• Sonuç bulunamadı

2. 1. KAZAKİSTAN DIŞ POLİTİKASININ ESASLARI

Kazakistan’ın Avrasya kıtasındaki jeopolitik konumu; siyasî, ekonomik, askerî çıkarları ve bunun yanında var olan potansiyeli, Kazakistan’ın çağdaş uluslararası ilişkiler sistemindeki yerini; çevresindeki karşılıklı güvenlik, egemenlik

52 A.g.e., s. 22.

ve toprak bütünlüğüne saygı ilkelerine dayalı, iyi komşuluk ilişkilerine dayalı bir bölgenin oluşmasında çıkarı olan büyük bölgesel bir devlet olarak belirlemiştir.

İki kutuplu uluslararası ilişkiler sisteminin tarihe karışması ve ilişkilerde çok kutupluluk belirtilerinin ortaya çıkması, günümüz dünyasının gerçeklerine ve Kazakistan’ın ulusal devlet çıkarlarına uyan bir dış politikanın yürütülmesini zorunlu bir duruma getirmiştir. Kazakistan dış politikasının önünde, ülkenin bölgesel ve bölgeler arası ekonomik ve politik işbirliği kuruluşlarına dâhil edilmesini sağlama hedefleri oluşturulmaktadır. Ayrıca, Kazakistan’ın stratejik çıkarları için, devletlerarası ilişkilerde uluslararası hukukun başlıca prensiplerini çatışma ve çekişmelerde temel çözüm amacı olarak yerleştirilmesi eğilimini güçlendirmenin uygun olduğu sonucu çıkarılmaktadır.53

Diplomatik kurum önüne hedeflerini koyarken Kazakistan’ın çağdaş toplumlar arasında ve genel olarak politik değerler sistemindeki yerini ve rölünü eşit bir şekilde değerlendirmesi, son derece önemlidir. Jeopolitik konumunun özellikleri, Kazakistan’a belli avantajlar sağlamakta, fakat aynı zamanda jeoekonomik açıdan da ciddi zorluklar yaratmaktadır. Çin ve Rusya gibi iki büyük devlet arasında geniş bir alanda yerleşen Kazakistan, yüksek düzeyde manevra yeteneği ve esnekliği ile birlikte uzun vadeli çıkarları elde etme olanağını birleştiren aktif politikanın gerçekleştirilmesinde ek olanaklara sahiptir.

Kazakistan Cumhurbaşkanı Nazarbayev’in Kazakistan’ın uluslararası rotasını belirleyen “Kazakistan’ın Bağımsız Bir Devlet Olarak Kalkınması ve Gelişmesinin Stratejileri” adlı eserinde:

“İlk önce biz, politikamızın barışsever yönlerini ilan ederiz ve dünya devletlerine toprak iddiamızın bulunmadığını açıklarız. Kendi sorunlarımızın bilincinde olarak ve her askerî çatışmanın yıkımcı sonuçlar doğuracağını bilerek:

• Barışın korunmasını, Kazakistan devlet politikasının öncelikli amacı olduğunu kabul ediyoruz;

• Savaş ve savaş gücüyle tehdidi, politik, ekonomik ve diğer amaçlarımıza ulaşmada bir araç olarak kabul etmiyoruz;

53 Токаев, К., Дипломатия Республики Казахстан, [Kazakistan Cumhuriyeti Diplomasisi], Астана: «Елорда», 2001, стр. 18-19.

• Sınırların bozulmazlığı ve diğer ülkelerin iç işlerine karışmama ilkelerine bağlıyız.”54

Kazakistan Cumhuriyeti’nde iktidarın halka karşı sorumluluğunu taşımakla ve halkın birliğini sağlamakla yükümlü olan Cumhurbaşkanı’na dış politikanın ana hatlarını belirleme ve ülkeyi uluslararası ilişkilerde temsil etme yetkileri tanınmıştır.

Bununla birlikte ülkenin dış politikası Dışişler Bakanlığı ve devletin yurtdışındaki temsilcilikleri aracılığıyla yürütülmektedir. Hükümet ise ana hatları Cumhurbaşkanı tarafından oluşturulan dış politikanın uygulanması ile ilgili planlar hazırlayıp geliştirmektedir. Hükümetin aldığı herhangi bir karar, Başbakan’ın emirleri Anayasa’ya, yasalara ve Cumhurbaşkanı emirlerine aykırılık teşkil etmemelidir.

