• Sonuç bulunamadı

B. MEŞHUR VE POPÜLER NÜKTEDANLAR

5) Müzebbid

Mücûn adı verilen müstehcen edebiyatı sahasında fıkralar üreten Arap edebiyatının en önemli şahsiyetlerinden kabul edilen Ebû İshâk Müzebbid el-Medînî (ö 114/732) biyogra-fisi hakkında diğer önemli Arap nüktedanlarının aksine yeterince bilgi bulunmamaktadır.

Müzebbid ile ilgili olarak Gâlib ‘Anâbise’nin “Nevâdiru Müzebbid el-Medînî: beyne’l-müsteve’l-edebiyyi’ş-şa‘biyyi’l-latîf ve’l-müsteve’l-bezî’ (İnce mizah ve kaba mizah bağlamında Müzebbid el-Medînî’nin popüler nükteleri)” adlı bir makalesi125 ve Şener Şahin’nin “Nevâdir malzemesinden hareketle bir biyografi inşası denemesi: Müzebbid el-medînî örneği: hayatı-mizahı” adında bir makale çalışması hali hazırda devam etmektedir.

Daha çocuk yaşta iken ilme düşkünlüğü, zekâsı ve güçlü hafızasıyla bilinen Mü-zebbid Emevi-Abbasi geçiş döneminde yaşamıştır. Müstehcen edebiyat alanındaki meşhur fıkralarının yanında nispeten daha nezih fıkraları da bulunmaktadır. Müzebbid’in mizah edebiyatında yetkin olduğu alanlardan birisi de Kur’an metnine dayalı nüktedir.

Edeb literatüründe Müzebbid’e nispet edilen anekdotların daha fazlası kaba mizah türünden örneklerdir. Onun edep yoksunu biri olduğu ilgili anekdotlarının yanı sıra şahsi-yeti ile ilgili söylenen sözlerden de anlaşılmaktadır. Mesela onunla ilgili bir tanımlama şöyledir:

] َنا َك ِث َك َري ُم ْلا ِنو ُج ُح َو ْل ﱠنلا َر ِدا ِة َل ، ُه َأ َب ْخ ٌرا ِث َك َري ِف ٌة ْلا ي ُب ِل ْخ َف ، ِﺈ ﱠﻧ ُه َنا َك ُم َب ﱠخ ِإ ًﻼ َل

ى [ . ِة َيا َغ ْلا

124 Hadâiku’l-ezâhir, s. 93; hikâyenin kısmen farklı ve oldukça detaylı versiyonları için bkz. Târîhu Bağdâd III, 126; ez-Zehebî, Târîhu’l-İslâm (I-LII), thk. Ömer Abdüsselâm Tedmurî, Dâru’l-kütübi’l-‘Arabiyye, 1.

Baskı, Beyrut, 1987, XVIII, 203; İbnu’l-Cevzî, Ebu’l-Ferec, el-Muntazam fî târîhi’l-mülûk ve’l-ümem (I-X), Dârü Sâdır, 1. Baskı, Beyrut, 1939, V, 18; Nesrü’d-dür fi’l-muhâdarât, III, 175; Cem’ü’l-cevâhir, s. 115; Zeh-rü’l-âdâb, I, 157; el-Vâfî bi’l-vefeyât IV, 205

125 Mecelletü’l-mecma‘ , Sayı: 2, 2010, Mart Sayısı. Bu makale vesilesiyle Müzebbid nevadiri konusunda geç dönemde Yûsuf b. el-Vekîl el-Mîlevî tarafından yapılmış bir derlemenin (İthâfü’l-müteveddid bi nevâdiri Müzebbid) varlığından haberdar olmaktayız. Derlemenin yayınlanmamış el yazma nüshası, Gâlib ‘Anâbise’nin belirttiğine göre Yale Amerikan Üniversitesi Kütüphanesi’nde bulunmaktadır. Bkz.

