• Sonuç bulunamadı

Kader Konusuna Genel Bir Bakış

B. İlahî Hikmet ve Engellilik

I. Kader Konusuna Genel Bir Bakış

Kader konusu Allah’ın varlık ve olaylarla ilgili ezelî ilmi ve bu ilme dayanarak dilemesini, yaratmasını içerir. Bununla birlikte içerisinde çözümü ve anlaşılması güç bazı problemleri barındırır. İlahî ilmin keyfiyeti, kullar hakkında zorunluluk doğurup doğurmadığı, kaderin değişip değişmemesi, Allah’ın irade, tekvin gibi sıfatlarının kulların sorumluluk doğuracak fiilleriyle ilişkisi gibi meseleler, konunun tartışma noktalarını oluşturur. Dolayısıyla bu problemlerin çözümünde veya anlaşılmasında başarılı olunamaması iman yönünden tereddütleri ve çıkmazları beraberinde getirir. Nitekim Hz. Peygamber, muhtemeldir ki benzeri sebeplerle ashabına kaderle ilgili tartışmaları yasaklamış,506 ancak sonraki süreçte Hz. Osman’ın şehit edilmesi (ö. 35/656), Cemel Vakası, Sıffîn savaşı gibi iç karışıklıklar, bazı akaid problemleriyle birlikte kader konusunun tartışılmasına etkide bulunmuştur. Bununla birlikte zaman içerisinde karşılaşılan farklı din ve kültürlere karşı İslami akidelerin savunulması amacı ve insanî düşünüş farklılıklarından doğan ihtilaflar bu tür konuların tartışılmasını gerektirmiştir.507

“Kdr” kökünden türeyen kader kavramı sözlükte “ölçme, miktar, güç yetirme, kaza, hüküm, takdir” gibi anlamlara gelir.508 Kadr (kudret) kökünden türeyen kaderi Râgıb el-Isfahânî Allah’ın güç yetirmesi ile eşyayı hikmeti gereği özel bir vecihle takdir etmesi olarak açıklar. Bu da Allah’ın eşya hakkında yokluğuna ya da varlığına hükmettiğinde olduğu gibi dilediği şeyde herhangi bir noksanlık ya da fazlalık olmaksızın bulunduğu hal üzere devam etmesi ile güç yetirebilmesini ifade eder.509 Kur’an’da kader kelimesi “kadr, kader, miktar, takdir” gibi türevleriyle birlikte bağlamları içinde ölçülü-düzenli iş yapma, tayin etme, miktar, güç gibi anlamlara gelebilmektedir. Yaklaşık yüz kadar yerde türevleriyle birlikte Kur’an’da geçen kader, Allah’a nispet edilmiştir.510

Kader konusuyla ilgili literatürde yer alan bir diğer kavram “kaza”dır. Kaza, sözlükte genel olarak hüküm anlamına gelip, bir işi düzene koyma, takdir etme, bir işi

506 Müslim, “Kader”, 19, Tirmizî, “Kader”, 19; İbn Mace, “Mukaddime”, 10; Ebu Dâvûd,

“Sünne”, 16.

507 Bekir Topaloğlu, Kelâm İlmi: Giriş, (İstanbul: Damla Yayınevi, 2012), s. 21. 508 İbn Manzur, Lisânü’l-Arab, V, 73.

509 el-Isfahânî, el-Müfredât, II, 510.

tamamlama, yerine getirme, ihtiyacı giderme gibi anlamlara da gelir.511 Kaza ve kader kavramlarına yüklenen anlamlar bazen birbirinin yerine kullanılmasına bazen de biri diğerinin sonucu olmaktadır. Örneğin el-Isfahânî kazanın kaderden daha dar anlama sahip olduğunu, kader olarak belirlenen takdirin yerine getirilmesini ifade ettiğini söyler.512 Aynı şekilde Mâtürîdî’ye göre kaza, “Bir şeye hükmedip karar vermek, layık olduğu sonu belirlemek ve hakkında nihaî olarak söylenebilecek son sözü söylemek”513 anlamına gelir. Bu bağlamda Mâtürîdî’ye göre kaza kavramı nesne ve olayların Allah’ın ilmi ve hikmeti çerçevesinde belirlenerek hükümde bulunulması ve böylece bu hükmün taalluk ederek yaratılması anlamına gelir. Mâtürîdî’ye göre ayrıca kaza kavramında ayetlerde geçtiği üzere bildirme-haber verme,514 emir anlamları515 bulunup hepsi Allah’a izafe edilebilir.516

Eş’arî kelamcılardan Cürcânî, kazanın hüküm anlamına geldiğini söyler. Ona göre kaza hüküm anlamına gelip, “ilahî küllî hükmün ezelden ebede ayan-ı mevcudatta bulundukları hal üzere hükümde bulunmasıdır.”517 Kader ise ilahî iradenin (irade-i zatî) belirlenmiş vakitlerde eşya ile olan ilişkisidir. Cürcânî’ye göre kader, bütün varlıkların belirli zaman ve sebeple bulundukları hal üzere olmasından ibarettir.518 Dolayısıyla kaza önceden verili ilahi hüküm olurken; kader bu hükmün gerçekleşmesi ya da gerçekleşmesini sağlayacak zaman ve sebeple ortaya çıkması anlamına gelmektedir. Burada kaza daha geniş bir anlam ifade ederken kader hem zaman hem sebep bakımından sonralığı ve gerçekleşme halini ifade etmektedir.