Hükümetin, tüm bakanlıkların, merkezi ve yerel yürütme organlarının faaliyetlerini yönettiği ve hükümetin faaliyetlerinde, aldığı kararlarında Cumhurbaşkanı’na karşı sorumlu olduğu dikkate alınırsa dış politika kararlarının uygulanmasında Cumhurbaşkanı’nın önemli yetkilere sahip olduğu görülmektedir.

Cumhurbaşkanı, ulusal güvenliğin sağlanmasında dış politika faaliyetlerinin de önceliğini belirtmiştir. Kazakistan’ın jeopolitik durumu ve etnodemografik yapısı, ekonomisinin gelişme düzeyi ve askeri kuruluşu, ülkenin güvenliğinin sağlanmasında askeri değil, öncelikle kendi potalsiyelleri, rasyonel ve ölçülü bir diplomasi ile desteklenmiş siyasî araçların kullanılması gerekliliğini egemen kılar. Bunlarla öncelikle farklı alanlardaki güvenliğin sağlanması (askerî, sosyo-ekonomik, ekolojik, iletişim), ekonomik gelişme ve Kazakistan’a uluslararası alanda saygınlık kazandırılması düşünülmüştü. “Biz, diplomasimizin amaç ve olanak ilişkilerinin stratejik amaçlara ulaşmasının devamlılığı ve siyasi manevralar için boşluğun korunması arasındaki yolların doğru seçilmesiyle mümkün olduğunun farkındaydık.

Bununla birlikte Kazakistan’ın jeopolitik durumu dolayısıyla dış politikamızın çok yönlü karakter taşımasının gerekliliğini de biliyorduk. Bu durum, Asya ve Avrupa’nın etkili devletleriyle dostluk ve ortak yararlı ilişkilerin kurulmasında dikkatlerimizi yoğunlaştırmayı zorunlu kılıyordu. Aynı zamanda uluslararası

54 http://www.president.kz/articles/state/state_container.asp?lng=ru&art=strategy (9.06.2005)

politikamızın öncelikli yönleri, Rusya ve Çin başta olmak üzere komşu ülkelerle olan ilişkilerimizdi.”55

Kazakistan’ın dış politikasında “çok yönlülük” ilkesini kabul ettiğini açıklayan Cumhurbaşkanı bu çerçevede ülke yönetiminin yakın çevresindeki komşuları, gelişmiş ülkeler, diğer eski Sovyet cumhuriyetleri ve İslam ülkeleri ile ilişkilerin geliştirilmesine büyük önem verdiğini açıklamıştır. Aynı zamanda çok yönlü dış politika söyleminin temelinde ticari-ekonomik beklentilerin ve güvenlik endişelerinin yer aldığı belirtilmiştir.

Kazakistan, Avrasya’da ve genel olarak dünyada uluslararası istikrarın sağlanmasıyla çok yakından ilgilidir. Ülkenin dış politikası bir dizi dış faktörlerden etkilenmektedir.

Bir devletin istikrarlı bir dış poltika izleyebilmesi için devlet içindeki düzenin de sabit bir seyir izlemesi gerekmektedir. Devlet sağlam bir iç politikaya sahip olmadan dışarıya doğru etkin bir politika yürütemez. Bu Kazakistan için de geçerlidir. Uluslararası ilişkilerini ve ülke ekonomisini geliştirmesi için gerekli olan yabancı yatırımlar, ülkede siyasi güvenlik ve istikrar sağlanmadan yeterli miktarda hiçbir zaman bulunmazlar.

Kazakistan dış politikasının ana hedefi, Cumhurbaşkanı Nazarbayev tarafından hazırlanan “Kazakistan’ın Bağımsız Devlet Olarak Kalkınması ve Gelişmesi Stratejisi”nin hayata başarılı bir şekilde geçirilmesi için elverişli dış koşulların oluşturulması ve desteklenmesidir. Bu hedefe ulaşmak için dış politikada Kazakistan’ın dünya toplumları arasında bağımsız ve etkin bir konum için Birleşmiş Milletler Tüzüğü’nün başlıca uluslararası ilişkiler ilkelerine kesin bir şekilde uyan ve bunun yanında pragmatik ve yapıcı yaklaşımını da sürdüren bir devlet konumunun güçlendirmesi amaçlanmaktadır. İç politikada ise sivil barışın sağlanması, toplumdaki yapının demokratikleşmesi ve insan haklarını koruyan bir politikaya bağlı olması son derece önemlidir. Kazakistan dış politikasının bundan önce ana amacı, Kazakistan’ın egemen bir devlet olarak yapılandırma stratejisinin başarılı bir şekilde gerçekleştirilmesi için elverişli dış şartların korunması gerekmektedir. Yani, uluslararası toplumda, onun eşit ve ayrılmaz parçası olarak, Kazakistan’a layık bir

