ile muhafaza görevinin kötüye kullanılması suçu birbirine benzemektedir. Her iki suç tipinin de maddi konusunu taşınır veya taşınmaz mallar oluşturabilmektedir230. Rehinli veya hacizli veya herhangi bir nedenle el konulmuş olan taşınır ya da taşınmaz mallar muhafaza görevinin kötüye kullanılması suçunun konusunu oluşturabilmektedir.

Fiil unsuru bakımından da güveni kötüye kullanma suçu ile muhafaza görevinin kötüye kullanılması suçu birbirine benzemektedir. Güveni kötüye kullanma suçu zilyetliğin devri amacı dışında tasarrufta bulunma veya bu devir olgusunu inkâr etme şeklinde gerçekleştirilirken; muhafaza görevinin kötüye kullanılması suçu, resmen teslim olunan mal üzerinde teslim amacı dışında tasarrufta bulunma biçiminde gerçekleştirilmektedir.

Her iki suç tipinde failin kendisine teslim edilen malı iade etmeme, tüketme, satma, gibi fiilleri suç oluşturacaktır. Güveni kötüye kullanma suçu gibi muhafaza görevinin kötüye kullanılması suçu da kanuni tanımda belirlenen hareketin yapılmasıyla tamamlandığı, ek olarak bir neticenin veya tehlikenin gerçekleşmesi aranmadığı için bir sırf hareket suçudur231. Ayrıca her iki suç tipi de icrai veya ihmali bir davranışla işlenebilmektedir.

Güveni kötüye kullanma suçu ile muhafaza görevinin kötüye kullanılması suçu arasında suça konu malın teslim edilme amacı bakımından kısmi bir benzerlik olduğu söylenebilir.

Güveni kötüye kullanma suçunda suça konu mal faile muhafaza etmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere devredilmektedir. Muhafaza görevinin kötüye kullanılması suçunda, resmi makamın suça konu malı yediemine teslim etmekteki amacı bir malın

Borçlar Yasası'nın 468. maddeleri içeriğinden saptanan yükümlülükleri şunlardır: 1) Kendisine resmen teslim edilen malı/ malları saklamak, korumak ve olduğu gibi (aynen) bırakmak. 2) Resmen teslim işlemini gerçekleştiren yetkili organ istediğinde hacizli malı kendisine teslim edilen yerde geri vermek veya hazır etmek. Belirtilen yükümlülükler aynı zamanda TCY'nin 289. maddesinde öngörülen teslim amacını oluşturmaktadır. " Yargıtay 4. CD, 16.06.2011, 2011/12316 E., 2011/8440 K.

230 Taşınmazların muhafaza görevinin kötüye kullanma suçunun konusunu oluşturamayacağı konusunda gbi. bkz. Sümer, s. 113.

231 Aynı yönde bkz. Tezcan/Erdem/Önok, Teorik ve Pratik Ceza Özel Hukuku, s. 1047.

olduğu gibi muhafazasıdır. Güveni kötüye kullanma suçundan farklı olarak muhafaza görevinin kötüye kullanılması suçunda malın teslim edildiği kişiye malı belirli bir şekilde kullanma yetkisi tanınmamaktadır.

Güveni kötüye kullanma suçu ile muhafaza görevinin kötüye kullanılması suçu arasındaki farklılıklardan birisi de zilyetliğin devrinin hukuki dayanağıdır. Güveni kötüye kullanma suçunda taraflar arasındaki hukuki ilişkiye dayalı olarak bir malın zilyetliği faile devredilmektedir. Muhafaza görevinin kötüye kullanılması suçunda ise, bir malın zilyetliği resmi organların kararı doğrultusunda faile devredilmektedir. Bir malın zilyetliğinin devri kamu otoritesince değil de bir özel hukuk ilişkisi çerçevesinde yapılıyorsa muhafaza görevinin kötüye kullanılması suçu değil güveni kötüye kullanma suçu oluşacaktır232. Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için malın zilyetliğini devreden kişinin bu devre rızasının olması gerekir. Rızası hilafına alınan bir mal varsa güveni kötüye kullanma suçunun temel özelliği olan zilyetliğin hukuka uygun bir şekilde devri şartı gerçekleşmemiş olacaktır. Muhafaza görevinin kötüye kullanılması suçunda ise ortada resmi makamların bir kararı olduğu için malın maliki veya meşru zilyedinin malın bir başkasına teslim edilmesine rızası olmasa bile suç oluşabilmektedir.

Bir diğer farklılık ise güveni kötüye kullanma suçunda zilyetliğin devrinin yalnızca fiili anlamda değil hukuki anlamda da olabileceği hususudur233. Yani güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için zilyetliğin devri suça konu malın bizzat elden teslimi şeklinde yapılabileceği gibi, mal üzerinde tasarrufta bulunulabilecek şekilde failin hukuken hâkimiyet alanına sokulması şeklinde de yapılabilecektir. Bu nedenle zilyetliğin devrinin şekli önemli değildir234. Muhafaza görevinin kötüye kullanılması suçunda ise suça konu mal, yediemine fiilen teslim edilmedikçe suçun şartları gerçekleşmemektedir235.

232 Sümer, s. 112; Tezcan/Erdem/Önok, Teorik ve Pratik Ceza Özel Hukuku, s. 1044.

233 Bulutoğlu, s. 76; Dursun, s. 16; Dönmezer, Kişilere ve Mala Karşı Cürümler, s. 505; Önder, Şahıslara ve Mala Karşı Cürümler ve Bilişim Alanında Suçlar, s. 412. Özbek ve diğerleri, Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler, s. 683; Tezcan/Erdem/Önok, Teorik ve Pratik Ceza Özel Hukuku, s. 646.

234 Önder, Şahıslara ve Mala Karşı Cürümler ve Bilişim Alanında Suçlar, s. 410; Tezcan/Erdem/Önok, Teorik ve Pratik Ceza Özel Hukuku, s. 646; Toroslu, Ceza Hukuku Özel Kısım, s. 170.

235 Sümer, s. 114.

K. SERMAYE PİYASASI KANUNU'NDA DÜZENLENEN GÜVENİ KÖTÜYE