İlgili makalenin Özet (Mülahhas) bölümü. Mecelletü’l-mecma‘, Sayı: 2, s. 1

(Müzebbid) ahlaksız ama hoş nükteli biriydi. Pintiliğine dair pek çok fıkrası bulunup cimrilikte zirveyi temsil etmekteydi.126

Kaynaklarda ayrıca Müzebid’in hazırcevaplılığı, geçimsizliği, çok içki içtiği ve çirkinliği ile ilgili bilgiler yer almaktadır.

Adı, edeb literatürüne ait farklı kaynaklarda

ٌدي ِزَﻣ

,

ٌدِﺑ ْزُﻣ

,

ٌدِﺑ ْزَﻣ

,

ٌدﱠﺑ َزُﻣ

ve

ٌدِّﺑَزُﻣ

şek-linde farklı biçimlerde kaydedilen Müzebbid’e nispet edilen anekdot sayısı yaklaşık 100 civarındadır. Bununla birlikte Müzebbid’e ait nükte sayısı Hadâiku’l-ezâhir’de

ٌدي ِزَﻣ

ismi-ne nispetle 7 olarak karşımıza çıkmaktadır.

Kendisine atfedilen anekdotlar, nüktedanımızın hazır cevap bir karaktere sahip ol-duğunu, keza muhataplarını zor durumda bırakmaktan büyük bir keyif aldığını göstermek-tedir. Kimi zaman eleştirilerini doğrudan muhatabına yönelttiği görülürken bazen de ki-naye yoluyla karşısındakini susturduğu görülmektedir. Hadâiku’l-ezâhir’den aldığımız aşağıdaki iki örnek, aynı zamanda onun hiciv sanatındaki becerisinin kanıtı mahiyetindeki belgelerdir:

(a)

Bir gün Müzebbid (Mezîd) Hâlise isimli bir muğanniyenin evine misafir olur. Ora-da evin bir duvarınOra-da Adem ve Havva isimlerinin yazılı olduğu bir tablo görünce

“Bu tablonun taşıdığı anlam nedir?” diye sorar. Hâlise “İşittiğime göre Hz. Adem ve Havva’nın isimlerinin yazılı olduğu eve şeytan giremezmiş” der. Bunun üzerine Müzebbid “Saçmalama Halise!” diye çıkışır “Şeytan, Adem ve Havva bizatihi yüce Allah’ın katında misafirken Cennet’e sızmayı başardı da, duvarında sadece isimle-ri yazılı diye bir şantözün evine mi giremeyecek?!”127

(b)

Bir gün Halife Memûn, Müzebbid’e “Şu Rebîaoğulları sülalesinden ne çok halife çıkmıştır” deyince Müzebbid hemen cevabı yapıştırmış: “Haklısınız halife hazret-leri, lakin hepsinin de tahtı darağacından!”128

Kölelik sistemi Arap-İslam toplumunda bir vakıa olarak bulunmaktaydı. İslam’ın kölelere iyi muamele edilmesi gerektiğine dair bir yaklaşımı olmasına rağmen, hatta efen-dinin evinde yenilen yemeğin köle ile de paylaşılması gerektiği şeklinde tavsiyeleri var-ken, kimi zaman efendileri tarafından kölelerin baskı ve şiddete maruz bırakıldıkları gö-rülmektedir. Daha önce olumsuz birçok özelliğine vurgu yaptığımız Müzebbid’in

126 Fevâtü’l-vefeyât, IV, 131.

127 Hadâiku’l-ezâhir, s. 225.

128 Hadâiku’l-ezâhir, s. 81; ‘Uyûnü’l-ahbâr, I, 438. Hikâye ayrıca el-‘Ikdü’l-ferîd’de üç farklı yerde bazı nüanslarla yer almaktadır. II, 9, IV, 121, VII, 276.

ku’l-ezâhir’den aldığımız bir örneğe bakılırsa vicdani sorumluluk gereği hafif tonda bir mizah kullanarak kölesine eziyet eden birisini eleştirdiği görülmektedir:

Müzebbid (Mezîd) komşularından birinin, kölesini ölesiye dövdüğünü görünce da-yanamayıp “Neden onu böyle yalvarta yalvarta dövüyorsun, be insafsız?!” diye çı-kışmış. Komşusu “Sen onun suçunu bilmezsin” demiş. Müzebbid, suçunun ne oldu-ğunu merak edince de izah etmiş: “Bu köle bozuntusu, babamın hacca, anamın da umreye giderken develerini bağlamak için yanlarında götürdükleri ipi çaldı!”