55http://www.km.ru/education/ref_show.asp?id=F90A4C8B17F041208164DA00B402695F (9.06.2005)

yerin temin edilmesi; Kazakistan’ın jeopolitik çerçevesinde etkili bir ortak güvenlik sistemin oluşturulması ve sağlamlaştırılması; insan hakları ve hukukun üstünlüğüne, devletin toprak bütünlüğü ve egemenliklerine saygı gösterilmesi ilkeleri üzerine kurulmuş olan dünya barış düzeninin korunması için sarfedilen uluslararası çabalara aktif bir şekilde katılması; Kazakistan’ın iktisadi ve askeri-politik çıkarların gerçekleştirilmesi için dünyanın önde gelen devletlerle çok yönlü ilişkilerin kurulması gerekmektedir.

Belirtilen amaçların gerçekleştirilmesi için, bağımsızlığın kazanılmasından itibaren sağlam bir zemin oluşturulmuştur. Buna göre Kazakistan, nükleer silahlara sahip olma konumundan ve dünya toplumları arasında özel bir statüyü elde etmede kullanmayı istemeyerek 1994 yılında nükleer silahlardan vazgeçmiştir. Bu dönemde büyük güçlerin Kazakistan’a gösterdiği ilgi genellikle, Kazakistan topraklarında 104 tane en gelişmiş ve etkili karadan havaya kıtalar arası SS-13 roketleri ve 1040 tane nükleer silahın varlığından kaynaklanıyordu.56 Dünyanın büyük güçleri, nükleer silahlara sahip bir Müslüman ülkenin varlığından korku duymaktaydı. Bu nedenle ABD, Kazakistan’a yoğun baskılar yapmaya başlamıştır. 27 Nisan 1992’de Kazakistan Devlet Başkanı Nazarbayev “Crischens Science Monitor” adlı ABD gazetesine verdiği röportajda açıkça “Ben hiç anlamıyorum, niçin Kazakistan’a bu kadar ağır baskılar yapıyorlar. ABD niçin Çin, Hindistan gibi ülkelerden nükleer silahlardan vazgeçme yükümlüğünü talep edemiyor.”57

Devlet Başkanı Nazarbayev, Kazakistan’ın dünya toplumları arasında layık olduğu yeri almasını sağlayan nükleer silahlardan vazgeçme kararı ve Nükleer Silahların Yayılmaması Anlaşması’na (NSYA) taraf olma kararını almıştır. Bunun karşılığında önde gelen nükleer devletler Kazakistan’ın güvenliği konusunda garanti vermişlerdir. Böylece stratejik hedef olan egemenlik, bağımsızlık, toprak bütünlüğü ve sınırların korunması sorunu çözümlenmiş gözükmektedir.

Bunun dışında dünya, Kazakistan Devleti’ni uluslararası kilit sorunları ilgilendiren kararlarından dolayı sorumlu tutulan bir devlet olarak görmektedir.

Kazakistan, bunun yanında global güvenliğin güçlenmesi için zorunlu koşul olan dünya düzeninin korunmasındaki sorumluluğunu yerine getirmektedir. Müslüman

56 http://www.mfa.kz/kz/index.php?inter=1&selected=3

57 http://www.ca-c.org/journal/cac-06-1999/babak.shtml (9.06.2005)

devletlerin nükleer silahla suçlayanarak sindirildiği bu zamanda, Nazarbayev’in nükleer silahtan vazgeçme politikasının önemini Kazakistan şu anda anlamaktadır.

Kazakistan’ın silahsızlanma alanındaki davranışları, önde gelen dünya devletleri ve uluslararası örgütler tarafından takdirle karşılanmaktadır. Kazakistan egemenliğe, bağımsızlığa ve devletin toprak bütünlüğüne, insan hakları ve hukukun üstünlüğüne karşı saygı ilkesinin korunmasına dayalı dünya düzenini kurma çabalarına aktif bir şekilde katılmaya hazır olduğunu dile getirmektedir.

Kazakistan’ın dış politika faaliyetlerinin diğer bir yönü ise, Rusya Federasyonu ile olan karşılıklı ilişkilerdir. İki devletin çıkarları, birçok gösterge bakımından birbirine uygun düşmektedir. Bu, Kazakistan ile Rusya arasındaki ilişkilerin tarihinden kaynaklanmaktadır. Kazakistan, Rusya ile bazı enformasyonel, toplumsal, savunma ve ekonomik sorunların çözümünde ortak hareket etme gerekliliği içindedir. Kazakistan’ın Rusya’nın ekonomik ve siyasî bakımdan istikrarlı ve demokratik gelişmesinde çıkarı vardır. Bu, büyük ölçüde Kazakistan’ın istikrarlı ve güvenli gelişmesinin zorunlu bir koşuludur.

