• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 3: BULGULAR VE YORUM

3.2. KADINLARIN ADÖ VE EYÖ’DEN ALDIKLARI ORTALAMA

yaşandığı saptanmıştır. Kadınların %2.4’ü ve eşlerinin %16.7’si alkol sorunu yaşadıkları bulunmuştur. Benzer şekilde cinsiyet açısından suç işleyip ceza alma dağılımlara bakıldığında, kadınların %4.8’inin ve eşlerinin %14.3’ünün suç işleyip ceza aldığı belirlenmiştir. Kadınların ailelerinin %15.5’inde engelli biri bulunmaktadır. Ailelerin tamamına yakınının herhangi bir aileye yönelik psikolojik hizmetlerden yararlanmadıkları ve yalnızca %7,1'inin hizmetlerden yararlandığu sonucuna ulaşılmıştır.

3.2. KADINLARIN ADÖ VE EYÖ’DEN ALDIKLARI ORTALAMA

Görüldüğü gibi, kadınlar en sağlıklı şekilde Problem Çözme işlevini yerine getirmektedir.

Problem Çözme, İletişim, Roller, Gereken İlgiyi Gösterme işlevlerinde sırasıyla sağlıksızlık eğilimi yükselmektedir. Kadınların en çok zorlanan işlevi Gereken İlgiyi Gösterme işlevidir.

Genel olarak kadınların ADÖ puanları incelendiğinde İletişim, Roller ve Gereken İlgiyi Gösterme alt işlevlerinde 2 ve üzerindeki puana sahip kadınların oranları sırasıyla %56.0,

%66.6, %89.2 gibi önemli bir oranda bulunmuştur. Özellikle Gereken İlgiyi Gösterme işlevinde sağlıksızlık eğilimi inanılmaz yüksek bulunmuştur. İletişim için ortalama puan 2,0013, Roller için 2,1418, Gereken İlgiyi Gösterme için 2.4813’tür.

İletişim alt ölçeğindeki sağlıksızlık eğiliminin olası açıklaması şu şekilde olabilir:

Araştırmacılar aile sorunlarının genelde iletişim eksikliği veya aksaklığından kaynaklandığı ifade etmektedir. Aile içi iletişim, karı koca arasındaki iletişim, ane baba ve çocuklar arası iletişim, aile içi iletişim – ailenin dışındakilerle ilişkileri içeren çok karmaşık bilgi alışverişidir. Kadınların erkeklerden daha çok incinebilirlik, çaresizlik, utanç, kaygı, imrenme, depresyon ve daha az öfke ve suçluluk ifade ettikleri saptanmıştır (Mitchel, 1974: Strıose, 1974; Lewis, 1976, 1983; Miller, 1976; Kemper, 1978; “Aile Raporu”, 2002). Ayrıca kadınlar erkeklere göre ilişkilerini daha olumsuz değerlendirmektedir (Beşpınar, 2014). Yoksul kesimlerde eğitim seviyesinin düşük olduğundan dolayı iletişim becerisinin de eksik olduğu düşünülebilir.

Roller alt ölçeğindeki sağlıksızlık eğilimi şu şekilde ifade edilebilir:

Rol beklentileri evlilik çatışmalarının ortaya çıkmasına neden olabilmektedir. Türk toplumunda erkekler kadınlara göre daha geleneksel cinsiyet rolü tutumlarına sahiptirler (Girginer, 1994). Türk ataerkil toplumunda aile içinde baba, otoriteyi sağlayan, ekonomik açıdan koşulları hazırlayan kişi rolündeyken, çocuğun bakımı, duygusal ve sosyal gereksinimleri anneler tarafından üstlenmektedir. Bu sistemde erkek ve kadınların belli kültürel beklentiler nedeniyle evle ilgili faaliyetler eşler arasında geleneksel cinsiyet rollerine göre paylaşıldığı için ortaya büyük ölçüde işbirliğine dayanmayan bir dağılım çıkmakta ve kadına daha fazla sorumluluk yüklenmektedir (“Aile Raporu”, 2001). Ancak günümüzde eşitliğe dayanan bir aile içi roller dağılımı ortaya çıkmıştır. Ailelerin de

Roller işlevinde sağlıksızlık eğilimi görülmesi kadınların aile içinde gücü ve sorumlulukları eşit olarak paylaştığı bir ilişki istedikleri ile açıklanabilir.

Gereken İlgiyi Gösterme alt ölçeğindeki sağlıksızlık eğilimi şu şekilde açıklanabilir:

Genel olarak Türk toplumunda erkeklerin “sert ve güçlü” bireyler olarak tanımlanması erkeklerin hissettikleri ilgi ve sevgiyi tam olarak karşı tarafa yansıtamamalarına neden olabilmektedir. Kadınlara bu ilgi ve sevgi yeterli gelmeyip onların gösterdikleri sevgi ve ilginin de aşırılık olarak görülmesi mümkündür. Geleneksel cinsiyet rollerine sahip erkeklerin duygularını ifade etmekte zorlandıkları, eşleriyle ilişkideki adalet konusunda daha fazla sorun yaşadıkları (Faulkner, Davey ve Davey, 200, akt. Polat, 2006) belirtilmektedir. Dolayısıyla erkek, ailenin ekonomik ihtiyaçlarını, kadın da duygusal gereksinimlerini karşılamasından dolayı gösterilen ilgi erkek için yeterli görünürken, kadın için yetersiz görünebilmektedir.

