• Sonuç bulunamadı

Kamu Zararı Alacağının Muhasebe Kayıtlarına Alınması

3.2. Kamu Zararı Alacaklarının Takip ve Tahsili

3.2.2. Kamu Zararı Alacağının Muhasebe Kayıtlarına Alınması

TYB tarafından alacak takip dosyasının açılması ile birlikte, muhasebe kayıtlarının yapılması ve tahsilat izleme dosyasının açılması görevleri de yerine

108 getirilmektedir. Yönetmeliğin 9’uncu maddesinde, kamu zararı ile ilgili yapılacak muhasebe işlemlerine ilişkin esaslar;

“(1) Sayıştay veya mahkeme ilâmları ile bildirilen kamu zararından doğan alacaklar, ilâmların idarelerine ulaştığı; kontrol, denetim veya inceleme sonucunda tespit edilen kamu zararından doğan alacaklar ise 7/A maddesine göre yapılacak değerlendirme sonucuna ilişkin değerlendirme formunun takibe yetkili birime ulaştığı tarihten itibaren beş iş günü içerisinde, takibe yetkili birimce, sorumlular ve ilgililer adına muhasebe kayıtlarına aldırılır. Muhasebe birimine yazılan yazıda faiz başlangıç tarihi de belirtilir. Taksitlendirilen kamu zararından doğan alacaklara ilişkin kararın bir örneği de karar tarihinden itibaren beş iş günü içerisinde muhasebe birimine gönderilir. Sayıştay sorguları üzerine yapılan değerlendirme sonucunda kamu zararının oluştuğuna karar verilmesi halinde de aynı şekilde işlem yapılır. (2) Muhasebe birimi, Sayıştay ilâmına istinaden bildirilenleri ilâmda belirtilenler adına; mahkeme kararlarına istinaden bildirilenleri kararda tazminle yükümlü olduğu belirtilenler adına; bunların dışındakileri ise sorumlular ve ilgililer adına hesaplara kaydeder. (3) Muhasebe kayıtlarına alınan her bir alacak için bir tahsilat izleme dosyası açılır. (4) Kamu zararından doğan alacakların muhasebe kayıtlarına alınması ve izlenmesine ilişkin diğer hususlarda, kamu idarelerinin tabi oldukları muhasebe yönetmeliklerinde belirlenen usul ve esaslar uygulanır.”

şeklinde sıralanmıştır. Maddenin birinci fıkrasındaki muhasebe kayıtlarına alma ve taksitlendirme kararı ile ilgili süreler kamu zararı açısından hak düşürücü değillerdir. Bu nedenle bu sürelere uyulmamasının zamanaşımı dışında kamu zararı üzerinde bir etkisi olmayacağı söylenebilir. Ancak Yönetmelik hükmüne uyulması idari bir gerekliliktir (Orulluoğlu, 2015: 149).

Öte yandan yönetmeliğin söz konusu fıkrasında “Muhasebe birimine yazılan yazıda faiz başlangıç tarihi de belirtilir.” ifadesinde bahse konu yazının hangi merci tarafından yazılacağı açık bir şekilde belirtilmemiştir. Ancak kamu zararı alacağının takip ve tahsil görevi Yönetmeliğin 7/A ve 7/B maddelerine göre TYB tarafından, 7/C maddesine göre ise “idareyi temsile yetkili hukuk birimi” tarafından yerine getirileceği öngörülmüştür. Bu nedenle söz konusu yazının kontrol, denetim ya da inceleme yoluyla tespit edilen kamu zararları ile Sayıştay ilamları ile belirlenen kamu zararlarında TYB tarafından, mahkeme ilamı ile idareye tebliğ edilen kamu zararlarında ise “idareyi temsile yetkili hukuk birimi” tarafından yazılması gerektiği söylenebilir.

Yönetmeliğin 22’nci maddesinin ikinci fıkrasında ise takipten sorumlu olan birimin yöneticilerinin izleme, alacağın tahsil edilmesini veya mahsubunu sağlama görevlerinden;

109

“Alacağın takibinden sorumlu birim yöneticileri, mahkemeye veya icraya intikal ettirilen alacakların takibinin hangi aşamada olduğunu ilgili hukuk birimleri nezdinde izlemek, icra dairelerince tahsil edildiği bildirilen paraların muhasebe biriminin veznesine veya banka hesabına yatırılmasını ve sorumluların ve/veya ilgililerin borçlarına mahsubunu sağlamak zorundadırlar.”