Kazakistan, ikili ilişkilerde kurulan birliğin temel yapısını sağlamlaştırma gayretindedir. Bu ilke, devletlerarasında eşitliğe, bağımsızlığa ve toprak bütünlüğüne saygıyı, karşılıklı güveni ve Kazakistan ile Rusya arasındaki dostluk ve işbirliği anlaşmasının hükümlerini çiğneyen hareketleri kabul etmemeyi öngörmektedir.

Kazakistan’ın Çin Halk Cumhuriyeti’ne ilişkin politikaları ise, en önemli önceliklerdendir. Stratejik plandaki politikası, Çin’le dostluk ve iyi komşuluk geleneklerinin gelişmelerini sağlamlaştırmaya yöneliktir. Kazakistan, ikili ilişkilerin hem ekonomik hem de politik alanda, tarafların askerî faaliyetlerinde güvenlik önlemleri dâhil olmak üzere istikrarlı ve dinamik ilişkiler temelinde yürütülmesinden yanadır. Karşılıklı çıkar, zor kullanmanın ve tehdidin reddi ile çizilen sınırların sarsılmazlığı ilkeleri, Kazakistan-Çin işbirliğinin ana ilkeleri haline gelmek zorundadır. Böyle bir politika, Kazakistan’ın uzun vadeli çıkarlarına uygun düşmektedir. İki ülkeyi birleştiren doğalgaz ve boru hatlarının kurulması da büyük öneme sahiptir. Kazakistan ve Çin Halk Cumhuriyeti toprakları aracılığıyla Avrupa’yı Asya-Pasifik bölgesiyle birleştiren ulaşım yollarının kurulması gelecek vaadetmektedir.

Kazakistan dış politikasının başlıca örneklerinden bir diğeri de, ABD ile ilişkilerin geliştirilmesi ve demokratik ortaklığın güçlendirilmesidir. Bu, Kazakistan’ın dünya topluluğuna uluslararası siyasal, finansal, ekonomik ve savunma kurumlarına katılmasının yanında ileri teknolojilere ulaşmanın ve yabancı yatırımcıların ülke ekonomisine katkı sağlamasının ana koşuludur. Kazakistan, 1994 yılının Şubat ayında imzalanan Demokratik Ortaklık Şartı hükümlerini, Kazakistan’ın bağımsız gelişmesi garantilerini sağlamlaştırmasına yönelik olarak ABD ile uzun vadeli ve geniş çaplı işbirliğini ilan etmesinde eksiksiz şekilde kullanmaya çalışmaktadır.58

Ekonomik gelişmede, tarihsel birliğin ve kültürel yakınlığın objektif faktörleri ve ekonomik alanda birleşme süreçleri, Kazakistan’ı Özbekistan ve Kırgızistan ile birleştiren, Orta Asya birliğinin güçlendirilmesini belirlemektedir. Üç devletin ortaklaşa hareketinin stratejik yönü; politik, ekonomik, askerî, sosyal ve diğer alanlarda koordinasyonun kuvvetlendirilmesidir.

Kazakistgan’ın Asya yönündeki özel ilgisi; işbirliği ve Orta Asya’da güven önlemlerine ilişkin konferansın toplanması girişimleri, bunun yanında Kazakistan ekonomisinde reformların gerçekleştirilmesi için Asya ülkelerinin finansal ve teknolojik kaynaklarının çekilmesinde toplanmaktadır. Bu konuda Asya-Pasifik bölgesinin gelecek yüzyılda, çağdaş dünyanın ekonomik ve teknolojik gelişmesinde egemen pozisyonlara sahip olacağı göz önünde tutulmaktadır. Dünya ekonomisinde önde gelen Kazakistan’ın, ekonomisinde potansiyel bakımdan en büyük öneme sahip olan Japonya ile ilişkilerini canlandırması, büyük ekonomik ve politik avantajlar vaadetmektedir. Japonya’nın BM Güvenlik Konseyi’nin sürekli üyesi olma çabalarının Kazakistan tarafından desteklenmesi, ikili ilişkileri geliştirme isteklerine uygun düşmektedir. Kazakistan diplomasisinin Rus, Çin ve Asya yönündeki çabalarının son hedefi, Kazakistan sınırları boyunca güvenlik çemberinin sağlanması ve ülke egemenliğinin güçlendirilmesi için gerekli olan dış koşulların yaratılmasıdır.59

58 Токаев, К., Дипломатия Республики Казахстан [Kazakistan Cumhuriyeti Diplomasisi], стр.