Mu’tezile’den Kâdî Abdülcebbâr konuyla ilgili ayetlerden kader ve kaza kavramına çeşitli anlamlar takdir eder. Kaza kavramına “bir şeyi bitirmek ve onu tamamlamak, (icap) gerektirme, bildirme (i’lâm ve ihbar)” gibi anlamlar verir.519 Kader kavramı ise ona göre açıklama (beyan), ihbar (haber verme) ile ilzam ve i’lâm gibi

511 Cürcânî, et-Ta’rifât, 185; İbn Manzûr, Lisânü’l-Arab, V, 3665. 512 el-Isfahânî, el-Müfredât, II, 526.

513 el-Mâtürîdî, Kitâbû’t-Tevhid, s. 459. 514 el-İsra, 17/4. 515 el-İsra 17/23. 516 el-Mâtürîdî, Kitâbû’t-Tevhid, s. 487-88. 517 Cürcânî, et-Ta’rifât, s. 185. 518 Cürcânî, et-Ta’rifat, s. 181.

benzer anlamlara gelmektedir.520 Konula ilgili olarak göz önünde bulundurulması gereken husus; yaratma, geleceğe dönük bir belirlenim, tayin etme gibi anlamlar Mu‘teziletarafından özellikle verilmemesidir. Dolayısıyla onlar, insanın kendi kudretiyle kaderini tayin edeceğini kabul ederlerken tespit ve gözlem rolü hariç Allah’tan insanın kaderiyle ilgili bütün faaliyetleri olumsuzlar.521

Kader ve kaza ile ilgili Kur’an da geçen ayetlerden bazı anlamlara ulaşılarak çeşitli belirlemeler yapılabilse de ifade ettikleri bu manalar bakımından kader-kaza konusu hakkında etraflıca konuşulmasını mümkün kılmamaktadır. İlahi ilim, irade, kudret gibi sıfatlarla ilgili diğer ayetlere baktığımızda kulun hareket alanının önceden takdir edildiğini anımsatan ayetlerle birlikte geniş bir özgürlüğün bahşedildiğini ifade eden ayetler de bulunmaktadır. Örneğin “Yeryüzünde ve kendi nefislerinizde uğradığınız hiçbir musibet yoktur ki, biz onu yaratmadan önce bir kitapta bulunmuş olmasın.”522 ya da “Allah kimi doğruya ulaştırmak isterse onun göğsünü İslam’a açar. Kimi de saptırmak isterse sanki göğsünü göğe çıkıyormuş gibi daraltır, sıkar…”523 gibi cebir ifade ettiği şeklinde anlaşılabilecek ayetler bulunurken, “Kim bir günah kazanırsa onu kendi aleyhine kazanmıştır.”524 ve “İnsan için ancak çalıştığı vardır.”525 gibi ayetlerde de insanın sorumluluğu gözlenmektedir. Bununla birlikte “…Fakat Allah küfürleri yüzünden kendilerini lanetlemiştir…”526 ve “…Biz haddi aşanların kalplerini böylece mühürleriz.”527 gibi ayetlerde ilahî ve insanî düzlemde karşılıklı bir etkileşimin söz konusu olduğu görülmektedir. Elbette görünüşte farklı anlamlar ifade ediyormuş hissi uyandıran bu ayetlere bütüncül açıdan bakıldığında herhangi bir tezat bulunmamakla birlikte mezheplerin kendi sistemleri içerisinde ele aldıkları ayetler ya da bu ayetlere verilen anlamlar farklı olabilmektedir. Bu bağlamda insanın fiillerinde özgürlüğünü ön plana çıkaran Mu‘tezile mezhebinde kaza ve kader kavramlarına herhangi bir yaratma anlamı verilmezken, Eş’arîlik’te yaratma anlamı ağır basmakta,528

520 Kâdî Abdülcebbâr, Şerhu’l-Usûli’l-hamse, II, 720-721; el-Muhit bi’t-Teklif, s. 420.

521W. Montgomery Watt, İslam’ın İlk Döneminde Hür İrade ve Kader, trc. Arif Aytekin, (İstanbul, Ebubekir Camii İlim ve Hizmet Vakfı, 1996), s. 86-87.

522 el-Hadîd, 57/22. 523 el-En’âm, 6/125. 524 en-Nisâ, 4/111 525 en-Necm, 53/38. 526 en-Nisâ, 4/46. 527 Yûnus, 10/74. 528 Eş‘arî, Kitâbü’l-Lüm’a, s. 45.

Mâtürîdîlik’te bu kavramlara genel olarak hikmetli bir yaratma anlamı verilmiştir.529 Çalışmamızda kavram tartışmasına girmeme ve konunun daha iyi anlaşılması amacıyla kader kavramı üzerinden konular açıklanmaya çalışılacaktır.