şeklinde bahsedilmiştir. Burada kullanılan “takipten sorumlu birim” ile yalnızca Yönetmeliğin 4-1/ı) maddesinde tanımlanan “takibe yetkili birim”in değil, duruma göre takipten sorumlu olabilen “idareyi temsile yetkili hukuk birimi”nin ifade edilmek istendiği söylenebilir.

3.2.2.1. Kamu Zararının Oluştuğu Tarih ve Faiz Başlangıcı

Bu aşamada kamu zararının oluştuğu tarihin nasıl tespit edileceği ve faiz başlangıcında esas alınacak tarihin nasıl belirlendiğinin açıklanması gerekmektedir.

Nitekim hem kamu zararının muhasebe kayıtlarına alınmasında hem de sorumlu ve ilgililere tebliğinde kamu zararının borcunun doğduğu tarih ve faiz başlangıç tarihinin belirtilmesi gerekmektedir. Kamu zararının oluştuğu tarih ve faiz başlangıç tarihi, kamu zararının tespit edildiği ilamda belirtilmiş ise muhasebe kayıtlarında ve sorumlu ile ilgililere tebliğde bu tarihler esas alınmaktadır. Ancak kamu zararı ilamında söz konusu tarihler belirtilmemişse, TYB karar tarihini esas alacaktır. İdarenin kontrol, denetim ya da inceleme yoluyla tespit ettiği kamu zararlarında ise “EK-1 Değerlendirme Formu”

içeriğinde “kamu zararının oluştuğu tarih” bölümünde belirtilen tarih esas alınacaktır.

Kontrol, denetim ya da inceleme görevini yürütenler Yönetmeliğin 17’nci maddesinde yer alan hükümlere göre kamu zararının oluştuğu tarihi belirleyeceklerdir. Buna göre;

“a) Vezne ve ambar açıkları ile diğer muhasebe yetkilisi mutemetlerinin açıklarında, açığın meydana geldiği tarihte, bu tarihin bilinmediği durumlarda olayın tespit edildiği tarihte, b) İş, mal veya hizmet karşılığı olarak ilgili mevzuatında belirlenen veya mevzuatında öngörülen karar, onay ya da sözleşmesinde belirlenen tutardan fazla yapılan ödemeler ile transfer niteliğindeki giderlerde yapılan yersiz ve fazla ödemelerde, ödemenin yapıldığı tarihte, c) Kayıtlı olsun veya olmasın, kamu idaresinin yönetim ve kullanımında olan ya da kullanıcılarına teslim edilen taşınırların kaybedilmesi, çalınması veya zarar görmesi hallerinde olayın meydana geldiği tarihte; bu tarihin bilinmediği durumlarda olayın tespit edildiği tarihte, ç) İş yaptırılmadan, mal veya hizmet alınmadan ya da mevzuatında öngörülmediği halde yapılan yersiz ödemelerde, ödemenin yapıldığı tarihte,”

110

d)“İdare gelirlerinin tarh, tahakkuk ve tahsil işlemlerinin mevzuata uygun bir şekilde yapılmaması hallerinde, söz konusu işlemin zaman aşımına uğradığı tarihte,

e) Hakedişlerden kesinti suretiyle yapılan gelir tahsilatının eksik yapılması hallerinde, tahsilat tutarının gelir kaydedilmesi gerektiği tarihte,”

kamu zararlarının oluşmuş kabul edileceği belirtilmiştir. Kamu zararının oluştuğu tarihin belirlenmesi, kamu zararının zaman aşımına uğrayacağı tarihin tespiti açısından da önemlidir (Orulluoğlu, 2015: 175).

Yönetmeliğin 17’nci maddesi ile ilgili önemli bir hususun belirtilmesinde yarar vardır. Kamu zararlarının belirlenmesinde esas alınacak kriterlerin sıralandığı Yönetmeliğin 6’ncı maddesi ile kamu zararının oluştuğu tarihin belirlenmesine ilişkin hükümlerin bulunduğu 17’nci maddesi arasında tam bir uyum bulunmamaktadır.