31.

59 A.g.e., стр. 31-32.

Dünya poltikası, ekonomisi ve kültürünün ana merkezlerinden birisi olan Avrupa ülkeleri ile ilişkiler, Kazakistan dış politikasının stratejik politikası olarak kalmaktadır. Bir Avrasya devleti olarak Kazakistan, sürekli olarak Avrupa ülkeleriyle olan işbirliğini dış politika anlayışının ayrılmaz noktası olarak görüp ilişkilerin tümünü bu görüş açısı içinde tutmaktadır. Uzun vadeli perspektifte, aralarına Doğu ve Orta Avrupa ülkelerini aldıktan sonra diğer bölge ülkeleriyle ilişkilerde kıta adına hareket edecek olan Avrupa Birliği, özel bir öneme sahiptir.

Avrupa Birliği ile ortaklık ve işbirliği anlaşması, Avrupa’nın önde gelen devletleriyle ticarî ve ekonomik işbirliğinin etkinliğin yükseltmesindeki koşulları yaratacak, Kazakistan’ın uluslararası politik ve ekonomik topluluğa entegrasyonuna yardım eden başlıca unsur olacaktır. Bununla birlikte AB’nin bilim, eğitim ve kültür alanındaki programları sayesinde ve bunun yanında AB’nin Kazakistan ile politik diyaloğunun geliştirilmesine hazırlığı nedeniyle Kazakistan için açılacak olan olanaklar da gözönünde bulundurulmalıdır.

Konuyu özetlersek, Kazakistan Cumhuriyeti dış politikasının ana esası, Kazakistan’ın egemen bir devlet olarak gelişme stratejisinin başarılı bir şekilde gerçekleştirilmesidir.

2. 2. Kazakistan’ın Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) Politikası

Kazakistan’ın dış politikasının diğer bir önemli stratejik amaçlarından biri, BDT’ye üye devletlerle işbirliği yapmaktır. Tüm postsovyet ülkelerin maruz kaldıkları ekonomik kriz koşullarında bu ülkelerin uyumlu bir biçimde hareket etmeleri ve uzlaşmacı çözümler aramaları son derece önemlidir. Bu olmadan istikrarı sürdürmek, güvenliği sağlamak ve dünya topluluğuna entegre olmak olanaksızdır.

Günümüz koşullarında hiç bir ülkenin tek başına başarılı bir biçimde gelişmesinin mümkün olmadığını, dünya deneyimi göstermektedir. Bundan dolayı BDT’nin kurulması, SSCB’nin yıkılışından sonra ortaya çıkan bağımsız devletlerin gelişiminde bir etken olmaktadır.

Buradan hareketle Kazakistan, siyasî ve ekonomik sorunların çözümü, egemenlik, toprak bütünlüğü ve devletlerin içişlerine karışmama ilkeleri temelinde topluluğun sınırları içerisinde istikrarın sağlanması sorunlarında işbirliğinin sürdürülmesi doğrultusunda, BDT çerçevesi içindeki ilişkilerin sağlamlaştırılması için tutarlı bir politika izlemektedir. Bu doğrultuda iki aşamalı bir politika izlenmekte ve BDT çerçevesi içinde iki taraflı ve çok taraflı ilişkiler geliştirilmektedir.

Kazakistan’ın BDT’ye üye devletlerle arasındaki entegrasyonun derinleşmesi yönünde politika yürütmekte olduğunu, yapılmış sözleşmelerin yerine getirilmesini savunduğunu belirtmekte yarar vardır. Uygulamalar, Kazakistan’ın Topluluk bakımından takındığı tavırlarının doğruluğunu ve yaşayabilirliğini kanıtlamıştır.

Kazakistan’ın yenilenmiş birliğin oluşturulmasına ve tek ekonomik alan kurulmasına ilişkin önerisi, ilk defa Rusya Devlet Başkanı Yeltsin’in 17-18 Ağustos 1991’de Kazakistan’a gerçekleştirdiği resmi bir ziyaret esnasında “Bağımsız Devletler Birliği’nde istikrarın güvencesi hakkında” ve “ortak ekonomik alan hakkında” ortak bildiriler biçiminde halka duyurulmuştu. Bu belgelerde Kazakistan ve Rusya Devlet Başkanları, tüm Sovyet Cumhuriyetler’in liderlerine yeni ortak Pazar alanının oluşturulması ile ilgili ekonomik sorunları ele alma amacıyla yapılacak toplantının gerçekleşme tarihi ve yeri üzerinde uzlaşma sağlama önerisiyle başvurmuş bulunuyordu. Sonra Bağımsız Devletler Birliği hakkında anlaşmanın hazırlanması ve imzalanması, ekonomik birliğin kurulması öngörülmüştü.60

Ancak bunu izleyen 1991 Ağustos ayındaki darbe girişimi, yeni topluluğun yavaş yavaş, dolayısıyla daha iyi bir biçimde oluşumunu engellemiştir.

