Kategori 2. Mevcut Öğretimin Sınırlılığı
5. TARTIŞMA
5.3. Katılımcıların Hemşirelikte Klinik Karar Verme Ölçeğinden Aldıkları Puanlara İlişkin Bulguların Tartışması
yaklaşım 1. uygulama puan ortalamasının istatistiksel olarak anlamlı olduğu görülmektedir (Tablo 4.6.). Hemşirelik öğrencilerinden problem çözme sürecinde;
problemleri görebilme, problemi akılcı bir yaklaşımla ele alıp değerlendirme, analiz etme, problemin ortaya çıkmasına neden olan temel faktörleri belirleyip çözümleme, problemin çözümüne seçenekler üretme ve bütün durumlar arasında bağlantı kurma becerilerini sergilemeleri beklenmektedir (153). Bu çalışmada elde edilen bulgu, simülasyon ile uygulama yapan öğrencilerin başkalarını gözlemleyerek, problem çözmeye ilişkin bilgileri işleyerek ve kendi davranışlarının sonuçlarına göre aldığı geribildirimleri değerlendirerek öğrenmelerini sağladığından öğrencilerin durumları bütüncül ve daha geniş bir bakış açısıyla değerlendirdiklerini düşündürmektedir.
Eğitimin temel fonksiyonu bireyleri hayata hazırlamak olduğundan günümüz eğitim kurumlarının, geleceğin hemşireleri olacak öğrencileri, giderek farklılaşan toplumun taleplerini karşılamak için kazandırılması gereken temel yetkinliklere, liderlik ve yönetimsel becerilerini geliştiren uygulamalara hazırlaması gerekmektedir. Ancak hasta güvenliği, ekip çalışması, işbirliği, çatışma yönetimi, kalite yönetimi, delegasyon, zaman yönetimi ve iletişim becerileri gibi yönetimsel becerilerin öğretimi hemşirelik eğitiminde yeterli miktarda dikkate alınmadığını düşündürtmektedir.
Simülasyonun pek çok çalışmada (113,133,154-156) özellikle bilişsel ve psikomotor becerileri kazandırmada etkili olduğu ortaya konulmuşken bizim araştırmamızda hem bilişsel hem de tutumsal davranışlara odaklı problem çözme beceri algısında bir fark yaratmadığı ortaya konulmuştur. Bu durumun simülasyon senaryolarının uygulanma sıklığı, öğrenme sürecinin öğrenmede yapılan aralıklı tekrarların gerekliliği, öğrencilerin hazıroluşluk düzeyi, yönetimsel beceriler açısından deneyim eksikliği gibi pek çok faktör ile açıklanabilir. Ayrıca ölçme araçlarının ölçülmek istenen niteliği ölçmede daha genel kaldığı düşünülmektedir.
5.3. Katılımcıların Hemşirelikte Klinik Karar Verme Ölçeğinden
vaka ve kontrol grupları arasında 1. ve 2. uygulama karar verme düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık bulunmamıştır (Tablo 4.7.). Bu bulgu doğrultusunda “Senaryo temelli simülasyon öğretimi yöntemi kullanılan öğrencilerle senaryo temelli simülasyon yöntemi kullanılmayan öğrencilerin karar verme becerileri arasında fark yoktur.” şeklinde kurulan H0-2 hipotezi kabul edilmiştir.
Araştırma kapsamına alınan öğrencilerin, 1. ve 2. uygulama Hemşirelikte Klinik Karar Verme Ölçeğinden aldıkları puanlara göre, karar verme becerileri algılarının iyi düzeyde olduğu söylenebilir (Tablo 4.7.). Bu bulgu ülkemizde ve yurtdışında yapılan çalışmalarla uyumludur (138,157-159).
Baumberger-Henry’nin (138) (2005) çalışmasında işbirlikçi öğrenme yöntemleri ve vaka çalışması öğretim yöntemlerinin karar verme puanları üzerinde önemli bir etkisinin olmadığı belirtilmiştir. Bu çalışma bulgusu, farklı işbirlikçi öğrenme yöntemlerinin kullanıldığı çalışma sonucumuzla benzerlik göstermektedir.
Araştırmamızda simülasyon, vaka ve kontrol grupları arasında 1. ve 2. uygulama karar verme düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık bulunmamıştır.
Bu bulgu, senaryo temelli simülasyon öğretim yöntemi kullanılarak yapılan öğretimin çalışma süresinin çok kısa olması, kısa zaman diliminde bu yöntemin öğrencilerin karar verme beceri algıları üzerindeki etkilerinin ölçülmesi buna karşın vaka ve kontrol gruplarının aynı anda karar verme puanlarını geliştirebilecek rutin bir eğitim altında olması ile açıklanabilir.