Danıştay’ın kamu zararının belirlenmesi hususunda yalnızca, KMYKK’nın 71’inci maddesinde belirtilen halleri kabul edip, Yönetmeliğin 6’ncı maddesinde ilave olarak düzenlenen halleri kabul etmediği ve Yönetmeliğin 17’nci maddesindeki kamu zararının oluştuğu tarihe ilişkin hükümlerin 6’ncı madde hükümlerini karşılamadığı göz önüne alındığında, özellikle idare nezdinde kontrol, denetim ve inceleme görevini yürütecek kamu görevlileri açısından Yönetmeliğin 17’nci maddesinin kafa karıştırıcı olduğu söylenebilir (Danıştay İkinci Dairesi 21.09.2010 T., 2010/536 E.; 2010/3483 K.).

KMYKK’nın 71’inci maddesinde ve Yönetmeliğin 12’nci maddesinde kamu zararlarının, oluşma tarihleri esas alınarak hesaplanan faizleri ile birlikte tahsil edileceği belirtilmiştir. Hesaplanacak faize ilişkin oran, her yıl Hazine ve Maliye Bakanlığınca yayımlanan “Parasal Sınırlar ve Oranlar Hakkında Tebliğ” ekinde tablo ile gösterilmektedir. Ancak bunun bir istisnası bulunmaktadır. Eğer bulunulan yılın ikinci altı aylık diliminde TCMB’nin 30 Haziran gününde yürüttüğü reeskont ve avans faiz oranı önceki 31 Aralık günü yürütülen faiz oranından beş puan ya da daha fazla gerçekleşmesi halinde yeni orana göre işlem yapılması gerekmektedir (Orulluoğlu, 2015: 182). Kamu zararında faiz ile ilgili genel hükümler, Yönetmeliğin 18’inci maddesinde;

“(1) Kamu zararından doğan alacaklarda ilgili mevzuatına göre hesaplanacak faizin başlangıç tarihi, kural olarak zararın oluştuğu tarihtir.

(2) Sayıştay, ve mahkeme ilâmları ile tespit olunan kamu zararından doğan alacaklarda faiz başlangıç tarihi, ilâmda faizin başlangıcı hakkında hüküm varsa belirtilen tarih, aksi takdirde karar tarihidir.”

111

(3)“Sorumlular ve/veya ilgililerce yapılan ödeme tutarının, alacak aslı ile faiz tutarının tamamını karşılamaması halinde ödenen tutar vadesi gelmiş alacak aslına ve faizine orantılı olarak mahsup edilir.

(4) Borç aslına faiz dahil edilerek, tekrar faiz yürütülemez.”

(5)“Taksitlendirilen alacaklara, anlaşma tarihindeki faiz oranı uygulanır. Kamu zararının oluştuğu tarihten anlaşma tarihine kadar olan faiz ayrıca hesaplanır. Ödeme planında anapara ile hesaplanan faiz ayrı ayrı gösterilir. Taksitlerin ödenmesinde sadece anaparaya anlaşma tarihinden ödeme tarihine kadar geçen süre için faiz hesaplanır.

(6) Kamu zararından doğan alacaklara uygulanacak faiz konusunda aksine bir hüküm bulunmayan hallerde 4/12/1984 tarihli ve 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun hükümleri uygulanır.”

şeklinde sıralanmıştır. Söz konusu madde hükümünde faiz başlangıç tarihi ile ilgili karışıklığa veya eşitsizliğe neden olacak bir durum bulunmaktadır. Maddenin birinci fıkrasına göre kamu zararlarına oluştuğu tarih esas alınarak faiz yürütülmesi gerekmekteyken, Sayıştay’ın hesap yargısı ve adli/idari yargılama neticesinde tespit edilen kamu zararlarında faiz başlangıç tarihi belirtilmemiş ise hüküm tarihinin esas alınacağı belirtilmiştir. SK’nın 53’üncü maddesinin ikinci fıkrasında52 ise zaten hüküm tarihinin faiz başlangıç tarihi olduğu belirtilmiştir. Böylece kontrol, denetim veya inceleme yoluyla tespit edilen ve tahsili tamamlanan kamu zararları ile Sayıştay veya mahkeme ilamları ile tahsil edilen kamu zararlarında faiz miktarları farklı olacaktır.

Aynı kamu zararı olayının kontrol, denetim ve inceleme yoluyla tespiti ile birlikte Sayıştay’ın hesap yargısına veya adli/idari yargılamaya konu olması durumunda, kamu idarelerinin kamu zararını sorumlu ve ilgililerden tahsilinde kişiye göre (mahkeme veya Sayıştay kararının beklenilmesi nedeniyle) farklı faiz başlangıç tarihi uygulamalarına neden olabilecektir (Aksoy vd. 2018: 154-155).