Kazakistan Cumhurbaşkanı Nazarbayev’in girişimi üzerine 21 Aralık 1991’de Almatı’da 11 bağımsız devletin başkanlarının yaptığı toplantının sonucunda toplantıya katılan ülkeler, eşit ilkelerde anlaşan ve büyük taraflar olarak BDT’yi oluşturduklarını bildiren kararı almışlardır. Toplantı sırasında Almatı Bildirisi de imzalanmıştır. Bu bildiri Kazakistan Devlet Başkanı’nın, BDT üyeleri arasındaki işbirliğinin eşitlik, ülkelerin toprak bütünlüğüne saygı ve var olan sınırların ihlal edilemezliği ile ilgili görüşlerine dayanmıştı. Eşitlik temelinde oluşturulacak koordine edici yapılar, bu ilkelerin gerçekleşmesini denetleyeceklerdir. Uluslararası stratejik istikrarı koruma ve barışı sağlama, ortak

60 A.g.e., стр. 48.

savunma ve nükleer silah üzerindeki ortak denetimi sağlama amacı, ön planda tutuluyordu.61

Dünyanın siyasî haritasında yeni devletlerin oluşması ve bu devletlerin tamamıyla yeni bir temelde topluluk olarak birleşmeleri, onların bağımsızlıklarını teminat altına almıyordu. SSCB’nin yıkılışı sonucunda ortaya çıkan boşluk, ortak güvenlik sistemini kurmayla bu boşluk doldurulmaya çalışılmaktadır. Bu doğrultuda atılan önemli bir adım; 15 Mayıs 1992’de Taşkent’te BDT’ye üye beş devlet tarafından ortak güvenlik anlaşmasının imzalanması olmuştu ki bu anlaşma, Kazakistan ve Rusya'nın girişimi üzerine ele alınmıştır. Anlaşmayı imzalayan devletler, devletlerarası ilişkilerde gücün veya güçle tehdidin kullanılmasından kaçınma zorunluğunu bir kere daha dile getirdiler. Bu devletler, kendi aralarında ortaya çıkan ve diğer devletlerle olan tüm anlaşmazlıkları barışçıl yollarla çözme istekliliğini belirtmişlerdir.

Anlaşmada; anlaşmaya katılan bir veya birkaç devletin güvenliği, toprak bütünlüğü ve egemenliği tehlikede olduğu zaman veya uluslararası barış ve güvenlik tehdit altında bulunduğu zaman, üye devletlerin tutumlarını koordine etmek ve tehlikeyi ortadan kaldırmak amacıyla ortak danışma mekanizmasını devreye sokacakları belirtilmiştir. Bununla birlikte anlaşmanın 4. maddesinde şu ifade açıkça yer alıyordu: “Eğer üye devletlerden biri herhangi bir devlet veya devletler topluluğunun saldırısına uğrarsa, bu anlaşmayı imzalayan tüm üye devletlere yönelik bir saldırı olarak değerlendirilecektir.”62

Herhangi bir üye devlet saldırıya maruz kaldığı takdirde, tüm diğer üye devletler ona gerekli yardımı (askerî yardım dahil) sağlayacaklar ve BM tüzüğünün 51. maddesi gereği ortak savunma haklarını kullanma doğrultusunda sahip oldukları araçlarla destek vereceklerdir.

Üye devletler, Devlet Başkanları ve BDT Birleşmiş Silahlı Güçleri Başkomutanı’ndan oluşan Ortak Güvenlik Kurulu oluşturuldu. Bu Kurul, anlaşmaya göre üye devletlerin ortak faaliyetlerini koordine etme ve yürütme görevini yerine getirmektedir.

61 A.g.e., стр. 50-51.

62 Исингарин, Н., 10 лет СНГ. Проблемы, поиски, решения [BDT’ye 10 yıl. Problemler, Aramalar, Kararlar], Алматы, «Бис», 2001, стр. 112-113.