Yönetimsel beceri geliştirme üzerine gerçekleştirdiğimiz simülasyonun katılımcılar tarafından ilk defa deneyimleniyor olması, becerinin tekrar etmemesi ve bir daha kullanılmaması gibi sebeplerle karar verme becerisinin gelişmediği düşünülmektedir. Yapılan çalışmalar (33,42,146,160,161) simülasyon uygulamasının ve uygulamanın müdahale sıklığı ile ilgili olarak bireylerin karar verme, eleştirel düşünme veya klinik muhakeme yapma becerisinde değişiklikler olduğunu göstermiştir. Ayrıca simülasyonun katılımcıları belirsiz durumlarla karşı karşıya bırakması, simültane ilerlemesi, bilginin duruma özgü olarak ilişkilendirilmesi, kalıplaşmış amaç ve içeriğe sahip olmaması, sınırlarının kesin bir şekilde çizilmemesi gibi sebeplerle karar verme beceri algılarının geliştirilmesinde kısa vadede etkili olmadığı düşünülmektedir.
Maneval ve arkadaşlarının (161) (2012) yaptıkları çalışmada yüksek gerçeklikli simülasyon ve kontrol gruplarında, eleştirel düşünme puanlarının yükseldiği, yüksek gerçeklikli simülasyon grubunun genel puanlamada daha büyük kazanımlar gösterdiği, her iki grup ortalama test puanlarında istatistiksel olarak anlamlı bir artış bulunmadığı belirtilmiştir. Koivisto ve arkadaşları (162) (2016) çalışmalarında 3D simülasyon oyunlarının, hemşirelik öğrencilerinin öğrenme sürecinde başarıyla kullanılabileceğini göstermiştir. Araştırmacılar, iyi hazırlanmış oyun ile öğrenmenin, öğrencilerin kararlarına ilişkin geribildirim verip aktif karar vericiler olmaları için öğrencilere fırsat sunduğunu belirtmiştir.
Thomas ve arkadaşlarının (49) (2011) son sınıf hemşirelik öğrencileri ile yaptıkları çalışmada, hemşirelik öğrencilerinin ve yeni mezun hemşirelerin karşılaşabileceği problem çözme, karar verme, profesyonel iletişimi uygulama ve delege etme ile ilgili yönetim ve liderlik konularını içeren senaryolara ilişkin bazı durumlarda karar verme becerilerini uygulayabildikleri belirtilmiştir. DSÖ Avrupa Bölgesi genelinde bulunan 48 sağlık bakanı ya da temsilcileri tarafından imzalanan Münih Deklarasyonu'nda politika geliştirme ve uygulama sürecinin her düzeyinde hemşirelerin karar verme mekanizmasında yer almaları gerektiği vurgulanmıştır (163). Hemşirelerin bağımsız olarak karar verebilmesi, verdikleri kararların sorumluluğunu alarak uygulamalarını gerçekleştirmesi mesleğin özerkleşmesini sağlayacağı için bu becerinin lisans eğitiminden itibaren kazandırılmaya başlanması önemlidir.
Simülasyon, vaka ve kontrol grubunda yer alan öğrencilerin Hemşirelikte Klinik Karar Verme Ölçeği alt boyutlarından; amaçları ve değerleri soruşturmak, bilgiyi araştırmak ve yeni bilgiyi tarafsız olarak benimsemek, seçenek ve fikirleri araştırmak, sonuçları değerlendirmek ve toplam Hemşirelikte Klinik Karar Verme Ölçeği puan ortalamaları arasındaki farklılık istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır (Tablo 4.7.). Kullanılan ölçeğin alt boyutlarında karar verme sürecinde olan bireyin istediği sayıda strateji veya kaynağı kullanabileceği seçenekler oluşturabilme, hedefleri ve değerleri açıkça belirleyebilme, bireyin aldığı kararı maliyet-kazanç, risk alma, amaç ve değerlere uygun olup olmadığı yönünden değerlendirebilme, ilgili konu/ olaya ilişkin ihtiyaç duyulan bilgileri araştırabilme ve bilgilere ulaşma durumları ölçülmektedir. Bu becerilerin geliştirilememesinde
öğrenme sürecinin, birdenbire içgörüsel bir şekilde değil, yavaş yavaş, küçük, sistemli adımlarla gerçekleştiği, tekrarlı uygulamalar ile öğrenmenin pekiştiği (164), bu bilişsel becerilerin edinilmesinin zor ve bu becerileri değerlendirmenin daha da zor olduğu (155) göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Ayrıca öğrencilerin, karşılaştıkları durumları önceki yaşantıları ile ilişkilendiremedikleri, bilgilerini etkili bir şekilde kullanamadıkları düşünülmektedir. Katılımcıların karar verme becerilerinin geliştirilmesi kaliteli hasta bakımını destekleme, bireylerin ve kurumların motivasyonunu, üretkenliğini ve performansını artırma, meslekte otonomiyi sağlama bakımından önemli olmaktadır. DSÖ (89), sağlık ekibinin üyeleri olan hemşireleri karar ve eylemlerinden sorumlu olduklarını belirtmiş ve bunu hemşirenin rollerinden biri olarak göstermiştir.