Gereken İlgiyi Göstermek işlevi psikolojik ağırlıklı bir işlevtir. “Sevdiği kişiye ilgi göstermek, gelişmiş insan profilinin en önemli göstergesidir. Kişinin kendisinin üzerine çıkıp ötekini görebilmesi, hissedebilmesi, verebilmesi üst düzey bir insanlık durumudur”

(Arıkan, 2012). Dolayısıyla ilgiyi göstermek insanın kişisel gelişimi ile açıklanabilir. Alt sosyo-ekonomik seviyedeki ailelerde eğitim imkanlarının kısıtlı olması ve kendi gelişimine zaman ayırmak gibi anlayışının olmaması, ilgi ve alaka göstermede, yakınlık ve bağlılık duymada, ilgi ve alaka konusunda yeterli doyumu hissetmede bir engel yarattığı düşünülebilir.

Aile Değerlendirme Ölçeği’nin Problem Çözme boyutunda sağlıksızlık eğiliminin olmamasının olası açıklaması şu şekilde olabilir:

Alt sosyo-ekoonomik düzeyde kadınlar yoksulluğundan kaynaklandığı zorluklarla mücedele etmek, sert ve haşin çevresinde yaşamak zorundadır. Lewis’in belirttiği gibi

“yoksulların sağlıklı olmayan ortamlarda yaşadıklarını, örgütsüz olduklarını, çaresizlik, düşük benlik yapısı gibi birçok olumsuz psikolojik özellikleri taşımalarının yanında yoksulluk kültürü ile edindikleri olumlu bir özelliği de, bu yoksulluğun onlara verdiği zorluklara dayanma gücüdür” (Lewis, 1971, akt.Erdem, 2003, s.42). Onların gösterdikleri dayanma gücü, hayat şartlarının zor olmasına rağmen her türlü problemlere hazır olmalarını, çaresizlik bırakacak durumlar karşısında kuvvetli olmalarını sağlamaktadır.

Hatiboğlu’nun (2009) yaptığı çalışmasında yoksul annelerin devletten çok kendilerine ve ailelerine güvendikleri bulunması, bu çalışmayı destekler niteliktedir.

Tablo 26. Kadınların Evlilik Yaşamı Ölçeğinden Aldıkları Ortalama Puanı

Ölçek Ortalama Standart sapma Min. Max.

Evlilik Yaşamı 29.8214 7.15602 10 44

Tablo 26’e bakıldığında, kadınların evlilik doyumunun ortalama puanı 29,82’dir.

Hatırlatmak gerekiyor ki Evlilik Yaşamı Ölçeği 10 sorudan oluşan 5’li likert tipi bir ölçek ve ölçekten alınabilecek puanlar 10 ile 50 arasında değişmektedir. Ölçekten alınan puanın yüksekliği bireyin evlilik doyumu düzeyinin yüksek olduğunu, ölçekten alınan puanın düşüklüğü ise evlilik doyum düzeyinin düşük olduğunu göstermektedir.

Rhyne (1981, akt. Gündoğdu, 2015), kadınların erkeklere göre daha çok aile yaşamındaki olaylardan etkilendiği ve evliliklerinden memnuniyetinin daha düşük olduğu ifade etmiştir. Bu araştırmanın örneklem grubunu oluşturan ailelerin zor şartlarda yaşadıklarını ve daha önce yapılmış olan araştırmaların sonuçlarını göz önünde bulundurarak kadınların evlilik doyumu daha düşük olacağı bekleniyordu. Evlilik doyumlarının orta derecede bulunması, kadınların evliliklerinin daha iyi olabileceğini düşünmedikleri ile açıklanabilir. Kadınların evlilik ilişkilerinin mevcut durumu normal bir evlilik olarak algılanmaları ve evliliklerini daha iyi hale getirebilecekleri düşünmedikleri olabilir.

25-26 Tablolarda araştırmanın amaçları doğrultusunda alt sosyo-ekonomik düzeydeki kadınların aile işlevleri ve evlilik doyumu ile ilgili bulgular şu şekilde özetlenebilir:

Kadınların ADÖ’nun sağlıksızlık eğilimi gösteren puanları incelendiğinde, İletişim, Roller ve Gereken İlgiyi Gösterme alt işlevlerinde 2 ve üzerindeki puana sahip kadınların oranları sırasıyla %56.0, %66.6, %89.2 şeklinde önemli bir oranda bulunmuştur.

Özellikle Gereken İlgiyi Gösterme işlevinde sağlıksızlık eğilimi gösteren kadın oranı inanılmaz yüksek bulunmuştur. Bu demek ki alt sosyo-ekonomik düzeydeki kadınların en az sağlıklılık eğilimi gösteren işlevi Gereken İlgiyi Gösterme’dir. Araştırmaya katılan kadınların Problem Çözme işlevinde sağlıksızlık eğiliminin olmaması, onların yoksulluğundan kaynaklanan zorluklarla mücedele etme ve dayanma gücüne sahip

olmaları ile açıklanabilir. İletişim, Roller ve Gereken İlgiyi Gösterme işlevlerindeki sağlıksızlık eğilimi ise,

• türk toplumundaki kadın ve erkeklerin cinsiyet rolleri,

• yoksul kesimlerde eğitim seviyesinin düşük olduğundan dolayı iletişim becerisinin ve insanın kişisel gelişiminin eksik olması,

• kadınların aile içinde gücü ve sorumluluklarının eşit olarak paylaşmak istedikleri ve bunun neticesinde rol memnuniyetsizliği yaşamaları ile açıklanabilir.

Tablo 24’te alt sosyo-ekonomik düzeydeki kadınların evlilik doyumunun ortalama puanı 29, 82 (min 10, maks 50 puan) olduğu bulunmuştur. Evlilik doyumlarının orta derecede bulunması, kadınların evliliklerinin daha iyi olabileceğini düşünmedikleri ile açıklanabilir. Kadınların evlilik ilişkilerinin mevcut durumu normal bir evlilik olarak algılamaları ve evliliklerini daha iyi hale getirebilecekleri düşünmedikleri olabilir.