BDT üyesi onbir devlet tarafından imzalanan Ekonomik Birliğin Kurulmasına İlişkin Anlaşma’nın BDT’ye üye devletlerin ekonomilerinde entegrasyon süreçlerinin hayata geçirilmesine ve siyasî bir gerçeklik kazanmasına neden olmuştur. Kazakistan’ın genel Avrupa ve Avrasya pazarları ile ilgili olarak ortak ekonomik alanın oluşturulması ve geliştirilmesinde kapsamlı bir işbirliği politikasına bağlı olarak, BDT’deki entegrasyon süreçlerinin katalizatörü olmuştur. Bu politika, post-Sovyet dönemi ülkelerinin ortak çabalar ile bağımsız devletlerin uygar topluluğu oluşturma olasılığını oldukça yükseltmiştir.

Ancak entegrasyon süreci yavaş gerçekleşiyor, BDT kurumları da etkili olarak çalışmamakataydılar. Bu bağlamda Kazakistan’ın entegrasyonun gerçekleştirilmesine ilişkin girişimlerinin mantıksal uzantısı, Nazarbayev’in Moskova Devlet Üniversitesi’nin öğretim görevlileri önünde 29 Mart 1994’te (Rusya’ya ilk resmi ziyareti sırasında) verdiği demeç olmuştur. Bu demeçte Nazarbayev, BDT’ye üye devletlerden oluşacak yeni birliğin Avrasya Birliği’nin kurulması ile ilgili olası yolların araştırılmasını önermiştir.63 Sorunun bu biçimde ortaya konması, BDT üyesi devletlerin pazar ekonomisinin gelişim düzeyleri ve siyasî süreçlerin demokratikleşmesi bakımından farklılık göstermeleriyle de ilgilidir. BDT ülkelerinin gelişimindeki farklı tempolar, heterojenlik vb. dikkate alınıyordu. Bunların tümü, Topluluk’ta yeni ekonomik düzenin oluşumuna ciddi bir ihtiyaç duyulduğundan söz etmeye olanak sağlamıştı. Amaç, ekonomik politikanın uyumlaştırılması ve üye devletler için zorunlu ekonomik reformları yürütme programlarının kabul edilmesidir.

Avrasya Birliği’nin kurulmasına ilişkin anlaşmanın temelinde ekonomik, savunma ve dış politikanın koordinasyonu amacıyla uluslar üstü organların oluşturulması yatmaktadır. Stratejik sorunların ele alınması amacıyla Avrasya Birliği’nin Devlet Başkanları Kurulu ve Başbakanlar Kurulu oluşturulacaktır. Bir sonraki adım, Avrasya Birliği’ne üye ülkelerin yasama etkinliklerini koordine etmek amacıyla kurulacak ortak parlamentoya milletvekili seçimidir. Reel askerî kompleksin oluşturulması, Savunma Bakanları Kurulu’nun kurulması ve dünya arenasındaki etkinliklerin koordinasyonu ise, Dışişleri Bakanları Konseyi’nin

63 Токаев, К., Дипломатия Республики Казахстан [Kazakistan Cumhuriyeti Diplomasisi], стр.

59-60.

oluşturulmasını gerektirmektedir. Aynı zamanda Avrasya Birliği için, devletlerarası sürekli yürütme sekreterliğinin kurulması da önerilmektedir.

Sekreterliğin üyeleri, Devlet Başkanları tarafından atanacak ve Birlik’e üye tüm devletlerin temsilcileri bu sekreterlikte bulunacaktır. Bu yürütme organı, BM ve AGİT’te gözlemci statüsüne de sahip olacaktır. Sonra Birlik’e üye tüm ülkeler için ortak belgenin veya vatandaşlığın uygulanması öngörülmektedir.

Kazakistan Devlet Başkanı, Sovyetler Birliği’nin yeniden kurulması ve imparatorluk oluşumunun söz konusu olmadığını özellikle vurgulamıştır.

Birlik’te birleşme ilkeleri şunlardır: Eşitlik, egemenliğe saygı, toprak bütünlüğü ve devlet sınırlarının dokunulmazlığı, kişilik haklarına saygı. Aynı zamanda Avrasya Birliği’ne üye devletler, diğer bütünleşme birliklerine, BDT dahil, ortak üye veya sürekli üye temelinde katılabilir veya gözlemci statüsüne sahip olabilir.

Her üye, Avrasya Birliği’nden çekilebilir, ancak diğer devletleri karar almadan altı ay önce bilgilendirmelidir.