Simülasyon, vaka ve kontrol grubunda yer alan öğrencilerin akademik başarılarına göre Hemşirelikte Klinik Karar Verme Ölçeği alt boyutlarından;
amaçları ve değerleri soruşturmak, bilgiyi araştırmak ve yeni bilgiyi tarafsız olarak benimsemek, seçenek ve fikirleri araştırmak, sonuçları değerlendirmek ve toplam Hemşirelikte Klinik Karar Verme Ölçeği puan ortalamaları arasındaki farklılık istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır (Tablo 4.8.). Bireylerin akademik yaşantılarında kazandıkları teorik başarılarının karar verme gibi somut çıktısı olan beceriye dönüşmemesi bilişsel bilgilerini uygulamaya aktaramadıklarını göstermektedir.
Yönetimsel problem çözme ve karar verme ile ilgili ders ya da kurs alma durumlarına göre simülasyon, vaka ve kontrol grubunda yer alan öğrencilerin hemşirelikte klinik karar verme ölçeği toplam ve alt boyut puan ortalamaları incelendiğinde, konu ile ilgili ders/kurs alan öğrencilerin, ders/kurs almayan öğrencilere göre karar verme ölçeği, seçenek ve fikirleri araştırmak, ve sonuçları değerlendirmek alt boyut 1. uygulama puan ortalamasının istatistiksel olarak anlamlı olduğu görülmektedir (Tablo 4.9.). Öğrencilerin problem çözme, karar verme ile ilgili ders ya da kurs aldıkları programlarda vaka sunumları, beyin fırtınası, soru-cevap gibi birçok öğretim yöntemin konunun öğretiminde kullanılması gerekmektedir. Bu programlara öğrencilerin aktif bir şekilde katılması, teorik bilgilerini uygulamaya aktarabilmeleri, konu ile ilgili ön hazırlıklarının olması bu öğrencilere avantaj sağlamaktadır. “Seçenek ve fikirleri araştırmak” ve “sonuçları
değerlendirmek” alt boyutunda görülen farkın bu nedenlerden kaynaklandığı düşünülmektedir.
Simülasyon, vaka ve kontrol grubunda yer alan öğrencilerin simülasyon uygulamasını deneyimleme durumlarına göre Hemşirelikte Klinik Karar Verme Ölçeği toplam ve alt boyut puan ortalamaları arasındaki farklılık istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır. Araştırmamızın niteliksel aşamasında öğrenciler, simülasyon uygulamasına daha önce psikomotor alan davranışlarını pekiştirmek için katıldıklarını bu çalışmada ilk defa yönetici gözüyle değerlendirme yaptıklarını ifade etmişlerdir. Öğrenciler daha önceden bilişsel ve turtumsal alanın değerlendirildiği simülasyon uygulamasına katılmamalarının kendilerinde heyecan ve anksiyete yarattığını ifade etmişlerdir. Araştırmamızdan elde edilen bu bulguya dayanarak öğrencilerin, senaryolar üzerinde belirlenen hedeflere göre hareket etmediklerini, sürece göre düşünmeden eylemde bulundukları düşünülmektedir. Öğrenme sürecinde yaşanılan yoğun anksiyete hissinin öğrencilerin karar verme becerilerini gösterememelerine neden olduğu söylenebilir.
Simülasyonun pek çok çalışmada (113,133,154-156) özellikle bilişsel ve psikomotor becerileri kazandırmada etkili olduğu ortaya konulmuşken yaptığımız çalışmada hem bilişsel hem de tutumsal davranışlara odaklı problem çözme beceri algısında bir fark yaratmadığı ortaya konulmuştur. Bu durumun simülasyon senaryolarının uygulanma sıklığı, öğrenme sürecinin öğrenmede yapılan aralıklı tekrarların gerekliliği, öğrencilerin hazıroluşluk düzeyi, yönetimsel beceriler açısından deneyim eksikliği gibi pek çok faktör ile açıklanabilir. Ayrıca ölçme araçlarının ölçülmek istenen niteliği ölçmede daha genel, hasta bakımı ve klinik alan yönetimi ile kaldığı düşünülmektedir.
5.4. Katılımcıların Kullanılan Öğretim Yöntemleri İle İlgili Görüşlerinin