Bunu duyan Müzebbid “Bak dostum” demiş “kölen, değil o değersiz ipi, gidip Kâbe-i Muazzama’yı aşırsa, insanlar da sırf bu yüzden tavaf edemeyip hacsız kalsa-lar yine de böyle bir dayağı hak etmiyor!”129

Tıynetindeki bozukluğa rağmen şakalarıyla insanları güldürmedeki başarısı, hazır cevaplılığı ve hoş sohbeti nedeniyle döneminin ileri gelen bazı devlet adamlarıyla iyi iliş-kiler içerisinde olduğu anlaşılan Müzebbid’in onlara sohbet arkadaşlığı yaptığı da bilin-mektedir. Hadâiku’l-ezâhir’de yer alan bir anekdotta Müzebbid ile bir vali arasında yaşa-nan diyalog onun devlet ricali ile ilişkilerinin boyutunu göstermesi açısından önemlidir:

Müzebbid (Mezîd) kendisinin sohbetinden hoşlanan Medine valisinin yanına her gün uğrardı. Bir gün gecikmeli olarak yanına gelince halife Müzebbid’e “Seni bu kadar geciktiren nedir?” diye sordu, o da gerekçe olarak şunu aktardı: “Efendim uzun süredir beraber olmayı arzuladığım güzel bir kadın komşum vardı, sonunda dün gece muradıma erdim, haliyle de biraz geciktim”.

Vali, Müzebbid’in bu fütursuzca itirafına öfkelendi ve “Yemin ederim ki suçunu itiraf ettiğin için seni cezalandıracağım” dedi. Müzebbid ise “Bu kadar öfkelen-meyin vali hazretleri, müsaade edin de sözümü bitireyim” dedi ve şöyle devam et-ti: “Sabah olduğunda rüyamı yorumlasın diye bir rüya tabircisine gittim ama adam yerinde yoktu. İşte gecikmemin sebebi de budur”.

Vali bunu duyunca sakinleşerek “Allah canını almasın” dedi “demek bütün bunlar rüyanda oldu?!”130

Esasen mücûn edebiyatı denilince ilk akla gelen isimlerden olan Müzebbid’in bu yönü Hadâiku’l-ezâhir’de yer alan nüktelerine pek yansımamış görünmektedir. Zira tehcen fıkra üreticilerinin önde gelen isimlerinden biri olan Müzebbid’in -hafif tonda müs-tehcenlik içeren bir nüktesi haricinde-Hadâiku’l-ezâhir’de kaba sayılabilecek bir anekdo-tuna tesadüf edilmemektedir. Aşağıya aldığımız yellenme temalı anekdot ise diğer müs-tehcen örneklerle kıyaslandığında ahlaki bakımdan sorunsuz görünmektedir:

Bir gün Müzebbid (Mezîd) Medine’de bir şarkı meclisine uğrar. Ortamda bir mu-ğanniye şarkı okumakta hemen yanında da hizmetçisi durumundaki genç bir kız beklemektedir.

129 Hadâiku’l-ezâhir, s. 225.

130 Hadâiku’l-ezâhir, s. 97.

Bir ara muğanniye ters bir hareket yapar ve elinde olmadan sesli bir şekilde yelle-nir. Hemen başını kaldırır ve hışımla yanıbaşındaki hizmetçisine bir tokat aşk eder. Durumu fark eden Müzebbid bir süre bekledikten sonra kendisi gürültülü bir şekilde yellenir, o da başını kaldırır ve yine hizmetçinin suratına okkalı bir tokat yapıştırır. Bunu gören muğanniye hizmetçisini niçin tokatladığını sorar. Bunun üzerine Müzebbid “Her gaz kaçıran hizmetçiye bir tokat atmıyor muydu?” der.131