Kazakistan Devlet Başkanı’nın “eşitliğe, gönüllülüğe ve pragmatik çıkara dayanan entegrasyonizmin Avrasya’nın layık geleceği” olduğuna ilişkin formüle ettiği ilkenin önemi büyüktür. Avrasya’nın ancak bu durumda 21. yüzyıl politikası ve dünya ekonomisinin global faktörü olabileceği de, bu ilkenin kapsamı içindedir.

Daha sonra gerçekleşmiş ana olaylar sürecinin analizi, Nazarybayev’in Avrasya Birliği’ni oluşturma fikrinin BDT çerçevesinde iki ve çok taraflı ilişkilerin gelişimi üzerinde büyük bir etki gösterdiği sonucuna ulaşmaya olanak sağlamaktadır.

Avrasya Birliği projesinin ve BDT çerçevesinde ekonomik bütünleşmenin uygulamaya konmasını, daha önce imzalanmış anlaşmaların gerçekleştirilmesini sağlayan önemli aşamalardan biri de 30 Nisan 1994’te Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan Devlet Başkanları tarafından üç ülke arasında Ortak Ekonomik Birliği’n (Orta Asya Birliği) kurulması ile ilgili olarak imzalanan anlaşma olmuştur. Bu belge;

dostluk ve iyi komşuluk, eşitlik ve birbirinin içişlerine karışmama, ödevleri dürüstçe yerine getirme ve diğer uluslararası hukuk normları temelinde ekonomik işbirliğinin temelini atmıştı.64

64 A.g.e., стр. 61.

21 Ekim 1994’te Moskova’da Topluluk’a üye devletlerin Devlet Başkanları toplantısı yapılmıştır. BDT Devlet Başkanları Konseyi, Nazarbayev’in ortak ekonomik alan temelinde, Avrasya Birliği’ni oluşturma ile ilgili önerisini derin bir incelemeden geçirdikten sonra Kazakistan Devlet Başkanı’nın Avrasya Birliği’nin oluşturulması ile ilgili fikirlerini dikkate alma ve onları BDT içindeki bütünleşme süreçlerini daha da derinleştirme amacıyla kullanma kararını almıştır. Aynı zamanda Devlet Başkanları Konseyi, Kazakistan’ın girişimlerinin yansıdığı ortak ekonomik alanı oluşturma doğrultusunda önemli reel adımları içeren bir dizi belgeyi onaylamıştır. BDT üyeleri arasında Ödeme Birliği’nin oluşturulması ve Ekonomik Birlik’in iyi bir biçimde işlemesi ve mal ile hizmetlerin serbest hareketi için gerekli etkili ödemeler sisteminin oluşturulması ile ilgili kararlar bu meyandaki örnekler olarak verilebilir.65

Kazakistan’ın girişimi üzerine Devletler Arası Ekonomik Komite, Ekonomik Birlik’in kurulmasını öngören anlaşmayı imzalamıştır (ki bu Birlik, özü itibariyle Avrasya Birliği fikirleri ile uyum içindeydi). Devletlerarası Ekonomik Komite tüzüğünde, onun Ekonomik Birlik’in oluşturulması ve etkinliğinin BDT çerçevesindeki entegrasyon süreçlerinin rasyonel gelişiminin sağlanması amacıyla kurulacağı belirtilmektedir. Devletlerarası Ekonomik Komite, Ekonomik Birlik’in sürekli yürütme organıdır. Ekonomik Birlik’in kurulması ile ilgili anlaşmaya taraf ülkelerce ona devredilen yetkiler çerçevesinde denetleyici ve düzenleyici fonksyonları gerçekleştirmektedir.

Son zamanlarda BDT çerçevesinde merkezi eğilimlerde artış gözlenip entegrasyon kaçınılmaz hale gelmiştir. Böylece Kazakistan Devlet Başkanı Nazarbayev’in Avrasya Birliği ile ilgili görüşü yeniden gündemi oluşturmuş oldu.

Kazakistan, Beyaz Rusya, Kırgızistan ve Rusya Devlet Başkanları, BDT üyesi devletler arasındaki entegrasyonun farklı hızını hesaba alarak ve bu süreci hızlandırmak amacıyla 29 Mart 1996’da ekonomi alanında entegrasyonun derinleştirilmesini öngören anlaşmayı imzalamışlardır.66 Bu anlaşmada Avrasya Birliği’ni kurma görüşünden kaynaklanan birçok ilkenin yer aldığı ve onun hayata geçirilmesinin Topluluk’un bütünleşme sürecini daha yüksek düzeye taşıyacağı

65 A.g.e. стр. 61-62.

66 A.g.e., стр. 64.

Benzer Belgeler